KONFEDERASYON HABERLERİ

15 Temmuz: İhaneti Direnişle Boğan Milletin Destanı
Türkiye'nin yakın tarihinde bir dönüm noktasıdır 15 Temmuz 2016. O gece; vatanımıza, demokrasimize ve bağımsızlığımıza kasteden bir darbe ve işgal girişimi yaşandı. Okyanus ötesinden yönetilen FETÖ’nün kurumlara sızmış hain yapısı, ülkemizi kaosa sürüklemek ve milli iradeyi yok saymak adına devleti ele geçirmeye kalkıştı. Ancak milletimiz, imanıyla, ferasetiyle ve cesaretiyle bu karanlık senaryoyu bozdu.
Tanklara, uçaklara ve silahlara karşı çıplak elleriyle direnen halkımız, vatan topraklarına sahip çıkarak bu ihanet kalkışmasını 24 saatten kısa sürede püskürttü. 250 şehit ve 2.193 gazimizle yazılan bu destan; Türkiye'nin darbeler tarihine bir son, demokrasiye ise yeni bir başlangıç oldu. O gece yaşananlar, yalnızca bir darbeye karşı duruş değil, aynı zamanda bir milletin iradesine, geleceğine ve bağımsızlığına sahip çıkma kararlılığının tezahürüydü.
Memur-Sen ailesi olarak Genel Başkanımız Ali Yalçın’ın çağrısıyla o geceden itibaren tüm teşkilatımızla meydanlardaydık. Üyelerimizin omuz omuza verdiği mücadele ile sadece darbenin değil, aynı zamanda sivil iradeyi bastırmak isteyen tüm karanlık odakların da karşısında durduk.
15 Temmuz sadece bir direniş değil, aynı zamanda bir yeniden doğuştur. Bu milletin her on yılda bir darbeyle hizaya getirilmeye çalışıldığı karanlık döngü, o gece kırıldı. Artık hiçbir vesayet odağı, hiçbir ihanet şebekesi bu topraklarda boy veremeyecek. Milletimiz, bu zaferi birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla kazandı. Türkiye, milletin iradesiyle yükselen bir ülke olduğunu tüm dünyaya ilan etti.
Darbecilere karşı dimdik duran milletimiz, sözde sivil toplum şakşakçılarına da gereken cevabı verdi. O gece selalarla yankılanan minareler, bu milletin hür iradesinin sesi oldu. Memur-Sen olarak o geceyi yalnızca bir zafer olarak değil, bir milat olarak kabul ettik. Demokrasiye, millete ve meşruiyete olan bağlılığımızı tüm dünyaya ilan ettik. O an itibarıyla Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
O gece, sadece bir direniş değil; aynı zamanda milletimizin istiklal ve istikbali için sergilediği kutlu bir yürüyüştü. Genç, yaşlı, kadın, erkek demeden herkesin meydanlara aktığı o an, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihine altın harflerle kazındı. Her karış toprağımız, bu şanlı direnişin tanığı oldu. Bu direniş, yalnızca bugünü değil, geleceği de inşa eden bir bilinç ve ruh halini ortaya koydu.
15 Temmuz’un yıldönümünde bir kez daha yineliyoruz; şehitlerimizin aziz hatırası, gazilerimizin onurlu duruşu ve milletimizin direniş ruhu bizim en büyük gücümüzdür. O gece “söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” anlayışı bir kez daha ete kemiğe büründü. Bu söz, yalnızca bir vecize değil; milletimizin ortak vicdanı, ortak kararlılığıdır.
Tüm şehitlerimizin ruhları şad, makamları âli olsun. Bu destanı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir. Her yıl dönümünde olduğu gibi bugün de bu iradeye sahip çıkmak, demokrasimizi korumak ve milletçe birlik içinde hareket etmek için aynı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz…