TOÇ BİR-SEN
15 Temmuz Paneli Büyük İlgi Gördü
Moderatörlüğünü Toç Bir-Sen Genel Başkan Vekili Sabri Kızılkaya’nın yaptığı“15 Temmuz Sonrası Türkiye ve Dünya Gündemi” konulu panel büyük ilgi gördü.
Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi, Gençlik ve Spor Bakanlığı Bakanlık Müşaviri, Siyaset Bilimci Selim Cerrah ve Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Akademik Orta Doğu Dergisi’nin eş editörü Doç. Dr. Mehmet Şahin’in katılımcı olduğu panelde “15 Temmuz hain harbe kalkışmasının tarihi, hukuki ve siyasi boyutları ve perde arkası ”konularında değerlendirmelerde bulunuldu.
“GÜN, MİLLETÇE KENETLENME VE GELECEĞİMİZİ İNŞA ETME GÜNÜDÜR”
Genel Başkan Vekili Sabri Kızılkaya panelin açılışını yaptığı konuşmasına yaptığı panelde 15 Temmuz hain darbesinde vatan için şehit düşenlere rahmet dileyerek başladı. “Gün, Milletçe kenetlenme ve geleceğimizi inşa etme günüdür” diyen Kızılkaya, “İçinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte engin rahmetiyle milletimizi büyük sıkıntılardan ve felaketlerden kurtaran Yüce Allah’a sonsuz hamd-ü senalar olsun. Bu süreçte kendilerine şehitlik nasip olan bütün kardeşlerimize Cenabı Hak’tan rahmet ve mağfiret, yakınlarına ve milletimize sabr-ı cemil ve metanet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar vermesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
15 Temmuz gecesi millet olarak tarihimizin en zor, en uzun ve karanlık gecelerinden birini yaşadık. Yüce Rabbimiz, bütün unsurlarıyla milletimize kenetlenmeyi nasip etti ve milletimiz emanetine sahip çıktı. Hiç kuşkusuz millet olarak sahip olduğumuz bu birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu en büyük nimetlerden biridir. Hamdolsun! Bu büyük nimet sayesinde ateş çukuruna yuvarlanmaktan ve karanlığa gömülmekten kurtulduk. Kardeşlerim! Bu acı tecrübe bize şunu gösterdi: Hiçbir güç Allah aşkı ve vatan sevgisiyle dolu yüreklerden daha üstün olamaz! Bu hain saldırılar bize şunu öğretti: Şerefli milletimizi sindirmeyi, itibarını zedelemeyi hedefleyenler rezil ve zelil olmaya mahkûmdur! Kim mazlumun, mağdurun, muhacirin yanındaysa Cenab-ı Hakk’ın kudret, rahmet ve inayeti de onun yanındadır” dedi.
“HAMDOLSUN Kİ, BU TOPRAKLAR ASIRLARDIR MÜSLÜMAN YURDUDUR”
“Allah’a sonsuz hamdolsun ki, bu topraklar asırlardır Müslüman yurdudur” diyen başkan Vekili Kızılkaya dünya menfaati için asla hak din İslam’dan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdiği konuşmasını şöyle noktaladı: “Bu millet şüheda evladıdır. Bu ezanlar, bu cumalar İslam’ın şiarıdır. Bu dinin, tek bir harfi bile değişmeyen bir kitabı vardır. Bu dinin, en güzel örnek olma vasfına sahip bir Peygamberi vardır. Allah’ın bize verdiği bir akıl, bir kalp vardır. Bizim değişmez değerlerimiz, 14 asırlık engin bir tecrübemiz vardır. Hiçbirimiz Müslüman olarak bütün bunları bir tarafa bırakamayız. Aklımızı, idrakimizi, vicdanımızı bir kişiye ya da gruba teslim edemeyiz. Dünya menfaati için dinimizden geçemeyiz. Din-i mübin-i İslam’ı alet ederek dünyayı elde etmeye çalışanlara ise asla fırsat veremeyiz.”
“TANKLARA KARŞI KOYANLARIN GÖZÜNDE ÖFKE GÖRDÜM”
Genel Başkan Vekili Sabri Kızılkaya’nın ardından söz alan Selim Cerrah da paralel ihanet çetesi FETÖ/PDY’nin hain darbe kalkışmasının dünden bugüne kadar uzanan hain ve sinsi yapılaşması hakkında değerlendirmelerde bulundu. O kanlı gecede vatan, millet, bayrak, din sevdalısı, tankları elleriyle durduran vatandaşların gözlerinde öfke gördüğünü kaydeden Cerrah şunları söyledi: “15 Temmuz’da sokaklardaydık. O gece milletin, özellikle gençlerin gözünde büyük bir öfke gördüm. Bu öfkenin iki sebebi vardı. Birinci sebep; bu millet vatanını, bayrağını çok sever. Arap medyasının dediği gibi Türkler özgürlüğün kıymetini bilir. İkinci sebep ise Tayip Erdoğan sevgisiyle Gülen nefretinin ortalaması. İnsanlar Erdoğan’ı çok seviyor, Gülen’den nefret ediyorlardı. Bu iki sebep insanları sokağa döktü ve çıplak elle tankları durdurdu.
“BU TOPRAKLAR, İMKANI, İMANI VE HAİNİ ÇOK OLAN TOPRAKLARDIR”
O gece olaylar ağırlıklı olarak Ankara’da yaşandı. En çok şehit, en ağır kayıplar Ankara’da verildi. Türkiye’nin kalbi TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Özel Harekat, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Genel Kurmay bombalandı, insanların üzerlerine kurşun yağdırıldı, öldürüldü. Fakat o gece bir şey daha oldu; bizim insanlarımız toplumun bütün katmanlarıyla sokaktaydı. Rahmetlik Erbakan Hoca’nın dediği gibi “Bu milletin külüne üflesen altından iman çıkar." Hakikaten bu milletin evlatları, sağcısıyla, solcusuyla hep birlikte tarih yazdık. Bu topraklar imkanı ve imanı çok olduğu gibi hainleri de çok olan topraklardır. Hainler bizim varlığımıza, imanımıza saldırdılar. Ama bu millet o gece Anadolu Kıtası büyüklüğünde bir iman olarak onların karşısına dikildi ve sonuçta Elhamdülillah ihanet püskürtüldü. Bir büyük ihanet şebekesine karşı bu millet büyük bir destan yazdı.
“İŞİMİZ ÇOK ZOR”
Doç. Dr. Mehmet Şahin de konuşmasında Türkiye’nin stratejik ve kilit bir ülke olduğunu söyledi. Şahin; “Türkiye’nin yanı başında jeopolitik kırılmalar, gelişmeler yaşanıyor. Suriye, Irak, Ukrayna, Filistin, İsrail, Yunanistan’da ki ekonomik kriz. Bu ülkelerin durumuna baktığımızda enteresan durumlarla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Yani yanı başımızdaki ülkeler siyasi bir türbülans içine girmiş durumdadır. Türkiye’nin ise bu türbülanstan milli birlik içinde, bütünlük içinde gemiyi limana nasıl sağ salim karaya çıkartırız çabasında olduğunu görüyoruz” dedi.
“15 Temmuzda sadece darbecileri, hainleri değil Anadolu mayacılarını da gördük” diyen Şahin “15 Temmuz darbe kalkışmasını sadece iç sebeplerle açıklamanın doğru olduğunu bulmuyorum, en güçlü nedeninin dış politika olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebi; Normalde darbe gece üç, üç buçuk gibi uykunun en ağır olduğu saatte yapılır ama bu hainler darbe girişiminin saatini biliyorsunuz erkene aldılar. Bu bilinçsiz değil, bilinçli olarak yapıldı. Çünkü bir iç savaş, bir çatışma istediler. Biz çatışmaya girelim, bir birimizi öldürelim istediler. Onların kafasında Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme, bizi Orta Doğu’dan uzak tutmak vardı. Biz birbirimizi öldürürken bir bakacağız yanımızda bir PKK devleti kurulmuş, Suriye bölünmüş, Irak daha derinlere gitmiş. Bence bu darbenin önemli nedenlerinden biri budur” dedi.
"TÜRKİYE ÜÇ YILDIR DARBE GİRİŞİMİYLE KARŞI KARŞIYADIR"
Türkiye’nin üç yıldır darbe girişimiyle karşı karşıya olduğunu da belirten Şahin darbe sürecinin devam ettiğini kaydetti. 2013 yılının Haziran ayında Tahran’da katıldığı dış politikanın tartışıldığı bir toplantıda üst düzey bir yöneticinin kendisine “2014 yılının başından itibaren Tayip Erdoğan ne iç, ne de dış siyasette olmayacak” dediğini de sözlerine ekleyen Şahin o gün hiç bir anlam veremediği bu sözlere 17-25 Aralık olaylarından sonra anlam verebildiğini kaydetti. Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "2013 yılından bu güne kadar Türkiye’nin siyasi, ekonomik politikasını nasıl eritiriz çabasındalar. 2013 Haziranı’nda başarılı olamadılar, 17-25 Aralık’ta denediler, sonuç alamayınca PKK’ya sen devreye gir dediler. PKK’nı yayın organlarında yer aldı, Devrimci Halk Savaşı adı altında bir savaş başlattılar. 2015’in Temmuz ayından bugüne kadar yaklaşık bin şehidimiz var. Bunlar da Anadolu mayacısıdırlar."
“15 Temmuz darbecilerinin kasası bizim ama çipi bizden değil” diyen Şahin; “Öyle bir coğrafyadayız ki safları sık tutmamız lazım. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama bu devlet için ve bu millet için ortak atıyorsa yüreğimiz bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. 15 Temmuz’da ortaya koyduğumuz tavır sonrasında ben kendi adıma söz veriyorum artık hiç kimsenin hiçbir farklılığının göz önünde tutmadan, bu toprakların bir parçasını yansıttığını ve onun için kaygı duyduğunu düşünerek önyargılarımı yok ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
Doç. Dr. Mehmet Şahin’in konuşmasının ardından soru cevap şeklinde devam eden ve iki saati aşkın süren panel büyük ilgiyle takip edildi.
Panelin ardından Selim Cerrah ve Doç. Dr. Mehmet Şahin'e Toç Bir-Sen Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Öztürk ve Şahin Değirmen tarafından plaket sunuldu.