KONFEDERASYON HABERLERİ
“Emeklilerin Ekonomik Kaygıları Son Bulmalıdır”
Emekli Memur-Sen, sendikal hak taleplerini kamuoyuna duyurmak ve yaşanan ekonomik çalkantıdan dolayı eriyen emekli maaşlarının telafisi için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Memur-Sen bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Emekli Memur-Sen, 1 Ekim itibariyle açılacak ve çalışmalarına başlayacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çağrıda bulunmak üzere Ankara Ulus Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükkösen, uzunca bir süre hayatlarını çalışarak devlete prim ödeyerek, millete hizmet ederek geçirdiklerini belirterek, “Emeklilik, Hazineye gider ya da devlete maliyet değil; yıllarca emek verilmiş, katkı sunulmuş, vergisini eksiksiz yatırmış sürecin sonucunda elde edilmiş bir haktır. Emeklilik, emekçi olduğumuz uzun çalışma hayatıyla elde edilen bir kazanımdır. Bu yüzden, Emekçi ve Emekli arasındaki bağı kimsenin unutmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Küçükkösen: Emekliler dışarı adım atmaya korkuyor
Emekli kamu görevlileri olarak ekonomik zorluklarla mücadele ettiklerini, ay sonunu getirmeye çalıştıklarını söyleyen Küçükkösen, hayatlarının geri kalan kısmını insan onuruna yakışır bir maaş elde ederek kaygısız ve mutlu geçirmek istediklerini belirtti. “Son dönemlerde uygulanan sıkılaşma politikaları, mali disiplin hükümleri ve diğer uygulamalar; özellikle emekliler üzerinde uygulanmaktadır. Mevcut durumda, kamu görevlisi emeklilerinin alım gücü düşmüş, ekonomik kayıpları artmıştır. Emekli zammı ötelendikçe de emeklilerin kaybı büyümüştür” diyen Ali Küçükkösen emeklilerin ekonomik koşullar nedeniyle evden dışarı adım atmaya, markete gitmeye, çocuklarını torunlarını ziyaret etmeye korktuğunu söyledi.
Küçükkösen, emekli aylıklarının kira fiyatlarına yetişmediğini, maaşların enflasyon karşısında eridiğini belirterek, “Çalışırken var olan zorunlu giderlerimiz, emekli olunca ortadan kalkmıyor aynı şekilde gider olarak ceplerimize yansıyor. Mevcut durumda, çalışırken aldığımız görev aylığımız ile emekli olduğumuzda aldığımız maaşımız arasındaki fark %50’ye ulaşmış durumdadır. Örneğin, Ek ödeme, çalışırken veriliyor fakat emekliliğe yansımıyor. Zam ve tazminatlar, çalışırken veriliyor fakat emekliliğe yansımıyor. Aile yardımı, çalışırken veriliyor fakat emekli olunca kesiliyor. Özetle, çalışırken hak ettiğimiz ücretimiz, emekliliğimize yansıtılmıyor, emekli aylıklarımız artırılmıyor, çifte standart uygulanıyor” dedi.
Temmuz ayında yapılan düzenleme ile en düşük kamu görevlisi ücretinin 22 bin liraya yaklaştığını hatırlatan Ali Küçükkösen, “Şuan en düşük emekli aylığı 7 bin 500 lira iken en düşük kamu görevlisi emeklisi aylığı ise 9 bin 800 lira civarında…Bu rakamların asgari ücretin bile altında olduğu unutulmamalıdır. Ara düzenlemelerle yapılan iyileştirmeler; çalışan-emekli arasındaki maaş uçurumunu büyütüyor, bir bütün olan kamu personel sistemini temelden bozuyor. Amaç, sosyal güvenliğe dair sorumlulukları azaltmak değil sosyal devlet anlayışıyla gereğini yerine getirmek olmalıdır. Bu soyut görevi somut adıma çevirmek devletimizin asli görevidir” şeklinde konuştu.
“Emekli kamu görevlilerinin sendikal mücadelesinin yasal bir zeminde örgütlü olarak yapılmasına fırsat verilmiyor” diyen Ali Küçükkösen, Kamu görevlisi emeklilerinin; toplu sözleşmenin katsayı artışlarından, toplu sözleşmede emekliliğe ilişkin kazanımlardan yararlandığını ancak sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme masasında temsil edilme hakkından yararlandırılmadığının altını çizdi.
“Ocak ayı beklenmeden sorunlar çözülmeli”
Emekli Memur-Sen olarak bu haklı mücadelenin çözümü için Memur-Sen dışında kimsenin fiili bir eylemde bulunmadığını belirten Ali Küçükkösen, “Biz, ayrıcalık ya da hakkımız olandan fazlasını istemiyoruz. İnsan onuruna yakışır emekli aylığı, masada temsil hakkı, sendikaya üyelik özgürlüğü istiyoruz. Bu noktada TBMM’ye büyük sorumluluk düşüyor. 1 Ekim tarihinde çalışmalara başlayacak olan TBMM’nin önceliği ve gündemi; kamu görevlisi emeklilerinin; aylıklarının artırılması ve kamu görevlisi sendikalarına üyeliği olmalıdır. Türkiye; özgürlüğe, örgütlenmeye ve insan haklarına yönelik attığı adımlarla ve sosyal devlet uygulamalarıyla örnek alınacak ülke konumundadır. Devletimiz, insanı önceleyen ve önemseyen birçok uygulamayı hayata geçirmiş, her bir sözü fiiliyata dökmüştür. Biz Türkiye’nin gücünü ve büyüklüğünü biliyoruz.
Şartlar ne olursa olsun Devletimizin sorumluluklarını yerine getireceğini umuyor ve bekliyoruz. Kamu görevlisi emeklileri olarak; emekliler mağdur edilmesin, geçim sıkıntıları giderilsin, örgütlenme beklentileri karşılık bulsun istiyoruz. Beklentimiz, kamu görevlilerine yapılan seyyanen ödemenin emeklilere yansıtılması, çalışan ile emekli arasındaki uçurumun azaltılması, sorunların çözüme kavuşturulmasıdır. Ocak ayı beklenmeden, emeklilerin sorunları çözüme kavuşturulmalı, ekonomik kaygıları son bulmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.