KONFEDERASYON HABERLERİ
AB-KİK Toplantısı İzmir’de Başladı
Memur-Sen’in de aralarında bulunduğu Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi’nin 40. Toplantısı İzmir’de gerçekleştiriliyor. İki gün sürecek olan toplantıda yapılan müzakerelerin ardından ortak bir sonuç bildirgesi yayınlanacak.
Türkiye adına sekiz sivil toplum kuruluşu ve Avrupa Birliği kanadından sivil toplum temsilcilerinin bulunduğu toplantıya Memur-Sen Genel Başkan Ali Yalçın ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen katıldı. Toplantıda ayrıca; Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı Türkiye-AB İstişare Komitesi Eş Başkanı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Peter Clever, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Dimitris Dimitriadis de yer aldı.
Türkiye’nin AB ile müzakere süreci, Gümrük Birliği Protokolü, Yeşil Mutabakat, terör, göç ve afet yönetiminin ele alındığı toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, “Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde olumlu gelişmeler var. Pozitif süreci devam ettirmeyi ümit ediyoruz. Tam üyelik önemli. Türkiye'nin Kopenhag kriterleri çerçevesinde hareket etmesi bekleniyor ancak politik sebeplerle üyelik sürecimizin beklemeye alınması motivasyonumuzu düşüren bir uygulama oldu. Gümrük Birliği'nin modernize edilmesi önemli. Yeşil ticaretin gerçekleşebilmesi için kesinlikle Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerekiyor. Ticaret açısından pürüz yaratan noktalar var. Ancak yine de Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki olumlu gündemin devam ettirilebilmesi için önemli. PKK ve terör konusu önemli. PKK'nın, AB'nin terör örgütü olarak listesine girmesi önemli ancak yeterli değil. Finansman ve propaganda açısından bu mücadele desteklenmeli ve FETÖ gibi diğer organizasyonlar için de uygulanmalı. Göç konusunda önemli iş birliğimiz oldu. Türkiye başarılı oldu ancak AB ile ilişkimiz göç ve para konusuna indirgenemez. Bu para Türkiye'ye verilmiyor. Türkiye'deki Suriyelilere veriliyor. Bu fonlamayı olumlu karşılıyoruz. Ancak bunun Türkiye'nin aday ülke konumunda aldığı fonlardan düşülmemesi gerekiyor” dedi.
“Sivil Kanadın Daha Duyarlı Olması Gerekiyor”
Toplantıda mülteciler ve göç konusuna değinen Ali Yalçın, Türkiye’nin göç yükü altında zorlandığını ve bu durumun tüm dünya tarafından bilindiğine vurgu yaparak, “Türkiye ciddi anlamda bir göç yükünü omuzlarken sadece okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısının 1 milyon olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu sayı bazı ülkelerin nüfusundan bile fazla. Bunun yanında Türkiye’den Avrupa’ya gitmek isteyen mülteciler ile ilgili sınırlarda yaşanan olaylar akıllara durgunluk verecek cinsten. Bu olaylar Avrupa’nın insanlık ile imtihanı konusunda iyi bir sınav veremediğini bizlere gösteriyor. Ege’de botlara taciz edilerek yapılan müdahaleler bir engellemeden çok insanları ölüme terk etme faaliyeti gibi görünüyor. Bu durum son derece üzüntü verici. Devletlerin bu tür olaylarda yürüttüğü politikalar farklı olabilir ancak biz sivil kuruluşlar olarak insanlık dışı olaylara karşı ortaklaşa tepkiler verebilmeliyiz. Bu nedenle Avrupa Birliği’nin sivil kesimini temsil eden arkadaşlara bu konudaki beklentimi dile getirmek istiyorum. Bu tip olaylarda belirli ülkelere yönelik yapılan açıklamalar dışında hiçbir somut adım atılmıyor. Böyle hassas konularda herkesi daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Unutulmamalı ki bu insanlar ülkelerinden kendi istekleriyle çıkmadılar. Terör örgütlerini kullanan ülkelerin vekalet savaşları üzerinden ülkelerinden göç etmeye zorlandılar. Ben özellikle bu konuda sivil toplum kanadını daha duyarlı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.
Rifat Hisarcıklıoğlu ise iklim değişikliğinin dünya üzerindeki etkilerine dikkat çekmek amacıyla şu cümlelere yer verdi: “İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini görmeye başladık. Orman yangınları ciddi şekilde etkiledi. Seller yine ortak bir belirteç olarak karşımız çıktı. Depremin de Türkiye ve Yunanistan için ortak mesele olduğunu biliyoruz. Tüm bunlar, iki ülke arasındaki yakın ilişkiye ihtiyaç olduğunu gösteriyor. AB-Türkiye finansal iş birliğinden faydalanmaya devam ediyoruz. Müteşekkiriz ama bunun düzeyinin düştüğünün farkındayız. Türkiye, Yeşil Anlaşma'ya uymak üzere yaklaşımlarını geliştirmek durumunda. Bu fonların miktarının artması için yardımlarınızı istiyoruz. Avrupa Birliği, bir numaralı ticaret ortağımız. Türkiye de Avrupa Birliği'nin altıncı ortağı. Türkiye ve AB, katılım sürecine yeni bir enerji katmalıyız. Her türlü yapıcı katılımı desteklemeye ihtiyacımız var."