ARŞİV
ABANT PLATFORMU'NDAN ‘VESAYETÇİLİĞİN TASFİYESİ' KARARI ÇIKTI
Abant Platformu 'Demokrasi' toplantıları kapsamında 'Vesayet ve Demokrasi' konusunun masaya yatırıldığı toplantıya, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da katılarak birer konuşma yaptı.
Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Abant Palace Otel'de 25 Haziran cuma günü başlayan Abant Platformu'nun toplantısı 27 Haziran Pazar günü 16 maddeden oluşan sonuç bildirgesi ile sona ererken, vesayetçiliğin tasfiyesi, yargı organlarının demokratik meşruiyet temelinde yeniden yapılandırılması, toplumu kutuplaştıran vesayetçi düzenin açtığı sorunların sivil ve demokratik anayasa düzeniyle aşılabileceği maddeleri dikkat çekti.
22. Abant Toplantısı'nın açılış konuşmasını Prof. Dr. Ergun Özbudun, 'Vesayetçi Anayasa Mühendisliği' başlıklı sunumuyla yaptı. Serap Yazıcı, Mustafa Erdoğan, Cengiz Aydoğdu, Cemil Koçak, Orhan Gazi Ertekin, Reşat Petek, Faik Tarımcıoğlu, Mümtaz'er Türköne, Lale Kemal, Eser Karakaş, Recep Kaymakcan, Hüseyin Gülerce, Süleyman Yaşar, İhsan Dağı, Bejan Matur, Necdet Subaşı, Yıldız Ramazanoğlu ve Orhan Kemal Cengiz'in tebliğ sunduğu toplantıda 'Vesayet ve Sistem Tartışmaları', 'Vesayet ve Yargı', 'Demokrasi ve Dış Güvenlik', 'Vesayetçiliğin Taşıyıcı Aktörleri', 'Gündelik Hayatta Siyasal ve Toplumsal Sorunlar Karşısında Vesayet'alt başlıkları ele alındı.
Oturum başkanlıklarını Gültekin Avcı, Ahmet Turan Alkan, Ayhan Aktar ve Orhan Miroğlu'nun yaptığı toplantı 27 Haziran Pazar günü sabah yapılan değerlendirme oturumuyla son buldu.
''Vesayet ve Demokrasi'' konulu 22. Abant Toplantısı'nın 'Sonuç ve Değerlendirme' oturumunu yöneten Abant Platformu Dönem Başkanı Levent Köker, sonuç bildirisi taslağını okuyarak, müzakerecilerin görüşlerine sundu. Yaklaşık 2 saat süren tartışmaların ardından hazırlanan 16 maddelik sonuç bildirgesinde, "Demokrasimizin vesayet altında olduğu bütün katılımcılar tarafından vurgulanmıştır.'' denildi. Bildirge’de, ''Demokrasimizi işlemez hale getiren vesayet, yakın tarihte yaşadığımız sosyal, politik ve uluslar arası tecrübelerle yakından ilişkilidir, vesayet demokratik işleyişi engelleyerek siyasi, sosyal, ekonomik nitelikteki ulusal ve uluslar arası sorunların çözümünü güçleştirmektedir." ifadelerine yer verildi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 'Vesayet ve Demokrasi' konusunun masaya yatırıldığı toplantının ikinci gününde yaptığı konuşmasında, askeri vesayetle birlikte yargı ve bürokrasi vesayeti konularına değindi. Gündoğdu, Türkiye’de politik yaşamın belirlenmesinde yargı engeli ve etkisinin olduğuna vurgu yaparak, 21. yüzyılda ihtiyaca cevap veremeyen bir anayasanın mevcudiyetine dikkat çekti. “Mevcut anayasa, dönemin çok gerisindedir. Modern dünyanın getirdiği bireysel hakların birçoğu 1982 anayasasında yer almamaktadır” diyen Gündoğdu, 1961 ve 1982 anayasasının askerin etkisiyle yapıldığı için değişmesinin ve bunun yerinin bir sivil anayasanın alması gerektiğini söyledi.
Türkiye de Anayasa Mahkemesi'nin rolünün, adeta seçilmiş çoğunluğu devlet adına sınırlandırmak olarak belirlendiğini örnekleriyle anlatan ve Anayasa mahkemesinin, bir tür ideoloji bekçiliği yaptığını ifade eden Gündoğdu, Millet iradesinin adeta ipotek altına alınma yöntemi ve sistemi durumuna getirilen Anayasa mahkemesinin yapısının değiştirilerek millet iradesinin Anayasa Mahkemesi’nin vesayeti altından kurtarılması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’deki yargının, hukukun üstünlüğü ilkesini gerçekleştirmekten oldukça uzak bir konumda olduğunu ve Yargının tarafsız ve bağımsız olduğunda ancak sistemin kendini meşru kıldığını kaydeden Gündoğdu, Türkiye hariç bir çok ülkede yargı atamalarının ortak çaba ile yapıldığına dikkat çekti.
Danıştay’ın katsayı uygulamasına yönelik karar alma yetkisine sahip olmamasına rağmen karar verme yetkisini kendinde görmesinin Türkiye’de ki yargı vesayetine güzel bir örnek olduğunu söyleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de yargının, kendi işini bırakıp devleti yönetmeye çalıştığını dile getirdi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının, yeniden şekillendirilmesi gerekliliğine değinerek, HSYK’nın, adeta yargının üzerindeki YÖK gibi bir portre çizdiğine dikkat çeken Gündoğdu,yeni bir anayasanın yapılmasının elzem olduğunu ve şu anda görünen tabloya göre anayasa değişikliği için ise tek yolun referanduma gitmek olduğunu söyledi.
Son olarak, Anayasa Mahkemesi’nin değişiklik paketini gündeme almasını da değerlendiren Genel Başkan Gündoğdu, bu konuda Anayasa Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Doç. Dr. Osman Can’ın Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın TBMM tarafından tanınmaması çağrısı yaptığını hatırlatarak “Darbe anayasası kurumu bile olsa, Anayasa Mahkemesi’nin her istediğinde Anayasa’yı çiğneyerek TBMM iradesine ipotek koyması ve Türkiye’yi yargıçlar devleti haline getirmesinin önüne geçilmelidir. Bu çağrı, kamuoyu tarafından tartışılmalıdır” dedi.
Sonuç bildirisinin okunmasının ardından Abant Platformu toplantısı sona erdi.