KONFEDERASYON HABERLERİ
“Aile Kongresi”nin İkinci Günü Gerçekleştirilen Oturumlarla Sona Erdi
Memur-Sen ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi tarafından organize edilen Disiplinlerarası Yaklaşımla “Aile Kongresi – I” gerçekleştirilen oturumlarla ikinci gününü tamamladı.
İkinci günün ilk oturumunda oturum başkanlığını Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Şamil Öçal üstlendi. Oturumda konuşmacılar ise şu isimlerden oluştu: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Emir Kaya, Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ahmet Gökçen.
Prof. Dr. Şamil Öçal, aile olgusunun insanların birbirlerine duydukları ihtiyaçtan hasıl olduğunu belirtti. Öçal daha sonra sözü Doç. Dr. Emir Kaya’ya verdi.
ASBÜ Öğretim üyesi Doç. Dr. Emir Kaya, “Devlet Gölgesinde Aile” başlığıyla sunumunu gerçekleştirdi. Ailenin devlet yapısından daha önce teşekkül etmiş bir olgu olduğunu ifade eden Kaya, “Ailenin olmadığı bir yapı görmek tüm tarih içerisinde imkânsız. Farklı aile tipleri var; ana-erkil, ata-erkil gibi ancak aile her toplumda mevcuttur” dedi.
Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ahmet Gökçen ise “Tarihsel Perspektifte Ailenin Dönüşümü: Alternatif Bir Okuma” başlığıyla gerçekleştirdiği sunumda aile kavramının günümüzde bazıları tarafından “cinsellik” üzerinden tanımlandığını ancak tarihsel süreçte bu kavramın oldukça geniş bir perspektifi ifade ettiğini aktardı. Gökçen, ancak yaşadığımız son yüzyıla kadar aile kavramının farklı çeşitleriyle günümüze dek ulaştığını belirtti.
Kongre II. Oturumda Gerçekleştirilen Sunumlarla Devam Etti
İkinci günün II. Oturumunda ise oturum başkanlığını Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Kent üstlenirken, Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Yasemin Kâhya, Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Mehmet Kaya konuşmacı olarak yer aldı.
Oturum Başkanlığını üstlenen ASBÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Kent, oturumda “Aile ve Kültür” konusunun irdeleneceğini belirterek konuşmacılara başarılar diledi. Kent, ailenin geçmişten günümüze çok önemli bir olgu olageldiğini ifade ederek “Günümüzde de aile kavramı ehemmiyetini koruyor” dedi.
Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Söylemi Karşısında Aile” başlığıyla sunumunu gerçekleştirdi. Yıldırım, “Aile ve Kültür” konusunun oldukça önemli bir olgu olduğunu ifade etti. Yıldırım, ailenin kültür içinde var olduğunu belirterek “Birçok kültür içerisinde var olan ailenin farklılaşan rolleri ve çeşitli özellikleri tarihten bu yana aile olgusunu bu noktaya taşımıştır. Ancak bazı kültürler tarafından aile kavramı üzerine sıfırdan bir çalışma yapılmaya çalışılıyor” diye konuştu.
ASBÜ Öğretim üyesi Dr. Yasemin Kâhya, “Ebeveynlikte Son Dönem Dönüşümler: Aile Sistemindeki Ortak Ebeveynliğin Bağlanma İlişkileri Üzerindeki Etkileri” başlığıyla gerçekleştirdiği sunumda, çeşitli istatistiki verileri paylaşarak günümüzde ebeveynlikteki dönüşümlere dair önemli hususlara değindi.
Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Mehmet Kaya, “Aile Dayanıklılığı” başlığıyla sunumunu gerçekleştirdi.
Kaya sunumunda dayanıklılık kavramını açıklayarak “Bazı insanlar için psikolojik dayanıklılık doğal olarak ortaya çıkabiliyor. Ancak insanları dayanıklı kılabilen çeşitli durumlar da gerçekleşmiş olabiliyor. Aile de toplumun en önemli yapı taşı olduğundan bu olgunun dayanıklılığı da bireylerin dayanıklılığıyla ilişkili” değerlendirmesinde bulundu.
Kongre III. Oturumda Gerçekleştirilen Sunumlarla Devam Etti
III. oturumda ise ASBÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci oturum başkanlığı yaparken, konuşmacılar ise şu isimlerden oluştu: ASBÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Çevik, İbn-i Haldun Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Alev Erkilet, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Refik Korkusuz, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim üyesi Merve Akkuş Güvendi.
Oturum başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Mehmet Akif Kireççi “Bireyleri korurken aileyi nasıl koruduğumuzu da düşünmek gerekiyor. Görebildiğim kadarıyla bizim aile ile ilgili bir problemimiz var. Nasıl bir gelecek istediğimize karar vermiş görünmüyoruz. Bu kararı verdiysek eğer aileyi oluşturan insanların eğitimine bir daha bakmamız gerekiyor. Aileye bakış açısı bir takım uluslararası anlaşmalar ile çözülebilecekmiş gibi durmuyor. Anlaşmayı yapınca problemler çözülmediği gibi anlaşmadan çıkınca da problemler çözülmüş olmayacak” ifadelerini kullandı.
Kireççi, daha sonra sözü ASBÜ Öğretim Üyesi Çevik’e verdi. Aile kavramının ideolojik yansımalarını irdeleyen ve çeşitli ideolojiler kapsamında aile kavramını ele alan Çevik “Feminist ideolojinin logosu nedir diye sorarsak ‘kadının hakları tarihsel olarak gasp edilmiştir ve bu geri alınmalıdır’ der. Feminizmin aileye yaklaşımı çoğunlukla aile içindeki güç ilişkileri üzerinden gerçekleşir. Feminizm aile kurumunun yeniden yorumlanması gerektiğini söyler çünkü kültürel ve dini bakış açısının erkek egemen olduğunu düşünür” diye konuştu.
Daha sonra “Gelenek ve Modernite arasında aile” başlığı ile sözü alan Prof. Dr. Alev Erkilet ise aile kurumunun Müslüman toplumlarda Batı’ya karşı oluşan savunma psikolojisinin bir sonucu olarak “son kale” olarak tanımlanmaya başlandığını söyledi. Erkilet, modernitenin bütün kötülüklerin kaynağı olarak görülmesinin doğru olmadığını vurgulayarak “Moderniteye karşı olan bu yaklaşım “Biz aslında çok doğru aile yapılarına sahip toplumlarız ve şimdi bunları korumalıyız’ diye başladık ancak bu yaklaşımla eleştirel yaklaşımların önünü de kapatmış olduk” diye konuştu.
“BM Sözleşmelerinde Ailenin Korunması” başlığı ile oturuma katılan Prof. Dr. Refik Korkusuz ise İstanbul Sözleşmesi ile ilgili eleştirilere de değinerek “İstanbul Sözleşmesi tek başına boşanmayı arttırmaz ya da azaltmaz. Bu ikisi birbirinden farklı şeylerdir” dedi. Sözleşmeye büyük oranda karşı çıkmadığını ancak Türk toplum yapısına uymayan bazı ibarelerden dolayı ihtiyatla yaklaştığını belirten Korkusuz, yeni bir alternatif üretilmediği sürece çelişkinin devam edeceğini söyledi.
“Türkiye’de Aile Politikaları” başlığı ile oturumun son konuşmacısı olan Merve Akuş Güvendi ise İzin politikaları, Çocuk bakım hizmetleri, nakit transferleri ve vergi avantajları ile diğer aile destek programlarına değindi. 2000 sonrası gelişmeler, sosyal riskler ve aile politikalarını da değerlendiren Güvendi, “Türkiye’de değerlerin korunabilmesi için aslında daha cömert izin poltikaları ödemelerin sağlanması gerekyor. Türtkiye’de devletin, ailenin hali hazırda devam eden güçlü konumunu düşünerek kendi özgün şartları içerisinde aile için bütünlüklü ve sürdürülebilir politikalar izlemesi gerekiyor” yorumunda bulundu.
Kongrenin İkinci Günü IV. Oturumla Sona Erdi
Aile Kongresi’nin ikinci günü gerçekleştirilen IV. Oturum ile sona erdi. IV. Oturumda oturum başkanlığını Kırıkkale Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Zekeriya Akman yaptı. Oturumda konuşmacılar ise şu isimlerden oluştu: Karabük Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Neşe Yıldız, SESRIC Araştırma Görevlisi Dr. Cem Tintin, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ümmühan Kaya, ILO Türkiye Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Diyalog Yöneticisi Dr. Ayşe Emel Akalın.
“Uluslararası Sözleşmelerde Aileye Bakış” başlığı ile oturuma katılan Doç.Dr. Neşe Yıldız, Uluslararası sözleşmelerin tarihsel seyrini ve aileyi, kadını korumaya yönelik yaklaşımlarını anlatarak başladığı konuşmasında daha sonra bu sözleşmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kadına karşı şiddet konusuna da değinen Yıldız, “Bazı sözleşmelerde adeta şunu görüyoruz; ‘aile kadına şiddetin merkez üssü ve biz kadınları buradan kurtarmalıyız.’ Elbette ki bu taraf var ama bunu genellemek doğru değil” diye konuştu.
“İslam İşbirliği Teşkilatı ve Aile Politikaları” konusu ile oturuma katkı sunan SESRİC Araştırma Görevlisi Cem Tintin ise İslam İşbirliği Teşkilatının aile hakkındaki çalışmalarından söz etti. Tintin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 2017 yılında yaptığı toplantıya değinerek “İslam işbirliği teşkilatı aile konusunda bakanlar seviyesinde bir toplantı düzenlemiştir. Bu toplantıda aile kurumunun güçlendirilmesie yönelik bir strateji belgesi hazırlanması kararı alınmıştır. Evlilik kurumunu güçlendirmeden aile kurumunu gülendirmek çok da mümkün değil. İslam ülkelerinin aile konusunda yaşadığı sorunlar tespit edildi ve çözüm önerileri sunuldu” dedi.
“Toplumsal Değerlerin Türk Aile Hukukundaki Yansımaları” başlığı ile konuşmacı olarak katılan Dr. Ümmühan Kaya ise aile hukukunu ele alarak “Aile her ne kadar bir hukuk dalı olsa da bir çok hukuk dışı faktöre sahip. Dini inancın, örflerin ve toplumsal yaklaşımların hakim olduğu bir alandır. Aile hukukunda eşler ve çocuklar için yükümlülüklerden bahsedilse de bu yükümlülükler daha çok manevi ve ahlaki düzlemde kalmaktadır. Bu nedenle aile hukuku daha soyut bir yapıdadır” ifadelerini kullandı. Aile içi sorunlara ilişkin konuşan ve boşanmalara değinen Kaya, Eşlerden biri veya çocuklar hak ihlaline uğruyor ise burada ailenin korunması da doğru bir yaklaşım olmaz. Burada aileyi değil bireyi korumak gerekir” diye konuştu.
Son olarak sözü alan Dr. Ayşe Emel Akalın ise çalışma hayatında kadının yeri ve karşılaştıkları durumlara değindi. Akalın, kadınların çalışma hayatında daha az yer aldığını belirterek Türkiye’de kayıt dışı çalışma oranının kadınlarda daha fazla olduğuna dikkat çekti. Kadınların iş hayatında karşılaştığı fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle yükselemediğini veya iş hayatından çekildiğini belirten Akalın, “Bugün pek çok kadın evde veya iş yerinde karşılaştığı şiddet nedeniyle çalışma hayatına katılamıyor. Oysa kadının çalışması yoksulluğu azaltıyor. Eğitim ve refahı yükseltiyor. Aile yaşamının ekonomik olarak da daha iyi hale gelmesini sağlıyor” şeklinde konuştu.