ANKARA
Ankara Emniyet Müdürüne Taziye ve Destek Ziyareti
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır beraberinde; Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Yüksel Haşlak, 3 No'lu Şube Başkanı Ahmet Aydınsoy, 4 Nolu Şube Başkanı Tekin Korku, 5 Nolu Şube Başkanı Ayhan Okuyucu, Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Bayram Elik, Ulaştırma Memur-Sen Şube Başkanı Eyyüp Aydos, Büro-Memur-Sen Şube Başkanı Erhan Özcan, Emekli Memur-Sen İl Başkanı Enver Batur, Genç Memur-Sen Ankara İl Başkanı Bekir Engül ile şube başkanlarından oluşan bir heyetle Ankara Emniyet İl Emniyet Müdürü Mahmut Karaslan adına Müdür Yardımcısı Yaman Ağırlar'ı ziyaret etti.
10 Aralık 2016 C.Tesi, Saat 22.30 sularında Beşiktaş Vodafon Arena stadyumu çevresinde peş peşe yapılan hain bombalı saldırılarda 8'i sivil, 36' sı polis olmak üzere 44 vatandaşımızın hayatını kaybettiği 150 ye yakın kardeşimizin de yaralandığı menfur olay sebebiyle Büyük Memur-Sen ailesi olarak şahsınızda tüm emniyet mensuplarının yanında olduğumuzu hissettirmek,taziyelerimizi bizzat iletmek üzere buradayız. Tüm Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, şehit yakınlarına şahsınızda emniyet mensuplarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyoruz. Dedi.
Kır konuşmasını şöyle sürdürdü.Adı,sanı, amacı ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin yüzyıllarca üzerinde kardeşçe yaşadığımız topraklarımızda, birlikte yaşama irademize haince engel olmaya çalışan Türkiye'mizin birliğine, bütünlüğüne, huzuruna karşı yapılan terör saldırılarını, terörü ve teröre destek veren iç ve dış mihrakları nefretle kınıyor ve lanetliyoruz.
Terörist saldırılar 15 Temmuz ihanet hareketinden bağımsız değildir.
Yapılan bu saldırılar 15 Temmuz ihanet hareketinin devamı niteliğindedir. Bu vahşetin arkasında 15 Temmuz darbesine açıkça çanak tutan ABD, AB, İngiltere, İsrail ,Fransa gibi Siyonist şer ittifakının olduğu açık seçik ortadadır. 15 Temmuzda elde edemediklerini terörist olaylarla elde etmek istiyorlar. Bu şer ittifak dün PKK yı bu gün YPG ve PYD yi stratejik dost ve ortak kabul ederek tıpkı Afganistan,Irak,Suriye Libya ,Sudan,Yemen ve bütün orta doğu ülkelerini dışarıdan kumandalı terör örgütleri ve işbirlikçi hainler vasıtasıyla kana bulandıkları gibi şimdi de aynı oyunu ülkemizde sergilemek istemektedirler. Türkiye'deki tüm terör eylemlerin ekonomik ve siyasi krizlerin gerçek sorumluları da bunlardır.
Şunu hemen ifade etmek isterim ki bu canilerin hedef seçtiği kitle; bireysel manada ne asker, ne polis, ne Kürt, ne Türk ne alevi ve ne de Sünni'dir. Top yekun bir milletin kendisidir. Amaçları kan dökerek, fitne çıkararak,korku salarak tedirginlik yaratarak milletimizin huzur ve bekasına kastetmektir.
Terörü ve teröristi cesaretlendirecek ifadelerden kaçınılmalıdır.
Ne yazık ki adı PKK,PYD,YPG,DAEŞ, IŞİD, DHKPC ve bunların uzantıları olan tüm şer odakları ülkemize diz çöktürme adına işbirliği içinde hareket ettikleri halde bazı siyasi parti ve bazı sözde sivil toplum kuruluşlarının terörü sonlandırma adına ortak eylem ve ortak söylem geliştirme yerine terörü ve teröristi cesaretlendirecek ifadeler kullanmak suretiyle terörün ekmeğine yağ sürmeleri son derece düşündürücü ve üzücüdür.
Terörle mücadele Türklerle Kürtlerin değil,Milletimizle teröristlerin mücadelesidir.
Bu bağlamda HDP PKK terör ile arasına mutlaka bir mesafe koymalı, örgüt tarafından gerçekleştirilen kanlı eylemler karşısında örgütün değil, terör karşıtlarının yanında yer almalı, TBMM de teröre karşı hazırlanan ortak bildirinin altına imza koymalıdır. Şu iyi bilinmelidir ki terörle mücadele Kürtlerle Türklerin mücadelesi değil, Milletimizle teröristler ve teröristlere destek verenlerin mücadelesidir.
İçinde bulunduğumuz gibi böylesine kaotik ortamlarda birbirimizi suçlama yerine dosta ve düşmana karşı düşünce, inanç ve dünya görüşü farklılıklarımız ne olursa olsun fikirlerimizi medeni ölçüler içerisinde ifade edebilmeliyiz. Kavga etmeden tartışabilmeliyiz. Hakaret etmeden eleştirebilmeyiz. Nihayet bir masa etrafında uygarca buluşabilme basiret ve feragatini gösterilmeliyiz. Teröre iç ve dış mihraklara karşı inadına kardeşlik,inadına birlik ve beraberlik demesini bilmeliyiz.
Son günlerde bir siyasi parti mensuplarından bazılarının tutuklanması üzerine siyasi faaliyetlerin tamamının düşünce ve ifade özgürlüğünün kapsamında değerlendirilmesine yönelik tartışmalar ülke gündemini meşgul etmektedir.Memur-Sen ve bağlı sendikalar olarak sosyal,siyasal, ekonomik,kültürel ve diğer alanlarda düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilebilecek her türlü kısıtlamanın ve engellemenin karşısında olduğumuzu ancak; siyasetin, düşünce ve ifade özgürlüğünün arkasına sığınılarak teröre ve teröriste moral destek vermenin,terör olaylarını mazur ve masum göstermenin, teröristleri haklı çıkarmak amacıyla yorumlar yapmanın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceğini hatırlatmak isteriz.
Hain terör örgütleri Siyonist mihrakların manivelasıdır.
Ülkemizin üç bir tarafı denizlerle dört bir tarafı ise düşmanlarla kuşatma altındadır. Türkiye'miz Siyonist güçlerin iç ve dış hainlerin hedefindeki tek ülkedir. bombalı saldırıların tek amacı ülkemizin ilerlemesine ve kalkınmasına engel olma Türkiye'yi Ortadoğu’da yaşanan ideolojik ve mezhepsel çatışmaların odağına çekebilme arzusundan kaynaklanmaktadır.
Bunun için teröristler bu saldırılarını tek başına yapmadıkları arkalarında açık ve gizli Siyonist odakların bulunduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Etnik kökenli terör örgütü olan PKK ve onun Suriye kolu PYD,YPG ile ölüm makinesi gibi çalışan din makyajlı terör örgütü IŞİD ve bunların uzantıları Siyonist odaklarca manivela gibi kullanılmaktadır.
Güçlü bir Türkiye küresel güçlerin korkulu rüyasıdır.
Güçlü bir Türkiye küresel güçlerin korkulu rüyasıdır. Irak'ın ABD işgaliyle başlayıp, Libya'nın yıkılması, Mısır Darbesi ve Suriye iç çatışması ile devam eden İslam Ülkeleri üzerinde oynanan kirli oyunların Finali Suriye bataklığına çekilmek veya içeride hortlatılan terör olayları ile diz çökertilmek suretiyle Osmanlı'nın son bakiyesi İslam Coğrafyasının son umudu Türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde yapılmak istenmektedir.
Çünkü Güçlü bir Türkiye her dönemde başta İsrail olmak üzere küresel güçleri ve onların işbirlikçilerinin korkulu rüyasıdır. Çok yakın tarihlerde gerçekleşen Reyhanlı saldırısı, Suruç olayı,G. Antep patlamaları, Gezi Olayları, 6-7 Ekim Olayları ile Diyarbakır ve 10 Ekim, 17, Şubat v 13 Mart, Gar saldırısı, 15 Temmuz FETÖ kalkışması ve son olarak İstanbul-Beşiktaş'ta gerçekleştirilen terörist saldırıları yukarıda izah ettiğimiz hadiselerden bağımsız olarak değerlendirmek mümkün değildir.
Terör örgütlerinin isimleri farklı olsa da hedefi ortak e mir aldıkları yer aynıdır.
Bu olayları gerçekleştiren terörist odakların bağlı oldukları örgütlerin isimleri farklı olsa da hedefi ortak hizmet ettikleri ve emir aldıkları kaynak aynıdır.Türkiye’mizin ve İslam coğrafyasının kandan, emperyalizmden, sömürüden, zulüm ve terörden arındırılması için dün olduğu gibi bugün de yarın da kardeşlik iklimine katkı sağlayan sağduyulu sivil toplum örgütleri ile birlikte terör örgütlerine ve terörist olaylara karşı ortak tavır sergilemeye devam edeceğiz.
Biz biliyoruz ki, acıyla,şehit kanıyla yoğrulmuş bir vatanın evlatlarının birliğini, bu tür saldırılar asla bozamayacaktır. Biz acıda ve kederde birbiriyle kaynaşmış sabırla menfur saldırılara direnecek tarihi ve manevi birikime sahip bir milletiz. Halkımız PKK terörüne 35 yıldır direniyor. 15 Temmuz’da FETÖ terörüne hep beraber direndik ve kazandık. Emperyalist devletler hangi oyunu oynarsa oynasınlar, hangi terör örgütünü kullanırsa kullansınlar birbirine kenetlenmiş bu vatanın evlatlarına diz çöktüremeyecektir.
Yeniden Büyük Türkiye yolunda elbette karşımıza yeni sorunlar, yeni saldırılar çıkacaktır. Ancak Türkiye, bu bağımsızlık ve demokrasi mücadelesini kendi öz kaynakları kendi vatandaşlarıyla, birliği, beraberliği ve onuruyla verecek güce sahiptir. Tarihi derinliğimiz, kültür birikimimiz, kendi insanımız, kendi medeniyetimiz bize yol gösterecek güçtedir. Terör olayları ve 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla kaybettiğimiz kardeşlerimizle yüreklerimiz elbette yanıyor. Ancak vatan dediğimiz bu kutsal toprak uğrunda verilen canlarla vatan olarak kalabilmiştir.Hepimiz bu yolda can vermeye hazırız. Bu vesile ile tekrar şahsınızda şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılara şifa ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Büyük Memur-Sen ailesi, Sivil Toplum kuruluşları ve millet olarak TSK ve Emniyet mensuplarımızın yanında olduğumuz ifade ediyoruz. Dedi
İl Emniyet Müdür yardımcısı Yaman Ağırlar'da: aslında bu kabulü Emniyet Müdürümüz Mahmut Karaaslan yapacaklardı.Bunun için randevu saati bile tehir edilmişti Vali Beyle şehit yakınlarını ziyaretleri bitmediğinden Ona vekaleten bu görevi ben ifa ediyorum. Bu ziyaretiniz bize moral vermiştir. Biz her zaman sizlerin ve milletimizin dualarını arkamızda hissediyoruz.Gerek 15 temmuz darbe kalkışması gerekse diğer zamanlarda gerçekleştirilen terörist saldırılarda binlerce meslektaşımızı ve sivil vatandaşımızı kaybettik. Temennimiz terörün son bulmasıdır. Ancak terör sonlanıncaya kadar her an vatan için bayrak için din için can vermeye hazırız. Duanızı ve desteğinizi esirgemediğiniz için Biz de emniyet mensupları adına size şükranlarımızı sunuyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Dedi. Daha sonra Eğitim-Birs-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Yüksel Haşlak tarafından şehitlerimizin ruhu için aşır okundu dua yapıldı. Polislerimize başkanlarımız tarafından karanfil dağıtıldı.