ARŞİV
ARTIK, İSLAM DÜNYASI İLE MESCİD-İ AKSA’NIN “AYRILIĞI” SON BULMALI, KUCAKLAŞMA SAĞLANMALIDIR
Memur-Sen ailesi olarak, yeryüzünün ikinci mabedi, Müslümanların ilk kıblesi ve son peygamber Hz. Muhammed’in(SAV) miraç durağı olan Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail saldırılarını nefretle kınıyor, İslam dünyasını kutsal emanetlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
1300 yıl boyunca devam eden İslam idaresi döneminde toplumların bir arada esenlik içerisinde yaşadığı bir barış şehri olan Kudüs’ü işgal eden ve Mescid-i Aksa’yı yok etmek için türlü entrikayı çeviren terörist İsrail devletine dur demenin zamanı gelmiş, hatta geçmektedir.
Mescid-i Aksa, bu geniş coğrafyanın kilit taşı konumunda bulunmaktadır. Bu taşın yerinden oynatılması, tüm bu coğrafyayı etkileyecek, şiddet dalgaları oluşturacaktır. İsrail, 1967 Arap İsrail Savaşı sonucu Doğu Kudüs’ü işgal etmiş, bu tarihten itibaren Kudüs ve çevresindeki tarihi ve kutsal mekanlara yönelik ihlallere başlamış, Mescid-i Aksa da bu saldırıların hedefi olmuş, olmaya devam etmektedir. Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar ve arkeolojik olduğu iddia edilen kazılar sonucunda Mescid-i Aksa bünyesinde ve çevresindeki tarihi eserler(camiler, mezarlıklar, medreseler, surlar, tekkeler ve hanlar) zarar görmüştür, görmeye devam etmektedir. İsrail, bu bölgenin tarihi dokusunu değiştirmeye çalışmaktadır.
İsrail’in bu yıkım projelerine karşı başta BM,İslam dünyası, Arap Birliği ve Türkiye olmak üzere dünya seyirci kalamaz, kalmamalıdır. Bu zamana kadar yapılan tahribatlar İsrail’den tazmin edilmeli, tahrip edilen mekanlar da aslına uygun bir şekilde ihya edilmelidir. Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar BM İnsan Hakları Beyannamesi’nin açık bir şekilde ihlali anlamına gelmektedir. BM, bu beyanname ve kararların uygulanmasında üzerine düşen görevi yerine getirmemiş; BM çifte standartlı davranmaktan ve uygulamalardan vazgeçmelidir. Mecid-i Aksa ile ilgili ihlaller, uluslar arası hukuk mekanizmalarına intikal ettirilmeli, bu ihlalleri takip edecek hukuk büroları oluşturulmalıdır
İslam Konferansı Örgütü(İKÖ) Mescid-İ Aksa’yı koruma noktasında daha etkili politikalar geliştirmelidir. Mescid-i Aksa ile ilgili yayınlar artırılmalı, medya yoluyla dünyaya anlatılmalı, bu konuda sivil toplum kuruluşları sorumluluk almalıdır. İslam dünyasının Milli Eğitim Müfredatlarında bu kutsal mekanlarla ilgili geniş bilgilere yer verilmelidir. Mecid-i Aksa mücadelesi evrensel hale getirilerek aklı selim gayri Müslimlerle bu konuda ortak hareket edilmeli ve bölgede barış tesis edilmelidir. Mescid-i Aksa’nın bakım ve onarımı için fon kurularak tahribatlara tahsis edilmelidir. Mescid-i Aksa’ya ziyaretler teşvik edilmelidir.
Türkiye, üyesi olduğu BM, İKÖ, NATO ve Medeniyetler Arası Diyalog zeminlerini, parlamentolar arası dostluk guruplarını ve ikili ilişkilerini kullanarak Mecid-i Aksa ve Kudüs’teki yıkımın durdurulmasında etkili olmalıdır.
Türkiye, İsrail ile ortak askeri tatbikat yapmama kararında ısrarcı olmalı, askeri anlaşmaları gözden geçirerek iptal etmeli, ticari ilişkilerini yeniden ele almalı, ekonomik ambargo uygulamalıdır. İsrail BM’nin aldığı yaptırım kararları uygulamamaktadır. Türkiye, BM’nin aldığı kararların uygulanması için yoğun bir lobi yapmalıdır.
Memur-Sen ailesi olarak, Mescid-i Aksa Şairi olarak da bilenen kurucu genel başkanımız Merhum Mehmet Akif İnan’ın manevi mirasını da dikkate alarak Mescid-i Aksa’ya sahip çıkma mücadelemizi sürdüreceğiz. İslam dünyası ile ayrılığın bitmesi ve kucaklaşmanın gerçekleşmesini konu edinen İnan’ın şiirini bir kez daha hatırlıyoruz.
MESCİD-İ AKSA
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümdeBir çocuk gibiydi ve ağlıyorduVarıp eşiğine alnımı koydumSanki bir yer altı nehr çağlıyordu Gözlerim yollarda bekler dururumNerde kardeşlerim diyordu bir sesİlk Kıblesi benim ulu Nebi’ninUnuttu mu bunu acaba herkes Burak dolanırdı yörelerimdeMi’raca yol veren hız üssü idimBellidir kutsallığım şehir ismimdenHer yana nur saçan bir kürsü idim Hani o günler ki binlerce mü’minTek yürek halinde bana koşardıHemşehrim nebi’ler yüzü hürmetineCevaba erişen dualar vardı Şimdi kimsecikler varmaz yanımaMü’minde yoksunum tek ve tenhayımRüzgarlar silemez gözyaşlarımıÇöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde Götür müslümana selam diyorduDayanamıyorum bu ayrılığaKucaklasın beni İslâm diyordu