EĞİTİM-BİR-SEN
Başımız sağ olsun
İstanbul/Avcılar Kadınlar Komisyonu Başkanımız Ayşegül Küçükoğlu Çelik ve annesi, aile içi silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm teşkilatımıza, başsağlığı ve sabır diliyoruz. Bugün için şiddetin yaygınlık kazanması, en önemli toplumsal soruna dönüşmüştür. Hangi sebeple olursa olsun, asla kabul etmediğimiz, kesin bir dil ve tutumla kınadığımız, cahillikten beslendiği açık olan bu tarz canilikler son yıllarda bariz bir şekilde artış göstermiştir.
Artan her cehalet, cinayeti cesaretlendirmektedir. Cehalet cinayete, cinayet cehalete sığınmaktadır. Birini var kıldığınız zaman, diğerini yok edemezsiniz. Temelde cehaleti yok edemediğimiz için, aile içine ve ilişkilerine kadar sirayet eden ölümcül şiddet, toplumu özünden sarsacak tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır. Şiddetin çözeceği, şiddetle çözülecek hiçbir mesele yoktur.
Anne, eş, kardeş, arkadaş olarak kadının, özellikle aile içinde ve dışında asla kabul edilemeyecek ve bazıları ölüm gibi hazin bir sonla biten zalimce saldırıların hedefi olması, sıradan polisiye vakalar gibi değerlendirilemez. Şiddet olaylarının gittikçe artan grafiği, bu olayların arızi ve marazi bir durum olmadığını, bir cinnet hâlinin yaşandığını göstermektedir. Bu tarz olayların, kanıksanan bir alışkanlıkla sıradan hadiseymiş gibi görülmesi, ayrı bir vahamettir. Görünür sonuçlarıyla yaşanan bu menfur olaylar, arkalarında çok derin ve çeşitli sebeplere dayanmaktadır. Bu sebeplerin çoğu da toplum yapısı, hayat tarzı, psikolojik durum ve eğitim düzeni gibi olgularla ilgilidir.
Şiddet de şiddeti doğuran sebepleri hazırlamak da sadece insana değil, onunla temsil edilen anlama, onura, haklara saldırıdır. O nedenle, şiddete ancak varoluş değer ve dayanakları çökmüş insanlar başvurur. Nitekim insanlığın özellikle değerler noktasında hak, hukuk ve özgürlüğünün daraldığı veya daraltıldığı durumlara orantılı olarak şiddet olaylarında artış gözlenmiştir. Söz konusu vahim olaylar, değerler noktasında toplumun ne ölçüde bir tehlikeye sürüklendiğini göstermektedir.
Ailevi ve insani değerlerimizin gevşemesiyle toplum düzeni, toplumsal değer kodları değişince aile düzenimiz bozulmaya uğramaktadır. Bireyden topluma, toplumdan bireye saygı ve sevginin azalmasıyla yaşanan savrulma, gittikçe artan toplumsal bunalıma dönüşmek üzeredir. Modern zamanların maddi manevi ağır sorunları, stres üreten insan ilişkileri, psikolojik değerlerin aşınmasıyla yaygınlık kazanan ruh hâli, kendini şiddet gibi zorba bir yöntemle ifade etmektedir. Şiddet, varlığın dili değildir, insanın dili de olmamalıdır.
Hayatın her alanında olumsuz etkileriyle yayılan şiddetin sosyolojik, psikolojik, ekonomik sebepleri iyi tespit edilmeli, buna kalıcı çözümler üretilmelidir. Başta ilgili bakanlıklarımız, üniversitelerimiz olmak üzere, ilgili her kişi ve kurumun önerileri alınarak yasal, sosyal, kültürel tedbirler geliştirilmeli, ortak çalışmalar yapılmalıdır.
Şiddet, doğrudan toplumu çürütmesi, çökertmesi sebebiyle, acil çözüm bulunması gereken meselelerimizden biridir. Eğitim-Bir-Sen olarak, kadına saygının, toplumun medeniyet seviyesini gösterdiğine inanıyor; köklü, kalıcı çözümün, insana saygı ekseninde bir anlayışın hayat tarzına dönüşmesiyle mümkün olacağını ifade ediyoruz. Kültür, eğitim ve toplum politikalarının bu amaçları gerçekleştirecek tarzda düzenlenmesi gerektiğini yineliyor, böyle üzücü olayların bir daha olmaması temennisiyle merhumelere tekrar Allah’tan rahmet diliyoruz.