KONFEDERASYON HABERLERİ
Genel Başkan Yalçın Ağrı ve Erzurum'da Teşkilatla Buluştu
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi ekseninde bir meslek kanununun hayata geçirilmesi konusunda ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını belirterek, “Eğitimin paydaşlarıyla bir araya gelinmeli, kanundaki eksiklikler beklentileri karşılayacak şekilde giderilmelidir. Doğru düzgün bir meslek kanununun mesleğin de itibarı olduğu gerçeğinden hareketle, bir daha başa geri dönülmeyecek şekilde bir meslek kanunu çıkararak bu tartışmayı artık geride bırakmalıyız” dedi.
Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Ağrı, Erzurum 1 ve 2 No’lu şubeler tarafından gerçekleştirilen toplantılara katıldı.
Eğitim gündemine, toplu sözleşme sürecine ve sendikal çalışmalara ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantılarda konuşan Yalçın, 1980 darbesinden sonra oluşan anafor ve 28 Şubat’ın karabasan gibi çöktüğü antidemokratik uygulamaların tavan yaptığı zeminlerden ve zamanlardan sıyrılarak bugünlere geldiklerini söyledi. Yalçın, “Temel hak ve özgürlüklerin temin edilmesinden teminat altına alınmasına, düne ilişkin korku ve kaygıların geride bırakılmasına kadar birçok süreçte sendika olarak yerimiz, terimiz ve imzamız var” ifadelerini kullandı.
Günümüz Türkiye’sinde artık turnikelerin, katsayının, kadınları kategorize eden anlamsızlıkların ve vesayetin konuşulmadığına dikkat çeken Yalçın, amaçlarının ekmek, alın teri ve emek olduğunu kaydetti.
Toplu sözleşme hakkını alan teşkilat olduklarını dile getiren Yalçın, “Kamu görevlilerinin beklentilerini karşılayacak, sorunlarını çözecek, haklarını koruyacak yetkinlikte olmayan bir toplu sözleşme mevzuatımız var. Toplu sözleşmenin kapsamının genişletilmesini, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapısının değişmesini, adil kararlar verebilecek tarafsızlığa kavuşmasını, sendikalı olmayı teşvik etmeyen, yetkili sendika üyesi olmayı da önemsizleştiren sendikal düzenin değişmesini, dayanışma aidatının kanunda yer almasını; toplu sözleşmenin süresinin, sürecinin, işleyişinin adil ve eşit şartlarda bir pazarlığı mümkün kılacak şekilde değişmesini, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, emeklilere sendika üyesi olma hakkının tanınmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
7. Dönem Toplu Sözleşme’de ‘4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun güncel koşullar çerçevesinde evrensel ilkelere uyumlu hâle getirilmesine yönelik çalışma yapılması’nı karar altına aldırdıklarını hatırlatan Yalçın, Memur-Sen olarak kanunun beklentileri karşılayacak şekilde düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte bir çalışma gerçekleştireceklerini ifade etti.
Son toplu sözleşmede kısmi mutabakat sağladıklarını belirten Yalçın, şöyle devam etti: “Masada 12 imzamız var; 11 hizmet kolu, bir de genel toplu sözleşme. 11 hizmet kolunda kazanımları imzalayarak kayıt altına aldık, kısmi sözleşme yaptık. Genel toplu sözleşmede ise yüzde 25 üzerine çıkılmadığı için ‘Bu rakam imzalanamaz, refah payını içine koymanız lazım’ dedik. ‘2024 enflasyon hedefinin 33’e revize edildiği yerde 33’ün altında bir rakamın doğru bir rakam olmadığını, 33’'ün üstünde bir rakam ya da 33 olacaksa içinde refah payı olan bir rakam olmak zorunda’ diyerek sergilediğimiz tavır, ortaya koyduğumuz tutarlılık, toplu sözleşmede 25’in aşılmaması dolayısıyla uzlaşmazlıkla sonuçlandı, ardından tahkim süreci başladı ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararıyla toplu sözleşme yürürlüğe girdi ama 11 hizmet kolunun mutabakata imza atmasıyla toplu sözleşme masasında onlarca sorunu çözdük, önemli kazanımlar elde ettik.”
Kamuda işe alımlardaki mülakat konusuna sıcak bakmadıklarını vurgulayan Yalçın, “Biz o günden bugüne kadar aynı cümleyi kullandık, yarın da aynı cümleyi kullanmaya devam edeceğiz. Biz mesleğe yeni alımda mülakat konusunda şerh düşüyoruz ve çekinceli yaklaşıyoruz, bunu sağlıklı bulmuyoruz. İşe alımda insanların adalet duygusunu zedeleyecek bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz” açıklamasında bulundu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında değerlendirmelerde bulunan Yalçın, “Öğretmenlik Meslek Kanunu, gerçek bir meslek kanunu olmak zorunda. Öyle üç sayfalık not ve karalama kâğıdı gibi bir kanun olmaz. Biz Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmasının olduğu süreçte doğru düzgün bir meslek kanunu olsun; atamasından terfisine, ödülünden cezasına varana kadar tüm süreci içerisine alan, Avukatlık Meslek Kanunu nasılsa onun gibi, Öğretmenlik Meslek Kanunu da geniş çerçevede tüm detayları içerisinde bulundursun diye özellikle ifade ettik. Ama o süreçteki zaman sıkışıklığı ve bazı şeylerin düzeltilmesine fırsat verilmemesi nedeniyle bazı zorluklar, gerginlikler yaşandı” ifadelerini kullandı.
2022 yılında Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı yayımladıklarını ve bunun bu anlamda yüzde 90-95 aranılan başlıklara çözüm üreten bir taslak olduğunu dile getiren Yalçın, şöyle konuştu: “Daha fazlası ve daha ilerisi olabilecek boyutuyla oturalım, kapsamı genişletelim, tartışalım, konuşalım ve bu anlamda bir daha başa geri dönülmeyecek şekilde doğru düzgün bir meslek kanunu çıkararak bu tartışmayı artık geride bırakalım. Doğru düzgün bir meslek kanunu yapmak konusunda Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’e güveniyorum. Çünkü eğitimin paydaşlarıyla istişareler yapan, eğitimdeki sorunları inceleme ve irdeleme noktasında öğretmenler odası uygulamasıyla sahada işin kaynağında tartışmalara katılan ve etkin bir dinlemeyle ‘sorunları nasıl çözebiliriz, çalışma ortamını nasıl daha barışık hale getirebiliriz, verimi nasıl yükselttirebiliriz’ konusunda ortaya koyduğu gayreti son derece kıymetli buluyorum.”
Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen olarak meslek kanunundaki eksikliklerin giderilmesi; öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi ekseninde bir meslek kanununun hayata geçirilmesi konusunda ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.