KONFEDERASYON HABERLERİ
EĞİTİM BİR-SEN BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI, SARAYBOSNA`DA YAPILDI
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bugün Türkiye`de milletvekilliğinin düşmesi ve tutuklu vekiller gibi krizler aracılığıyla derinleştirilmek istenen bir kaos zemini oluşturulduğunu belirterek, ``Bugün darbeciler Meclis`e girsin diye eylem yapıyorlar. Merve Kavakçı, hiçbir suçu yokken, `Haddini bildirin` denilerek Meclis`ten çıkartıldı. Önce Merve Kavakçı`dan özür dilesinler ki, Meclis`in itibarı yerine gelsin`` dedi. Eğitim Bir-Sen 19. Başkanlar Kurulu toplantısı, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi`nin davetlisi olarak gidilen Bosna Hersek`in başkenti Saraybosna`da gerçekleştirildi. Toplantıya, aralarında Saraybosna Kantonu Orta ve Yüksek Eğitim Sendikası Genel Başkanı Bektiç Mensur`un da yer aldığı çok sayıda Bosnalı temsilci katıldı. Toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, 200 bin eğitim çalışanı ve onların dahil olduğu 520 bin kamu görevlisi adına verdikleri sendikal ve demokratik mücadelenin yanında tüm insanlık için yaşabilir bir dünya ve daha adil bir dünya düzeninin mücadelesini de verdiklerini söyledi. Bosna-Hersek`in bağımsızlığını kazanmasında öncülük yapan Aliya İzzetbegoviç`in de, Eğitim-Bir-Sen`in kuruluşunda öncülük yapan Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan`ın da inanmış, adanmış ve aksiyoner dava adamları olduğunu vurgulayan Gündoğdu, ``Onlar, inanmışlıklarını, adanmışlıklarını ve dava adamlığı kimliklerini aynı medeniyetin pınarlarından beslediler. Bu vesileyle, gerek Bosna-Hersek`in gerekse Eğitim-Bir-Sen`in kuruluş ve var oluş mücadelesine öncülük edenlere şükranlarımı sunuyorum`` şeklinde konuştu. Sorumluluk Almak İstiyoruz Eğitim alanında faaliyet gösteren bir sendika olarak, Türkiye`nin medeniyet paydaşı olan tüm ülke ve toplumlarla ortak bir algıyı, yenilenmiş ve kuvvetlendirilmiş bir birlikteliği oluşturmada sorumluluk almak istediklerini kaydeden Ahmet Gündoğdu, şöyle konuştu: ``Yazışmalarla yürütülecek bir görüş alışverişi seremonisi yerine medeniyetimizin insanlara ve toplumlara önerdiği en güzel ve en güçlü iletişim şekli olan `muhabbet` ve `sohbet` yöntemiyle Bosnalı kardeşlerimizle, sivil toplum örgütleriyle ve devlet ricaliyle kucaklaşmayı tercih ettik. Biz bu ziyareti, mirasçısı olmaktan onur duyduğumuz medeniyetimizin sahası içerisinde biraz da gecikmiş bir yolculuk olarak görüyoruz. Ruhen ayrılmadığımız, bedenen de uzun bir süredir gitmediğimiz, gözümüzle görmediğimiz ama gönlümüzden de düşürmediğimiz bir kardeş coğrafyaya ve insanlarına olan hasretimizi bitirmek ve hürmetimizi ifade etmek için buradayız. Mefkureleri ve meseleleri ortak kılan medeniyet paydaşlığımızın ürettiği ikiz kimliğin gerektirdiği işbirliğinin, sadece devletlerarası diplomasiyle yürütülmesi imkansızdır. Böylesi bir işbirliği, içeriği kucaklaşma özlemiyle çizilmiş olan bir sivil toplum diplomasisinin enerji ve sinerjisine muhtaçtır. Ticaret ve ekonomi alanına mahkum edilmiş bir elbirliği kurgusu, ellerin kavuşmasına değil, zaman içerisinde farklılaşmasına neden olacaktır. Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki ilişki, `satıcı-müşteri` kategorisinde bir ilişki değil, zaman zaman rollerin değiştiği `gül-bülbül` kategorisinde bir ilişki olmalıdır. Böylece, `bir ve beraberiz` söylemini ortak ant haline getirmiş bir kardeşlik hukuku yeniden ve yenilenerek kurulmuş olacaktır.`` İşbirliği Vurgusu Türkiye`de yürüttükleri sendikal ve demokratik mücadeleyle birçok alanda önemli kazanımlar elde ettiklerini söyleyen Gündoğdu, kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkına sahip olması, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, sendikal örgütlenme hakkına ilişkin birçok fiili sınırlamanın kaldırılması, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, çalışma şartlarının düzeltilmesi ve kamu görevlilerinin sosyal statülerinin eski parlak günlerine dönmesinin Memur-Sen ve bağlı sendikalarının sendikal mücadelesinin ürünü olduğunu söyledi.
Başkan Gündoğdu, sendikal örgütlenme, toplu pazarlık ve kamuoyu oluşturmak gibi konularda Bosna-Hersek`teki sendika ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak istediklerini ifade etti.
Kimsenin Taraftarı Olmadan Bizahiti Taraf Olmak İradesiyle Hareket Ettik
Ahmet Gündoğdu, kimsenin taraftarı olmadan bizatihi taraf olmak iradesiyle hareket ettiklerinin altını çizerek, ``Darbe zemini haline getirilmiş Anayasa metninden arınmadıkça demokrasiyi var edemeyeceğimizi ve uzun ömürlü bir demokratik sistem oluşturamayacağımızı yılmadan anlattık. Başarılı da olduk. 12 Haziran 2011 seçimleri döneminde neredeyse bütün siyasi partilerin yeni Anayasa vaadinde bulunmasında büyük katkımız var. Yeni Anayasa`nın yapımına ve yazımına da katkı sağlayacağız. Bununla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. 50 bin kişi üzerinde gerçekleştirilecek bir anket ve bu anketin sonuçlarına dayalı olarak hazırlanacak Anayasa raporu çalışmamız, eminim ki, konuyla ilgilenen herkesin ve her kesimin faydalanacağı bir kaynak olacak. Bu raporun başlıklarını esas alarak düzenleyeceğimiz Uluslararası Anayasa Kongresi ile hem kendi taleplerimizi hem de siyaset ve bilim dünyası ile diğer sivil toplum kuruluşlarının Anayasa ile ilgili önerilerini ve çekincelerini kamuoyuyla paylaşmalarının zeminini oluşturacağız`` diye konuştu.
Meclisin Kapısına Sırt Dönerek, Milletin Beklediği Çözümleri Üretme Şansı Yok
İstanbul`dan Bosna`ya hareket ettiklerinde TBMM`deki yemin töreninin hazırlıklarının sürdüğünü ifade eden Gündoğdu, seçim dönemindeki sert üslubun terk edilerek ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sunacak bir uzlaşma dilinin hakim olmasını beklerken, milletvekilliğinin düşmesi ve tutuklu vekiller gibi krizler aracılığıyla bir kaos zemini oluşturulduğunu dile getirerek, ``Biz, TBMM`nin ülkenin sorunlarının ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin aktarılacağı, çözümlerin hayata geçirilmesi kararlarının alınacağı tek merkez olduğuna inanıyoruz. Sokaklar çözüm önerilerinin geliştirileceği yerler değil, sorunların yaşandığı ve dillendirildiği yerlerdir. Şiddet, çözüm değil, kaos aracıdır. Meclis`in kapısına sırt dönerek, milletin beklediği çözümleri üretme şansı yok. Siyasi partiler ve aktörler, TBMM`yi siyasi entrikalarını sergileyecekleri sahne olarak görmemelidir. TBMM, millet iradesinin tezahür alanıdır, milletin geleceğinin şekillendirildiği, milli birlik ve bütünlüğün perçinlendiği, tapusu millete ait, kapısı milli iradeye açık bir zemindir. Kimse, millet iradesini kendi siyasi ve ideolojik zeminlerinin dayanağı olarak görmemelidir. Biz ve milletimiz, 12 Haziran`da oluşturulan Meclis`ten çok şey bekliyoruz. Vatandaş olarak, yeni Anayasa ile ilgili çalışmalara, olabilecek en kısa sürede başlamasını istediğimiz TBMM`den, milletin bütününü heyecanlandıran ve bütün millette, `bu Anayasa`da ben de varım` aidiyeti uyandıran yeni Anayasa`yı yapmasını; kamu görevlisi olarak da, toplu sözleşme hakkını fiilen kullanmamızı sağlayacak kanuni düzenlemeleri ivedilikle yürürlüğe koymasını bekliyoruz`` ifadelerini kullandı.
Srebrenitsa katliamına da dikkat çeken Gündoğdu, bu katliamda hunharca katledilen 8 bin 372 Boşnak`ın acısını yüreklerinde hissettiklerini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ``9-10 Temmuz`da İstanbul Taksim`de düzenlenecek eyleme Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak katılım sağlayacağımızı ve destek olacağımızı burada ifade etmek istiyorum. Katledilen 8 bin 372 kardeşimizin katledilişini simgelemek üzere Taksim Meydanı`nda 8 bin 372 çift ayakkabının sergileneceği eylem ve etkinlikle, insanlık suçu olduğu tartışmasız olan soykırımı yapanları, soykırıma ortak olanları ve seyirci kalanları unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı da deklare etmiş olacağız.``
Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: ``İnsanlık tarihinin en acımasız ve büyük soykırımlarından birine maruz kalan bu topraklarda, her şeye rağmen insanlık ideallerini ayakta tutma çabası veren Bosna Hersekli bütün kardeşlerimizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Bir insanlık suçu olduğu kuşkusuz olan Srebrenitsa soykırımında hunharca katledilen ve bağımsızlık mücadelesinde hayatını kaybeden tüm Bosna Hersekli kardeşlerimize Allah`tan rahmet diliyorum.``
Bektiç Mensur: `Bosnalılar Size Emanet`
Gündoğdu`dan sonra söz alan Saraybosna Kantonu Orta ve Yüksek Eğitim Sendikası Genel Başkanı Bektiç Mensur ise, heyetimize, Bosna Hersek`e geldiği için teşekkür ederek, Eğitim-Bir-Sen ile işbirliği yapmaktan gurur duyacaklarını vurguladı. Mensur, şunları söyledi:
``Sırplar ve Hırvatlar tarafından Bosna`da soykırım yapılırken, Aliya İzzetbegoviç`i ziyaret eden Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan bize maddi ve manevi desteklerde bulundu. Bosna`dan ayrılmadan önce Aliya, Erbakan Hoca`ya dönerek, `Bosna`yı önce Allah`a, sonra size emanet ediyorum` dedi.``
Mensur, Türk milletinin geçmişte olduğu gibi, şimdi de kendilerini yalnız bırakmamalarını isteyerek, ``Biz Aliya`nın size emanetiyiz`` dedi.
Eğitim-Bir-Sen`in Başkanlar Kurulu toplantısını Saraybosna`da yapıyor olmasının çok anlamlı olduğunu kaydeden Mensur, bu tip toplantı ve etkinliklerin artarak devam etmesi temennisinde bulundu.
Toplantının sonunda, Eğitim-Bir-Sen`in genel yetkili sendika olmasında lokomotif görevi yapan Şube başkanlarına, yönetimleri adına, birer plaket takdim edildi.
Bu arada, dört gün süren Bosna Hersek programında, ata yadigarı Saraybosna, Mostar ve Travnik`te birçok tarihi mekan ziyaret edildi.
MEMUR-SEN VE EĞİTİM BİR-SEN GENEL BAŞKANI AHMET GÜNDOĞDU`NUN KONUŞMA METNİ İÇİN TIKLAYINIZ
.