KONFEDERASYON HABERLERİ
EĞİTİM, SINAV VE DERSHANE ODAKLI BİR SİSTEM OLMAKTAN KURTARILMALIDIR
23 Eylül 2009 .2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı-Basın Toplantısı-Ankara Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, eğitim sisteminin sınav ve dershane odaklı bir sistem olmaktan kurtarılması gerektiğini belirterek, ``Bunun yolu, okullardaki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesinden geçmektedir`` dedi. Gündoğdu, yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 680 bini öğretmen 800 bini aşkın eğitim çalışanı için 2009-2010 eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla Etap Altınel Otel`de bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye`nin ekonomik, sosyal, psikolojik sorunlardan arındırılmasının, mutlu, müreffeh bir toplum yapısının tesisinin ancak bir mantalite değişikliğiyle mümkün olacağını ifade eden Gündoğdu, ``İnsanı ve insani talepleri merkeze alan, kendisini nasıl tanımladığını dikkate almadan vatandaşını candan kucaklayan bir sivil anayasa, ekonomik ve sosyal imkânlarını insanının mutluluğuna ve geleceğine sarf eden bir devlet yapısı meydana getirecektir`` diye konuştu. Yeni anayasadan çalışanlar açısından beklentilerinin, hizmet ve üretim sektöründe çalışanların ayrı haklarla donatılmasından vazgeçilmesi olduğunu belirten Gündoğdu, ``Son toplu görüşmelerde bir kez daha görülmüştür ki, çağdaş düzeyin altındaki donatılarla sürdürülen sendikal mücadelede kamu görevlilerini tatmin edecek neticeler alınamamaktadır. Anayasal ve yasal düzenlemelerle grevli ve toplu sözleşmeli bir sendikal mücadelenin önü açılmalıdır. Kamu çalışanlarına dönük siyaset yasağı da kaldırılmalıdır. Ülkenin nitelikli insanlarının siyasetin her kademesinde ortaya koyacağı katkının ülkenin daha iyi yönetilmesine, siyasete zihinsel birikimin yön vermesine vesile olacağı unutulmamalıdır`` şeklinde konuştu.
* Eğitim Çalışanları Normal Yaşam Düzeyinin Altında Yaşamaktadır
Eğitim çalışanlarının yaşamlarını normal geçim düzeyinin altında sürdürdüğüne dikkat çeken Gündoğdu, 4 kişilik bir eğitim çalışanı ailesinin normal standartlarda yaşamını sürdürebilmesi için, 2009 Ağustos ayına ilişkin aylık geçim düzeyinin yardımcı hizmetler sınıfı çalışanının (5/3) 2.101,96 TL, öğretmenin (5/1, ek dersler hariç) 2.226,63 TL ve akademisyenin (Yrd. Doç. Dr., ek dersler hariç) 2.593,43 TL olarak tespit edildiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
``Normal bir yaşam standardı içinde aile hayatını idame ettiren bir eğitim çalışanının iş hayatına da bunu olumlu şekilde yansıtacağı gözden kaçırılmamalıdır. Geçim sıkıntısı yüzünden aile hayatında olumsuzluklar yaşayan bir eğitim çalışanının, iş hayatında verimli olması beklenemez. Bununla birlikte, ailenin tatil yapabilmesi, çocuklarının geleceğine dönük yatırım yapabilmesi için eğitim çalışanının maaşının, tespit edilen geçim düzeyinin yüzde 10-20 üzerinde olması gereklidir.``
* Öğretmen İstihdamındaki Çarpık Tablo Giderilmelidir
Eğitimde yaşanan olumlu-olumsuz gelişmelerin eğitim çalışanlarını etkilediği gibi öğrenci ve veliler boyutuyla ülke insanının hemen tamamını da etkilediğini kaydeden Gündoğdu, ``Eğitimin aciliyet kesbeden sorunlarının başında öğretmen istihdamının çarpıklığı gelmektedir. Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi`nin (EBSAM) öğretmen istihdamıyla ilgili yaptığı araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır. Araştırmaya göre, 2008-2009 öğretim yılı itibariyle Eğitim fakülteleri, diğer (Mesleki ve Teknik) Eğitim fakülteleri ve Eğitim Bilimleri enstitülerinden mezun olan öğrenci sayısı 48.869`dur. Yeni mezunlarla birlikte 2009`da KPSS`ye giren öğretmen adayı sayısı 250 bine ulaşmaktadır. Sınava giren öğretmen adaylarının o yıl içerisinde yüzde 15-20`si öğretmen olarak atanmaktayken, yüzde 80-85`i ise ya yeniden KPSS`ye hazırlanmakta ya dershanelerde düşük bir ücret karşılığında mesleğini icra etmekte veya mesleği dışı işlerde çalışmaktadır. Bakanlığın bu yığılmayı önleme ve öğretmen adaylarının sorunlarına çözüm bulma noktasında YÖK ve üniversitelerle koordinasyon ve planlama neticesinde alanlara göre öğretmen ihtiyaç çalışması yaparak, her yıl aldığı öğretmen sayısını artırması gerekmektedir. Bu ay ataması yapılan 15 bin 655 öğretmenle birlikte bu yıl alınan öğretmen sayısı 29.497`dir. Bakanlık, bu yılki öğretmen alımında geçmiş yılların gerisinde kalmış bulunmaktadır. Geçen yıllarda alınan öğretmen sayıları incelendiğinde, bu yıl en az 10 bin öğretmenin atamasının daha yapılması gerektiği görülmektedir. Ayrıca, Bakanlığın 15-20 bin öğretmen atayarak, 100 bini bulan öğretmen açığını kapatması mümkün değildir`` değerlendirmesinde bulundu.
* Öğretmen Açığının Farklı Şekillerde Kapatılmaya Çalışılmasından Vazgeçilmelidir
Gündoğdu, öğretmen açığının sözleşmeli, vekil, ücretli öğretmen alımıyla kapatılmaya çalışılmasından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: ``Öğretmenin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmaz. Doktorun, hâkimin, polisin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmadığı gibi öğretmenin de olmaz, olmamalıdır. Vekil ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, mevcut sözleşmeliler de derhal kadroya geçirilmelidir.``
* Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavları Yapılsın
Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme sınavlarının bir an önce yapılmasını da isteyen Gündoğdu, uzman öğretmenlik sınavını kazandığı halde, kontenjan dışında kalarak mağdur olan ve sayısı on binleri bulan bu öğretmenlere bir an evvel uzman öğretmenlik unvanı verilmesi gerektiğini vurguladı.
* Memur ve Hizmetlilerin Görevde Yükselmesine Yönelik Sınavlar Biran Önce Yapılmalıdır
Yardımcı hizmetler sınıfı ve genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarının, öğretmenlerde olduğu gibi, il içi ve iller arası yer değiştirme işlemlerinin bir sisteme bağlanması için gerekli düzenlemenin yapılması gerektiğini anlatan Gündoğdu, ``2006 yılından beri yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarına görevde yükselme sınavı yapılmamıştır. Lisans mezunu olup halen yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlar bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı memur ve hizmetlilerin görevde yükselmesine yönelik sınavları bir an önce yapmalıdır. Giyim Yardım Yönetmeliği çerçevesinde yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarına verilen giyim yardımının ayni değil, nakdi olarak ödenmesi konusunda bu yılki toplu görüşmede varılan mutabakat hayata geçirilmelidir`` diye konuştu.
* Eğitim Sistemi Sınav ve Dershane Odaklı Bir Sistem Olmaktan Kurtarılmalıdır
EBSAM`ın, eğitim sistemimizdeki kademeler arası geçiş ve yönlendirmeye ilişkin mevcut durumu ortaya çıkarmak amacıyla 12 ilde, 157 okulda ve 599 öğretmenle yüz yüze anket tekniği uygulayarak yaptığı araştırmaya da değinen Ahmet Gündoğdu, şunları söyledi:
``Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 52.6`sı mesleki rehberliğe ilköğretim 4. sınıftan itibaren, yüzde 14.3`ü 5. sınıftan, yüzde 18.5`i 6-7. sınıftan, yüzde 3.7`si 8. sınıftan, yüzde 8`i ise ortaöğretimden itibaren geçilmesi gerektiği görüşünü savunmuşlardır.
Öğretmenlerin yüzde 31.7`si okulunda özel yetenekli öğrencilerin tespit edilmesine yönelik gerekli çalışmaların yapıldığını, yüzde 26.8`i yapılmadığını, yüzde 41.5`i kısmen yapıldığını kaydediyor. İlköğretim ile meslek ve teknik liselerde özel yetenekli öğrencilerin tespit edilmesine yönelik gerekli çalışmaların kısmen yapıldığı ortaya çıkarken, liselerin yüzde 35.9`unda gerekli çalışmaların yapıldığı ve yüzde 31.8`inde yapılmadığı görülüyor. Öğretmenlerin yüzde 25.5`i okulunda tespit edilen özel yetenekli öğrenciler için gerekli eğitim ortamı düzenlendiğini, yüzde 37.9`u düzenlenmediğini, yüzde 36.6`sı kısmen düzenlendiğini ifade ediyor. Tespit edilen özel yetenekli öğrenciler için gerekli eğitim ortamının en fazla liselerde, en az ise ilköğretimde düzenlendiği görülüyor.
Eğitim sistemini sınav ve dershane odaklı bir sistem olmaktan kurtarmanın yolu okullardaki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesinden geçmektedir.``
Gündoğdu, konuşmasında, katsayı engeli sonucu, eğitiminin kalitesi, öğrenci sayısı ve niteliği düşen meslek liseleriyle ilgili çalışmaların yapılarak, mesleki ve teknik eğitimin kalitesini artırmak, bu okulları birer cazibe merkezi haline getirmek için planlama yapılması gerektiğini ifade etti.
* Görev Yollukları Ödenmelidir
Eğitim çalışanlarına ve yakınlarına ödenek olmadığı gerekçesi ile aylarca tedavi yollukları ödenmediğini, bu durumun mağduriyetlere neden olduğunu, görev yolluklarının da aynı şekilde aylarca geciktirildiğini dile getiren Gündoğdu, ``Eğitim çalışanlarının tedavi giderlerini ve geçici görev yolluklarını zamanında almalarını sağlayacak gerekli çalışmalar yapılmalı ve bu konudaki mağduriyetler bir an önce giderilmelidir`` dedi.
* Ek Derslerle İlgili Yeni Bir Düzenleme Yapılmalıdır
Millî Eğitim Bakanlığı`nın ek ders esaslarıyla ilgili olarak 2006 yılında yaptığı bir değişiklikle yönetici ve öğretmenlerin kazanılmış haklarını ellerinden aldığını anlatan Gündoğdu, ``Ek derslerle ilgili hakkaniyet ölçülerini gözeten, mağduriyete ve suiistimale yol açmayan yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Yöneticilerin okullardaki iş yükü göz önünde bulundurularak, haftada aylık karşılığı girdikleri 6 saat zorunlu ders görevi kaldırılmalıdır. Alan yönüyle bir ayırım yapılmaksızın master derecesi alanlara yüzde 25, doktora derecesi alanlara yüzde 40 artırımlı olarak ek ders ücreti ödenmesinin sağlanmasına yönelik düzenleme yapılmalıdır`` şeklinde konuştu.
* Öğrenme Ortamları Yeterli Hale Getirilmelidir
EBSAM`ın 78 ilden bin 918 öğretmen üzerinde gerçekleştirdiği ``Öğrenme Ortamlarının Değerlendirilmesi`` konulu anket çalışmasına göre, öğretmenlerin yüzde 53.5`i öğrenme ortamlarının yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu düşündüğünü bildiren Gündoğdu, öğrenme ortamlarını meydana getiren bileşenlerin önem derecesine göre acilen gözden geçirilerek yeterli hale getirilmesini istedi.
* Hizmetli Alımı Yapılmalıdır
Eğitim kurumlarında, hizmetli yetersizliğinden dolayı temizlik ve hijyenin yeterince sağlanamadığını belirten Gündoğdu, en az 30 bin yeni hizmetli alınması gerektiğini söyledi.
Gündoğdu, Bakanlığın okulların temizlik sorununu çözmek için alınacak başka tedbirler noktasında acil bir çözüm planı geliştirmesi gerektiğini kaydetti.
* 2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı Başı Basın Açıklaması Tam Metni
* Kademeler Arası Geçiş ve Yönlendirme Araştırması
.