ARŞİV
ENFLASYON ARTIYOR,ÜCRETLER AZALIYOR
ENFLASYON ARTIYOR,ÜCRETLER AZALIYOR
Türkiye İstatistik Kurumu, gelir gurubu ayırt etmeden 415 maddeyi içeren tüketici fiyatları endeksinde altı aylık enflasyonu yüzde 6 olarak ilan etti. Resmi enflasyon açıklamasının ardından, devlet memurları ve sözleşmeli maaşlarında 15 Temmuz’dan geçerli olmak üzere yüzde 3.96 zam yapılacağı açıklandı. Ancak açıklanan maaş ve enflasyon zammı, pazar ve mutfak enflasyonu ile örtüşmemektedir
Tüketici Fiyat Endeksi’nde(TÜFE) yılın ilk altı ayındaki genel artış yüzde 6 olurken, 40 gıda ürününün aynı dönemdeki ortalama fiyat artışı, telefon, elektrik, doğal gaz, benzin, ulaşım giderlerinin vatandaşa yansıması TÜİK’i üçe katladı. Alt ve orta gelir gruplarının bütçelerinin en çok harcandığı gıda, konut, ulaştırma-haberleşmede, en çok kullanılan maddeler üstünden yapılan hesaplamaya göre, altı aylık enflasyonun yüzde 6 değil yüzde 11 olduğu ortaya çıktı.
Örneğin, altı aylık mercimek fiyatındaki artış yüzde 80’i geçerken, prinç ve bulgurda da yüzde 50’ye yaklaştı. Ayçicek yağı fiyatı yüzde 48, tavuk eti fiyatı ise yüzde 30 zamlandı. En çok tüketilen ekmeğe altı aylık artış yüzde 26, makarnada yüzde 20, su fiyatları yüzde 15, koyun eti yüzde 12, şeker fiyatı yüzde 11 arttı. Alt ve orta gelir gruplarının toplam bütçesinde yüzde 30 paya sahip konut ve ulaştırma, genel fiyat artışının üstüne çıktı. Altı ayda kiralar yüzde 7, elektrik ve dogal gaz fiyatı yüzde 19 zamlandı. Mazot fiyatı yüzde 26, benzin yüzde 15, vapur ücretleri yüzde 48, belediye otobüsleri yüzde 9, dolmuş fiyatları yüzde 12, metro fiyatları yüzde 8 şehirlerarası tren yüzde 24, şehirler içi telefon yüzde 12 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon sepeti içerisine, pinpon topu, soba borusu gibi kalemleri ilave ederek halkın temel ihtiyaçlarında yaşanan artışlar örtbas edilmek istenmektedir. Bizzat TÜİK başkan vekili 19-06-2008 tarihli beyanında “Ben hem başkan olarak hem de konuların tekniğine çok hakim biri olarak söyleyeyim; açıkçası vatandaşın biraz bu sepet beni yansıtmıyor şeklindeki düşüncesi çok yanlış değil. Neden yanlış değil? Çünkü o sepet, Türkiye ortalaması bir sepettir. Ahmet’in, Mehmet’in, Hüseyin’in, Ali’nin kendi yaşam standardına bağlı, ondan yola çıkarak oluşturulmuş bir sepet değildir.” demişti.
Bilindiği gibi memur maaş artışlarında enflasyon rakamları baz alınmaktadır. Yapılan bu artışlarla da kamu çalışanları ailelerini geçindirmeye çalışmaktadırlar.
2007-2008 yılında Kamu İşveren Kurulu ile Konfederasyonlarımız arasında yapılan 6. Dönem toplu görüşmelerinde Maliye Bakanlığı koordinatörlüğünde oluşturulan 22-08-2007 tarihli Mali ve Sosyal Haklar Komisyon Raporunda “Aylık ve yan ödeme katsayılarının Ocak ve Temmuz aylarında %2+%2 oranında arttırılmasının maliyeti bizzat Maliye Bakanlığı bürokratlarınca 920 milyon YTL olarak” hesaplanmıştır.
Türkiye’de bir yılda sadece faize ödenen para 48.732 Milyon YTL’dir. Son 25 yılda faize harcanan para 433 milyar YTL’dir. Bu tablo ülkenin kaynaklarının adil dağıtılmadığını göstermektedir.
10 YTL olan taban aylığı artışı ve 20 YTL olan denge tazminatı ile birlikte memur maaşlarında yüzde 5.2 artış olmuştu. Bu durumda hükümet altı aylık dönemde enflasyon genel seviyesinin yüzde 6 arttığını söyleyerek memur maaşlarında yüzde 3.96 artış olacağını açıkladı. Bu gerçekçi değildir. Çünkü taban aylığı ve denge tazminatı düşük ücretlerde iyileştirmeye, ücretler arasındaki makasın daralmasına yönelik bir düzenlemedir. Hükümetin öngördüğü hedeflenen enflasyon tutmamış, tahminlerin üzerinde çıkmıştır. Alt ve orta gurup kesimin harcamaları ve pazardaki enflasyon dikkate alınırsa-ki dikkate alınmalıdır- açıklanan maaş zammı çok düşük kalmış, memur ve sözleşmelileri mutlu etmemiştir. Memur pazar ve mutfak enflasyonuna göre en az yüzde 5 alacaklıdır. Yapılan yüzde 3.96’lık maaş zammına yüzde 5 daha eklenmelidir. Memur Sen olarak, açlık ve yoksulluk sınırları dikkate alınarak memur maaşlarında mutlaka iyileştirmenin yapılmasını, memurların insanca yaşayabileceği bir düzeye çıkarılmasını bekliyoruz.
Ahmet GÜNDOĞDU
Memur-Sen Genel Başkanı