KONFEDERASYON HABERLERİ

Engelimiz Kariyere, Liyakata ve Başarıya Engel Değil
Memur-Sen Engelliler Komisyonu Genel Başkanı Elvan Uğurlu, 3 Aralık Engelliler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yayımladı.
İşte o açıklama:
Tarih, “hayatın engellerle dolu olduğu” noktasında ortak kabul üreten insanlığın, “bedeni ya da zihni engeli bulunan insanın” kabulüne yönelik ortaklık oluşturmakta çekingen davranmayı tercih ettiğini doğrulayan olgu ve olaylar barındırıyor.
Göçebe hayat döneminde “göç kervanına yük görülen” engeli bulunan bireyler, yerleşik hayata geçiş, modernleşme ve sanayileşme döneminde ise “emek ve ekmek mücadelesinde yok sayılan” pozisyonuna mahkum edildiler.
Türkiye, engeli bulunan bireylere yönelik özellikle son on yıllık süreçte gerek mevzuat gerekse uygulama boyutuyla hayata geçirdiği değişim ve gelişimlerle bütün bunların çok ötesinde ve ilerisinde bir noktadadır. Fakat, medeniyetimizin “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” bakışının hakkını verme perspektifiyle baktığımızda, engeli bulanan bireylerin haklı beklentilerinin, teklif ve taleplerinin tam anlamıyla karşılandığını söyleyecek durumda değiliz.
“Sakat”, “özürlü” ifadeleri yerine “engelli” kavramının tercih edilmesinde isabet kaydedilirken “engelli insan” tanımlamasıyla, engelin bedeni ya da zihni yetilere/yeterliklere ilişkin olması sınırlılığını göz ardı edip insanı bütün yönleriyle engelli ilan etme hatasından henüz tam olarak kurtulmuş değiliz.
Doğum öncesinde, sırasında ya da sonrasında “engelli” sıfatı edinilmesine neden olan yeti/uzuv kaybı yaşayan insanlar, engeliyle yaşamak yanında kendilerine hayatı, emek ve ekmek mücadelesinde yer almayı zorlaştıran engellerle savaşmak durumundan hala azad olmuş değiller.
Eğitim sistemimizde, engeli bulanan bireylere yönelik önemli adımlar atıldı, atılmaya devam ediyor fakat eğitimdeki bu gelişme, üretim süreçlerine katılım, yönetim süreçlerine katkı, yönetim makamlarında yer alma noktasında engeli bulunan bireylere yönelik kapsayıcı politika ve uygulamalar noktasında hala eksiklerimiz var.
Engeli bulunan insanların kamuda istihdamı noktasında ortaya konan azim ve kararlılık sadece Türkiye’nin kendi geçmişinin değil bir çok dünya ülkesinin çok ilerisindedir. Fakat, istihdam süreci sonrasında kamu hizmetlerinin sunum aşamasında, kamu hizmeti sunma sorumluluğu noktasında engeli bulunan bireylere yönelik pozitif ayırımcılık düzenleme ve uygulamalarında aynı azim ve kararlılık ortaya konamamıştır.
Engeli bulanan bireylere yönelik bakışın merhametten adalete evrilmesine yönelik bütün çabaları, çalışmaları, arayışları değerli buluyoruz. İnsanın hayatını kolaylaştıran, hayatla temasını artıran, hayatın içine katan yaklaşımların engeli bulunan bireyler noktasında pozitif ayırımcılık içermesi, “ihsan” olarak değil “önce insan” bakışından beslenen “irfan” kapsamında değerlendirilmelidir.
Türkiye’nin en büyük emek örgütü ve en donanımlı emek hareketi Memur-Sen’in Engelliler Komisyonu olarak, engeli bulunan bireylerin çalışma hayatında, kamu personel sisteminde var olmasını sadece “sosyal adalet” ve “sosyal devlet” paradigmasına dayandırmıyoruz. Bunun aynı zamanda bireysel bir hak olduğunu ifade ediyoruz. Görme engelinin hakikata bakmaya engel olmayacağını, işitme engelinin hizmet taleplerine yönelik sözleri anlamaya engel olamayacağını, doğruyu seslendirmek için konuşma engelinin bulunmaması gibi zorunluluğun olmadığını biliyoruz. Bu çerçevede, engeli bulunan bireylerin istihdamında kamunun öncülük yapmaya devam etmek yanında çalışma şartlarında, kariyer imkanlarında, mali, sosyal ve özlük haklarında da öncülük yapma sorumluluğu yüklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
Engeli bulunan bireylerin adalete dayanan hak temelli bir bakışla insan onuru, insan hak ve özgürlükleri noktasında “eşitler arası avantajlı konumda” olması, istisnasız herkesin ve her kesimin çaba sarf etmesiyle mümkündür.
“Yeniden Büyük Türkiye” hedefini gerçekleştirme kararlılığının toplum sözleşmesi hükmüne de sahip olacağına inandığımız “Yeni Anayasa”, Türkiye’nin ve milletimizin engeli bulunan bireylere yönelik medeniyetimizin bakışını yansıtacak hükümler içermelidir. Bu kapsamda, Yeni Anayasa çalışmalarında engeli bulunan bireylerin görüş ve önerilerini yansıtacak katkı ve katılım süreçleri mutlaka oluşturulmalıdır. Mevcut Anayasa’nın devletin ve kamu idaresinin engeli bulunan bireylere yönelik ödevlerine ilişkin hükümlerinde yer verilen “ imkanlar ölçüsünde” sınırlaması, Yeni Anayasa’da kesinlikle olmamalıdır. Kamu hizmetlerinin sunumunda işaret dilinin, görme engellilere yönelik hizmete erişim imkan ve fırsatlarını arttıracak sesli uyarı/bilgilendirme hizmeti, anayasal hak olarak Yeni Anayasada yer almalıdır. Bütün engel türlerini kapsayacak şekilde Eğitim, Sağlık, İstihdam, Spor, Sosyal Hayata Katılım, Kamu Hizmetlerine Erişim konularında, engeli bulunan bireyleri dikkate alan yaklaşım ve felsefe Yeni Anayasa’ya hakim olmalıdır. Kamu personel sisteminde, mevzuatında ve kamu personeli uygulamalarında engeli bulunan bireylere yönelik “engeliniz var, kariyer yapmanıza, liyakatinizi artırmaya engel yok” anlayışı eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmelidir.
Bu anlayışla, unvan değişikliği ve görevde yükselme uygulamalarında engeli bulunan kamu görevlilerine mahsus kontenjan ve duyuru yöntemine ilgili mevzuatta yer verilmelidir.
Engeli bulunan kamu görevlilerinin çalışma alanlarında, hizmet binalarında, işe gidiş ve gelişlerinde maruziyet oluşturan engeli noktasında sorun yaşamamasını sağlayacak düzenlemeler ve uygulamalar yapılmalıdır. Kamu personel sisteminde, engelli kamu görevlilerine yönelik yapılacak düzenlemeler ve hayata geçirilecek uygulamalar, engeli bulunan bireylere yönelik toplumsal farkındalığı artırmanın yanında engeli bulunan bireylerin çalışma hayatına katılımı noktasında da motivasyon üretecek ve özel sektör açısından da örnek teşkil edecektir. Bu kapsamda,
Engeli bulunan kamu görevlilerine derece yükselmelerinin iki yılda bir yapılması,
Hizmet süresi 10 yıl olan engeli bulunan kamu görevlilerinin, (derece ve kademe sınırlaması olmaksızın) yeşil pasaport hakkından yararlandırılması,
Engellilere, Hac ve Umre ibadetlerinde refakatçileri ile birlikte %50 indirim sağlanması,
Engellilerin, motorlu taşıt alımlarında KDV’den muaf tutulması,
Engellilerin hayatını kolaylaştıracak, kullandıkları materyallerin vergiden muaf olması engeli ile ilgili tedavilerinde engelliden muayene ve ilaç katılım bedelinin alınmaması,
Emekliliğe hak kazanan engelli çalışanın emekli aylığı tutarı ile emekli ikramiyesinin -hizmet süresine bakılmaksızın- 25 yıl üzerinden hesaplanması, (25 yıldan fazla hizmeti olanlar için fiilen çalıştıkları süre dikkate alınmalı)
Engelli Kamu Görevlilerine bağlanacak emekli aylığının en son almakta olduğu maaşın %85'inden az olmaması,
3 Aralık Dünya Engelliler günü, 10-16 Mayıs Engelliler haftası ve hava muhalefeti nedeniyle tatil edilen günlerde özel sektörde çalışan engellilerinde izinli sayılması,
pozitif ayırımcılık kapsamında, engeli bulunan kamu görevlilerine yönelik yeni haklar olarak kamu personel mevzuatına ve sistemine dahil edilmelidir.
3 Aralık Dünya Engelliler Gününün, engeli bulunan bireylerin, engeli bulunan kamu görevlilerinin daha iyi şartlarda yaşaması, insan onuruna uygun çalışma şartlarına sahip olması, pozitif ayırımcılık zemininde beklentilerinin karşılanması noktasında yeni bir milatın oluşmasına kapı aralamasını temenni ediyoruz.