KONFEDERASYON HABERLERİ
Esen, Gerçek Hayat Dergisi`ne Konuştu
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen Gerçek Hayat Dergisi’nin 766. Sayısına verdiği söyleşide önemli noktalara değindi.
Memur-Sen’in iyilik hareketi olduğunu belirten Esen, “Hedefimiz, elimiz yettiğince, gücümüz ölçüsünde, maddi imkânlarımızı, manevi hazlarımızı infak ayı Ramazan’da kardeşlerimizle, mazlumlarla ve mağdurlarla paylaşmaktır. Gücümüz yetene kadar, elimizin uzandığı her yere gideceğiz. Bizim sınırlarımız gönül coğrafyamıza göre çizilidir. Motivasyonumuz da budur” dedi.
İşte o söyleşi:
*Memur-Sen, son olarak “Mazlumlar İçin İnfak Vakti" adlı geniş ölçekli insani yardım kampanyasıyla ön plana çıktı. Dur durak bilmeden dünyanın dört bir yanına koşmanızı sağlayan bu kutsal motivasyonun kaynağı nedir?
Medeniyet sendikacılığının bizlere yüklediği sorumlulukla, sosyal ve insani yardımlarda ülkemizin ve dünyanın marka konfederasyonu haline geldik.
Ülkemizin ve insani yardım kuruluşlarının düzenlediği tüm kampanyalara katkı yaparak insani yardım seferberliğinde öncü kuruluş olduk.
Evet “Mazlumlar İçin İnfak Vakti" sloganıyla yeni bir kampanya başlattık. Allah utandırmasın. Memur-Sen olarak paylaşma ve kardeşlik ayında “Mazlumlar İçin İnfak Vakti” sloganıyla dev yardım kampanyası için bu hafta start verdik. Kampanya kapsamında Filistinlilere, 1000 koli gıda yardımı, ihtiyaç sahibi bin kişi ile iftar ve 100 Filistinli çocuğa bayramlık giyim yardımı gerçekleştiriyoruz. Tel Abyad’dan Türkiye’ye sığınanlara yönelik bir TIR’lık gıda yardımı, Kosova’nın güneyinde bulunan Mamuşa’da 200 kişilik bir iftar programı ve Budist zulmü altındaki Arakanlı mazlumlara 20 bin TL’lik gıda yardımı yapıyoruz. Bu sadece başlangıç. Ramazan, insanın kulluk nimetinden pay alma ayıdır. Biz de medeniyetimizin değerleri üzerine var olan sivil toplum kuruluşu olarak insani görevlerimizi yerine getirmek, bu mübarek günleri hayrı inşa, merhameti ifa günleri olarak değerlendirmek istiyoruz.
Memur-Sen olarak derdimiz sadece sevap kazanmak değil, Allah’ın rızasına talip olmanın hakkını vermektir. Hedefimiz, elimiz yettiğince, gücümüz ölçüsünde, maddi imkânlarımızı, manevi hazlarımızı infak ayı Ramazanda kardeşlerimizle, mazlumlarla ve mağdurlarla paylaşmaktır.
Hiçbir çocuk sokakta kalmasın, Hiçbir yetim himayesiz kalmasın, Hiçbir mülteci aç açık kalmasın niyetindeyiz. Gücümüz yetene kadar, elimizin uzandığı her yere gideceğiz. Bizim sınırlarımız gönül coğrafyamıza göre çizilidir. Motivasyonumuz da budur.
İYİLİK İÇİN SEFERBER OLMALIYIZ
*4 milyon mülteci kardeşimize kucak açmış bir ülkeyiz biz. BM Yüksek Komiseri Gutierrez'in "Türkiye kadar olamadık" itirafı hâlâ kulaklarımızda. Batı; insanlığın maruz kaldığı zûlüm, açlık ve mülteci sorunları noktasında niçin böylesine duyarsız?
Duyarsızlar, çünkü vicdanları yok. Duyarsızlar çünkü kanlı planlarda temsil ettikleri ülkelerin parmakları var. Duyarsızlar çünkü zulümlere duruma göre açık ya da örtülü destek veren ABD, AB’nin sözcülüğünü yapıyorlar.
Emperyalizm Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi, Filistin, Irak, Suriye’de Mısır’da milyonlarca insan katledildi. Mazlumlar savaş nedeniyle evinden yurdundan göç etmek durumunda kaldı. Arakan ve Doğu Türkistan’da ise kapalı devre zulümler aralıksız bir şekilde sürüyor. Biz kardeşlerimizden haber alamıyoruz. Kapitalist sistem iyi olan ne varsa yok etmek, kötülüğü yaymak, barış yerine savaşı hakim kılmak için, her türlü fitneyi yer yüzüne yayıyor. Bize düşen ümmet olarak, ayağa kalkmak, küresel emperyalizmin zulmü sona erene kadar bir daha oturmamaktır. Evlerden evlere, gönüllerden gönüllere iyilik taşımak için seferber olmalıyız.
KARDEŞLİK SINIR TANIMAZ
*Yardımlarınızda pozitif bir ayrımcılık söz konusu mu?
Erdemli sendikacılık anlayışımızın gereği olarak, nerede bir mazlum varsa yardıma koşuyoruz. Mazlumun ırkına, dinine ve rengine bakmadan sıcak bir samimiyetle yardım elimizi uzatıyoruz. ‘Kardeşlik sınır tanımaz, ten rengine bakmaz, mazlumun kimliğini sormaz' anlayışıyla dünyanın dört bir yanına insani yardım elimizi uzatmaya, mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkmaya devam ediyoruz. Ne zaman bir iyilik kervanı yola çıktıysa, biz de katıldık. Nerede bir felaket oldu, yardım çığlıkları yükseldiyse, biz orada olduk, kanayan yaralara çare olmaya çalıştık. Konfederasyonumuz başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarının ve ülkemizin güzide kurumlarının insani yardımlardaki hassasiyeti nedeniyle bugün ülkemiz insani yardımlar bakımından dünyanın ilk üç ülkesinin arasında yer alıyor. Bu gurur verici bir tablo. Bu tablonun oluşmasında rolü bulunan herkese teşekkür ediyorum.
YETİM GÜLERSE, DÜNYA GÜLER
*Bir duyarlılık oluşturmak adına yardımlarınızdan söz eder misiniz?
Türkiye’nin en büyük memur konfederasyonu olarak, ülkemizin çok değerli kuruluşlarını hayırda buluşturduk, önemli kampanyalarda birlikte hareket etmelerinin zeminini hazırladık. Gerek bu insani kuruluşlarla gerekse konfederasyon olarak ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında meydana gelen felaketlerde ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi için seferber olduk.
“Van İçin Yardım Zamanı”, “Hepimiz VAN’lıyız”, ve “VAN İçin Bir Umut Da Sen Ol” diyerek Van depreminde, deprem bölgesine ilk giden ve yardım elini uzatan konfederasyon olduk. Samsun’da yaşanan sel felaketindeki selzedeleri mübarek Ramazan ayında yalnız bırakmadık. Bir ay boyunca selzedelerin iftarlarını yaptırdık. STK’lar olarak, Arakanlı Müslümanların dertlerine ortak olduk. “Kış geldi, Suriye İçin Bir Ekmek, Bir Battaniye” kampanyasına destek verdik. Suriyeli kardeşlerimiz için, Memur-Sen Kadın Komisyonumuz, “Bir Mama, Bir Bez; Sadece Bir SMS” kampanyası başlattı. Kazakistanlı çocuklara Elif Ba kitabı gönderdik. 2011 yılındaki tüm iftar programlarımızı iptal ederek, “İnsanlık ölmedi, yardımlar Afrika’ya” kampanyasıyla Afrika’da açlıktan ve susuzluktan ölen çocukların yardımına koştuk. Kıtalar arası kardeşlik köprüleri inşa etmeye devam ettik. Arakanlı yetimler için Bangladeş’te Mehmet Akif İnan Külliyesi’nin temellerini attık. Filipinlerde gerçekleşen tayfun felaketinin yaralarını sarmak için “Filipinler İçin İnsanlık Vakti” adıyla yardım kampanyası başlattık. Suriye’de donarak ölen çocuklara kayıtsız kalamazdık. Suriye için başlatılan “Sana ihtiyacım var” kampanyasına tam destek verdik. Somalili yetimlere sahip çıktık. Soma, Bosna ve Orta Afrika için eş güdümlü yardım kampanyası başlattık. “Telafer’e El Uzat” sloganı ile kardeşlerimizin yardımına koştuk. “Yetimler, ana babası ölünce değil, onlara bu ümmet sahip çıkmadığı zaman yetim kalır.” düsturuyla emanetlerimize sahip çıktık. Yetim gülerse dünyanın güleceğine inandık. Bu anlayışla “Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var” projesine paydaş olduk, ümmetin yetimlerine kucak açtık. Habeşistan’da su ku yuları açtırdık. Uluslararası öğrencilere kapımızı açtık. Kurban yardımlarımızı Kosava’nın Prizren ve Mamuşa bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ayn el -Arap (Kobani)’den gelerek ülkemize misafir olan kardeşlerimize 7 bin battaniye, üç bin yatak ulaştırdık, gıda yardımları yaptık. Erdemli sendikacılık anlayışımızın gereği olarak, depremin sarstığı Nepal’e de yardıma koştuk. Nepal’li kardeşlerimizin, ırkına, dinine ve rengine bakmadan sıcak bir samimiyetle yardım elimizi uzattık. Filistin’e ise sürekli yardımlarımız devam ediyor. Özellikle bugünlerde bir elimizi Gazzeli kardeşlerimize, ikinci elimizi de Suriye'den ülkemize göç eden tüm mazlumlara uzatmalıyız. Doğu Türkistan ile Arakan’ı asla unutmamalıyız.
.