KONFEDERASYON HABERLERİ
Genel Başkan Yalçın, 13. Çalışma Meclisi’ne Katıldı
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla 29-30 Nisan tarihlerinde Ankara’da düzenlenen 13. Çalışma Meclisi toplantısına katıldı.
Çalışma hayatındaki başlıkların gündeme alındığı 13. Çalışma Meclisi toplantısına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan ile Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yanı sıra, Kamu Görevlileri ve İşveren Sendika Konfederasyonlarının, İşçi Sendika ve Konfederasyonlarının, Oda ve Borsa Birliklerinin, Sivil Toplum Kuruluşlularının Başkanları ile akademisyenler katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren ve 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne değinen Bakan Işıkhan, “Tüm emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü şimdiden tebrik ediyorum. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda ülkemizin her yerinde 1 Mayıs’ı barışçıl etkinliklerle kutlamaya hazır tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyorum. 1 Mayıs’ın günün anlam ve önemine uygun olarak barış içinde ve bayram havasında geçmesine emekçilerimizin de esenliğine vesile olmasını diliyorum. Türkiye Yüzyılı’nda çalışma hayatı emeğin, sendikal örgütlenmenin ve istihdamın geleceği başlığı altında gerçekleştireceğimiz bu Meclisin ülkemize, milletimize, emekçilerimize ve çalışma hayatımızın tüm aktörlerine hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmasının ardından oturum düzenine geçildi.
Yalçın: Gazze ve Doğu Türkistan’daki soykırımın durması için sesimizi yükseltiyoruz
Bakan Işıkhan’ın oturum başkanlığını yaptığı “Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” panelinde konuşan Yalçın, “Konuşmamın başında Gazze ve Doğu Türkistan’da soykırıma tabi tutulan kardeşlerimi rahmet ve minnetle anıyorum. İnsanlığın sustuğu, uluslararası kurumların soykırıma tepkisizce şahitlik ettiği, insanlık tarihinin en korkunç zulümlerinin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bizler burada çalışma hayatındaki sorunları, emekçilerin haklarını konuşurken oradaki kardeşlerimizin hakları değil canları elinden alınıyor. Biz Memur-Sen olarak bu soykırımın durması, soykırımcıların ise yargılanması için gayret ediyor, eylem, miting, yürüyüş ve boykot çağrılarımızla kardeşlerimize ses olmaya çalışıyoruz” dedi.
“Emek Üretimin Öznesidir”
Emeğin bir maliyet unsuru değil üretim sürecinin öznesi olduğunun altını çizen Yalçın, “Emeğin ötekileştirildiği, ikame edilmesi ve üretim sürecinin dışında bırakılması amacıyla gerçekleştirilen tüm akıl üstü paradigmalar karşısında Türkiye; insan odaklı ve hak temelli, medeniyet değerlerimizi ve tarihi birikimimizi esas alan çalışma ahlakını benimsiyor. Emekçi, kazandığı müddetçe talep edebilecek, alım gücü yükseldikçe ve gelir dağılımında adalet sağlandıkça tüketimini devam ettirebilecektir. Bu yüzden, emeği ve emekçiyi üretim sürecinin tamamen dışına itmek; sermaye tarafının asıl sorunudur. Toplu sözleşme masasında teklif edilen beklentilerin hayata geçmesiyle Emeğin geleceği şekillenecektir. Emeğin geleceğini “soyut” normlar değil “somut” olaylar belirleyecektir. Çalışma biçimlerini ve şekillerini değiştirme gayretleri; iyi niyet, doğru adım ve emeği önceleyen bakış açısıyla gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.
“Kamu Görevlilerinin Sorun ve Talepleri Görülmeli”
Konuşmasının devamında kamu görevlilerinin beklentilerine, çalışma hayatındaki sorunlara vurgu yapan Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü:
Emeğin geleceğine insan odaklı ve hak temelli bakış açısıyla, güvenceli istihdamı merkeze alarak bakmalıyız. Toplu sözleşme sistematiğinde ve hükümlerin uygulanmasında yaşanan aksaklıklar ortadan kaldırılmalı. Bir diğer sorun Koruyucu Giyim Yardımı ve hizmet kolları kazanımlarının uygulanmasındaki engeller giderilmelidir. 1. Dereceye yükselen kamu görevlilerine 3600 ek gösterge konusu daha fazla ötelenmemeli. Yardımcı Hizmetler Sınıfının Genel İdari Hizmetler Sınıfına aktarılması talebimizi yineliyoruz. Mühendislik Meslek Kanunu, zorunlu emeklilik, görevde yükselme ve unvan değişikliği, kadın çalışanların sorunları ve çalışma hayatında yaşanan diğer aksaklıklar yeni sosyal maliyetlere fırsat vermeden yetkili konfederasyonla yapılacak istişareler sonucunda giderilmeli”
“4688 sayılı Kanun Evrensel Normlara Göre Yeniden Düzenlenmelidir”
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun ILO normlarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Yalçın, “4688 sayılı Kanun artık günün gereklerine uyum sağlayamıyor. Emekliler toplu sözleşme masasından etkileniyor ama masayı etkileyemiyor. Masada yetkiyi ikame edecek düzenlemelerden kaçınılmalı, taraflar arası eşitlik sağlanmalı. 6 milyon kişiyi doğrudan etkileyen toplu sözleşme 30 günle sınırlandırılmamalı, Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna ayır süre tanınmalıdır. Dayanışma aidatı olmalı, emeğin hakkı teslim edilmeli, dayanışma aidatı, grev hakkı olmalı, emeğin hakkı teslim edilmeli. Genel ve hizmet kolları toplu sözleşmeleri ayrılmalı, işçilerde olduğu gibi sorunu anlayan kamu kurum ve kuruluşuyla toplu sözleşme yapılmalı, teklifler karşılıklı verilmeli, yer, gün saat ortak belirlenmeli, hakem Kurulu dağılımı adil olmalı, Yüksek Hakem Kurulu’na benzer yapı oluşturulmalı” şeklinde konuştu.
Tonbul: Örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır
13. Çalışma Meclisi ikinci gününde panellerle devam etti. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, oturum başkanlığını Yüksek Hakem Kurul Başkanı Doç. Dr. Seracettin Göktaş’ın yaptığı “Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” panelinde konuşmacı olarak katıldı.
Konuşmasında örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Tonbul, “4688’in sendika üyesi olamayacakların kapsamı çok geniş. Biz bunu örgütlenmeye müdahale olarak değerlendiriyor ve bu engellerin kaldırılmasını gerektiğinin altını çiziyoruz. Yasanın yasaklardan arındırılması, günün şartlarına uyumlandırılması gerekmektedir. Yasaklar kapsamının bu kadar geniş olması ILO 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesine ve 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesine de ayrıca aykırılık teşkil etmektedir” dedi.
4688 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 2012 yılından bu yana değişen konjonktür karşısında mevcut ihtiyaçları karşılayamaz hale geldiğini ifade eden Tonbul, “Kamu görevlileri sendikalarının geleceği yeterliliğini kaybetmiştir. Sorunlarımızı genel olarak hatırlatacak olursak, sürenin yetersiz olması, eşitler arası pazarlık ortamının oluşturulmaması, hakem heyetinin yapısal sorunları, dayanışma aidatı ve grev hakkı gibi sendikal mücadelenin en önemli kavramlarının yer almaması ve son zamanlarda mevcut toplu sözleşme hükümlerinin hukuken geçerliliği noktasında tereddütlerin oluşturulmaya çalışılması şeklinde sıralayabiliriz. Kısacası yeni bir toplu sözleşme yasası mecburi bir zorunluluk halini uzun zaman önce almıştır” diye konuştu.
Memur-Sen Toplu Sözleşme ve Mevzuat Koordinatörü Raşit Eğin de oturum başkanlığını Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu’nun yaptığı “Türkiye Yüzyılında Sendikal Hareketin Dönüşümü” panelde “Teknolojik Gelişmelerin Sendikal Harekete Etkileri Yeni Nesil Çalışma Modelleri ve Sendikacılık Sendikal Yenilenme Gerekliliği ve Enformel Sektörler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
13. Çalışma Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettiği bir resepsiyonla sona erdi.