KONFEDERASYON HABERLERİ

Genel Başkan Yalçın 8. Dönem Toplu Sözleşme Sürecini Değerlendirdi “Enflasyonun Faturası Yine Memura ve Emekliye Kesilmiştir”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, uzlaşmazlıkla sonuçlanan 8. Dönem Toplu Sözleşme ve Hakem Kurulu sürecine ilişkin düzenlenen basın toplantısında, Maliye Bakanlığı’nın enflasyonun faturasını yine memura ve emekliye kestiğini belirterek, ekonomik krizin faturasının kamu çalışanlarına ödetildiğini söyledi.
Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Genel Başkan Yalçın’ın yanı sıra konfederasyon bünyesindeki sendikaların genel başkanları, genel yönetimleri, basın mensupları ve davetliler katıldı. Burada konuşan Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme masasına; gelir dağılımında adaleti, kamuda ücret dengesini, çalışma barışını sağlayacak adil ve makul tekliflerle gittiklerini dile getirdi.
Memur-Sen’in sunduğu makul tekliflere karşın Kamu İşvereni’nin 7. Dönem Toplu Sözleşme’de haksız ve hatalı tutumunu sürdürdüğünü belirten Yalçın, memuru ve emekli yok sayan, pazarlığa değer görmedikleri tekliflerle karşı karşıya kaldıklarını vurgulayarak, “Biz, Kamu İşvereninin Haksız ve yetersiz tekliflerini reddettik. Kararlı ve şeffaf bir mücadele yürüttük. Memuru ve emekliyi yok sayan, Kamuda bozulan ücret dengesini düzeltmek için hiçbir adım atmayan Kamu İşverenin tekliflerine karşı; Türkiye’nin 81 ilinde basın açıklamaları yaptık, Her ilde ‘Memur ve Emekli Nöbette’ çadırları kurduk, düzenlediğimiz Sosyal medya etkinlikleriyle Türkiye gündemini belirledik, Çalışma Bakanlığı önünde protesto eylemleri düzenledik, Ağustos sıcağında Anadolu Meydanı’nda 25 bin kamu görevlisiyle miting gerçekleştirdik, ardından Maliye Bakanlığına yürüdük. Ülke genelinde iş bırakma kararımızı yüzbinlerce kamu görevlisinin katılımıyla uyguladık, Başta ulaşım hizmetleri olmak üzere bütün sektörlerde hizmet üretmedik, Memur/emekli hayat bulsun diye hayatı durdurduk. Emek ve üretimden gelen gücümüzü ortaya koyduk, Mücadeleyi büyüttük, Hükümete adil bir teklif çağrısı yaptık. Çabalarımız, 10 hizmet kolunda bağıtlanan 288 maddeyle karşılık bulurken, Genele ilişkin bölümde 68 madde olarak toplamda 356 madde bağıtlanmış oldu; Ancak Oransal zam, Taban aylığa artış, Refah payı, İlave 1 derece, Ailenin güçlendirilmesi, Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesi gibi Kamuda ücret dengesi ve gelirde adaleti sağlayacak, Aileyi koruyacak, iş aile hayatı uyumunu sağlayacak, Özellikle, Emeklilere nefes aldıracak taban aylığının daha fazla artırılmasını sağlayacak temel maddelerde ise uzlaşma sağlayamadık” ifadelerini kullandı.
“Hakem Kurulu, Maliye’nin telkinleriyle hareket ediyor”
Memur-Sen olarak her toplu sözleşmede kamu işvereninin noterliğini yapmış olan Hakem Kurulu’nu Protesto etmek, adil olmayan yapısını tartışmaya açmak için kurula başvurmadıklarını belirten Genel Başkan Yalçın, bu süreçte Hakem Kurulu’na üye göndermeme dahil her yöntemi yetkili kurullarla istişare ettiklerini hatırlattı.
Uzlaşılan 58 maddelik kazanımları korumanın tek yolunun Hakem’e üye göndermek olduğunu gördüklerini belirten Yalçın: “Bu yönde karar aldık, Yasanın eksikliği nedeniyle, Uzlaşılan maddeler karara dönüşmüyor, Mecburen Hakem’e gitmek durumunda kalınıyor. Bu kanun, Yeni kazanım elde etmeyi bırakın Eski kazanımları dahi korumuyor. Biz, Toplantı tutanağındaki 58 Maddeyi boşluğa bırakamaz; 19 günlük emeğimizi ve Kamu Görevlilerinin kazanımlarının halı altına süpürülmesine müsaade edemezdik. Hakeme ‘talimatla değil, adaletle karar verin Noter etiketinden kurtulun’ çağrımızı yaptık. Ne yazık ki Hakem Kurulu, adil bir karar vermek yerine yetkinin kendilerinde olmadığını söyleyerek topu, ekonomi yönetimine attı. Biz de çağrımızı Maliye Bakanlığı’na yaparak ‘ya adil bir karar verin ya da sorumluluğu hakem kuruluna yükleme kolaycılığını bırakıp, 85 milyonun karşısına çıkarak Hakem’in Kararının sorumluluğunu üstlenin’ dedik. Gelinen nokta itibariyle, Hakem Kurulu dünkü kararıyla, Kamu Görevlilerin Hakem Kurulu değil, Kamu işverenin hakem kurulu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Böylece Hakemin; adaletli bir karar üretme iradesi göstermediği, aksine Maliye yönetiminin telkinleriyle hareket ettiği tescillenmiş oldu” diye konuştu.
Yalçın: Yapılması gereken ne varsa yaptık
Sözlerinin devamında Hakem Kurulu’nun kendisini kurtarmak için bazı iyileştirmeler yapmış gibi göründüğüne ancak bu hususların günü kurtarmaya yönelik hamleler olduğuna dikkat çeken Ali Yalçın, Memur-Sen olarak oluşan tabloya meşruiyet kazandırmamak için Hakem Kurulu’ndan çekildiklerini; böylece hem kazanımları koruduklarını hem de noter görevi gören Hakem yapısına ortak olmadıklarını ifade etti.
Kamu işvereninin uzlaşmaz tutumu ve Hakem’in haksız kararı ile çalışma barışının zedelendiğine dikkat çeken Genel Başkan Yalçın, aynı işi yapan farklı statülerdeki çalışanlar arasındaki ücret makasının açıldığını vurgulayarak, “Maliye Bakanlığı; Enflasyonun faturasını, yine memura ve emekliye kesmiştir. Ekonomik krizin maliyetini kamu çalışanlarına ödetmiştir. Haksızlığı derinleştirmiş, Memuru yoksulluk, Emekliyi açlık sınırının altına mahkûm etmiştir. Amirin maiyetindekilerden, aynı işi yapan çalışanlardan birinin diğerinden daha düşük maaş aldığı bir çarpıklığa neden olmuştur. Memur-Sen olarak, bizler bu süreçte, Hukuki ve demokratik bütün haklarımızı kullanarak sonuna kadar mücadele ettik. Dik durduk, susmadık, gereken her şeyi söyledik ve kararlı bir duruş sergiledik. Yapılması gereken ne varsa yaptık. Söylenmesi gereken her şeyi söyledik. Geldiğimiz bu noktada hiç kimse bizden; bu kararı içimize sindirmemizi, Sebebi olmadığımız sorunların sahibi olmamızı beklemesin. Toplu sözleşme süreci bitmiş olsa bile Mücadelemiz bitmeyecek, Kesintisiz ve kararlılıkla devam edecektir. Aksine bu süreç; Bizim Sendika Yasasıyla ilgili bugüne kadar her platformda dile getirdiğimiz itirazlarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koymuştur. Bu yasayla daha ileriye gidebilmek, daha etkili sonuçlar almak mümkün değildir” dedi.
“Yeni yasa bir an önce hayata geçirilmelidir”
Toplu sözleşme sistematiğinin; kapsamından süresine, işleyişinden tutanak sistemine, grev hakkından hakem kuruluna, örgütlenme özgürlüğünden, sosyal diyalog mekanizmalarına, toplu sözleşmenin özerkliğinden alternatif uzlaştırma yöntemlerine kadar tüm boyutlarıyla tartışılarak köklü değişikler yapılması gerektiğinin altını çizen Ali Yalçın şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “Adil ve etkili bir toplu sözleşmeye imkân verecek ILO normlarına uygun yeni bir Sendika Yasası, Sosyal taraflarla birlikte çalışılarak bir an önce hayata geçirilmelidir. Çünkü bu yasanın ürettiği sosyal maliyet; sadece memuru değil, toplumun bütün kesimlerini ve yönetenleri de etkileyecek duruma gelmiştir. Kamu görevlileri bu kararın maliyetini sürdüremez, işveren de bu kararın olumsuz sonuçlarını görmezden gelemez. Biz Memur-Sen olarak gerek 4688 sayılı sendika yasasının, gerekse de Kamu Personel Sisteminin değişmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz; kamuda çalışma barışı sağlanıncaya, ücret dengesi kuruluncaya, memur aleyhine oluşan makas kapatılıncaya, memur ve emekli alın terinin karşılığını eksiksiz alıncaya kadar Masada da Sahada da Hukukta da mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. İnanıyoruz ki, Ortak Akılla, Adaletle, samimi bir İradeyle sorunlar çözülecek hem kamu görevlileri hem milletimiz kazanacaktır. Çünkü biliyoruz; güçlü memur güçlü devlet, güçlü devlet güçlü Türkiye demektir. Bu inançla emeğin hakkını, adaletin gereğini, geleceğimizin teminatını birlikte inşa edeceğiz.”