ARŞİV
GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİ İÇİN TEK YÖNTEM MİLLİ İRADEDİR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 23 Nisan 1920’de bu millet tarafından ortaya konan ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ iradesinin aradan geçen 89 yılda demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bezenerek bir devlet kimliğiyle somutlaştığını söyledi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle bir açıklama yapan Gündoğdu, milli irade ikliminin daha özgür, daha demokrat, daha sivil ve daha güçlü bir Türkiye’yi ortaya çıkarmak için başta çocuklarımız olmak üzere bütün bireylere yüksek demokrasi bilinci ve sarsılmaz milli irade algısı oluşturacak bir zemin oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Gündoğdu’nun açıklaması şu şekilde:
23 Nisan çocuklar için bayram olarak, yetişkinler için ise milli iradenin bütün değerleriyle yaşandığı ve kavrandığı bir idrakle kutlanmalıdır. 89. yılını kutladığımız bu anlamlı günü var eden tarihsel süreci incelediğimizde bu ülkenin ve insanlarının ‘milli egemenlik’ konusundaki taklidi zor hassasiyetini görüyoruz. İşgal altına alınmak istenen bir devletin ve değerlerine savaş açılan bir milletin savaş ortamında kurmayı başardığı ‘Meclis’ aracılığıyla savaşı yönettiği ve milli mücadele kavramıyla küçük büyük tüm bireylerine bağımsızlık ruhunu kazandırdığı ikinci bir örnek tarihte yoktur.
Savaşın isimlendirilmesinde kullanılan ‘milli mücadele’, ‘kurtuluş savaşı ‘gibi ifadeler aslında zaferin elde edilmesinde itici gücün millet ve millet iradesi olduğunu kavramsal olarak ta ifade ediyor. Yaşayamayacağını bildiği halde bağımsızlık için ölmeyi göz önüne alan Mehmetlere ve Nene Hatunlara şükran borcumuzu layığı veçhile ödemek istiyorsak milli iradeye ve bu iradenin tecelligahı olan millet meclisine yönelen/yönelecek bütün saldırıları bertaraf edecek azim ve kararlılığı ortaya koymak zorundayız.
Kurulduğundan bu yana milli iradeyi eksen alan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu özelliğini sona erdirmek ve sınırlandırmak arzusunda olan kişi ve oluşumlar hepimizin malumudur. Hatta bu arzunun fiile dönüştüğü 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat tarihleri 23 Nisan’ın içerdiği anlamı gölgelemiş, kurtuluş savaşı sürecinde dahi var olan milli irade kesintiye uğratılmıştır. Bugün de 23 Nisan’ı anlamsızlaştırmak eyleminde olanlar, hatta bu eylemini örgüt kurarak milli iradeye karşı eyleme dönüştürenlerin varlığı bilinmektedir. Ancak gelinen noktada görüyor ve mutlu oluyoruz ki bu toplum kendisini ve iradesini yok sayan kişilere ve oluşumlara pabuç bırakmayacak kadar demokrasisine ve özgürlüklerine sahip çıkma kararlılığındadır.
Bu yılki 23 Nisan’ı; Ülkemiz çocuklarına ve gençlerine eğitim imkanı sağlamak gibi saygın amaçlarla kurdukları vakıfların arazilerini ülkeyi ve toplumu kaosa sürüklemek için kullanılacak silahların saklandığı cephaneliğe dönüştürecek kadar gözü dönmüş bu kişi ve oluşumlara hak ettikleri cevabın verildiği bir zemin olarak görmek ve kutlamak istiyoruz.
23 Nisan 1920’de bu millet tarafından ortaya konan ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ iradesi, aradan geçen 89 yılda demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bezenmiş bir devlet kimliğiyle somutlaştırılmıştır. Bize düşen, milli irade ikliminin daha özgür, daha demokrat, daha sivil ve daha güçlü bir Türkiye’yi ortaya çıkarmak için başta çocuklarımız olmak üzere bütün bireylere yüksek demokrasi bilinci ve sarsılmaz milli irade algısı oluşturacak bir zemin oluşturmaktır.
Biz biliyor ve inanıyoruz ki her türlü yokluğun ve yoksunluğun hakim olduğu 1920’lerde milli iradeye tutunan bu toplum aradan geçen sürede gerçekleştirdiği atılımlarla sahip olduğu imkan ve kabiliyetlerini milli iradenin daha da kuvvetlenmesi için seferber edecektir. Bu tespiti haklı kılacak en somut örnek ise son dönemde ortaya çıkan milli irade karşıtı eylemlerin faillerinin amaçlarına ulaşmadan tarafsızlığına inancımızı koruduğumuz yargı organlarının önünde hesap veriyor olmalarıdır. Daha önemlisi ise bu kişi ve oluşumların taraftar bulamamaları ve milletimiz tarafından onaylanmamasıdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün , 23 Nisan’ı milli egemenliğin deklare edildiği bir gün olmak yanında çocukların bayramı olarak kutlanmasını istemesi O’nun milli egemenliğin önem ve anlamının çocuk yaştan itibaren kavranılması gerektiğine ilişkin hassasiyetini ortaya koymaktadır.
Bu nedenle çocuklarımıza, 23 Nisan’nın süslü giysilerle kalabalık bir vatandaş topluluğu önünde gösteri yaptıkları basit bir bayram töreninden çok daha derin anlamları içerdiğini anlatmak ve kavratmak zorundayız. Çünkü onlar yokluğu felaketle eş anlamlı olan milli iradenin gelecekteki koruyucuları ve sahibidirler.
Diğer taraftan dünya çocuklarına ev sahipliği yaptığımız 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklarımızın dünya ülkelerine misafir olmalarını sağlayacak uygulamaların da ‘dünya ülkesi güçlü bir Türkiye’ idealine uygun olacağı kanaatindeyiz.
Bu duygularla milli iradeyi esas alan bir devletin coğrafyasında yaşamak gibi büyük bir nimete sahip olan çocuklarımızın bayramını kutlarken, milletimizin her ferdinin milli egemenlik kavramını yozlaştırmaya, milletin egemenliğini yok etmeye çalışan hiçbir oluşuma fırsat vermeyecek yüksek demokrasi bilincine sahip olduğu inancımızı da bir kez daha tekrarlamak istiyoruz.