ARŞİV
Gündoğdu, Büro Memur-Sen 2. Türkiye Buluşmasına Katıldı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Filistin'de İsrail'in yaptığı zulümlerin Türkiye'de meydana getirilen kaos olaylarından farksız olmadığını belirtti.
Büro Memur-Sen’in 2. Türkiye Buluşması, Antalya’nın Aksu ilçesine bağlı Kundu bölgesindeki Kervansaray Otel’de gerçekleştirildi.
Büro Memur-Sen’in 2.Türkiye Buluşması’na katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu önemli değerlendirmelerde bulundu. Gündoğdu yaptığı konuşmasında İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa saldırıları Gazze saldırıları, Gezi olayları 17-25 Aralık olayları, 6-7-8 Ekim katliamlarının birbirinden ayrı olayların olmadığını söyledi.
Memur-Sen olarak çözüm sürecinin yanında olduklarını kaydeden Gündoğdu, “Bu olaylar aynı paketin aynı üst aklın maşalarıyla birlikte farklı yerlerde ortaya koyduğu olaylardır. Çözüm sürecinde biz neden yer aldık. Memur-Sen ailesi devletin ve hükümetin bu projeye başlamasından önce de çözüm sürecinin en önemli aktörüydü. Dün 2007’li yıllarda Türklük adına, ulusalcılık adına, milliyetçilik adına Ergenekon ve yanaşmaları zinde güçleri göreve davet ediyordu. Şimdi Kürtçülük adına PKK’nın yanaşmaları zinde güçleri göreve davet ediyor. Nusrettin Hoca fetvalarıyla meşhur bir İslam alimidir. ‘Hocam cenazeyi tabutta taşırken neresinde olalım’ diye sorduklarında içinde olmayın da neresinde olursanız olun diyor. Memur-Sen ailesi JİTEM’e de KCK’ya da Ergenekon, IŞID’e de aynı uzaklıkta olmalıdır” diye konuştu.
“GÖREVİMİZ DEVLET İLE MİLLET ARASINDA KÖPRÜ OLMAKTIR”
Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm süreci için yeniden Türkiye’yi dolaşmaya başladığımızda 37 ile ben diğer illere genel başkan yardımcılarımız gittiler. Görevimiz devlet ile millet arasında köprü olmaktı. Milletin tekliflerini sitemlerini kaygılarını siyasi partilere taşımaktı. Bizim de kaygımız vardı. Şehitlik, bayrak, demokratikleşme, vatanının bölünmezliği olmazsa olmazımızdır. Dün derin devletin ötekileştirdiği kesimlerin beriki olmasını istiyordu. Aleviler, başörtülüler, muhafazakarlar Kürtler, muhafazakar Kürtler iki kere öteki durumundaydı. Türklük adına JİTEM’in derin devletin Kürt’lerin dışlanmasını lanet ederken, Kürtlerin haklarını koruduğunu iddia edenler muhafazakar Kürtlerin ölümüne çağrıda bulunarak 16 yaşında kurban eti götüren Yasin’i katlederek Türk ve Kürtün kardeşliğine dinamit koymuştur. Bu vicdansızlıktır. ”
Gündoğdu, “Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni olsun bütün vatandaşların can güvenliğin sağlamak devletin görevidir. 6-7-8 Ekim’de seyreden devlet vardı. Dün derin devlete karşıydık, bugün seyreden devlet istemiyoruz. Vatandaşın güvenliğini sağlayan devlet istiyoruz. Doğu’da Güneydoğu’da çözüm isteyen dindar Kürtlerin aşağılanmasına asla müsaade etmeyiz” dedi.
MESCİD-İ AKSA ÜMMETİN ONURUDUR
Milyonlarca mazlumun Türkiye’de misafir edildiğini kaydeden Gündoğdu, “Bir şeyin altın çizmek istiyoruz. Halep’ten gelenler ne kadar mazlum ve kardeşimiz ise Kobani’den gelenler o kadar mazlum ve kardeşimizdir. Ne bir fazla ne bir eksik. Telafer Türkmenleri sahip çıktığımız mazlum ve kardeşimiz ise Arakan, Filistin’deki mağdur da aynı oranda kardeşimizdir. Irkçılık hastalığına kapılıp Arap, Türk, Kürtlük kavramıyla mazlumları ya da terör örgütlerini kendimize yakın ve uzak gibi kavram oluşturursak bu ümmetin insanlığın kaybı olur. Orta Doğu’da bu bölgede savaşlar devam ettiği sürece ağıtlar Türkçe, Kürtçe, Arapça olacak kahkahalar İbranice, İngilizce olacaktır. Mescid-i Aksa ümmetin onurudur. Bütün işgalcilerden temizlenmek zorundadır. Havra’ya, kiliseye saygı bekleyen aynı saygıyı Mescid-i Aksa’ya göstermiyorsa inançtan anlamıyor değerlere saygısı yok demektir” şeklinde konuştu.
GÜNDOĞDU'DAN YETİM VURGUSU
400 milyonun üzerinde yetimin olduğunu biliyoruz diyen Gündoğdu, “Sen, ben sahip çıkmazsa bu yetimler, mafya, fuhuş ve organ mafyasının kurbanı olacaklardır. Gücü yeten her kardeşimizin bir yetim kardeşi olabilir. İHH tarafından başlatılan yetim projesinin paydaşıyız ve yürekten destekliyoruz. Tüm vicdan sahiplerini de bu projeye sahip çıkmaya davet ediyoruz" dedi.
“Örgütlenme birlikte hareket etmektir" diyen Gündoğdu, Terör örgütlerine yanaşmalık yapanlara, Ergenekon’a ev sahipliği yapanlara, PKK’ya yanaşma olanlara ihtiyacımız yok. Milletin dertleriyle dertlenenlerle yolumuza devam edeceğiz. Biz ne olursa olsun. Durduğumuzu yer belli olsun, yürüyüşümüz belli olsun, bu sevdaya ortak olanlarla yol almak istiyoruz” dedi.
ÜNALAN: MÜCADELEMİZ SÜRECEK
Programda konuşan Büro Memur- Sen Genel Başkanı Uğur Ünalan ise, “Sendikacılığı bir rant ve ağalık sistemi olarak gören eski sendikal anlayışa karşı, bizler sendikacılığın üyesine hizmet eden ve üyesinin çıkarlarını her şeyin önünde tutan yeni sendikal anlayışın temsilcileriyiz. Sendikacılığı ideolojik bir aygıta dönüştüren eski sendikal anlayışa karşı, bizler üyesinin ekonomik ve sosyal hakları söz konusu olduğunda karşısında kim olursa olsun mücadeleden kaçmayan yeni sendikal anlayışın temsilcileriyiz” dedi.
“KOLTUK SEVDASINDA DEĞİLİZ”
Yedi inanmış adam olarak makam ve mevki için koltuklara talip olmadıklarının altını çizen Ünalan, “Bizler yeni bir sendikal anlayışı tüm dünyaya göstermek için yola çıktık. Bizler kamu görevlilerinin, üyelerimizin problemlerini, sıkıntılarını, sorunlarını çözmek ve ilgili mercilere taşımak için bu makama talip olduk. Bizler koltuk sevdasında değiliz. Bizler bu davanın ve bu davanın sahibi olan tüm kardeşlerimizin sesi olma sevdasındayız. Bizleri destekleyen arkadaşlarımızın güvenini, yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla, projelerimizle, kazanımlarımızla boşa çıkartmayacağız inşallah. Kamu görevlileri ve teşkilatımız için her zaman dik durarak, her zaman istişare ederek, kimseyi ötekileştirmeden, kimsenin sözünü kulak arkası etmeden, tüm teşkilatımızla el ele, gönül gönüle hep birlikte Büro Memur-Sen’le zirveye doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından Gündoğdu’ya, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Uğur Ünalan tarafından plaket verildi.