ARŞİV
Gündoğdu, Ülke TV’de Gündemi Değerlendirdi
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Ülke TV’de Ersoy Dede’nin sunuculuğunu yaptığı “Bıçak Sırtı” programında gündemi değerlendirdi.
19. Milli Eğitim Şurası’nın diğer şuralardan farklı olarak belirli konular ile daraltıldığını ifade eden Gündoğdu, “Biz karma eğitim mecburiyeti terk edilmelidir dedik. Çünkü cumhuriyet dönemi boyunca var olan ama Metin Bostancıoğlu’nun kaldırdığı kız ve erkek liseleri geri gelsin dedik. İmam hatip liseleri haricinde tüm devlet okullarının özeli açılabilir. Ama imam hatip liselerinin özeli açılamaz yasağı vardı. Bunun gibi konular bakanlık tarafından komisyon başkanlarına talimat verilerek müzakereye açılmadı. Şuraya bunun üzüntüsü ile başladık. Keşke bakanlık böyle bir hata yapmasaydı. Ama biz kararlıyız. Anayasa alkolü yasaklıyor, 18 yaşından küçükleri çocuk sayıyor. Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri’nde içki servisi dersi veriliyor. Bu kaldırılmalı dedik. Devlet anayasa gereği çocukları içki ve uyuşturucudan korumalı. Eğitimin temel kanununda nesilleri korumak var. Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri’nde staj adı altında öğrencilere içki servisi dersi veriliyordu. Biz bunun anayasaya uygun olmadığı, kaldırılması gerektiği şeklinde önerge verdik. Çünkü gençleri korumak herkesin görevidir. Bizim önergemiz öğleden önce reddedildi. Önerge yeni gerekçelerle tekrar görüşüldü. İkinci oylamada alt komisyondan geçti, üst kurulda onaylandı. Şura kararları tavsiye kararlarıdır. Zaten benim üzüldüğümde bu nokta. Keşke bizim karma eğitim mecburiyeti kaldırılmalı önergemizi de komisyon başkanı reddetmeseydi” dedi.
“ŞURADAN ÖNCE ALGI OPERASYONLARI BAŞLADI”
Eğitim-Bir-Sen’in hazırladığı raporun şuradan önce kamuoyuna yansıması üzerine algı operasyonlarının başladığına değinen Gündoğdu, “Biz daha şuraya gitmeden önce bir rapor hazırladık ve bunu kamuoyuna duyurduk. Bunun üzerinde cumhuriyet, aydınlık ve paralel medyanın yayın organları Eğitim-Bir-Sen karma eğitimi kaldırmak istiyor şeklinde manşetler attı. Oysaki bizim önergemiz ‘karma eğitim mecburiyeti kaldırılsın’ şeklindeydi. Rakip sendikalar Atatürkçülüğe aykırı olduğunu söyledi. Bizde Atatürk döneminde kız ve erkek liselerinin olduğunu söyledik. Buna tekrar dönülsün dedik. Sonra algı operasyonları başladı. Şuara başlarken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Memur-Sen’e değil Eğitim-Bir-Sen’e sataştı. Kılıçdaroğlu, edep dışı ifadelerle saldırıya geçti, yürüyen merdivene yine ters bindi” diye konuştu.
“YASAKLAR KALKANA KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Kılıçdaroğlu’nun Eğitim-Bir-Sen’e ‘öğretmeni satan sendika’ hakaretinde bulunmasına sert tepki gösteren Gündoğdu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kılıçdaroğlu Toplu Sözleşme üzerinden bu hakareti yaptı. Hâlbuki öğretmenler bu sene son 50 yılın en iyi zammını aldı. 273 TL her ay zam, 5 bin 250 TL emekli ikramiyesi, emekli ikramiyesinin artışı, diğer memurluklar aldığı taban aylık boyutuyla bakılırsa eni iyi Toplu Sözleşmenin yapıldığı görülür. Ama Kılıçdaroğlu’nun esas derdi bizim bu önerilerimizden rahatsız olmuştu. Önerdiğimiz anlamadan karşı çıkan Kılıçdaroğlu iktidarı eleştiriyor gibi Eğitim-Bir-Sen’i eleştiriyor. İktidara talip olan bir lider biraz araştırma yapsa önergemizin ne olduğunu öğrenecek, ama bunu yapmıyor. Komisyon başkanları da bu algı operasyonundan etkilenmiş olacak ki, bazı önergelerimiz görüşmeye açılmadı. Bunlar demokratik yaklaşımlar değil. Ama biz bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Çok şey istemiyoruz, milletin talepleri neyse o karşılık bulsun istiyoruz. Şurada ister kabul edilsin istersen esilmesin biz bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Artık karma eğitim ciddi anlamda sorgulanmalıdır. Metin Bostancıoğlu’nun getirdiği bu yasaklar son bulmalı.”
“TANIMSIZ LAİKLİK İLE MİLLET DÖVÜLDÜ”
Devletin nitelikleri belirlenirken laikliğin tanımsız bırakılmasının bir proje olduğunu ifade eden Gündoğdu, tanımsız laikliğin milleti dövme aracı haline getirildiğini vurguladı. Gündoğdu, milletin hiçbir zaman demokratik devletle sorunu olmadığını söyleyerek, “Tanımsız laikliği aldığımız Fransa’da devlet Ateist ya da dindarın teminatıyken, bizde tanımsız laiklik hep dindarları dövmenin sopası olmuş. 1961 anayasasına 1 madde eklediler. Önceki anayasada hakimiyet milletin eliyle yürütülür şeklindeyken, 61’den sonra hakimiyet belirli kurumların eliyle yürütülür oldu. Esasen bizim millet olarak birinci meclisle hiç sorunumuz olmadı. Ama İttihat ve Terakkiciler, tek parti dönemi, bu dönemde Arapça olan ezanın 18 yıl Türkçe okutulması, çoğulcu demokrasiye geçiş sırasında 1960 darbesi, 1980 darbesi ve darbe anayasaları, daha sonra 28 Şubat post-modern darbe. Bizim bunlarla sorunumuz var” ifadelerini kullandı.
“OSMANLICA HAZIMSIZLIĞI YAŞANIYOR”
Harf inkılabı ile bir milletin köklerinden koparıldığına vurgu yapan Gündoğdu, “Harf inkılabı yapan iki devlet var. İsrail Latinceyi terk ederek atalarının diline, biz ise atalarımızın dilini terk ederek Latinceye geçmişiz. Bugün Osmanlıca dendiğinde Arap harfleriyle yazılıyor olması bazılarıtarafından hazmedilemiyor. Osmanlıcayı Arapça zannedip kırmızı gören boğa gibi davranan çok fazla sözde aydın var. Osmanlı Türkçesini bu nesil öğrenirse, yüzlerce yıllık mirası kuşanmış olacak. Osmanlıca öğretecek kaç hoca var diyenlere soruyorum, harf inkılabı yapıldığında Latin harflerini öğretecek kaç hoca vardı? Rahmetli Mahir İz Hoca, ‘okuma yazma bilerek uyuyan bir millet, okuma yazma bilmeyerek uyandı’ diyor. Osmanlıcaya karşı çıkmak medeniyet meselesini hazmedememektir. Değerlerinden koparılmış bir nesil oluşturmaktır” diye konuştu.
Gündoğdu, harf inkılâbının Çanakkale zaferi sonrasında küresel güçlerin içerideki işbirlikçileri ile ‘bu milletin elinden Kur’an-ı Kerim’i almalıyız’ projesinin hayata geçirilmiş hali olduğunu belirtti.
“TEK TİP İNSAN MODELİ DAYATILDI”
“Dil devrimi ile gençlik geçmişinden koparıldı. Gençlik değerler eğitimden uzaklaştırıldı, kariyer dayatıldı” diyen Gündoğdu, “Tektip insan nesli yetiştirilerek, önlerine değer olarak KPSS, SBS gibi yarış sistemi koyuldu. Gençliğimizde geleceğe dair sancı yok. Bunu aşarak gençlerimize daha fazla ahlak vermeliyiz. Medeniyet kodlarımızla buluşmamız gerekiyor. Bu engellenemez. Medeniyet ruhuna uygun eğitim ve medya politikasına ihtiyaç var. Değerler eğitimi diye haykırıyoruz. Güzel ahlaklı bir nesil istiyoruz. Gençlerde bir idealizm yok. Makam ve gelir elde etmeye dönük bir gençlik var ve gençler geleceğe dair bir kaygı taşımıyor. Özgür birey ahlaklı olma gibi bir kavramı öğrencilere öğretemediğimiz için İnsani ve İslami değerler ışığında eğitim olması gerekiyor. Değerler eğitiminde çocuğa yalan söylememeyi öğretmeliyiz. Gençlerimize sahip çıkmalıyız. Medeniyetimizin kodlarında buluşmamız gerekiyor. Gençlerimiz bu kodlara göre yetişmeli. Bunun içini müfredat ve rol modellerle doldurmamız gerekiyor. Bugün çocuklarımız, bir futbolcuyu veya sanatçıyı peygamberinden daha iyi tanıyorsa bunu sorgulamamız gerekiyor” şeklinde konuştu
Programda Osmanlıca hakkında önemli tespitlerde bulunan Gazeteci Yazar Yusuf Kaplan ise, “Batıda karma eğitim mecburiyeti yok. Batıdaki okulların birçoğu kiliselerin kontrolünde. Batılıların bizim ülkemizde yapamadığını biz kendi ülkemizde yaptık. Hal böyleyse biz kurtuluş savaşını niye yaptık. Akif İnan ağabeyin ruhu yaşıyor. Türkiye’de eğitim politikalarının belirlenmesinde Ahmet Gündoğdu ve sendikasının önemli katkıları var” dedi.
HABERİN VİDEOSU
[su_video url="http://www.memursen.org.tr/dosyalar/12122014ulke.flv" poster="http://www.memursen.org.tr/rumem/uploads/2014/12/12122014-4.jpg" title="Gündoğdu, Ülke TV’de Gündemi Değerlendirdi" height="400"]