KONFEDERASYON HABERLERİ
Gündoğdu, Yeni Türkiye Çözümün Adresi Olacak
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Kanal A canlı yayınında cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını değerlendirdi. Gündoğdu, "Yeni Türkiye’nin yönetim mercileri sorun değil, çözüm üretecek” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını Kanal A canlı yayınında değerlendirdi. Seçim sonucu ile Yeni dönemin fiili olarak başladığını belirten Gündoğdu, yeni Türkiye’de, Köşk ile Başbakanlık arasında “anayasa kitapçığı fırlatma” gibi krizlerin yaşanmayacağını belirterek, “Yeni Türkiye’nin yönetim mercileri sorun değil, çözüm üretecek” dedi.
“HALKIN İRADESİ TECELLİ ETTİ”
Halkın kendi cumhurbaşkanını seçmesine engel olmak isteyenlerin amacına ulaşamadığını belirten Gündoğdu, “Son 1 buçuk yıldır Türkiye’de iç siyaset, dış politika, ulusal ve uluslararası alanda algı operasyonlarıyla seçim öncesinde bir köşeye sıkıştırma operasyonu yapıldı. Gezi olaylarıyla başlayan, 17 Aralık ve 25 Aralık’la zirve yapan süreçte halkın cumhurbaşkanı seçmesine karşı koyanlar halkın seçmesini engelleyemedik, öyleyse ‘istemediğimiz adamın önünü keselim projesini’ hayata geçirdi. Bu sebeplerle seçim sonucu halk belirlediği için başlı başına bir zafer olmuştur. Eskiden cumhurbaşkanı Meclis’te ikinci, üçüncü, dördüncü turlarda zor seçilirdi. Bu seçimde birinci turda halk cumhurbaşkanını seçmiştir, bu da bir başarıdır. Dolayısıyla milletin üç boyutlu bir zaferinden söz etmek mümkün bunun tadını çıkartmak lazım. Seçimden önce Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan üzerinden değersizleştirilmeye çalışıldı, ancak Erdoğan buna prim vermedi. Bunların hepsi bir başarıdır” diye konuştu.
“VESAYET AĞIR BİR DARBE ALDI”
Vesayetin seçim sonuçları ile ağır bir darbe aldığını dile getiren Gündoğdu, yeni anayasanın önemine dikkat çekerek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “12 Eylül, 28 Şubat darbeleri anayasadan keyfiyet bularak yapıldı. Darbeciler geçici 15. maddenin ve Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunun 35’inci maddesinin darbe yapma yetkisini verdiği söylüyorlardı. Darbeye tevessül eden bürokratlara sorulduğunda da EMASYA Protokolünü sanki vahiymiş gibi kucaklıyorlardı. Bunlar 2010 referandumuyla esasen bitirilme noktasına getirildi. Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu Ergenekon, Balyoz, paralel devlet gibi eski Türkiye özlemi duyanların tekerine çomak sokmuştur. Bu son çırpınışlarıydı, Başaramadılar. Millet iradesinin duvarına tosladılar ve bittiler. Artık Türkiye’de vesayet tamamen bitmiştir. Bundan sonra vesayetin bittiği yerde millet iradesinin taçlandırılması lazım.”
“YENİ TÜRKİYE’NİN BAŞLANGICI”
Seçim kazananın sadece Türkiye değil bütün ümmet olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Bu seçim yeni dönemin tarihi bir başlangıç olacak. Millet artık Köşk’le Başbakanlık arasında yaşanan anayasa kitapçığı krizlerini yaşamayacak. Yönetim mercileri sorun değil, çözüm makamı olacak. Bu seçimin kazananı dünya mazlumları, Bosna, Gazze, Doğu Türkistan, Ortadoğu olmuştur. İç sorunlarını tamamen çözen, dünyaya yeni bir demokrasi tanımını yansıtacak bir ülkeyi oluşturmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“MİLLET YENİ ANAYASA İSTİYOR”
Cumhurbaşkanı seçiminin ardından atılması gereken adımları da değerlendiren Gündoğdu, Milletin yeni anayasa beklentisinin karşılanmasıyla milli iradenin taçlanacağını vurgulayarak, “Çözüm süreci, ileri demokrasi, eşit yurttaşlık, öteki oluşturmayan devlet kavramlarının içi doldurulmalı. Cumhurbaşkanının yetkilerini belirleyen anayasa maddelerine, millete karşı devleti koruyan değil, devlete karşı milleti koruyan anlayışın yerleşmesi gerekiyor. Demokratik, sosyal, hukuk devletiyle kimsenin sorunu olmaz ama tanımsız laiklik hep devleti korumayla, vatandaşı dövme, göbeğini kaşıyan adam ilan etmeyle fiiliyata geçmiştir. Şimdi yeni anayasayla milletin demokratikleşme isteği taçlanması noktasında mükemmel bir fırsat yakaladık. Bu değerlendirilmeli. Yeni Anayasa’yı, Yeni Türkiye hedefinin ön şartı, Büyük Türkiye iddiasının ruhsatı olarak kabul ediyorum” dedi.
“YENİ ADIMLAR BEKLENİYOR”
Yeni cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milletin taleplerine karşılık vermek için çaba sarf edeceğini dile getiren Gündoğdu, “Hukukun üstünlüğü, yargının tarafsız ve bağımsızlığı, ağanın savcılarının fırsat bulamaması, savcıların ağasının olmaması gibi onlarca ilkeyi beraberinde getiriyor. Bunları devletin ve milletin demokratikleşmesi adına önemsiyorum. Yeni cumhurbaşkanımızdan inşacılık yapmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“EĞİTİMDE YENİ REFORMLAR BEKLENİYOR”
Eğitim siteminde de tartışmalı noktaların olduğunu anlatan Gündoğdu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bu noktada da öncülük etmesini beklediklerini söyledi. Gündoğdu, eğitim siteminde, dün sadece testle, tost arasına sıkıştırılan sistemden, şimdi biraz daha din eğitimi, değerler eğitimi, kat sayı engelinin kalkmasıyla iyi noktaya gelindiğini, evrensel ahlakın esas alındığı, medeniyet değerleri tasavvurunu ortaya koyarak bir gençlik politikası, bir eğitim politikası, bir kültür politikası gibi demokratik adımları beklediklerini vurguladı. Gündoğdu, "Özgürlükçü bakış kişisellikten öte bir sisteme dönüştürüldüğünde üniversitelerde halen devam eden kalite sorunu da ortadan kalkacaktır. Özellikle, üniversitelerimizin AR-GE bakımından dünya standartlarının gerisinde kalma durumuna son vermeliyiz. Yeni Türkiye yolculuğunun, bilimsel akıl, yenilikçi vizyon ve medeniyet değerlerini kuşanarak gerçekleşmesi ve hedefine ulaşması için, üniversitelerin yeniden yapılandırılmasına dönük bir sistem değişikliğine gidilmelidir" ifadelerini kullandı.
GÜNDOĞDU, TALEPLERİ SIRALALADI
Gündoğdu, yeni cumhurbaşkanından talepleri şu şekilde sıraladı: "Gelir dağılımındaki adaletin masaya yatırılması lazım. Memurun alım gücünü, memurun ölümüne kadar arttırmalısınız, bunun için taban aylık, emekliye ayrılmayı yasaklamayan, emekliye ayrıldığında da maaşı düzgün olan bir sistem istiyoruz. Öte yandan yüzde 9 olan taşeronluğu değil, kölelik düzenini konuşmamız lazım, alt işveren, sendika hakkı, kıdem tazminatı gibi konular masaya yatırılmalı. Bu konulara artık Cumhurbaşkanının el atması gerekiyor. Başbakanı razı ediyoruz bakan razı olmuyor, bakanı razı ediyoruz müsteşar taş koyuyor. Bunlardan kurtulmamız lazım. Yani bürokratik oligarşi kimlerden oluşuyorsa, bunların hiçbirinin etki edemeyeceği doğrudan sivil toplum, örgütlenme ve Türkiye’nin geleceği... Hem büyümeye ortak olalım, hem büyüyen pastadan eşit, adil dağılıma ortak olalım. Altını çizerek tekrar söylüyorum; Türkiye’nin sıcak siyasi gündemi nedeniyle yeterince üzerinde durulmayan işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk konularına odaklanılmalıdır.”
.