KONFEDERASYON HABERLERİ
Gündoğdu: Yeniden Büyük Türkiye, Mazlumların Kurtuluş Kapısıdır
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Yeniden Büyük Türkiye Sempozyumu”nda konuştu.
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından Rixos Otelde gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu yaptı. Gündoğdu, konuşmasının büyük bir bölümünde Yeniden Büyük Türkiye hedeflerinden bahsetti.
“ESKİ TÜRKİYE GERİDE KALDI”
“Duruşumuz her zaman zalimin karşısında mazlumun yanında yer almak” diyen Gündoğdu, Yeniden Büyük Türkiye yolculuğunu bu anlayışla önemsediklerini vurguladı. Gündoğdu, “Dini bizdenmiş gibi görünenlerin durduğu yer küresel ve ya da ulusal darbecilerin yanıdır, bunların karşısında olduk. Bazen de eşit yurttaşlık diyen, düşünce hürriyetini, halkların iradesini benimseyen başka din mensupları ile paydaş olduk. Yeniden Büyük Türkiye yolculuğunda yasaklarla mücadeleyi, yeniden inşayı önemsiyoruz. Bu yolculukta ilk Meclis’in ve 21 anayasasının önemli olduğunu belirtiyoruz. 24 anayasası ve sonrasında gelişen dönemde devletin millete sırt çevirme süreci başlamıştır. Camilerin ahıra çevrilmesi, ezanın Türkçe okutulması bunun göstergesidir. 61 anayasası darbeciliğin hukuk eliyle yürütülmesidir. 61 anayasası yasama ve yürütme yetkisi Meclis’in elinden aldı ve belli kurumların eline verdi. Bu şekilde millet anayasa ile dövüldü. 80 darbesi, 81 anayasası bu sürecin devamı oldu. 28 Şubat post-modern darbe, 27 Nisan e-muhtıra, balyoz, sarıkız, darbe girişimleri bunların hepsi eski Türkiye’dir” dedi.
“2010 REFERANDUMU MİLAT”
Yeniden Büyük Türkiye yolculuğunun 2010 referandumu ile başladığını ifade eden Gündoğdu, “Paydaşlarla birlikte yaptığımız ortak akıl mitinglerinde darbecileri savmak anlayışla hareket ettik. Referandum bir paradigma değişimidir, Yeniden Büyük Türkiye’nin en önemli kazanımıdır. Başörtüsü özgürlüğünü başörtülü kadınlar üzerinden milleti terbiye etmeye çalışanlardan kurtuluş, kadının eğitim, siyaset ve çalışma hayatında eşitliğe kavuşması anlamına geliyor. 12 milyon 300 bin imza ile terimizi akıttığımız bir kazanımdır” diye konuştu.
“KÜRESEL İTTİFAKLAR DEVREDE”
Gezi olaylarının önce ağaç sevgisi gibi ortaya çıktığını ancak gerçeğin çok kısa sürede anlaşıldığını belirten Gündoğdu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Amacın ağaç değil darbe olduğunu öğrendik. Gezi bizim onurumuz diyenlere soruyorum, ‘11 ağaç için sokağa döküldünüz, Yalova’da 148 ağaç kesildi onurunuz nerede?’. 17-25 Aralık bir küresel operasyon projesi, dış güçlerin içerideki işbirlikçileri ile kalkışmasıdır. Meselenin dershane olmadığını kısa sürede anladık. Mesele dershane olsaydı, dershanenin kapanmasına kızgınlık 18 yıl ezanı Türkçe okutanlara sempatiye dönmezdi. Şimdi 14 Aralık uluslararası güçlerin de içinde olduğu, ‘basın özgürlüğüne müdahale oluyor’ şeklinde yeni kampanya başlattılar. Son 1 yılda Filistin’de 16 gazeteci öldürüldü, Mısır’da gazeteciler tutuklandı, gazeteler kapatıldı, batıda benzer şiddetler devam ediyor. Ama Türkiye’de bunlar olmamasına rağmen, kendilerine bir söz söylendiğinde çirkefleşen bu zeval Yezit’e boyun eğmeyeceğiz diye haykırıyor. Bunu söyleyenlere ‘terörist devlet İsrail daha ne yaparsa sizin için Yezit olacak’ diye sormak gerekiyor. Aslında görülüyor ki mesele Türkiye’yi değersizleştirme meselesi.”
“ÇÖZÜM SÜRECİ KARDEŞLİK PROJEMİZDİR”
Çözüm sürecinin önemli bir kardeşlik projesi olduğunu vurgulayan Gündoğdu, akil insanlar heyeti içerinde yer alarak barışa katkı sunduklarını ifade etti. Gündoğdu, “Vatandaşlarımız demokratikleşmeye, istiklal marşımıza, bayrağımıza zarar gelmeden eşit yurttaşlık istiyor. JİTEM eliyle beyaz Türklerin yaptıklarının tarihin çöp sepetine atılmasını istiyordu, bu doğrultuda herkes taşın altına elini koydu. Ancak 6-7-8 Ekim olayların beyaz Kürtlüğe soyunanlarının kendinden olmayana zulüm ettiğini gördük. Bunu da asla tasvip etmiyorum” şeklinde konuştu.
“MAZLUMA DİLİ, RENGİ, DİNİ SORULMAZ”
Memur-Sen olarak mazlumun diline, dinine, ırkına bakmaksızın el uzattıklarını aktaran Gündoğdu, “Mazlum diyince sağımızdakiler sadece Doğu Türkistan’ı anladı. Solumuzdakiler ise Kobani’ye girdi çıkamadı. Bizim için Kobani’dekiler ne kadar mazlumsa Halep’ten gelenler de o kadar mazlumdur” ifadelerini kullandı.
“DAYATMALARIN KARŞISINDAYIZ”
Memur-Sen ailesi olarak yapılan şuralarda, yasakların kalkmasını gündeme getirdiklerini hatırlatan Gündoğdu, şu şekilde konuştu: “Kat sayı adaletsizliği, din eğitimi ve kesintili eğitim gibi konuları daha önce şuralara götürdük. 19. Milli Eğitim Şurası’na ise karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması, alkol servisi dersinin kaldırılması, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin birinci sınıftan başlaması gibi konularla gittik. Biz 18 yaşından küçük çocuklar korunmalı, alkolden uzak tutulmalı diyoruz, birileri Memur-Sen alkolün yasaklanmasını istiyor diyor. Biz karma eğitim mecburiyeti kalksın diyoruz, birileri Memur-Sen karma eğitimin yasaklanmasını istiyor diye manşet atıyor. Biz kendi kültürümüz olan ‘Osmanlıca’nın öğrenilmesi gerekiyor diyoruz, Memur-Sen Latince yasaklansın diyor. Bunları vicdanlara havale ediyorum. İktidara rakip olması gerekenler Memur-Sen’e rakip oluyor. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, Eğitim-Bir-Sen’i kendisine rakip olarak seçmiş. Ona cevap vermeyeceğim. Ona bir sanatçının lider olmadığını biliyorum, siyasetçiliği tartışılır sözlerinin altına imza atıyorum. Özlük hakları mücadelemiz, Toplu Sözleşme hakkının referandumda yer almasıyla başladı. Birinci Toplu Sözleşme’de anlaşamadık eylemlerle devam etti. İkinci Toplu Sözleşme’de taban aylık başladığı günden bu yana net 17 zammı ilk kez aldık. Bu bütün memurlara en az 5 bin 25 TL emekli ikramiyesi getirmesi, geçmiş Toplu Sözleşme ve görüşmelerde unutulan öğretmen, postacı, ormancı, 4/C’li, akademisyen arkadaşların mağduriyetlerinin giderilmesini çok önemsedik” diye konuştu.
“ÇILGIN PROJEMİZ ‘GENÇ MEMUR SEN’”
Türkiye’nin en çılgın projesinin çözüm süreci, Memur-Sen’in çılgın projesinin ise Genç Memur-Sen olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Ahlaklı olmayı kariyer yapmanın önüne koymadığımız sürece bu ülke kaybetmeye devam edecektir. Bir de ‘yetim projemiz’ var bunu da Genç Memur-Sen kadar önemsiyorum. İHH ile paydaş olduğumuz proje kapsamında yetimlere sahip çıkıyoruz. Bu yolda hedefimiz en az 50 bin yetime sahip çıkmaktır” dedi.
“MAZLUMDAN YANA TARAFIZ”
Dünya mazlumlarına sahip çıkmak için gayret ettiklerini kaydeden Gündoğdu, “Biz bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir kurtuluşu, bizim de kurtuluşumuz değildir fikriyle hareket ediyoruz. Emperyalizmin, Siyonizmin keser demokrasisi ile kendine olmayana şaşı baktığını, Mısır’da, Suriye’de, Doğu Türkistan’da Arakan’da görüyoruz. Bu sebeplerle Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan adına Gazze’de bir okul yapma kararı aldık. Gerekli şartlar oluştuğunda bunu hemen hayata geçireceğiz. İnsani yardımlara millet ve devlet olarak birinciyiz” ifadelerini kullandı.
MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ
“Biz bugüne kadar yasakların, yolsuzluğun, yoksulluğun karşında olduk” diyen Gündoğdu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yayınladığımız milli irade bildirisini dostlar takdir ediyor, rahatsız olanlar da saldırılarını sürdürüyor. Mali yolsuzluk, KPSS, ÖSS, Polis okulları konuşuluyor. Bir de millet iradesinin uluslar arası sermayeye pazarlanması yolsuzluğu konuşuluyor. Tamamının yargı üzerine gitmeli. Yolsuzluğa bulan babamız bile olsa tanımayız. Bizden olunca masumiyet karinesi, sizden olunca kesin hırsız diyen anlayışı ret ediyoruz. Her türlü yolsuzluğu da, yolsuzluk bahanesi ile yapılan soysuzluğa da şiddetle karşıyız.”
NEDEN YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE?
Yeniden Büyük Türkiye kavramına açıklık getiren Gündoğdu, şu şekilde konuştu: “Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti gibi isimleri farklı sancağı ortak devletler ile medeniyetimiz gerçekleştirmek istediğimiz büyüklüğü yaşadı, bizler de yeniden kavramını bu yüzden tercih ediyoruz. Yeniden Büyük Türkiye, ahlak, hikmet, hakikat, kalkınma, demokrasi ve hukuk ile eğitim ilişkilerini bütün yönleri ile kavrayan, gelişmeye açık bir eğitim sitemi ile yol alacaktır. Yeniden Büyük Türkiye işsizliğin sona erdiği, taşeron düzenin terk edildiği, gelir dağılımı adaletsizliğinin bittiği, çalışanlara mali ve sosyal haklarının tam anlamıyla verildiği, milletin egemen, hukukun üstün olduğu hedefe varış olacaktır. Yeniden Büyük Türkiye, mevcudu ret etmeden bu toprakların insanlarımızın, yeni fikirlerin, yeni değerlerin sahip olduğu potansiyelli yeni bir ruhla kavrayışıdır. Yeniden Büyük Türkiye, kadim medeniyetin değerlerine dayanan uyanıştır. Yeniden Büyük Türkiye, emperyalist planları bozacak, kapitalist sömürü düzenini yıkacak küresel adalet anlayışının ayağa kalkışıdır. Yeniden Büyük Türkiye, küresel şebekenin ve kirli hayallerinin ölümü, zülüm ve sömürü kulelerinin yıkılışı olacaktır. Yeniden Büyük Türkiye, özgür birey, demokratik devlet, sivil toplum ve sivil siyaset merkezli bir şahlanışıdır. Yeniden Büyük Türkiye, dünyaya adalet, barış ve huzur getirmiş bir medeniyetin yeniden doğuş iradesidir. Yeniden Büyük Türkiye, medeniyet havzamızda kan dökülmesini sona erdirecek insani direniştir. Yeniden Büyük Türkiye, birinci dünya savaşı ile ülke sınırlarına hapsedilmek istenen bir milletin insanlık için, adalet için, mazlumlar için bütün gücüyle yeniden dirilişidir. Yeniden Büyük Türkiye, Mısır’ın darbeci Sisi’den, Suriye’nin cani Esed’den kurtuluş habercisidir. Yeniden Büyük Türkiye, özgür Filistin’in doğuşu, Kudüs’ün Gazze’nin zulümden, Mescid-i Aksa’nın Siyonist işgalden kurtuluşu olacaktır. Yeniden Büyük Türkiye, bin yıl yıllık desende bir ve beraberiz diye Anadolu kardeşliğinin kuruluşudur. Yeniden büyük Türkiye daha adıl daha müreffeh barış ve huzur temeli yeni bir dünyanın büyük adımıdır. Yeniden Büyük Türkiye, mazlumları ve mağdurların umut ve kurtuluş kapısıdır. Yeniden Büyük Türkiye, hakikate hikmete ahlaka kardeşliğe dayanan kadim medeniyetin yıkılmaz ve sarsılmaz taşıyıcısıdır. Yeniden Büyük Türkiye, asrı saadetle inşa edilen Selçuklular ordusu tarafından da devam ettirilen kadım medeniyet anlayışının yeniden sahne alışıdır. Yeniden Büyük Türkiye, Çanakkale ruhunu Anadolu coğrafyasında yeniden hakim oluşudur. Yeniden Büyük Türkiye, adalet mülkün temeldir anlayışının bütün insanlığı kucaklamasıdır. Yeniden Büyük Türkiye, kayıt yok şart yok egemenlik benim diyen milletin dünyayı değiştirecek kutlu yürüyüşün tamamlayıcısı olacaktır.”
YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’YE YENİ ANAYASA
Gündoğdu, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Yeter söz milletin diyen, Ezanı aslına döndüren Menderes’e, hepimize büyük hayaller kurmayı öğreten ilk sivil Cumhurbaşkanı Özal’a, milletin savunan adamı Müslüman coğrafyanın birleştirici lideri hocamız Erbakan’a, namlusu millete dönen tanklara selam durmayacağını haykıran Yazıcıoğlu’na ve Davos’ta 'One Minute' diyerek kirli dünya düzenine ‘hayır’ diyen, dünya beşten büyük diyerek yeni dünya düzenini işaret eden, halkın doğrudan seçtiği ilk Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a milletin konfederasyonu ve dünya mazlumları adına yürekten teşekkür ediyorum. Sayın cumhurbaşkanımızdan Türkiye’nin en çılgın iki projesi olan çözüm süreci ve meşruiyet debisi yüksek 77 milyonu kucaklayacak yeni anayasa projesinde öncülük etmeye devam etmesini diliyorum.”
Programın sonunda Genel Başkan Gündoğdu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kaşgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan Türkçenin bilinen en eski Türkçe-Arapça sözlüğü Divan-ı Lügati’t Türk ve rahle hediye edildi.
Programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, çok sayıda siyasetçi, bürokrat, sivil toplum temsilcisi, akademiysen ve gazeteci katıldı.
Yeniden Büyük Türkiye Sempozyumu 1. Oturumunda Yeni Türkiye’nin ilk eşiği; Toplumsal Uzlaşma ve Yeni Anayasa konusu değerlendirildi. Oturumun başkanlığını Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez yaparken, Gazeteci yazar Oral Çalışlar, Gazeteci yazar Avni Özgürel, Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya sunum yaptı.
.