KONFEDERASYON HABERLERİ
Hocalı Soykırımını Unutmadık, Unutturmayacağız!
Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününü ya da bir bölümünü yok etmek amacıyla girişilen kasti ve organize her tür eylemin adıdır. Bir insanlık suçudur. Dünyanın farklı yerlerinde defalarca işlenmiş ve işlenmeye devam etmektedir. Özellikle Batılı devletlerin soykırım tarihi oldukça kabarıktır. Kuzey Amerika’da, Almanya’da veya Cezayir’de yaşananlar tam birer soykırım örneğidir. Amerika, tarihin en kanlı soykırımını yapmıştır. Milyonlarca Kızılderili yok edilmiştir. Vietnam’da Vietnamlılar katledilmiştir. Fransızların Cezayir’de yaptıklarının ABD’den geri kalır bir tarafı yoktur. Fransızlar Cezayir’de bir milyondan fazla insanı katletmiştir. Bu suç, 30 yıl önce Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında da işlendi Kadın veya erkek, genç ya da yaşlı demeden yüzlerce insan dünyanın gözü önünde katliama uğradı. Masum insanların katledilmesine karşı dünya kahreden bir sessizliğe büründü; adeta üç maymunu oynadı. Biz ise unutmadık; aklımıza, kalbimize kazıdık, bu acıyı. Çünkü unutmak ölmektir; tekrara davetiyedir. Ne diyordu bilge kral, “Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
Tarihte bugün, 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni güçleri, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde Hocalı kasabasına saldırdı. Bu kasabada modern vahşetin her türlüsü yaşandı. Kasabada Azerbaycan askeri veya silahlı gücü yoktu. Köy sakinleri kendilerini koruyabilecek durumda da değildi. Ancak Ermenistan güçleri, kadın çocuk, genç yaşlı demeden önüne çıkan herkesi vahşice öldürdü. Resmî açıklamalara göre, 613 Azerbaycan vatandaşı can verdi. Ölenler arasında 106 kadın, 83 çocuk da vardı. Daha yeni doğan beşikteki çocuklar bile öldürüldü. Yaşananlar, tam bir soykırımdı. İnsan Hakları İzleme Örgütü bu gerçeği; “Dağlık Karabağ’ın işgali sırasında en kapsamlı sivil katliam Hocalı’da yaşandı” ifadesiyle ortaya koydu.
Soykırıma sadece İnsan Hakları İzleme Örgütü tanıklık etmedi; gazeteciler de yaşanan dehşeti bütün açıklığıyla gördüler ve tarihe not düştüler. Onlardan biri de Ermeni gazeteci Daud Kheriyan’dır. Kheriyan, Haç’ın Hatırı İçin adlı kitabında yaşananları şöyle anlatır: “...gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın bir kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azerbaycanlı sivil ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı.” Yaşananlar, insanlığın kalbinin nasıl çölleştiğini ifşa eder niteliktedir.
Hocalı Katliamının sorumlusu olan birliklerin başındaki iki liderden biri Serj Azati Sarkisyan’dır. Sarkisyan, sonradan Ermenistan Başbakanı ve Devlet Başkanı olur. Yıllar sonra yapmış olduğu açıklama, soykırımın itirafı niteliğindedir; “Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık.”
O idealize edilmiş değerler Hocalı’da kadınları tecavüzden, çocukları ve yaşlıları ölümden korumadı. Dünya sessiz kaldı Hocalı’ya; 3 yıl sonra Bosna’da sessiz kalacağı gibi… Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ve on yıllardır Filistinlilere zulmeden İsrail’e karşı sessizliğe gömülmesi gibi. Biz millet olarak o gün kurbanların sesi olduk. Hocalı’da soykırıma tabi tutulan o masumların aziz hatırasına sahip çıktık. Daima hatırladık. Bu kavrayış ve idrak, soykırımın üzerinden 28 yıl geçtikten sonra işgalin ve soykırımın hesabının sorulmasıyla sonuçlandı. Türkiye’nin güçlü desteğiyle kardeş Azerbaycan, Karabağ’ı Ermeni işgalinden kurtardı. ‘Tek millet iki devlet’ bilinciyle Türkiye ile Azerbaycan’ın acıda ve sevinçte birlik olma dirayeti Karabağ’da zafer getirdi.
Büyük Memur-Sen camiası olarak Hocalı soykırımının yıl dönümünde failleri lanetliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Karabağ işgalini sonlandıran zaferi tebrik ediyoruz.