KONFEDERASYON HABERLERİ
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ
Kendi düşünceleri dışındaki fikir ve inançları anlamamakta direnen, fikirlerinin eleştirilmesine tahammül edemeyen ancak başka düşünceleri pervasızca eleştiren hatta yok sayan, aynı zamanda inanç ve düşünce özgürlüğünü uydurma ve gereksiz gören, inancın temelleri konusunda şüphesi olanlar, hukukun üstünlüğüne saygılarının da olmadığı bilinmektedir.
Hukukun üstünlüğünden ve inanç özgürlüğünden yana tavır koyanlar bu doğru davranışlarının karşılığını vicdanlarında ve yaşamlarında mutlaka bulacaklardır.
Tüm olumsuzluklara rağmen Hukukun Üstünlüğünden yana olanlara düşen, yıllardır hukuksuzluk karşısında eli kolu bağlanmış ve en temel haklarından yoksun bırakılmış kesimlerin yanında yer almak gerekmektedir.
Bu anlamda, son günlerde kamuoyunu meşgul eden hukuki görünümdeki bazı olaylara bakış açımızı Memur Sen olarak belirtme ihtiyacı doğmuştur. Hukuk kendi mecrası içinde ve kuralları dâhilinde uygulanmalıdır. Hiç bir şekilde dışarıdan müdahale edilmemeli, uygulayıcılar kanunlar ve kendi vicdanlarına dayanarak serbest karar vermelidirler.
Her ne şekilde olursa olsun başta ifade, inanç ve hür yaşama özgürlüğü olmak üzere halkın en temel özgürlüklerine karşı yapılan müdahaleler hukuki olamaz hukuka uygunmuş gibi gösterilemez. Aksini iddia etmek en büyük hukuk cinayetidir.
Kanun yapıcı konumunda olan kurumlar ve kişiler de halktan ve hukuktan aldıkları gücü halkın lehine kullanmalı, asla dışarıdan dikte ettirilen görüşlere itibar etmemelidirler.
Bu noktada hukukun her kademesinde görev yapanlara düşen; açıklama yaparken arka planı konusunda bilgi sahibi olmadıkları hususlarda hukuki görüş bildirmemek olsa gerektir. Bazen hukuk arkasından yürütülen siyasi operasyonlar en başta hukuku sonrada hukukçuları zor durumda bırakabilmektedir. Hukukçu görüşünde hukuktan yana tavır koymalı politize olmamalıdır. Siyasetle hukukun iç içe girmesi en başta hukuka olan güveni sarsacak olup, bu da toplumun güvendiği son kurum olan hukuka olan inancını yitirmesine sebep olacaktır.
Hukukçular ve siyasiler toplumu kamplaşmalara götürecek beyanatlardan son derece sakınmalıdırlar. Özellikle barolar halkla daha yakın temas içinde olması gereken kurumlar oldukları halde halkın temel hak ve hürriyetlerine karşı tavır geliştirmiş görüntüsü vermemelidirler. Halkın özgürlükleri adına hiç bir şey yapamıyorlarsa en azından bir meslek kuruluşu olarak tarafsız olmaları gerekmektedir.
Sağduyulu davranışın yasama, yargı ve yürütmenin her kademesinde görev alanlar için gerekli olduğunu, aksi halde bağımsızlığımızın, kaybına yol açabilecek bir bilinmeze doğru sürükleneceğimiz endişesindeyiz. Bu nedenle Memur Sen olarak Ülkemize, devletimize, milletimize, Cumhuriyete ve kazanımlarına, demokrasiye ve parlamenter rejime hep birlikte sahip çıkmalıyız, İçinden geçilen süreç ne olursa olsun; başta yargı ve parlamento olmak üzere Anayasal hiçbir kurum yıpratılmamalıdır. Sağduyu elden bırakılmadan, gerginliğe ve kutuplaşmaya meydan verilmeden demokratik olgunlukla bu sürecin aşılması gerekmektedir.
Memur Sen olarak; başta Siyasi Partiler Kanunu, 4688 sayılı yasa ve TBMM İç Tüzüğü olmak üzere birçok yasa ve uygulamaların daha demokratik hale getirilmesi Hukuk devleti olmamız açısından zorunluluk haline gelmiştir. Bu çerçevede Avukatlar gününü kutlar hukukun üstünlüğünden yana olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.
.