KONFEDERASYON HABERLERİ
Kamu Personeli Danışma Kurulu Gerçekleştirildi
Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Toplantıda kamu görevlilerinin talep ve beklentileri konuşuldu.
Gerçekleştirilen toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen’e bağlı 11 sendikanın genel başkanları ve KPDK’da temsilcisi bulunan kurumların bürokratları katıldı.
Toplantıda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, geçmişte belirli bir düzen çerçevesinde gerçekleştirilen KPDK toplantılarına gereken özenin gösterilmediğine ve toplantıların zaman aralığının kaydığına dikkat çekti. 7. Dönem Toplu Sözleşme sonrasında gerçekleştirilen bu toplantının önemine vurgu yapan Ali Yalçın, “Toplu Sözleşme masasının sıcağıyla, kapsam dışında tutulan maddelerin ve özellikle KPDK’nın konusu denilen konuların görüşülüp çözüm üretilmesi açısından bu toplantı önemli bir fırsattır. Bu sebeple Memur-Sen olarak KPDK’yı; masanın yükünü hafifleten, masada kapsam dışında bırakılan konulara çözüm üreten, olmaz-yapılamaz olumsuzluklarına imkan vermeyen ve özellikle ortak akılla sorunların istişare edildiği, sorunların çözümüne yönelik somut verilerin paylaşıldığı güçlü bir mekanizma olarak görüyoruz. Önümüzde sosyal güvenlikten çalışma şartlarına, görevde yükselme ve unvan değişikliğinden 4688’in güncellenmesine, deprem bölgesindeki sorunlardan disiplin affının çıkarılmasına, mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan problemlerden mülakatın kaldırılmasına kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. Burada alınan kararların fiiliyata dönüşmesi ve tekrar gündeme gelmemesi için alt komisyon kurulması ve çalışmaların istikrarlı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bir sonraki KPDK’da ise masanın gündemini iki husus belirlemelidir. Birincisi, alt komisyon çalışmalarının ve kararlarının nihai durumu, ikincisi ise emek örgütleriyle belirlenecek KPDK ortak gündemi olmalıdır. Nitekim, bugünkü toplantının gündemi de emek örgütleriyle masada değil masa toplanmadan önce belirlenmeliydi. Çünkü bugüne kadar gerçekleştirilen KPDK’larda Memur-Sen olarak verdiğimiz mücadele; KPDK’nın gündemli olması ve alınan kararların bağlayıcı olması yönündedir. Önceki KPDK’larda konuşulan ve alınan kararların; bir sonraki Toplantıda unutulması, makarayı her defasında baştan sarmaya mecbur bırakıyor. KPDK ve burada alınan kararlarının hayata geçmesiyle kurula atfedilen değerin artıracağı ve her bir kamu görevlisi özelinde ayrı ayrı taçlanacağı unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
“Kamu görevlilerinin kaybı artıyor”
Yalçın, gerçekleştirilen 2023 yılının son KPDK toplantısının; ekonomik verilerin yukarı yönlü güncellendiği, kamu görevlileri için önemli ölçüde enflasyon farkı oluştuğu,2024 Bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü, enflasyon, kur ve faiz rakamlarının yukarı yönlü arttığı, 2024-2026 Orta Vadeli Plan ve 12. Kalkınma Planının açıklandığı, mikro ve makro hedeflerin yenilendiği bir süreçte düzenlendiğini belirterek, “Burada bir parantez açarak, bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Ocak ayında kamu görevlilerine yapılacak maaş/ücret artışına ilişkin bir hususun altını çizmek gerekiyor. Enflasyon farkı dahil alacağı artıyor ifadesi yerine kamu görevlilerinin bu süreçte kayıpları artıyor gerçeği Kamu İşveren tarafından görülmelidir. Enflasyon farkı Memur-Sen’in Toplu Sözleşme’de hüküm altına aldığı bir kazanımdır. 2,5 ay önce oturduğumuz bu masada Maaş/ücret artışını “Enflasyon belirlemesin masa belirlesin, kamu görevlileri enflasyona ezilmesin” gayretimiz ve mücadelemiz maalesef istediğimiz sonucu vermedi. Diğer taraftan, yeniden Değerleme Oranına ilişkin de ayrıca bir parantez açarak kısaca ifade etmekte fayda var. 2024 yılında Devletimizin vergi, harç, ceza gibi alacaklarına uygulayacağı Yeniden Değerleme Oranı’nın %58,46 olacağı unutulmamalıdır. Bütçe görüşmelerinin gerçekleştiği bu süreçte; saat başı fazla çalışma ücreti ve harcırah tutarları başta olmak üzere kamu görevlilerine ödenecek ödeneklerin, günün şartlarına ve ekonomik koşullara uygun olarak güncellenmesi, çalışanlar arasında farklı yöntemle tespit edilen uygulamalara son verilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Genel Başkan Yalçın, konuşmasında çözülmesi gereken hususları şu şekilde sıraladı;
- 7. Dönem Toplu Sözleşme’de “Toplantı Tutanağı” İle Kayıt Altına Aldığımız 4688 Sayılı Kanunun Revize Edilmesi Ve Evrensel İlkelere Uyumlu Hale Getirilmesi Gerekmektedir.
2010 yılında Memur-Sen’in iradesi ve öncülüğünde gerçekleştirilen 4688 sayılı Kanun, o günün şartlarına göre kamu görevlileri ve sendikaları özelinde önemli değişiklikler ve yenilikleri beraberinde getirmiştir. Süreç içerisinde gerçekleştirilen Toplu Sözleşmeler ve uygulamalar; 4688 sayılı Kanunun 4 milyon kamu görevlisi ve 2 milyona yakın kamu görevlisi emeklisinin sorunlarını çözme noktasında yetersiz kaldığını göstermektedir. Amacımız, sendikal örgütlülüğün de sendikal gücün de taraflar arası tam ve eşit katılımla gerçekleştirilmesi, sendikalı olmayı teşvik edecek sistemin getirilmesi ve evrensel sendikal hakların kamu görevlileri ve sendikalarına tanınmasıdır. Örgütlenme Özgürlüğü genişletilmelidir.
Anayasa Mahkemesi’nin 02.11.2023 tarihli kararı da sendikal örgütlenme yasağına ilişkin tepkilerimizin haklılığını göstermiş ve 4688 sayılı Kanun’un değiştirilmesinin sürece yayılmasını değil bir an önce tamamlanması gerektiğini ispatlamıştır. 4688 Sayılı Kanun’daki örgütlenme özgürlüğünü engelleyici hususların kaldırılarak sendika üyesi olabilecek kamu görevlilerinin kapsamının genişletilmesi, toplu sözleşmenin kapsam, süre, taraflar, işleyiş bakımından yeniden ele alınması, grevsiz toplu sözleşme anlayışının gözden geçirilmesi, Kanun’un evrensel ilke ve normlara uyumlu hale getirilmesi için 7. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına alınan maddelerin vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesi uygun olacaktır.
- 7. Dönem Toplantı Tutanağı ile kayıt altına aldığımız 1.Dereceye yükselen tüm kamu görevlilerinin 3600 Ek Göstergesi Gecikmesin, düzenleme biran öce yapılsın, beklentiler karşılansın İstiyoruz.
Gerek mevcut kamu görevlileri gerekse de 1. Dereceye yükselmiş kamu görevlisi emeklileri; mevcut ekonomik şartların etkisiyle emekli aylığını artırma noktasında önemli bir yere sahip ek gösterge düzenlemesinin “Yetkili Konfederasyonla” yapılmasını beklemekte, bu düzenlemenin acilen uygulamaya dönüşmesini bekliyoruz.
- Memur-Sen olarak 460 bin sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini sağladık. Ancak, bu düzenlemenin kanayan yarası olan eş tayini hakkının sağlanması noktasında da yeni bir adım atılarak 3+1 süre engeli ortadan kaldırılmalıdır. Aile bütünlüğü sağlanmalıdır.
- Teknik hizmetler sınıfında çalışan kamu personeline ait bir Meslek Kanunu çıkarılmalıdır. Ülkemizde son yıllarda çeşitli meslek mensuplarına ait düzenlemeler ile hem özlük haklarına hem mali haklara hem sosyal haklara hem de emekliliklerine ilişkin düzenlemeler yapılmış, önemli bir meslek grubu olan Teknik Hizmetler Sınıfı’na yönelik bir çalışma yapılmamıştır. Bu durum; kamudaki nitelikli personelin kamudan özel sektöre geçmesine, dolayısıyla kamu kuruluşlarının işlerini personel eliyle değil hizmet alımı yöntemiyle gerçekleştirmesine neden olmuştur.
Bu nedenler, kurumlarda liyakati, meslekte yetişme imkanını ve kariyer yapma gibi seçenekleri ortadan kaldırmaktadır. Yukarıda saydığımız sebepler ve daha birçok sebepten dolayı, Teknik personelin kariyer planlamasını ve özlük haklarını koruyacak bir Meslek Kanunu çalışılması ve kurumlara uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.
- Yardımcı Hizmetler Sınıfı Kaldırılsın. Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki yeni personel istihdamının mevcut durumda yok denecek kadar az olması, bu personelin öğretim durumlarına ve kıdemlerine uygun diğer hizmet sınıflarına geçirilebilmesini kolaylaştırıcı bir husustur. Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin diğer hizmet sınıflarına geçirilmesiyle uzun yıllardır beklenen talepler karşılanacak, bu kapsamdaki personelin yaşadığı birçok sorun ortadan kalkacaktır.
- Gelir Vergisi Oranlarının %15’te Sabitlenmelidir. Kamu hizmetinde devlete ve millete güven temin eden kamu görevlileri aynı zamanda en sadık vergi mükellefi olma yönüyle de cömert bir konumda yer almaktadır. Kamu görevlilerinin alım gücü gelir vergisi kesintileriyle azalmakta, yılsonuna doğru ikinci ve hatta üçüncü vergi dilimine girmekte ve maaş/ücret artışları tekrar kesinti yöntemiyle ellerinden alınmaktadır. Bu çerçevede, kamu görevlilerinin gelir vergisi oranları %15’e sabitlenmeli, geliri törpüleyen, alım gücünü azaltan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
- Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavları İnisiyatife Bırakılmamalı, Periyodik Olarak Yapılmalıdır. Memur-Sen’in KPDK gündemli toplansın ısrarı ve talebi sonrası 2021 Mart KPDK Toplantısında “Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği sınavlarının 3 yılı aşmamak üzere gerçekleştirilmesi” konusunda adım atılmıştır. Ancak söz konusu adımın düzenlemeye kavuşturulmamış olması, bizlere bugün bunu bağlayıcı hale getirmenin yerinin tam da burası olduğunu göstermektedir. Öte yandan Sayın Bakan tarafından 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde de ifade edilen görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapılması hususu, kamu istihdamında kariyer ve liyakati destekleyecek, kamu hizmeti verimliliğini arttıracaktır. Bu sebeple Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapılması hususunda verilen sözün bugün tutulması gerekmektedir.
- Mülakat Kaldırılsın, Şeffaflık Sağlansın. Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti Seçim Beyannamesinde belirttiği “Kamuya alımlarda Mülakat Kaldırılacak” sözü için düzenleme yapılmalı, kamuoyu tarafından yoğun ilgiyle beklenen bu husus karşılanmalıdır. Kamuda görevlendirilecek personelin alımına ilişkin olarak “Kamu Personel Alım İlanları”, “Kamu Personel Seçme Sınavı”, “Sınav Komisyonları”, “Sözlü Sınav Mülakat ve Kişilik Envanterleri” konuları gözden geçirilerek kamu görevlilerinin sadece kitabi bilgisini ölçme yerine özgürlükçü, rekabetçi, yenilikçi, çözüm ve sonuç odaklı sisteme öncelik verilmeli, nitelikli insanlar kamuya kazandırılmalıdır.
- Kılık-Kıyafet Düzenlemesine İlişkin Yasaklara Son Verilmelidir. Yargı kararlarıyla her dönem bir yeni hak temin edilen Kılık-Kıyafet Yönetmeliği’nin hukuka uymadığı ve çağdışı olduğu görülmeli, kamu görevlileri kılık-kıyafet gerekçesiyle üstünün keyfi baskısına maruz kalmamalı, kamu hizmeti sunumunun verimini engelleyici her türlü husus ortadan kaldırılmalıdır.
- Sosyal Güvenlik sisteminde yeni düzenleme yapılmalıdır. Emekli Aylıkları Artırılmalıdır. Özellikle son dönemlerde gerçekleştirilen düzenlemeler; kamu görevlilerinin görev aylığı ve emekli aylığı arasındaki dengenin bir hayli bozulmasına sebep olmuştur. Özellikle son yapılan 8.077 TL düzenlemesinin kamu görevlileri emeklilerine yansıtılmaması; emekli kamu görevlilerini mali yönden zorlarken, çalışan kamu görevlilerini de emekli olmama yönünde zorlamaktadır. Başta 8.077₺ ilave ödeme olmak üzere kamu görevlilerinin bütün gelirlerinin diğer çalışanlarda olduğu gibi emekli keseneğinde dikkate alınması gerekmektedir.
Özellikle 8.077 TL düzenlemesinde kamu görevlisi emeklilerinin kapsam dışında tutulması, kamu personel sistemi ve mevzuatı içerisindeki bağın önemli ölçüde kopmasına ve görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki maaş-ücret farkının %50’ye yükselmesine neden olmuştur.
- Harcırah Tutarları ve Fazla Çalışma Ücretleri Günün Koşullarına Uygun Hale Getirilmelidir. 2024 Bütçe’sinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü bu dönemde; kamu görevlileri açısından günlük ihtiyaçları karşılama noktasında yetersiz kalan yer değiştirme masrafı, yatacak yer temini, konaklama, yol ve benzeri giderler ile kamu görevlileri nezdinde maaş-ücretlerin uzağında kalan fazla mesai ücretlerinin artırılması, 7. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına alındığı üzere çalışmasının yapılarak kamu görevlileri açısından hakkaniyete en uygun rakamlara çıkarılması gerekmektedir.
- Özelleştirmeden Geçen Sözleşmeli Personelin Zorunlu Emekliliği Kaldırılmalıdır. Memur-Sen’in mücadelesiyle 2018 yılında geçici personel istihdamının kaldırılmasıyla bu personelin sözleşmeli personel pozisyonuna geçişi sağlandı. Yine Memur-Sen’in sendikal mücadelesi, ısrarlı ve kararlı duruşuyla 4/C’den 4/B’ye geçen personel dahil toplamda 460 bin sözleşmeli personelin kadroya geçişi 2023 yılı içerisinde gerçekleşti. Geçici personelin sendikaya üye olma hakkından tutun da kadroya geçirilmesine kadar bütün süreçlerin takipçisi ve öncüsü Memur-Sen oldu.
Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi çalışmasından sonra gerçekleştirilen EYT düzenlemesinde kamu işçilerinin zorunlu emekliliği kaldırılırken özelleştirmeden gelen ve kadroya geçmeyen sözleşmeli personelin zorunlu emekliliği kaldırılmadı. Her kurumun farklı yorumlaması ile bazı personel zorla emekli edildi, bazı personel ise halen çalışmaya devam ediyor. Zorunlu olarak emekliliğe ayrılan özelleştirmeden geçen sözleşmeli personelin, emeklilik işlemine yönelik açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı veriliyor ve tekrar görevine iade ediliyor. Bu konuda Kurul doğru ve adil olanı yapmalı, çalışanlar ve kurumlar arasında ikileme düşülen bu yanlış uygulamaya son verilmelidir.
- Üniversite İdari Personelin Yer Değişikliği Sağlanmalıdır. Hem 6. Dönem’de hem de 7. Dönem Toplu Sözleşmede hüküm altına aldığımız Üniversite İdari Personelinin yükseköğretim kurumları arasında yer değişikliği kazanımı fiili olarak da uygulamaya geçirilmelidir. Bu konuda Toplu Sözleşmede atılan somut adımın devamı gelmeli ve beklentiler gecikmeden karşılanmalıdır.
- Deprem Bölgesindeki Kamu görevlileri Unutulmamalı, İlave Haklar Tanınmalıdır. 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremlerde tüm Türkiye olarak tek vücut halinde acıları birlikte sarmak ve yardım ulaştırmak için birbirimizle yarıştık. Burada görev yapan kamu görevlilerimizin hakkı ödenmez. Emeklerinin karşılığı maddi ya da manevi olarak temin edilmez. Fakat bölgede normalleşme mücadelesi sürerken en çok gayret gösteren ve çaba harcayan yine her zamanki gibi kamu görevlilerimiz. Bölgenin tekrar inşa ve ihyasında emek harcayan, alın teri akıtan kamu görevlilerimizi maddi ve manevi olarak desteklememiz gerekiyor.
Öncelikle 6 ay boyunca ödenen fazla çalışma ücreti ve tazminat tutarının tavandan ödenmesine devam edilmesi, bölgenin tüm kurumlar açısından ayrım yapılmadan zorunlu hizmet bölgesi olarak tanımlanması, üniversite geliştirme ödeneği bölgelerinin yeniden gözden geçirilerek deprem bölgesine tavandan ödenmesi ile idari personelin ilave edilmesi ve kamu görevlileri özelinde ayrıca ilave tedbir ve düzenlemelere ihtiyaç var.
- Tüm kamu görevlilerine İlave Bir Derece Verilmesi ve Disiplin Cezalarının Affı tekrar gündeme alınmalıdır. 2016’dan sonra kamuya alınan veya sözleşmeli pozisyondan kadroya geçen personele de, Anayasa madde 10’daki eşitlik ilkesi uyarınca ilave bir derece verilmesi hakkında çalışma yapılmalıdır.
Toplu sözleşme hükümlerinin uygulanması noktasında oluşabilecek kısıtlamalara ya da daraltıcı farklı uygulamalara fırsat verilmeli, Toplu Sözleşme’nin Kanun niteliğinde olduğu unutulmamalıdır.
“Maaş kartları yerli ve milli olmalı”
Toplantıda İsrail’e yapılan boykotun sınırlarının genişlemesi gerektiğini ve bu doğrultuda kamudaki maaş kartlarının TROY ödeme yöntemine dönüşmesi kararının yerinde olacağını ifade eden Ali Yalçın, “Devletimiz ve milletimizin kararlı duruşuyla birçok “işgalci İsrail” ürünü boykot ediliyor. Birlik olduğumuzda ve beraber hareket ettiğimizde önümüzde hiçbir engelin duramayacağını herkese gösterdik. Boykotun devamı gelmeli ve hem kamu hem de bireyler bu konuda bilinçlendirilmelidir. En önemli boykot ise “emperyalist ve kapitalist sömürücülere” karşı gencinden yaşlısına bütün bireylerin ceplerinde yer alan maaş-kredi kartlarının ödeme sisteminin yerli “Troy Kart” ile değiştirilmesi olduğu açıktır. Öncelik kamuda başlamalı ve bütün kamu görevlilerimiz maaş kartlarını değiştirerek ödeme sisteminin “Troy Kart” olarak kullanılmaya başlamalarını KPDK masasında ifade ediyor, bütün kamu görevlilerimizi bu konuda hassasiyete davet ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.