ARŞİV
Memiş: Sevdamızın Adını Sağlık-Sen Koyalı 20 Yıl Oldu
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Sağlık-Sen 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Memiş, “Dile kolay; 20 yıl olmuş bu sevdanın adını koyalı. Adını Sağlık-Sen koyalı 20 sene olmuş alın terimizin. 20 senedir aşkla, tutkuyla bağlandığımız Sağlık-Sen’imiz için çocuklar gibi heyecanlıyız hala. Bayramlıklarını yastığının altında saklayan çocuklar gibi heyecanlıyız yarınlara. Bayram gibi olsun, kutlu olsun, güzel olsun bundan sonrası da. Bugüne kadar yaşananlar gibi. Kardeşlerim; bugüne kadar yaşadığımız güzellikler gibi olsun yarınlarımız. Güzel olsun yarınlar. Ayni dün gibi, aynı bizim gibi, hepimiz gibi güzel olsun yarınlar” dedi.
Hak mücadelesinde 20. yılına girmiş bir hareket olmanın onuruyla 5. Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştirdiğimizi ifade eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, bu genel kurul salonlarında estirdiğimiz rüzgarlarla Türkiye’de çok şeyleri değiştirdiğimizi söyledi. Milletinden kopuk, emeğin gündemine yabancı sendikacılığı tarihin çöplüğüne gönderdiğimizi belirten Metin Memiş, milletin egemenlik hakkına hayat tanımayan çarpık zihniyetin devranına bu salonlardan yükselen iradeyle dur dediğimizi kaydetti. Yeni Türkiye idealimizi bu genel kurullarda yeşerttiğimizi ifade eden Memiş, ülkemiz ve milletimiz üzerinde en kirli oyunların sahnelendiği bir dönemde, namerdin oyununu bozmak, ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmak için burada olduğumuzu ifade etti.
“TÜRKİYE, ŞER ODAKLARININ HEDEFİ HALİNE GELDİ”
Çanakkale neslinin temsilcileri olarak, 1915’te yazılan özgürlük destanını, 2015’e taşımanın onurunu yaşadıklarını belirten Memiş, bir asır sönmeyen zafer ruhunun, kıyamete kadar sürmesini diledi. Merhum Akif’in bedrin aslanlarına eş tuttuğu ecdadımızın, insanlığın sömürgecilere teslim olmayacağını bütün dünyaya ilan eden eşsiz bir zafere imza attığını hatırlatan Memiş, “Bu hezimeti hazmedemeyen emperyalist dünya, tam 100 yıl intikam hırsıyla yandı tutuştu ve zaferin izlerini ve Çanakkale ruhunu İslam coğrafyasından silmek adına özellikle son 4 yılda en kirli oyunlarını sahnelediler. Hak ve Hürriyet derken mangalda kül bırakmayan Batının iki yüzlü siyaseti yüzünden, Suriye’de, Mısır’da, Gazze’de, Irak’ta yüzbinlerce masum insan katledildi. Yüz binlercesi evlerinden yurtlarından sürüldü. 21. yüzyıl dünyasında Mısır’da halkın seçtiği iktidar devrildi, ikiyüzlü batının alkışları arasında darbeciler iktidara geldi. Bütün dünya; yaşanan insanlık trajedileri, demokrasi ayıpları karşısında suskunluğa gömülürken Türkiye; Hak’tan yana tavır sergilediği, mazlumlara evini açtığı, seçilmişlerin hukukunu savunduğu için şer odaklarının hedefi haline geldi” şeklinde konuştu.
Devleti ve milletiyle birlik içinde hareket eden ve İslam coğrafyasına kardeşlik şuuruyla elini uzatan ülkemizin, içten ve dıştan kirli operasyonlara muhatap olduğunu ifade eden Memiş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünya mazlumlarının sesi olduğu için Türkiye’ye bedel ödetmeye kalktılar. Çanakkale ruhunu 2023 hedefleriyle, 2071 hedefleriyle geleceğe taşıyacak milli iradeye kumpas üstüne kumpas kurdular. Gezi olayları ile ülkeyi karıştırmak istediler, olmadı 17-25 Aralık darbe girişimleriyle ülkemizi siyasal istikrarsızlığa sürüklemek istediler. Birbirini takip eden ihanet senaryoları ülkeye milyarlarca dolar kaybettirdi ancak, milletin sinesinde zerre miktar tahrip açamadılar.
Bu kadar büyük kumpasa, ihanet şebekelerine rağmen, karşılarında yeni Türkiye diye haykıran Çanakkale’nin torunlarını buldular. Ve Allah’a hamd olsun, şanlı zaferin 100. Yılında Çanakkale’nin torunları, Yeniden Büyük Türkiye dedikçe, 2023 dedikçe, 2071 dedikçe küresel şer odaklarının nefesi kesiliyor. ”
Memur-Sen hareketi olarak kurulduğumuz günden itibaren her zaman geleceğin Türkiye’si özlemimizin peşinde koştuklarını ifade eden Memiş, “Bir hayat kurtarmayı, bütün insanlığın kurtuluşu sayan inancımızı eyleme dönüştürme adına Suriye için, Gazze için, Doğu Türkistan için, Irak ve Mısır için seferber olduk. Zalimin zulmünün karşısında, mazlumun yüreğini ısıtma arayışında olduk. Memur-Sen ve Sağlık-Sen teşkilatı olarak katil İsrail’i ve onunla yarış halinde olan Esed’in zulmünü lanetleyerek mahşeri vicdanı uyandırmak için meydanları doldurduk” dedi.
“VESAYETİN KALELERİNİ YIKMAK İÇİN CANIMIZI ORTAYA KOYDUK”
30 yılda 40 bin cana mal olan, milyarlarca dolar zarara yol açan terör belasının sona ermesi için başlatılan çözüm sürecinin arkasında durduğumuzu kaydeden Memiş, vatanını seven her insan gibi ‘analar ağlamasın, şehit cenazeleri gelmesin’ diyerek, teröre harcanan kaynakların istihdama, eğitime, sağlığa gitmesi, ülkemizin kalkınması ve kardeşlik hukukunun güçlenmesini isteyerek, elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduğumuzu dile getirdi.
“Şimdi buradan Sağlık Sen teşkilatım adına yıllarca millete bedel ödettiren şer cephelerine sesleniyorum” diyen Memiş, “Vesayetin kalelerini yıkmak için canımızı ortaya koyduk. Ülkemizin istikrarı için, milletimizin iradesi için, çocuklarımızın güvenle yaşayacağı Yeni Türkiye için, mazlum milletleri kuşatacak yaşatma idealimiz için ödenecek bedel neyse gözümüzü kırpmadan ödeyeceğiz. Ve Allah’ın izniyle bütün kirli oyunları boşa çıkartmak için omuz omuza mücadele edeceğiz. Türkiye vesayetin rota çizdiği eski Türkiye olmayacak. Ne Askeri vesayete, ne yargı vesayetine, ne paralel vesayete, ne küresel vesayete Memur Sen olarak müsaade etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR MÜSAADE ETMEYİZ”
Antidemokratik odakların milletimiz üzerinde baskı kuracağı, siyasete müdahale edeceği zamanlarda eskinin sözde sivil toplum örgütlerine roller verilip, bunlar üzerinden toplumun dizayn edildiğini ifade eden Memiş, “Bu sözde sivil toplum örgütleri eski Türkiye’nin ideolojik aygıtları olarak milletin sırtına yük olmaktan, çalışanların geleceğine ipotek koymaktan başka hiçbir işe yaramadılar. Biz hizmet sendikacılığı dedik ve çalışanlarımız, milletimiz ve bütün insanlık için faydalı olanı aramaya, çözümün parçası olmaya, sorun üreten her türlü yapının da karşısında olmaya söz verdik ve bu yola böyle çıktık” dedi.
“HİZMET SENDİKACILIĞI FARKIMIZLA TARİHİ KAZANIMLAR ELDE ETTİK”
Hizmet Sendikacılığı farkımızla çalışma hayatı ve sendikal haklar bağlamında tarihi kazanımlar sağladığımızı kaydeden Memiş, kamu sendikacılığını ucube yasadan kurtarıp, toplu sözleşme hakkının verilmesini sağladığımızı ifade etti. Başörtüsü yasağının Memur-Sen ailesinin öncülüğünde tarihin çöp sepetine atıldığını vurgulayan Memiş, sözleşmelilerin kadroya geçmesini ve sözleşmeli çalışmaktan kaynaklanan farklılıkları asgariye indirdiğimizi dile getirdi.
Vekil ebe hemşirelere, kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına ve 4/C lilere kadro verilmesi için mücadelemizin süreceğini söyleyen Memiş, Taşeronlaşma uygulamalarının Türkiye’de büyük bir insan hakkı ihlali olduğunu açık yüreklilikle seslendiren bir hareket olarak, bu sistemin kaldırılması mücadelemizi de kararlılıkla sürdüreceğimizi bildirdi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI YIPRANIRSA, SAĞLIK SİSTEMİNİN ÇÖKMESİNİ ÖNLEYEMEZSİNİZ”
Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının, iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının, mesleki risklerin en yoğun yaşandığı bir alanda hizmet üretmeye çalıştığını söyleyen Memiş, “Fiziksel, kimyasal, biyolojik ve psiko sosyal tabanlı yüzlerce riskin kuşattığı bir çalışma alanımız, ağır ve uzun süreli çalışma koşullarımız var. Böylesine zor şartlar altında, insanüstü bir gayret ve eşsiz bir fedakarlık örneği sergileyen sağlık çalışanlarımız için ne yapılsa hakları ödenmez. Milletimiz unutmamalıdır ki, bu fedakar emeğin, dünyada başka örneği de yoktur. Sağlık çalışanları, bu milletin en fedakar evlatlarıdır. Aynı şekilde yaşlının, kimsesizin, engellinin umudu olmuş sosyal hizmet çalışanlarımız da iki cihan saadetini hak eden şefkat kahramanlarımızdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını temsil etme onurunu taşıyan Sağlık Sen olarak; onları, gönül huzuru ve güven içinde hizmet üretebilecekleri haklara ve çalışma koşullarına ulaştırmak için var gücümüzle gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda geride bıraktığımız 4 yılda, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sorunlarını sürekli gündeme taşıdık ve çözüm adına yoğun bir mücadele ortaya koyduk” Şeklinde konuştu.
Sağlık çalışanlarının, bugün polislerle eş değerde tükenmişlik yaşadığını belirten Memiş, “Unutmayalım ki, sağlık çalışanlarımız sağlığını kaybederse, mesleki motivasyonunu kaybederse, sağlık çalışanları tükenirse, sağlık çalışanları yıpranırsa, istediğiniz kadar modern hastaneler yapın, istediğiniz kadar içini en yüksek teknolojiyle donatın, sağlık sisteminin çökmesini önleyemezsiniz” dedi.
Bütün sağlık kademelerinde, sosyal hizmet kurumlarında, bütün meslek branşlarında sorunları tespit eden sayısız saha araştırmaları gerçekleştirdiğimizi ifade eden Memiş, çalışanların sadece ekonomik hakları için mücadele etmediğimizi, aynı zamanda sağlığına, sosyal hayatına değer katacak çözüm önerileri geliştirdiğimizi vurguladı.
“KAZANIMLARIN ADRESİ OLDUK”
Sağlık çalışanlarına Yıpranma Payı, lisans tamamlama hakkı, kreş hakkı gibi bizzat sayın Cumhurbaşkanımız tarafından verilen sözlerin, bu samimi gayretlerimizin getirdiği en kıymetli kazanımlarımız olduğunu kaydeden Memiş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Sağlık Sen ailesiyle buluştuğu sürenin üzerinden 6 ay geçmeden Bakanlığımız kreş hakkı ile ilgili genelgeyi yayınladı. Tüm branşlarda lisans tamamlama konusunda yine ilklerin sendikası kimliğimize yakışan bir adım attık. Sadece sağlık çalışanları için yasal düzenleme yapılmasını sağladık. 100 binin üzerinde çalışanımızı ilgilendiren bu kazanımımız bütün sağlık çalışanlarımıza hayırlı olsun” dedi.
“YIPRANMA PAYININ HAYATA GEÇMESİ AREFESİNDEYİZ”
Yıpranma payını da gündeme getiren bir sendika olarak, Cumhurbaşkanımızdan sözünü aldığımız bu konuda da sıkı takibimizin sürdüğünü belirten Memiş, bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlarımıza Yıpranma Payı hakkını da dahil etmenin arefesinde olduğumuzu kaydetti.
Önümüzdeki dönemde döner sermaye adaletsizliklerinin son bulması başta olmak üzere; sabit ek ödemelerin 20 puan arttırılması, ek ödemelerin emekliliğe yansıması için mücadele edeceğimizi ifade eden Memiş, 2015 yılının ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasının mücadele yılı olacağını vurguladı. Bunun yanı sıra vekil ebe hemşirelerin, Kamu dışı aile sağlığı çalışanları ve 4/C’li çalışanlarımızın kadro hakkı için bütün gücümüzle mücadele edeceğimizi dile getiren Memiş, sağlık lisansiyerlerine 3600 ek gösterge verilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının hem Sağlık Bakanlığı’nda hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda açılması, nöbet ücretlerinin yapılan işin niteliğine, taşınan risklere uygun düzeyde artışı gibi taleplerimizin hayata geçmesi için de hep birlikte mücadele edeceğimizi dile getirdi.
Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili ve Onursal Genel Başkanımız Mahmut Kaçar da konuşmasında Memur-Sen ve Sağlık-Sen’in önemli başarılara imza attığını söyledi. Memur-Sen’in Türkiye’nin en önemli sivil toplum örgütü olduğunu söyleyen Kaçar,28 Şubat döneminde millet iradesi ile seçilen hükümetin devre dışı bırakıldığını, tarafsız olması gereken yargının brifing aldığı, STK’lara çok önemli baskıların olduğunu hatırlattı.
2002 yılında yeni bir siyasi hayat ve millet iradesi tecelli eden ve sendikaların ayağa kalktığı bir döneme girildiğini belirten Kaçar, “Türkiye büyümeye ve bu ülkenin büyümesiyle emekçilerinde pay aldığı bir ülke haline geldi. Kişi başı gelir arttı. Bugün 2023 hedefine doğru güçlü bir Türkiye oluştu. 12 yıl öncesine göre asgari ücretin 4-5 kat arttığı dönemler yaşıyoruz. Bütün eylem ve propagandalar, darbe girişimlerine rağmen önemli adımlar atıldı, ilerlemeler kaydedildi. Bu ilerlemede cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın, AK parti milletvekillerimiz, teşkilatımız ve milletimizin önemli rolü var. Memur-Sen’in de bu ilerlemede önemli katkıları var” şeklinde konuştu.
Sağlık çalışanlarımızla ilgili en önemli konunun, yıpranma payının verilmesi olduğunu da kaydeden Mahmut Kaçar, “Yasal düzenleme hazırlığı var. İşin detaylarını sayın başbakanımızla paylaşacağız. Diğer önemli çalışma alanı ek ödeme ve döner sermayelerinin emekliliğe yansıtılması olacaktır” dedi.
BAKAN YARDIMCISI KANDEMİR: 14 MART’TA SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MÜJDE VAR
Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Erkan Kandemir de konuşmasında, sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına dikkat çekti. Ülkemizde sağlık alanında önemli bir başarı yakalandığını söyleyen Kandemir, kendilerinin de sağlık çalışanlarının daha iyi şartlarda hizmet vermesi için çalıştıklarını ifade etti. 14 Mart Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanlarına yönelik bir müjde verileceğini söyleyen Kandemir, bu müjdenin Başbakan ya da Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanacağını kaydetti.
Sağlık-Sen Sağlık-Sen 5. Olağan Genel Kurulu’nu takip etmek için tıklayın: http://www.sagliksen.org.tr/