KONFEDERASYON HABERLERİ
``Memur-Sen, Erdemliler Hareketidir``
Düzce Memur-Sen Divan Toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Biz, insan, insan onuru, medeniyet, adalet, hakkaniyet, özgürlük, demokrasi, kardeşçe yaşamak ve hakça bölüşmek kavramlarını merkeze almış değerler sendikacılığı hareketiyiz. Akif Ağabeyin deyimiyle Erdemliler hareketiyiz" dedi.
Düzce Memur-Sen Divan Toplantısı, siyaset, bürokrasi ve akademik çevreyi buluşturdu. Yoğun katılımın gerçekleştirildiği toplantıda konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Yedi güzel insandan biri olan Kurucu Genel Başkanımız Rahmetli Mehmet Akif İnan’ın bu davaya inanan bir grup arkadaşıyla çok zor şartlarda kurdukları sendikamız bugün Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olmuştur" diyen Esen, "Bu günlere kolay gelmedik. Zirveye sabır taşlarını öre öre ulaştık. Sağlam temeller ve ilkeler üzerine oturmuş büyük Memur-Sen ailesinin tarih yazan siz değerli dava arkadaşlarıma emeğinizden, alın terinizden ve çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Memur-Sen Türkiye’nin en büyük emek örgütüdür. Toplu Sözleşmede elde edilen başarı Memur-Sen’in rakipsizliğini tescillemiştir. Taban aylığa yapılan 175 lira bürüt artış herkese 123 lira net, emeklilere 146 lira net, emekli ikramiyesine 5250 lira artış sağlamıştır. Ayrıca 4/C lilere, öğretmenlere ek ödeme alınarak geçen yılın telafisi sağlanmıştır. Özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi, mazluma destek olmayı, zulmü ortadan kaldırmayı, insanı ve insan onurunu korumayı kendine görev edinen Memur-Sen, özelde; üyelerinin ekonomik, sosyal, kültürel, özlük hak ve menfaatlerini korumayı amaçlarken genelde ise; ülkemizde ve dünyada cereyan eden her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı amaçlamıştır" dedi.
ANADOLU YÜRÜYÜŞÜ DURDURULAMAYACAK
Memur-Sen'in, her türlü vesayete, kayıt dışı siyasete ve devlet içine çöreklenmiş illegal örgütlere karşı olduğunu vurgulayan Esen, "Şuanda da karşı çıkmaya devam etmektedir. Dün hayali ve uydurma delillerle Ak partiye kapatma davası açarak milli iradeyi susturmak isteyenlere karşı Türkiye’nin her bölgesinde yaptığımız Ortak Akıl Mitingleriyle nasıl karşı çıktıysak, bugün de Yolsuzluk kılıfına bürünmüş Uluslararası operasyona kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Yolsuzluk yapanlarla, yetim hakkına göz dikenlerle sonuna kadar mücadele edilmelidir. Ama Taksim Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı diyenlerin ekmeğine yağ sürecek, mesele yolsuzluk değil sen hala anlamadın mı diyenlere de bir çift sözümüz var. Biz meseleyi çok iyi anladık. Mesele Türkiye’nin özgürleşme meselesi, mesele Türkiye’nin büyüme meselesi, Mesele Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada lider ülke olma meselesi… Siz uluslar arası şer güçlerle kol kola girerek bizi yolumuzdan çıkarmaya çalışsanız da buna gücünüz yetmeyecek. Türkiye’nin önüne döşediğiniz mayınlar Anadolu insanının dualarıyla aşılacak, kurduğunuz tüm tuzaklar bozulmakla kalmayacak sizi de yalnızlaştıracaktır. Anadolu çocuklarının bu şanlı yürüyüşü Türkiye’nin sınırlarını aşacak, İslam coğrafyasını kuşatacak, ne kadar göz yaşı varsa hepsini sonlandıracaktır" şeklinde konuştu.
ÖZGÜRLÜK İÇİN ON MİLYON İMZA
"Vesayet dönemlerinin ürünü olan yasaklarla da mücadelemiz sürüyor" diyen Esen, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bu mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımların sonuncusu ve bu ülkenin kadınları açısından en değerlisi, kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılmasıdır. Yıllardır uygulanan başörtüsü zulmünün son bulması için, milletimize inanarak ve güvenerek “Özgürlük için On Milyon İmza” kampanyası başlattık. On milyon yetmez dediniz. Bir ay gibi kısa bir sürede 12 Milyon 300 bin imza toplayarak rekor kırdınız. Topladığımız bu imzaları hükümete teslim ettik. Fiilen sona erdirdiğimiz yasağı hükümet demokratikleşme paketiyle çağ dışı yasa hukuken de son verdi ve Türkiye bir ayıptan daha kurtuldu. Referandumda yetmez dediğimiz gibi şimdi de yetmez diyoruz. Vesayetin dayattığı bütün yasakları ayağımızın altına almak ve kaldırmak için sizinle beraber mücadeleye devam edeceğiz."
ÇÖZÜM SÜRECİNE KARDEŞLİK HUKUKUMUZUN GÜÇLENMESİ İÇİN DESTEK VERİYORUZ
Konuşmasında Çözüm Sürecine de değerlendiren Esen, "Birlik ve beraberliğimize tehdit olan ideolojilere karşı Memur-Sen olarak direndik. Hastalıklı zihinleri kemiren ırkçık ile mücadele ederken, “Çözüm Süreci”ne de destek olduk. Kardeşlik hukukumuzun güçlenmesi, akan kanın durması için elimizden geleni yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. İşte Çanakkale haftasındayız. Çanakkale ruhunda olduğu gibi omuz omuza yaşamamız gerekir... Çanakkale ruhunda olduğu gibi, Türk ile Kürt’ün, Alevi ile Sünni’nin omuz omuza yaşadığı kardeşliği tesis etmemiz ve yaşamamız hayati öneme sahiptir. Bugün birileri sokakları yangına yerine dönüştürmeye çalışırken, gençliğimize sahip çıkarak, küresel operasyonları bozmamız lazım. Türkiye’nin küresel yapının at oynatma alanı haline gelmesini, milletin yeniden vesayet altına alınmasını istemeyen herkes, devletin bağımsızlığından, milletin egemenliğinden, sivil siyasetten yana olmalıdır. Vatandaşların, kurallar içerisinde, yakmadan, yıkmadan ve suiistimal etmeden demokratik taleplerini meşru yollardan dile getirmeleri en tabii haklarıdır. Ancak huzura ve istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu şu günlerde gösterilerin, marjinal gruplar tarafından farklı mecralara çekilmek istendiği aşikardır. Bir takım yapıların, Çözüm Süreci ile sağlanan barış ortamından, ekonomik ve siyasi istikrardan rahatsız olduğu bir dönemde, yakaladığımız huzur ikliminin dağılmaması için samimi ve ortak bir gayretin içinde olmalıyız. Acılar üzerinden siyaset yaparak rant elde etmek yerine, acılarımızı paylaşarak azaltmak bizim medeniyetimizin gereğidir, değerlerimizin gereğidir, insanlığımızın gereğidir. Tahrik sendikacılığı yapanlar gençleri sokağa çekiyorlar. Sokak kargaşadır, kaostur, karanlıktır. Memur-Sen olarak gençlerimize sesleniyorum. Sizi karanlığa değil aydınlığa, huzura ve barışa çağırıyoruz" dedi.
HALEPÇE'Yİ UNUTMADIK
"Medeniyet sendikacılığı yapıyoruz" diyen Esen sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Batı medeniyeti öldürmeyi ve sömürmeyi ilke edinmiş, bizim medeniyetimiz ise yaşamayı ve yaşatmayı ilke edinmiştir. Dicle'nin kenarında kuzuyu kurt kapsa ondan sorumluyuz anlayışıyla yetiştiğimiz için dünyanın neresinde olursa olsun mağdur olan, mazlum olan hatta ayağına diken batan herkesin acısını hissediyoruz. Bu anlayışla hareket ettiğimiz için Somali’deki, Arakandaki, Filistin’deki, Suriye’deki, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin acısını hissetmememiz, onları duyarsız kalmamız mümkün değildir. Dün Halepçe’de kimyasal silahlarla kadın, çocuk demeden öldürülen beş bin insanın acısını da unutmadık, bugün Suriye’de öldürülen binlerce masumun feryadına da kayıtsız kalmıyoruz. Düzenlediğimiz kampanyalarla, yaptığımız yardımlarla muhtaçlara destek olmaya çalışıyoruz. En son çocuk ve kadınlar başta olmak üzere Suriye halkı için başlattığımız “Sana İhtiyacım Var” kampanyası kapsamında 600.000 bin TL bağışlayarak start verdik. Sizlerin de bu kampanyaya destek olmasını istiyoruz."
ERDEMLİLER HAREKETİYİZ
Memur-Sen'in, kendisini ücret sendikacılığıyla sınırlamayıp bütün eylem ve söylemlerinde vicdan sendikacılığını ön plana çıkardığını belirten Esen, "Biz, “insan”, “insan onuru”, “medeniyet”, “adalet”, “hakkaniyet”, “özgürlük”, "demokrasi” ve “kardeşçe yaşamak ve hakça bölüşmek” kavramlarını merkeze almış değerler sendikacılığı hareketiyiz. Akif Ağabeyin deyimiyle Erdemliler hareketiyiz. Dinin hedefi güzel ahlaktır. Güncel olaylar ne olursa olsun erdemli davranmaktan, ahlaklı olmaktan taviz vermemek gerekir. Oturmuş insan, ne yaptığını bilen insan erdemli insandır. Erdemliler hareketinin en büyük temsilcisi olan Memur-Sen’in marka değerini taşıyan İl başkanımızdan şube başkanımıza, işyeri temsilcimizden üyemize kadar, davranışlarınızla hem sendikamızı hem de davamızı iyi temsil etmek için akıttığınız terden, verdiğiniz mücadeleden dolayı hepinizi tebrik ediyorum. "
TEKTAŞ: "DERS VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Toplantıda konuşan Eğitim- Bir- Sen Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş ise, "Bugünlere, irtica yaygaracısı yazarlara, televizyonculara, ordu göreve pankartları açan profesörlere, Atatürkçü geçinen ve Atatürk’ten geçinen istismarcılara, İmam Hatip düşmanı YÖK’çülere, darbecilere ırgatlık yapıp “Bizim Çete” diye kitaplaştıranlara, brifinglerde ayakta alkış tutan yargıçlara rağmen gelinmiştir. Bugünlere, siyasi hayatıma mal olsa da kesintisiz eğitimi bu ülkeye getireceğim diye millete meydan okuyan başbakan yardımcılarına; katıldığı bir toplantıda size, sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasını çıkardım da geldim diye hava atan ana muhalefet partisi genel başkanlarına; TBMM’de başörtülülere had bildirmeye kalkışan başbakanlara; antidemokratik süreçlerin işletmecisi siyasetçilere rağmen gelinmiştir. Bugünlere, Ulusal Birlikler oluşturarak darbeye taşeronluğa yeltenip, kral çıplak dememizle yüz üstü kapaklanan çakma sendikalara ders verilerek gelinmiştir. Akılların kuşatılmaya çalışıldığı dönemeçlerde ortak aklı meydana sürerek, “hayırda hayır vardır” diyenlere; şimdiye kadar hiçbir hayrınızı görmedik. Bu kez sonuna kadar “toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet” denilerek gelinmiştir. Özlük ve özgürlük mücadelesinde yol olan, yol alan ve yol açan sendikacılıkla gelinmiştir. Mücadelelerimiz sonucu katsayı sorununun çözülmesi, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, kesintisiz eğitim dayatmasının kaldırılması, disiplin affının çıkarılması, disiplin kurullarında sendika temsilcisi bulunması, sicil notu uygulamasına son verilmesi, öğretmenevi aidatlarının kaldırılması, yeni göreve başlayanlarda İLKSAN’a zorunlu üyeliğin kaldırılmasının sağlanması… Köklü çözümlere imza atılarak gelinmiştir. Yengeçlere doğru yürümesini öğretecek, avcıların yazdığı tarihin hurafelerle olduğunu herkese deşifre edecek, vesayetin tasfiyesini sağlayacak, millete ihanet etmeden milletin değerlerini baş tacı ederek ders alacak durumlara düşmeden ders vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
KILIÇ: OYUNUN FARKINDAYIZ
Memur-Sen İl Temsilcisi Orhan Kılıç da, toplantıda bir konuşma yaptı. Her on yılda sandıktan çıkan halk iradesinin önünün darbeler, muhtıralar ve şantajlarla kesilmeye çalışıldığını söylen Orhan Kılıç, “Bugünde aynı oyunu sahneye koymak isteyenler var. Memleketimizin en mahrem bilgileri dışarıya sızdıranları, Ulusal güvenliğimizi tehdit eden uluslararası şebekenin içinde kimlerin olduğunu ve kimlerin kumpaslar kurduğunu, halkın oylarıyla seçilen iktidarı demokrasi dışı yöntemlerle devirmek isteyenlerin değirmenine kimlerin su taşıdığını biliyoruz. Onları uyarıyoruz. Ve karşısında duracaklarımızı belirtiyoruz" dedi.
.