KONFEDERASYON HABERLERİ
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’ndan Diyarbakır Annelerine Ziyaret
Diyarbakır’da evlatlarının PKK kamplarına kaçırılması nedeniyle Diyarbakırlı annelerin HDP il binası önünde başlattıkları eylem aralıksız sürüyor. Daha önce de anneleri ziyaret eden Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, eylemin 529. günde de oturma eyleminde bulunan anneleri yalnız bırakmadı.
Diyarbakırlı anne Hacire Akar’ın 22 Ağustos 2019 tarihinde, çocuğunun PKK kampına kaçırılmasından dolayı sorumlu tuttuğu HDP’nin il binası önünde başlattığı ve daha sonra pek çok ailenin destek verdiği eylem o tarihten bu yana aralıksız sürüyor.
Başta Hacire Akar ve bazı ailelerin çocuklarına kavuşmasında büyük rol oynayan oturma eyleminde aileler çocuklarının geri getirilmesini istiyor.
Daha önce Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları ve Kadınlar Komisyonu üyelerinin ziyaret ettiği eylemin 529. gününde de aileler yalnız bırakılmadı.
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Sıdıka Aydın ve beraberindeki komisyon üyeleri, il binası önünde bekleyişini sürdüren ailelere destek ziyaretinde bulundu. Ziyarette Memur-Sen Diyarbakır İl Temsilcisi Nurhak Ensarioğlu ve il teşkilatından üyeler de hazır bulundu.
Memur-Sen üyesi kadınlarla birlikte eylemin yapıldığı bölgeye giden Sıdıka Aydın, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 1 buçuk yıldır devam eden ve 200 annenin destek verdiği eylemin PKK’nın bölge halkı nezdinde nasıl karanlık bir örgüt olduğunun tescili anlamına geldiğini belirten Aydın, “Civar illerdeki annelerimizin katılımıyla ivme kazanan direniş, ülkenin her yanından mağdur ailelerin katılımıyla sarsılmaz bir iradeye dönüştü. Geldiğimiz noktada, eylemlerinin sesi de örnekliği de ülke sınırlarını aşmış bulunuyor. Bütün bu annelerin tek bir isteği var: Evlatları. Ve istedikleri şeyi almadan da eylemlerine son vermeyecekler. Annelerimizin bu duruşu inancın eyleme dönüşmesidir. Bugün burada gördüğümüz, acı kadar umudun da resmidir. Çünkü bu haklı mücadeleyle 23 çocuğumuz ailesine kavuştu. Evet, bu çadır artık mazlumiyetin olduğu kadar direnişin, acının olduğu kadar umudun da çadırıdır” diye konuştu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Çocuk Asker Kullanımını Durdurun Koalisyonu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Koruma Konvansiyonu gibi uluslararası kuruluşların raporlarında da PKK’nın çocukları silahlandırdığının açık bir şekilde yer aldığını vurgulayan Aydın, “Ülkemizde 35 yılda 20 bin civarında, sadece 2013-2015 arasındaki iki yıl içerisinde 18 yaşından küçük 2 bin 52 çocuk zorla ya da kandırılarak dağa kaçırıldı. Dağa kaçırılan çocuklar arasında ilkokul yaşında olanlar bile var ve bu çocukların çoğu hayatını kaybetti” dedi.
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak annelerin evlatlarına kavuşmak için başlattığı direnişe destek olmak, acılarını paylaşmak, seslerine yankı olmak için Diyarbakır’da olduklarını söyleyen Aydın, “Biz eğitimci kimliğimizle, anne kimliğimizle, kadın kimliğimizle her zaman; “Bu çocukların yeri okuldur, ellerinde silah değil kitap bulunmalı, sıcak yuvalarında ailelerinin kanatları altında olmalıdır”, dedik. Bu soylu direnişin ilk gününde de Diyarbakır’a gelmiş ve annelerimiz yanında olmuştuk. O gün olduğu gibi bugün de zulme sessiz kalmak zulme ortak olmaktır diyor ve vicdanlara bu sese kulak verilmesi çağrımızı yineliyoruz” şeklinde konuştu.
“ Uluslararası Kuruluşlar Bu Sese Kulak Vermelidir”
Dünyada çocukları korumak için küresel projeler yürüten tüm sivil aktörlere seslenen Aydın, “Bu sese kulak verilmelidir. Terörün adresine, kimliğine bakılmadan nerden gelirse gelsin karşı durmak, telin etmek, teşhir etmek insani, vicdani bir mesuliyettir. Bugün burada gördüğümüz tablo acının resmidir. “Evladımın ölüsüne bile razıyım” diyen bir annenin bu çığlığı insanı dehşete düşürmüyor, vicdanları harekete geçirmiyorsa ortada insanlık için büyük bir krizi var demektir” ifadelerini kullandı.
“Çocukların Hayatı Bütün İdeolojilerin Üzerindedir”
Toplumun tüm kesimlerinin bu eyleme destek vermesi gerektiği ve bu sivil direnişi büyütmesi gerektiğini söyleyen Aydın herkes için çağrıda bulunduğunu söyleyerek “Buradan tüm annelere, bütün gerçek insan hakları savunucularına, bütün sanatçı, sporcu, bürokrat, sendikacı, yazar, aydın, sivil toplumcu ve gazetecilere çağrıda bulunuyoruz: Kelamınızla, kaleminizle, kalbinizle, selamınızla, duanızla annelerimizin bu haklı mücadelesine destek verin. Çünkü annelik bütün siyasi görüşlerin üzerinde bir değerdir. Çocukların hayatı bütün ideolojik mülahazaların üzerindedir. Gelin bu çocukları el birliği ile yaşatalım. Gelin bu büyük acıya son verelim, bu hasreti bitirelim. Anneleri çocuklarına, çocukları hayatlarına kavuşturalım. Burada siyasi bir mesaj yok! Burada politik bir mesele yok! Burada fıtratın sesi var! Annelerin feryadı var! Acının yalanlanamaz sahiciliği var!” diye konuştu.
Aydın sözlerini şöyle noktaladı: “Biz Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak bu annelere destek vermeyi bir vicdani sorumluluk, insani bir görev, değerlerimizin gereği olarak görüyoruz. Biliyoruz ki; annelik de evlat hasreti de, evlat acısı da başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bizler ülkenin kardeşlik iklimine katkı sağlayan sağduyulu kimliğimizle buradayız. Annelerimizin evlatlarına kavuşması, evlat hasretlerinin son bulması için vicdan sahibi olan herkesi bu direnişi desteklemeye davet ediyoruz. Bu kutlu direnişi başlatan, yeryüzünün en haklı mücadelesini yürüten bu mübarek annelerimize diyoruz ki; yanınızdayız, acınız acımız, evlatlarınız evlatlarımız, direnişiniz direnişimizdir!”