KONFEDERASYON HABERLERİ
Memur-Sen Medya Kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile Biraraya Geldi
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve yönetim kurulu üyeleri Ağustos ayında gerçekleştirilecek 5. Dönem Toplu Sözleşme öncesinde düzenlenen kahvaltı programında medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile biraraya geldi.
Memur-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Sekreteri Semih Durmuş, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Bayraktutar, Hacı Bayram Tonbul, Soner Can Tufanoğlu, Levent Uslu ve Mehmet Emin Esen ile Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Metin Yılancı, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan ile çok sayıda medya kuruluşunun Ankara temsilcisi katıldı.
Medya buluşmasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra el değiştiren belediyelerde Memur-Sen üyelerine yönelik sendikal baskıdan söz ederek başladığı konuşmasında, belediye işçilerinin de işten çıkarıldığına dikkat çekti. Yalçın, konuyla ilgili hukuki mücadelenin devam ettiğini söyledi.
Türkiye’nin 23 Haziran ile birlikte seçim gündemini geride bıraktığını dile getiren Yalçın, 4 yıllık seçimsiz sürecin kamu görevlileri için 4 yıllık stressiz bir süreç olmasını beklediklerini vurguladı. Türkiye seçim sürecini geride bıraktı. Artık önümüzde geçim süreci var” diyen Yalçın, “Seçimsiz 4 yılın geçim sıkıntısı yaşamadıkları 4 yıl olmasını temenni ediyoruz. Önümüzde 5. Dönem Toplu Sözleşme var. Ağustos ayında 3 milyonu aşkın kamu görevlisi, 2 milyonu bulan memur emeklisiyle birlikte 5 milyonu aşan bir kitleyi masada temsil ediyoruz. 4 kişilik bir aile sayarsak 20 milyona yakın insanı ilgilendiren bir süreç var önümüzde” diye konuştu.
Memur-Sen’in 2010 referandumu ile Toplu sözleşme hakkını alan ve peşinden dört toplu sözleşmeyi yürüterek yüzlerce kazanım elde eden bir konfederasyon olduğunu hatırlatan Yalçın, 5. Dönem Toplu Sözleşme’deki temel beklentilerinin bu toplu sözleşmenin hükümet tarafından kamu görevlilerine iyileştirme paketleri açıklaması olduğunun altını çizdi.
Hem Masadan Hem de Yasadan Kaynaklı Sorunlarımız Var
Toplu sözleşmeye yönelik sürecin teşkilat ve üyelerle uyumlu ilerlediğini belirten Yalçın, “Hiçbir şey tepeden şekillenmiyor tamamen tabandan tavana doğru bir süreç işliyor, üyelerimizden teşkilatlarımızdan gelen istekleri dikkatle takip ediyor ve değerlendiriyoruz” dedi.
Toplu sözleşme noktasında kamu görevlileri sendikacılığının dezavantajları olduğunu söyleyen Yalçın, “Bizim bu noktada bir dezavantajımız var. 1 Ağustos ile 30 Ağustos arasında devam edecek olan Toplu Sözleşme sürecinin arasında Kurban bayramı var. 3 milyon kamu görevlisini ilgilendiren 11 hizmet kolunun teklifleri bu 30 günlük sürede görüşülüyor. Zaman kısıtlı. Oysa işçi sendikalarında şu an da devam eden görüşmelerde bu süreç tam 60 gün. Bu çok ciddi bir dezavantaj... Dolayısıyla bizim hem masadan hem de yasadan kaynaklı sorunlarımız var. Masadan kaynaklı sorunlarımız, işçi sendikacılığında olmayan şey, yetkili olmayan konfederasyonların masaya dahil edilerek sendikaların birbiriyle çatışmasına neden olup sürecin tökezlemesine neden olan bir düzenleme var. Yasamız da sorunlu çünkü işçi sendikaları 200 binlik bir kitlenin toplu sözleşme sürecini 60 gün sürdürürken kamu görevlileri sendikacılığında 3 milyonluk bir kitlenin toplu sözleşme süreci 30 gün sürüyor ve bu süre yetmiyor” ifadelerini kullandı.
Hükümetin Kamu Görevlilerinin Geçim Standardını Yükseltecek Rakamlarla Gelmesini Bekliyoruz
Toplu Sözleşme’de hükümetten beklentilerini de dile getiren Yalçın, “Bu toplu sözleşmede yeni kazanımlarla kamu görevlilerini rahatlatacak bir süreç olsun temennimizi ifade ediyoruz. Hükümetin de bu boyutuyla bizi anlamaya bize uygun tekliflerle gelmeye şimdiden hazırlıklı olmasını, bize gerçekleşen enflasyon rakamlarını dikkate alarak, hedeflenen enflasyon rakamlarının tutturulamadığını dikkate alarak gelmesini, kamu görevlilerinin geçim standartlarını yükseltecek rakamlarla gelmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Kamu işçileri için görüşülmeye devam eden Toplu İş Sözleşmesi’nde hükümetin işçi sendikalarına sunduğu 4+5’lik teklifin kamu görevlileri için de gelmesi durumunda Memur-Sen’in yaklaşımına değinen Yalçın, Türk-İş’in teklife ilişkin açıklamasını özenle takip ettiğini belirterek “Onların bu rakamlara sıcak yaklaşmadığını gördük. Zaten yaklaşmaması gerektiğini, bu rakamın düşük olduğunu biz de düşünüyoruz. Burada hükümetin konuya ilişkin yeni ve kabul edilebilir yaklaşımlarla teklifini yinelemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü memurlar olarak da süreci takip ediyor ve bizi ilgilendiren bir başka sürece doğru ilerliyoruz. Benzer bir teklif bize sunulursa, gösterdiğimiz reflekslerimizi önceki toplu sözleşmeleri takip edenler hatırlayacaktır, biz de gerçekleşen enflasyon rakamlarının bile altındaki teklifleri asla kabul edemeyiz. Aslolan enflasyonun üzerindeki rakamlardır. Refah payını biz de son derece önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kamu Görevlileri Enflasyona Ezilen Değil Enflasyonu Ezen Bir Konumda Olmalı
Kamu görevlilerinin bir önceki toplu sözleşmeden bu yana kayıplarının olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Yalçın, yasadan kaynaklanan durumun kamu görevlileri için bir dezavantaj oluşturduğunu ve öngörülebilirliğin kısıtlı olduğuna dikkat çekti. Yalçın, “Öncelikle bir konuya dikkat çekmek istiyorum; işçiler şuan 2019 yılı ve önümüzdeki 2020 yılı için pazarlık yürütüyorlar. 2019’un ortasında pazarlığı yürütüyorlar. Yani 6 aylık enflasyon rakamlarını görebiliyorlar. Dolayısıyla senenin yarısına geldikten sonra önceki 6 ayı da kapsayan bir sürecin pazarlığını yürütüyorlar. Yani göremedikleri sadece 3 tane 6 aylık dönem var. Memur sözleşmelerinde ise durum böyle değil. Memurlar için biz şimdi masaya oturacağız 2020 ve 2021 yıllarının pazarlığını yapacağız. Yani sözleşmeye konu olan yıldan 6 ay önce, önümüzdeki dört 6 aylık dönemin pazarlığını yapacağız. Bu bizim açımızdan çok büyük bir dezavantaj. Dolayısıyla bu sistematiği çok sağlıklı bulmuyoruz. Bu zaviyeden baktığımızda, gerçekleşen enflasyon rakamlarını dikkate aldığımızda, kur oynamalarını, piyasadaki temel tüketim maddelerindeki fiyat artışını dikkate aldığımızda doğal olarak memurun alım gücünün düştüğünü ifade etmek isterim. Ekonomik anlamda tutturulamayan bir gerçeklik var. Bunun faturası memurlara kesilmemelidir. Enflasyona ezilen değil enflasyonu ezen bir durumda olmamız gerekiyor.” diye cevapladı.3600 Ek Göstergenin Kapsamı Genişletilmeli
Başka bir soru üzerine Yalçın, toplu sözleşme masasında 3600 ek gösterge taleplerini de bir kez daha dile getireceklerini kaydederek, taleplerinin 3600 ek göstergenin kapsamının genişletilmesi olduğunun altını çizdi.Son olarak, Memur-Sen'in 15 Temmuz'daki hain darbe girişimine ilk tepki veren konfederasyon olduğunu ve Memur-Sen ailesinden de 4 şehit verildiğini hatırlatan Yalçın, sözlerini 15 Temmuz Şehitleri ve Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybedenleri anarak tamamladı.