KONFEDERASYON HABERLERİ
Memur-Sen’den Birleşmiş Milletler’e Filistin Tepkisi BM (D)uyuyor musun?
Memur-Sen, Gazze'de binlerce sivil soykırıma maruz kalırken BM'nin kalıcı çözüm noktasında işlevsiz kalmasını protesto etmek amacıyla BM Ankara Temsilciliği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Genel Başkan Ali Yalçın’ın yaptığı açıklamanın ardından temsilcilik önüne siyah çelenk bırakıldı.
BM Ankara Temsilciliği önünde gerçekleştirilen eyleme Genel Başkan Ali Yalçın’ın yanı sıra Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, konfederasyon bünyesinde faaliyet gösteren sendikaların genel başkanları ve çok sayıda teşkilat mensubu katıldı. Eylemde konuşan Yalçın, “1 Mayıs münasebetiyle Gazzeli emekçi kardeşlerimizle dayanışmak, katledilen emekçileri anmak, insan hakları ihlalleri ile savaş ve soykırım suçuna karşı Gazzeli mazlumlarla dayanışmamızı göstermek, Gazze’de yaşanan soykırıma, Filistin’de süren işgale dur demek amacıyla BM’nin önündeyiz. BM ve Uluslararası toplum soykırımı durdurmadığı her gün bilanço daha korkunç bir hal alıyor, vahşetin düzeyi dehşete dönüşüyor. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işgalci İsrail güçleri tarafından yapılan soykırımda: Yaklaşık 35 bin sivil şehit edildi, 77 bin masum da yaralandı. Katledilen Gazzelilerin 24 binden fazlası kadın ve çocuk; Gazze’nin % 70’i yerle bir edildi. Evlerin % 60'ı ticari tesislerin %80'i, Okulların % 90'ı yok edildi. 35 hastaneden 24’ü bombalandı ve sadece 11’i kısmen çalışıyor. 267 ibadethane bombalandı, su kuyularının %83’ü çalışmaz hale getirildi. Vahşet o kadar büyük ki gelen haberler ve görüntüler kan dondurucu. İnsanların canlı canlı toprağa gömüldüğü, buldozerlerle bedenlerinin paramparça edildiği, gözaltında işkencelerle katledildiğini görüyoruz. Enkazların altında kalanların çıkarılmasına, katledilmiş cenazelerin alınmasına dahi izin verilmiyor” dedi.
“İsrail soykırım suçu işliyor”
Gazze’de savaş suçu sayılan fosfor bombalarının kullanıldığının altını çizen Yalçın, “Savaş suçu sayılan fosfor bombaları kullanıyor. Sivil yerleri hedef alıyor: Hastaneleri, ambulansları, sağlık görevlilerini, yardım görevlilerini, su kuyularını, jeneratörleri, basını, otelleri, okulları, eğitimcileri ve siyasileri hedef alıyor. Bizzat BM’in gözetiminde olan mekânları vuruyor: Yardım için toplananları katlediyor, Pazar yerlerini bombalıyor, sivil altyapıyı yok ediyor, insani yardımları engelliyor, elektrik, su, gıda girişine izin vermiyor. Kitlesel katliamlar gerçekleştirirken bir yandan da: kıtlık ve açlıkla, sağlığa erişimi engelleyerek, yaralıların tedavisine izin vermeyerek, kitlesel ölümleri hedefliyor ve bunların hiç birini de gizlemiyor, bütün dünya bunları canlı yayında izliyor. Bir devlet terörü olarak örgütlenmiş yapısıyla İsrail Gazze’de istikrar kazanmış bir şekilde insancıl Hukuku ihlal etmekte, soykırım ve Savaş suçları işlemektedir. Gerek; hasta ve yaralılarının vaziyetlerinin ıslahına ilişkin Birinci Cenevre Sözleşmesi, harp esirlerine yapılacak muameleye ilişkin Üçüncü Cenevre Sözleşmesi, harp zamanında sivillerin korunmasına ilişkin Dördüncü Cenevre Sözleşmesine, Gerekse de; Ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen suçları soykırım suçu olarak kabul eden ‘Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’ye göre İsrail savaş suçu işliyor. İsrail soykırım suçu işliyor. İsrail insanlığa karşı suç işliyor ve bu suçları bütün dünyanın gözü önünde işleyen İsrail derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde insanlığın BM ve diğer uluslararası toplumu oluşturan kurumlara dair zaten yeterince zayıflamış olan inanç ve güveni tamamen çökecektir. BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerini adeta Gazze’de sürdürülebilir katliama çeviren BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Vetocu Baronları’ ‘Soykırımın Garantörleri’ olarak tarihe geçmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Yalçın: Terör devletini durdurmaya davet ediyoruz
Yalçın, BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılanması gerektiğini aksi halde küresel eşkıyalığın insanlığın sonunu getireceğine vurgu yaparak şunları söyledi ve konuşmasını tamamdı: “Dünyanın vicdanının köreldiği, güçlünün sözünün hukuku yok ettiği, çifte standardın insan hakları kavramını anlamsızlaştırdığı korkunç bir kara tablo ile karşı karşıyayız. Bu acı tabloyu değiştirmek için harekete geçmesi gereken BM görevini yapmalı ve Gazze’deki korkunç vahşeti ve soykırımı durdurmalıdır. Memur-Sen olarak bir kez daha 1 Mayıs vesilesiyle bütün bu olan bitenleri seyretmekle yetinen BM’yi vetonun şahsında uluslararası toplumu “terör devletini” durdurma konusunda somut adımlar atmaya, inisiyatif almaya, soykırımı durdurmaya çağırıyoruz. Buradan, Ankara’dan BM önünde Gazze’ye, direnişe bin selam olsun diyoruz. Kahrolsun Siyonist İsrail! Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi! Kahrolsun İşbirlikçi Soykırım İttifakı! Kahrolsun Küresel Çete! Yaşasın Özgür Filistin! Yaşasın Gazze Direnişimiz! Yaşasın Küresel intifada!”
“Mazlumu korumuyorlar”
Eylemde konuşan Filistin Genel İşçi Sendikaları Federasyonu, Yönetim Kurulu Üyesi, Kudüs Başkanı Fawzi Ahmad Sha'ban Sha'ban ise Siyonist İsrail’in saldırılarına kulak tıkayan ve adım atmayan BM’ye tepki göstererek, “Her zaman güçlünün yanında tavır alan, mazlumu ve masumu korumayan bu yapıyı lanetliyorum. Sendikal örgütlenmeler olarak bizler birbirimize her zaman destek olduk ve destek olmaya devam edeceğiz. 7 Ekim öncesi ve sonrası bizlere yapılan saldırılar karşısında her zaman yardım elini uzatan ve bizlere destek olan Memur-Sen teşkilatına Genel Başkan Ali Yalçın nezdinde şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.