KONFEDERASYON HABERLERİ
MÜZAKERE EDİLEBİLİR TEKLİF BEKLİYORUZ
MÜZAKERE EDİLEBİLİR TEKLİF BEKLİYORUZ Memur-Sen Konfederasyonu Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda düzenlenen basın toplantısında toplu görüşmelerin ilk üç turunda elde edilen kazanımları açıklayan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yarın yapılacak (28.08.2008) 4. turda masaya getirilecek mali ve sosyal talepleri kamuoyu ile paylaştı.
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu`nun basın toplantısına ``Hükümetin, bizim de zorlamamızla üçüncü oturumda toplu görüşme masasına getirdiği mali haklar konusundaki tekliflerini kabul etmemiz mümkün değildir`` şeklindeki açık cümlesi, 4. turda yaşanacaklara ilişkin ipucu şeklinde değerlendirildi. Genel Başkan Gündoğdu, ``Hükümetin Perşembe günü yapılacak dördüncü oturuma çalışanların alın terinin karşılığı olan, dört kişilik bir ailenin insanca geçinebileceği, açlık sınırının üzerinde, yoksulluk sınırına yaklaşmış net bir teklifle gelmesini bekliyoruz.`` dedi.
MEMUR-SEN MALİ HAKLARDA ISRARLI
Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen`in Perşembe günü toplu görüşme masasına yeniden getireceği talepleri şu şekilde sıraladı:
``Memur Sen olarak, kamuoyunun da bildiği gibi bekâr bir memur için 1.301 YTL; evli, iki çocuk sahibi ve eşi çalışmayan bir memur için 1.461 YTL olarak duyurduk. Yüzde 7.5 hedeflenen enflasyon (gerçekleşen enflasyon yüksek olursa fark verilmesi kaydıyla), yüzde 4.5 büyüme olmak üzere toplam yüzde 12 maaş artışı teklifi yaptık. Ek ödemelerin Ağustosta en az 100, Ocak`ta en az 100 YTL olmasını istedik Taban aylığa 30 YTL zam, sadece sendikalı üyelere 25 YTL toplu görüşme primi, çalışmayan eşler için eş yardımının 77 YTL`den 121 YTL`ye Çocuk yardımının da 12.5 YTL`den 25 YTL`ye çıkarılmasını istedik. Ancak hükümet toplu görüşme masasına halen net bir rakam getiremedi. Kamu İşveren Kurulu, DPT`nin 2009 orta vadeli ekonomik programındaki verileri sundu. Buna göre, hükümetin 2 milyon 154 bin memura 52 milyar 444 milyon YTL ayırdığını görüyoruz. Bu da hükümetin geçen yıla ilave olarak 5 milyar 759 milyon YTL öngördüğünü ortaya koyuyor.
Burada şunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. 2009 yılı faiz giderleri için 56 milyar 750 milyon YTL ayrılmış, buna mukabil milyonlarca kamu çalışanına 52 milyar 444 milyon YTL öngörülüyor. Bunu ekonomik verilerle, sosyal adaletle, akılla ve mantıkla izah etmek mümkün değil. Devletin zor durumundan yararlanarak devlete para veren rantiyeciye-faizciye devletin bütün asli işlerini yapan memurlardan daha fazla kaynak ayırmanın, sosyal devlet ilkesiyle bağdaştığını söylemek imkânsız.``
GÜNDOĞDU: TÜİK`İN RAKAMLARINI VİCDANLARA SUNUYORUM
Memur-Sen Konfederasyonunun mutfak ve çarşı-pazar enflasyonunu dikkate alarak, reel verilerle hazırladığı açlık ve yoksulluk sınırı ile Kamu-Sen tarafından hazırlanan açlık ve yoksulluk sınırının TÜİK tarafından tartışmaya açıldığını da hatırlatan Gündoğdu, ``Üzülerek bir konuya da burada temas etmek istiyorum. Toplu görüşmelerde TÜİK, sendikaların hazırladığı açlık ve yoksulluk sınırının gerçekçi olup olmadığını tartışmaya açtı. Toplantıda TÜİK, dört kişilik bir aile için açlık sınırının 255 YTL, yoksulluk sınırının ise 660 YTL olduğunu söyledi. TÜİK`in bu rakamlarını kamuoyunun vicdanına sunuyorum. İktisat ilmi, insanların zaruri ihtiyaçlarını yiyecek, giyecek ve barınma olarak sayar. Bugün en ücra bir köşede ev tutmaya kalksanız 300 YTL`nin üzerindedir. Bunun üzerine sadece elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını ekleseniz 660 YTL`yi geçer. Bu insanlar hiçbir şey yemeden, giyinmeden mi yaşayacaklar, ekonomi bürokratlarına ve siyasilere sormak lazım. Bizim araştırmamıza göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 821 YTL, tek kişilik bir çalışanın yoksulluk sınırı 1.097 YTL, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 1928 YTL. İddialıyız, Konfederasyonumuzun araştırması TÜİK`in araştırmasından çok daha sağlıklı. Buradan önerim TÜİK, araştırma yapmaktan ya vazgeçsin ya da anlamı olan, ölçü olarak alınacak, ülke gerçekleriyle örtüşen, kabul edilebilir araştırmalar yapsın.`` diye konuştu.
GREV HAKKI DA BU MASADA ELDE EDİLEBİLİR
``Bir konfederasyon, `hiçbir şey elde edilemeyen toplu görüşme masasına oturulmaması gerekiyor` diyor. Biz bu görüşte değiliz`` diyen Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Gündoğdu, nihai hedefin grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hak elde etmek olduğunu, bunun da yine masada kazanılabileceğini belirterek şunları kaydetti:
``Bu toplu görüşme masasına oturulmaması gerektiğini, çünkü hiçbir şeyin elde edilmediğini söyleyenler var. Biz bu görüşte değiliz. Elbette nihai hedefimiz grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hakkı elde etmek. Ancak bu hakkı da yine bu masada pazarlık yaparak elde edeceğimize inanıyoruz. Nitekim bu tavrımız ilk meyvelerini vermeye başladı. Şimdi sizlere toplu görüşme sürecinin en büyük kazanımlarından biri olan grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hak konusunda kaydedilen ilerlemeyi anlatacağım. Ardından diğer elde edilen kazanımları tek tek sayarak toplantıyı tamamlayacağız. Bu süreçte hem Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hem de Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Anayasa`nın 53. ve 54. maddelerinde değişikliğe gidilerek memurlara grevli toplu sözleşmeli sendikal hak verilmesi konusunda net konuştular. Bu da sendikaların 2009 yılında toplu sözleşme masasına oturma umudunu artırdı. Bu gelişmenin önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. Bir başka önemli kazanım ise ek ödemelerle oluşan aksaklıkların idari hiyerarşi gözetilerek giderilmesidir. Toplu görüşmelerde masaya getirmiş söz almıştık. Bu anlamda ek ödemelerle ilgili eksikliklerin giderilmeye başlaması açısından önemli bir adım.``
TOPLU GÖRÜŞME MASASINDAN ELDE EDİLEN KAZANIMLAR
İddia edilenin aksine toplu görüşme masasından memurlar için çok sayıda kazanım elde edildiğini vurgulayan Genel Başkan Gündoğdu, kazanımları şu şekilde sıraladı:
``1- Görev mahalli dışında bir ortaöğretim kurumunu merkezi sınavla kazanan çocuğu bulunan memurun söz konusu yerde çocuğunun yatılı öğrenim görme imkânı yoksa bu yerde memurun çalıştığı kuruma ait boş bulunan kadroya öncelikle atanmasının sağlanması,
2- Aynı kurum için aynı koşulları ve hizmet niteliklerini taşıyan aynı unvandaki kamu görevlilerinin karşılıklı olarak yer değiştirme taleplerinin yerine getirilmesi konusunda kurumlara tanınan takdir yetkisinin kaldırılması,
3- Olumsuz sicile itirazları değerlendirecek komisyon kurulması konusunda Avrupa Birliğindeki uygulamalara bakılarak değerlendirme yapılması
4- Disiplin cezalarında tanınan savunma süresinin ilgilinin isteği üzerine 7 gün uzatılabilmesi,
5- Resmi tatil ve bayram tatillerinde hizmetine ihtiyaç duyulanlar hariç il dışına çıkış izni uygulanmasına son verilmesi,
6- 657 Sayılı kanunun 126 ve 135. maddelerinin değiştirilerek disiplin cezalarına karşı itirazların disiplin kuruluna yapılması
7- Eşi doğum yapan erkek memurlar için uygulanan izin süresinin 3 günden 5 güne çıkartılması, yine 1. derecedeki kayın hısımlarının ölümünde 3 gün izin verilmesi,
8- Fazla mesai ücretlerinin arttırılması ve fazla mesai sürelerinin sınırlandırılması
9- Bakmakla yükümlü olunan yakınların hastalığı halinde sağlık kurulu raporu ile refakat öngörülmesi kaydıyla 1 ay ücretli izin hakkı verilmesi,
10- Hizmet içi eğitim uygulamalarında kamu kurum ve kuruluşlarının yer aldıkları hizmet kolunda faaliyette bulunan sendikalarla işbirliği yapılmasına ilişkin genelge yayımlanması,
11- Kamu Görevlisinin isnat ve iftiralara karşı korunması konusunda 657 sayılı kanunun 25.maddesinde yer verilen hükümlülüğün yerine getirilmesi, istikrar bulmuş yargı kararlarının benzer durumdaki personele de uygulanarak genişletilmesi,
12- Önlisans ve Lisans tamamlama,
13- Memurların görev tanımlarının dışında iş yaptırılmaması,
14- Engelli kamu çalışanlarının diğer kurumların servis araçlarından yararlanması, çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların giderilmesi, atama ve yer değiştirmede pozitif ayrımcılığın yapılması,
15- 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre çalışan sözleşmelilerin izinlerinin yıl içinde kullandırılmasının sağlanması,
16- KİT`lerde çalışan ve yardımcı hizmetler sınıfında bulunan İtfaiye personelinin diğer kurumlarda ki itfaiye personeli gibi genel idare hizmetler sınıfına alınması,
17- 4/B kapsamında çalışan sözleşmeli personelin becayiş, eş tayini ve askerlik dönüşü işe başlama gibi sorunlarının çözülmesi,
18- İtfaiye araçlarının ve ambulansların kasko yapılması,
19- Özelleştirmeden doğan problemler karşısında kamu işveren kurulu ve sendikalar arasında durum tespiti yapılarak ve 6 madde üzerinde sorunların giderilmesi açısından prensip kararı alındı.``
MEMUR-SEN`İN TALEPLERİNİN KALEM KALEM BÜTÇEYE MALİYETİ
Kamu-Sen`in taleplerinin bütçeye toplam maliyetinin 14 milyar YTL, Memur-Sen`in ise 23 milyar YTL olduğunu hatırlatarak aradaki farkı soran gazeteciye Gündoğdu şu yanıtı verdi:
``Kamu-Sen`in ek ödemenin artırılması ve eşit işe eşit ücret ilkesinden taviz verilmemesi yönündeki talebinin rakamsal bir karşılığı yok, net bir talep değil. Ağustos ayında en az 100, Ocak 2009`da da en az 100 olmak üzere Memur-Sen`in toplam en az ek ödeme olarak 200 YTL talebi var. Bunun da bütçeye maliyeti 2 milyar 535 milyon YTL. Ek göstergelerin hiyerarşik düzene göre yeniden belirlenmesi şeklinde diğer konfederasyonun bir talebi var, bu da rakamsal bir talep değil. Biz 2200 olan ek göstergelerin 3000 olmasını ve sıfırdan başlayacakların da 800 ek gösterge ile başlamasını talep ettik. Bunun bütçeye maliyeti 1 milyar 340 milyon YTL. Sosyal devletin, çalışanlar arasındaki mağduriyetin tesbitini yapıp ödev olarak kabul edilmesini istiyoruz. Sözleşmeli personele eş yardımı ödenmesi noktasında Kamu-Sen`in talebi oldu. Bunun bütçeye maliyeti 37 milyon YTL. Ama biz bunun 1500`den 2350`ye yükseltilmesi talebini ortaya koymuşuz. Bunun bütçeye maliyeti 439 milyon YTL. Bu büyük bir rakam değil. 77 YTL`den 121 YTL`ye çıkarılmasını istiyoruz. Bu pozitif bir yaklaşım ama bunun bütçede bir karşılığı var. Sözleşmeli personele çocuk yardımının ödenmesi, diğer konfederasyonun talebi. Bunun karşılığı 21 milyon YTL olarak gözüküyor. Biz çocuk sınırlandırmasının kaldırılarak 0-6 yaş arası çocuk yardımının 25 YTL`den 50 YTL`ye, diğerlerinin 12.5 YTL`den 25 YTL`ye çıkarılmasını, 250 ek göstergenin 500`e çıkarılmasını istemişiz. Bunun da bütçeye maliyeti 570 milyon YTL. Sayın Başbakanın kamuoyuna yansıyan `3 çocuk yapın` önerisi var. `2 çocuktan sonrasına para vermeyelim, ona da 12,5 YTL verelim` olmaz. Biz Türkiye`de mevzuatın, fiili durumunun önüne geçirilmesinde aslında devlete iyilik yapmışız. Ulaşım gideri teklifimiz var 66 YTL. Bütçeye maliyeti 1 milyar 315 milyon YTL. Emekli ikramiyesinin yüzde 100 artırılmasını istemişiz. Bankalardan verilen promosyonların emeklilere de verilmesini, bankalardan çalışanlara verilen promosyonun yüzde 70`ten yüzde 100`e çıkarılmasını istiyoruz. İşçi emeklisinin aldığı ikramiye ile memur emeklisinin aldığı ikramiye arasında uçurum var. `Hiç değilse memur emeklisinin ikramiyesine yüzde 100 artırın` diyoruz. Bunun da bütçeye maliyeti 2 milyar 250 milyon YTL. Bunların tamamını topladığınız zaman elbette arada böyle bir fark ortaya çıkıyor.``
.