KONFEDERASYON HABERLERİ
Öçal: `Darbeye Direnen Gençler Rol Model Olarak Tarihe Geçsin`
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal, FETÖ unsurlarınca gerçekleştirilen `15 Temmuz kanlı darbe girişimi` sırasında yaşadıklarını, Anadolu Ajansı muhabiri Burcu Çalık`a anlattı.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında yaralanan Habibe Öçal, 15 Temmuz gecesi dışarı çıkan tüm gençlerin, yeni nesillere rol model olması için madalya veya nişanla ödüllendirilmesini istedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini eşi ve kızı ile engellemeye çalışırken tankın çarpması sonucu yaralanan Memur-Sen Kadın Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal, 15 Temmuz gecesi dışarı çıkan tüm gençlerin, yeni nesillere rol model olması için tek tek tespit edilip madalya veya nişanla ödüllendirilmesi önerisinde bulundu.
SOKAĞA ÇIKIN ÇAĞRISINA UYDUK
Öğretmen olan Memur-Sen Kadın Komisyonu Genel Başkanı Öçal, 15 Temmuz gecesi darbe girişimini durdurabilmek için eşi Doç. Dr. Şamil Öçal ve kızı ile sokağa koştu. Öçal, Genelkurmay Başkanlığı önünde tankın çarpması sonucu belinden yaralandı, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü önüne bulunan eşinde de ağır duyma kaybı meydana geldi.
O gece darbe girişiminden haberdar oldukları anda eşi ve kızı ile evden çıktıklarını belirten Öçal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokağa çıkın" çağrısını da sokakta oldukları esnada duyduklarını aktardı. Öçal, önce AK Parti Genel Merkezi'ne ardından da Kızılay Meydanı'na gittiğini ifade ederek, son olarak Genelkurmay Başkanlığının önünde eşi ve kızı ile buluştuğunu söyledi.
TANKLAR VATANDAŞLARI EZDİ
Kızılay Meydanı'nda halkın tanklara engel olabilmek için arabaları ile barikat kurduğunu dile getiren Öçal, tankların vatandaşları dinlemeyerek araçları ezdiğini, hatta bir vatandaşı da aracının içinden zor kurtardıklarını söyledi. Öçal, "Genelkurmayın önüne geldiğimde eşim tankları kovalıyordu. Elimizde ezilen araçların parçaları ile biz de tankları durdurmak için tanklara vurmaya başladık. Biz bu şekilde tankın peşinden giderken üst geçitteki korkulukların olduğu yere yaklaşan tank ani bir manevra yaparak insanları köprünün altına düşürdü. Ben orada asıl darbeyi aldım. Sol tarafımdan vurdu ve bizi savurdu. Açıkçası o an hiçbir şey hissetmedim. Sadece orada belimden sıcak bir şey aktı. Tekrar kalktım." diye konuştu.
Ardından vatandaşların üzerine ateş açıldığını ve bunun dozunun giderek artması nedeniyle sivillerin ölmeye başladığını aktaran Öçal, oradaki insanların aklıyla değil kalbiyle hareket ettiğini ve bu nedenle de korkmadığını vurguladı.
ÜSTÜMÜZ, BAŞIMIZ, AYAKLARIMIZ KANDI
Öçal, o gece Genelkurmayın önünü düşük gelirli semtlerden gelen gençlerin doldurduğuna, esas kahramanların da onlar olduğuna işaret ederek, gözyaşları içerisinde şunları dile getirdi:
"Sonra bir helikopter saldırısı gerçekleşti. Kulaklarımızı tırmalıyordu artık. Tabii bu sırada Meclis de bombalanıyor. Ölüm gibi bir şeydi. Bu dünyada 'ölüm nasıl bir şey' deseler oydu derim. Helikopter saldırısı gerçekleşince biz tekrar yattık. O arada ambulans geldi fakat ambulansa sıkmaya başladılar. Ambulans geri geri gitmek zorunda kaldı. O sırada yine helikopter saldırısı başladı. Kızım ve ben o ambulansın önüne yattık, aramızda 30 metre bile yoktu. Gittik ki insanlar et külçesiydi ve katliam olmuş. Bir çoğundan kan akıyordu. Çoğu inliyordu. Ayağımız, üstümüz başımız kandı. Arkamızdan ateş ediliyordu, onların üstüne basarak geçtik. Üstümüze et parçaları yapışmıştı. Ayaklarımızın altı hep kandı. O an aklımı yitireceğimi zannettim. Kızılay'a geçtik. Herkese 'Çok ölü var, çok ceset var' diye bağırıyordum. Şok geçirmiştim. Kızım da aynı şekildeydi."
Öcal, kızının ilk etapta gördüğü kan, et parçalarından çok korktuğunu fakat sonrasında eşinin ona, "Kızım bunlar dünyanın en temiz, en kutsal şeyleri. Asla kir değil, pislik değil. Bunlar kutsal şeyler. Keşke her şey dünyada bunlar kadar temiz, kutsal olsa." diye telkinde bulunduğunu aktardı.
GENÇLERİMİZİN TESPİT EDİLİP ONORE EDİLMESİ LAZIM
12 Eylül'deki, 28 Şubat'taki darbelerin tecrübeleri ile hareket ettiğini ama sokakta bulunan gençlerin darbeye karşı koyuşlarının gerçek birer kahramanlık olduğunu vurgulayan Öcal, bu gençlerin madalya ya da nişanla ödüllendirilmesini istedi. Öçal, şöyle devam etti:
"Benim özellikle yetkililerden, devletimizden beklentim, nasıl ki bu hadsiz kalkışmanın failleri tespit edilip cezalandırılacaksa, o gün gerek Genelkurmayın, MİT'in önünde, gerek köprüde, Çengelköy'de dışarı çıkan gençlerimizin tek tek tespit edilip onore edilmesi, taltif edilmesi. Bu gençler de gençliğimize rol model olarak tarihe geçsin istiyoruz. Orada kim varsa, kim vatan savunmasına katıldıysa çünkü o gece kahramandı insanlar. 'Bekle-gör' politikası gütmeden, direkt ateşin içine kendini atanlardı. İnşallah bu gençlerimiz de taltif edilip onore edilirse, gençlerimize rol model olur kanaatindeyim. Böyle bir beklentimiz var, inşallah dikkate alınır."