EĞİTİM-BİR-SEN
Pakdil: Kudüs`ün Kurtuluşu Güçlü Bir Türkiye ile Olacak
‘Yedi Güzel Adam`dan biri olan Yazar Nuri Pakdil, Kudüs`ün geleceğinin, Orta Doğu`nun geleceğinin Türkiye`nin geleceğine bağlı olduğunu ifade ederek, “Türkiye büyürse, meselenin farkında olursa, ciddiyetini korursa, İslami ideoloji bağlamında kendini tamamlarsa, Kudüs de, bütün İslam âlemi de kurtulacaktır” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Kültür Sohbetleri, Nuri Pakdil söyleşisiyle başladı. Genel Merkez`de gerçekleştirilen programda konuşan Nuri Pakdil, ``Dünya Müslümanlarının durumu çok acıklıdır, maalesef elimizden gelen bir şey de yoktur. Dünya Müslümanlarının içinde de, İslam ülkelerinin içinde de yine tek umut Türkiye`dir. Onun dışında da umutlu ülke maalesef yoktur`` ifadelerini kullandı.
KUDÜS ÇOK ÖNEMLİDİR
Çocukluğundan beri Kudüs sevgisi ile büyüdüğünü kaydeden Pakdil, şunları söyledi: ``Kudüs çok önemlidir. Kudüs, ezeli, ebedi Ulu Önder Hz. Muhammed (SAV) miraca çıkarken son ayak bastığı yeryüzü toprağıdır. Ben de yakın zamanda Kudüs`e bir ziyaret gerçekleştirdim ve Peygamber Efendimizin miraca yükselirken ayak bastığı kayayı da görerek, bir nebze de olsa özlemimi gidermiş oldum. İmkânınız elverdiği ölçüde Kudüs`ü ziyaret etmenizi çok isterim. Mescid-i Aksa`yı görmek lazımdır. Mescid-i Aksa, bizim ilk kıblemizdir. Kudüs`ün geleceği, Orta Doğu`nun geleceği, Türkiye`nin geleceğine bağlıdır. Türkiye büyürse, meselenin farkında olursa, ciddiyetini korursa, İslami ideoloji bağlamında kendini tamamlarsa, Kudüs de kurtulacaktır, bütün İslam âlemi de kurtulacaktır. Hiçbir zaman karamsar olmadım. Bir gün inşallah Kudüs Yahudi zulmünden kurtulacaktır. Buna inanıyorum.``
AKİF İNAN, SENDİKACILIĞI MEDENİYETİMİZE HİZMET ARACI OLARAK GÖRÜYORDU
Yazar Necip Evlice, Genel Başkan Danışmanı Hıdır Yıldırım ve katılımcıların sorularını da cevaplayan Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan`ın Urfa`dan Maraş Lisesi`ne nakille aralarına dâhil olduğunu belirterek, ``Akif`in, eski edebiyata ilgisi vardı. Aruz ölçüsünde şiirlerini yazardı. Akif bizden etkilendi, geleneksel şiirden ayrılmadan modern şiir yazmaya başladı. Beraber Edebiyat Dergisi`ni çıkardık. Akif İnan dendiği zaman aklıma cömertliği ve arkadaşlığı geliyor. Akif bizim `Ağamız`, Erdem `Bey Ağamız`, Cahit ise `Artistimiz`di. Yedi Güzel Adam içerisinde hitabetiyle öne çıkan Akif İnan`dır, bu yönüyle üstadın mirasçısıdır. Akif, hitabetini ve toparlayıcılık vasfını sendikacılıkta değerlendirdi. Farklı bir sendikal algısı vardı. Sendikacılığı alışılmışlığın dışında, kültürümüze, medeniyetimize hizmet aracı olarak görmüş, bu anlayışla sendikacılık yapmıştır`` şeklinde konuştu.
MEKTUP YAZMAYI İHMAL ETMEMELİ, ARKADAŞ ZİYARETLERİNE EHEMMİYET VERMELİYİZ
İyilik yapmayı, ziyaretlerde bulunmayı ve mektuplaşmayı tavsiye eden Pakdil, ``Herkesten, iyilik yapmalarını, yapılan iyiliği asla unutmamalarını, arkadaş ziyaretlerine ağırlık vermelerini, mutlaka görüşmelerini, farklı şehirlerde ikamet ediyorlarsa, mutlaka mektup yazma alışkanlığı edinmelerini istiyorum. Kâğıda dökülen dostluklar önemlidir. Kalıcı olan odur. Bütün arkadaşlara ricam, mutlaka birbirlerinizle mektuplaşınız. Aynı şehirde olsanız bile. Ben şimdi Ankara`da olan birçok arkadaştan mektup alıyorum. Ben de onlara mektup yazıyorum. İçinizde bana mektup yazmak isteyen olursa, ben de ona hemen gecikmeksizin cevap vereceğimden emin olabilirsiniz`` diye konuştu.
GENÇLER İYİ DERECEDE BİR YABANCI DİL ÖĞRENMELİDİRLER
Gençlere tavsiyelerde bulunan Pakdil, ``Gençlere çok okumalarını ve her şeyden önce mutlaka iyi derecede bir yabancı dil öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Çok donanımlı insanlar olmalıyız. Dil öğrenmeden hiçbir şey olmaz. Siz İngilizce öğrenmeyi tercih etmelisiniz. İngilizce bugün daha önde gelen bir dildir. Tabi en başta mümkün olursa ana dilimiz Arapçayı öğrenmek gerekir`` dedi.
``Bütün sendikacı arkadaşların bol bol kitap okumaları gerekir`` diyen Pakdil, şöyle konuştu: ``Başta Üstad Necip Fazıl olmak üzere, bütün değerli yazarların kitaplarını sendika üyelerinin alıp titizlikle okumaları gerekir. Eğitim-Bir-Sen`in kurucusu aziz kardeşim rahmetli Akif İnan`ın ruhunu şad etmek için kitap okuma eylemini sendikamızda başlatmalısınız. Böyle kültürel eylemlerinin meyveleri biraz geç alınır fakat olsun acelemiz yoktur ve gelecek böylece bizim olacaktır. Akif söz konusu olunca, Üstad`ın bir sözünü de kaydedelim. Akif Urfalı değildir, Urfa Mehmet Akiflidir der Necip Fazıl. Yedi Güzel Adam diye adlandırdığımız; Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Alaeddin Özdenören, biz çok müstesna bir arkadaş grubuyduk. Birimizin parası hepimizin parasıydı. Birimizin sıkıntısı hepimizin sıkıntısıydı. Birimizin sevinci hepimizin sevinciydi. Biz birbirimizden para alırken deftere yazmazdık. Biz böyle bir arkadaş grubuyduk. Yedi Güzel Adam`dan vefat etmiş olanları, Üstad Necip Fazıl`ı rahmetle anıyorum.``
YALÇIN: SENDİKAMIZIN AKİF İNAN GİBİ BİR DEĞER TARAFINDAN KURULMASI TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK KAZANÇTIR
Genel Başkan Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen`in Mehmet Akif İnan gibi bir değer tarafından kurulmasının Türkiye için ve sendikacılığın geleceği için büyük bir kazanç olduğunu dile getirerek, ``Akif İnan`ın, öğretmenlerin okumasını, yazmasını istediği konusunda bize kadar nakledilen, bizim de geleceğe aktarmaya çalıştığımız bir sevda var. Akif İnan adına şu an altıncı hatıra yarışmasını düzenlemiş bulunuyoruz. `Unutamadığım Öğretmenim` hatıra yarışmasının altıncısının ödül töreni Akif İnan`ın ölüm yıldönümü olan 6 Ocak`ta yapılacak. Bundan önceki beş yarışmayı kitaplaştırdık ve dereceye girenler eserleri bir kitapta toplayarak, eğitim fakültelerindeki bütün öğrencilere ulaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, aday öğretmenlere ilk merhabayı `Kelebeğin Rüyası` adlı bu kitapla yapıyoruz. Dolayısıyla öğretmenliğin kişisel gelişim kitabı gibi bir kitap ortaya çıktı`` değerlendirmesinde bulundu.
Gazze`de Akif İnan adına bir hastane ve bir okul yaptırmayı planladıklarını, bu konuda girişimlerde bulunduklarını vurgulayan Yalçın, ``Fakat oradaki Yahudi devleti buna müsaade etmiyor. Ramazan ayında üç bin kişilik iftar, bin kumanya, bin yetime yardım programımız oldu. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen yetkililerini havaalanından içeri sokmadılar. Ama buna rağmen oradaki elçi `sizi deport ettiler ama biz bu işi başaracağız. Biz bunu yaparız` dedi. Biz imkânları onlar üzerinden aktardık ve Mescid-i Aksa`da üç bin kişilik iftar verdik. Yardımları bir şekilde ulaştırdık. Oradan misafirler geliyor ve mutlaka Memur-Sen`i ziyaret ediyorlar. Memur-Sen`in hassasiyeti dolayısıyla teşekkür ediyorlar. Birçok ülkeye gittik ve bir sendikal birlik olabilir mi bunu tartışıyoruz. Gittiğimiz yerlerde herkesin Türkiye`ye ilişkin ciddi beklentisi var`` diyerek sözlerini tamamladı.