KONFEDERASYON HABERLERİ

Siyonist terör sadece Ortadoğu’nun değil tüm dünyanın sorunudur
Terör topluluğu Siyonist İsrail’in Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, uluslararası hukuku hiçe sayan ve insanlık değerlerini ayaklar altına alan pervasız saldırganlığı bir kez daha kendini göstermiştir. Bu kez hedef, İran olmuştur.
Gazze’de başlayan, ardından Lübnan, Suriye ve diğer bölge ülkelerinde hedef gözetmeksizin devam eden bu kanlı saldırılar, şimdi de bölgesel barışın ve küresel istikrarın temellerini sarsan tehlikeli bir aşamaya ulaşmıştır. İran’a yönelik bu yeni saldırı, sadece iki ülke arasındaki gerilimi artırmakla kalmayıp, tüm bölgeyi kaosa sürükleyecek zincirleme çatışmaların fitilini ateşlemiştir. Bu saldırganlığın arkasında ise uluslararası hukuku hiçe sayan, savaş suçlarına göz yuman ve İsrail’i destekleyen ABD politikaları açıkça görülmektedir.
Amerika’nın Ortadoğu’daki gayrı meşru çocuğu İsrail, sınır tanımayan bir kibirle sadece askeri hedefleri değil; kadınları, çocukları, yaşlıları, sağlık çalışanlarını, gazetecileri ve insani yardım gönüllülerini de katliamla susturmaya çalışmaktadır. Gazze’de aylardır devam eden katliam, dünyanın gözü önünde işlenen bir soykırıma dönüşmüştür. Bu soykırım yalnızca insanları yok etmekle kalmayıp, bir halkın hafızasını, kültürünü, yaşam alanını ve demografik varlığını da hedef almaktadır.
Uluslararası bağımsız kuruluşların verilerine göre Gazze’de yaklaşık 70 bin kişi İsrail’in terör saldırılarında hayatını kaybetti, 100 bin kişi yaralandı.
İsrail’in iğrenç niyeti sadece Filistin’le sınırlı değildir. Bugün Gazze’yi, yarın Lübnan’ı, Suriye’yi ve İran’ı hedef alan bu zihniyet, Ortadoğu’yu insansızlaştırmak ve demografik yıkım yoluyla büyük bir etnik temizlik gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu kirli stratejiye sessiz kalan her devlet, her kurum ve her yapı bu suçun ortağıdır.
Memur-Sen olarak İsrail’in işlediği savaş suçlarını şiddetle kınıyor, lanetliyoruz. Uluslararası toplumun sessizliği, Filistin halkının mezarına atılan son toprak değil, insanlık vicdanının üzerini örten kara bir örtüdür.
Sessizlik artık hiçbir Müslüman için seçenek değildir.
Artık daha yüksek sesle ve net bir duruşla konuşmak zorundayız:
İsrail’e yönelik ekonomik, siyasi ve diplomatik yaptırımlar derhal uygulanmalıdır.
Başta Gazze olmak üzere işgal altındaki tüm bölgelerde derhal ateşkes sağlanmalı, insani yardımlar engelsiz şekilde ulaştırılmalıdır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından İsrailli failler hakkında verilen kararlar eksiksiz olarak uygulanmalı ve insanlık suçu işleyenler için etkin yaptırımlar hayata geçirilmelidir.
Memur-Sen, bu süreçte sadece bir sendikal yapı değil, vicdanın örgütlü sesi olarak da sorumluluk almaktadır. Bugün mazlumların sesi olmak, sadece insani değil; tarihî, ahlaki ve İslami bir görevdir.
Ortadoğu halkları, emperyalist planlara karşı yalnız yürümeyecektir. Çünkü zulmün karşısında onurla yükselen bir direniş vardır. Ve biz o direnişin daima yanında olacağız.