ARŞİV
"Sorun Değil Çözüm Üretiyoruz"
Birlik Haber-Sen tarafından düzenlenen 'Büyük Türkiye Buluşması’nda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, rakip sendikalara göndermelerde bulunarak, "Onlar sorunlu sendikacılık yapar, biz sorumlu sendikacılık yapıyoruz. Onlar millete kazan kaldırmanın derdinde, biz millete kazanım üretmenin peşindeyiz" dedi.
Birlik Haber-Sen’in, dördüncüsünü düzenlemiş olduğu, ‘Büyük Türkiye Buluşması’ Büyük Anadolu Otel’de gerçekleşti. Toplantıya katılan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Türkiye’nin içinden geçtiği ve vesayetin hâkim kılınmaya çalışıldığı süreçlerde, paranın veya özlük haklarının hesabı yapılmaz. Kuruş sendikacılığı mı yoksa duruş mu sendikacılığı sorusuna, Birlik-Haber-Sen ve Memur-Sen’in vereceği cevap “duruş sendikacılığı” olmalıdır" dedi.
Gündoğdu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yıl 1992, Mehmet Akif İnan Memur-Sen’in ilk sendikası Eğitim-Bir-Sen ile yola çıkıyor. Yıl 1995 Konfederasyonu kuruyor. Birlik Haber-Sen de Eğitim-Bir-Sen’den sonra kurulan ikinci sendikamız. İstanbul’da önce kuruluyor sonra Ankara’ya taşınıyor. Yolculuğuna erken başlayan sendikalarımızdan birisidir. Erken başlaması sendikal kültürün oluşmasına katkı sağlamalıdır. Mehmet Akif İnan’a Allah rahmet eylesin. Ömründe hiç 10 bin üyeyi beraberinde göremedi. O öyle bir temel attı ki, bu temel bugün 800 bin üyeye, bundan sonra da milyonlarca üyeyi bağrına basacak vizyona sahip haline geldi. Bunu duruş sendikacılığı adına söylüyorum. Türkiye’nin içinden geçtiği ve vesayetin hâkim kılınmaya çalışıldığı süreçlerde, paranın veya özlük haklarının hesabı yapılmaz. Kuruş sendikacılığı mı yoksa duruş mu sendikacılığı sorusuna, Birlik-Haber-Sen ve Memur-Sen’in vereceği cevap “duruş sendikacılığı” olmalıdır. Bugün de böyle bir süreç içerisindeyiz. Altını çizerek söylemek istiyorum, bu ülkenin demokrasi ağacının kökleri ateş almış bir şekilde yanıyorsa, asla dallarında meyve arayışı içerisinde olmayız. Çünkü bugün Suriye’de sendikadan bahsetmek olmaz. Bugün Mısır’da sendika yok. Yunanistan da yaşanan krizde sendikaların hiçbir anlamının olmadığını gördük. Filistin’de, Gazze’de, Myanmar’da ve bugün Kırım’da ölüme göz yuman Batı’lı anlayış ortada."
CÜZDAN DEĞİL VİCDAN SENDİKACILIĞI
Memur-Sen'in, barış ve hakkaniyet temelli yeni bir dünya mücadelesi veren adalet ve merhamet hareketi olduğunu vurgulayan Gündoğdu, "Arakan’da, Doğu Türkistan’da ve Suriye’de zalim yönetimlerin zulmüne maruz kalanlara el uzattık. Mısır’da demokrasiye vurulan darbeye ve özgürlük diyenleri katleden darbecilere karşı Mısır halkının yanında yer aldık. “Mısır İçin Direniş, İnsanlık İçin Diriliş” mitingimizle, dünyaya ses ver dedik. Rabia Platformunun kuruluşunda ve eylemlerinde sorumluluk almayı, “önce insan ve mutlaka insan onuru” duruşumuzun gereği olarak gördük. Filistin'e ve Gazze’ye olan muhabbetimizi, katil İsrail devletine yönelik lanetimizi her fırsatta dile getirdik. Memur-Sen, kendisini cüzdan sendikacılığıyla sınırlamayıp bütün eylem ve söylemlerinde vicdan sendikacılığını ön plana çıkarmıştır" diye konuştu.
MİLLETE KAZANIM ÜRETMENİN PEŞİNDEYİZ
"Toplu sözleşme masasından önce genel başkanlarımızla birlikte öncelikli hedeflerimizi belirledik" diyen Gündoğdu, "Neydi onlar; En yüksek maaş ile en düşük maaş arasındaki makası daraltmak. Çalışırken alınan maaş ile emekli maaşı arasındaki farkı kapatmak. Emekli maaşlarını artırmak. Emekli ikramiyesini artırmak. Ek ödemede unutulan öğretmen ve akademik personelin mağduriyetini gidermek. Ve 4/C’li personelin maaşlarını artırmak, kadroya geçirilmelerini sağlamak. Bunlardan ilk dördü için tek yol, taban aylığa zam almaktı. İstediğimiz zammı aldık.Taban aylığa 175 TL= %17 zam aldık. Bu zamana kadar, taban aylığa tek seferde alınan en yüksek zam. 1978’den beri 1027 TL’ye çıkabilen taban aylık şimdi 1.202 TL... Her ay her kamu görevlisinin maaşına 123 TL zam. Emekli maaşlarına yansıması her ay 146 TL. Emekli ikramiyesine yansıması ise rekor bir rakamla 5,250 TL’dir.
Ayrıca; Öğretmene 75+75=150 TL ilave zam . 4/C’li bekara 253 TL net, Evli ve iki çocuklu 4/C’liye 493 TL net... Rakiplerimizle daha doğrusu bize rakip olamayacaklarla aramızdaki fark ortada. Onlar sorunlu sendikacılık yapar, biz sorumlu sendikacılık yapıyoruz. Onlar millete kazan kaldırmanın derdinde, biz millete kazanım üretmenin peşindeyiz" dedi.
İLLEGAL DİNLEMELERE SERT GÖNDERMELER
Konuşmasında hukuksuz dinlemelere tepki gösteren Ahmet Gündoğdu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Dinlemeler meselesinde birileri telefon açıyor, "Başkanım geçmiş olsun dinlenmişsiniz" diyor. Bir başka arkadaş arıyor, "Başkanım benin adım dinleme listelerinde yok. Ben de bir eksiklik mi var?" diye soruyor. Kimisi ise bana telefon açıyor, "Başkanım sizi aradım, beni de dinlesinler diye" tepkisini dile getiriyor. Anlaşılan beni dinlememişler. Dinleselerdi İsrail'e terörist devlet dediğimi duyarlardı. Beni dinleyeceklerine Allah’ı dinleselerdi, anne ve babanızın evine bile izinsiz girilmemesi gerektiğini bilirlerdi. Hz. Ömer bir gece Medine'de dolaşıyordu. Birden evlerden birinden şarkı sesleri duydu. Hemen duvara tırmanıp içeri girdiğinde hoşlanmadığı bir manzara gördü ve içerideki adama çıkıştı... "Ey Allah'ın düşmanı, yaptığın kusuru Allah'ın örteceğini mi zannettin" diye bağırdı. Adam ise, "Ey mü'minlerin emiri, dur, acele etme. Eğer ben, Allah'a karşı bir bakımdan hata işlediysem, sen üç bakımdan hata işledin. Allah Teala, "Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayın" buyurduğu hâlde, sen ayıp araştırdın. Allah, "Evlere kapılardan girin!" buyurduğu hâlde, sen duvara tırmandın. Allah, "Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selâm vermeden girmeyiniz. Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız" buyurduğu hâlde, sen evime izinsiz girdin ve üstelik selam da vermedin, diye karşılık verince Hz. Ömer, "Eğer ben seni affedersem, sen de beni affeder misin" dedi. Adam da "Evet" deyince, Hz. Ömer, "Affettim" diyerek evden çıkıp gitti. İşte olay budur. Onun için diyorum ki beni dinleyeceklerine keşke Allah'ı dinleselerdi."
ASLA OYUNA GELMEYECEĞİZ
Paralel devletin ve yolsuzluk iddialarının sonuna kadar üzerine gidilmesini isteyen Gündoğdu, "28 Şubat darbesinin yıl dönümünde teşkilatımız Diyarbakır’da bir etkinlik düzenliyor. FEM dershanelerinin müdür ve müdür yardımcıları, bizim arkadaşlara 17 Aralık küresel operasyonuna atıfta bulunarak sözlü sataşmada bulunuyorlar. Açık bir provokatörlük. Asla oyuna gelmeyeceğiz ve provokatörlere dikkat edeceğiz" dedi.
MAZLUMLARIN SESİNE KULAK TIKAYAMAYIZ
"Masum Suriyelilerin hayatta kalması için dün olduğu gibi bugün de sorumluluk alarak üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz" diyen Gündoğdu, "Suriye'de din adamları, yaşanan sıkıntıdan dolayı yiyecek bulamayan yoksullara eşek, köpek ve kedi eti yeme fetvası verdi. Esed rejim güçleri tarafından kuşatılan Şam-Beyt Sahım köyünde yaşayan bir kadının feryadı ise halen yankılanıyor. Batı'dan umudunu kesen Suriyeli bacımız bu sefer insani örgütlere seslenmek yerine hayvan hakları örgütlerine seslenerek 'bizi insan olarak görmüyorsanız, bari hayvan olarak görün' demişti. Bu ne büyük bir utanç, ne büyük bir acı? Biz bu sese kulağımızı tıkayamayız. Bu ses Batı'dan değil ama mazlumların sesi Memur-Sen ailesinden ve onurlu milletimizden karşılık buldu. Suriye'de, başta çocuklar olmak üzere kadın, yaşlı ve hastaların hayata tutunabilmeleri için Memur-Sen olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geçen ay "Sana İhtiyacım Var" yardım kampanyası kapsamında Memur-Sen olarak, 600.000 TL'yi İHH- İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı'na Suriye halkının yaralarının sarılması için teslim ettik. Yardımlarımız sürecek" şeklinde konuştu.