KONFEDERASYON HABERLERİ
TOPLU SÖZLEŞME HAKKI, PAKETİ ÖNEMLİ KILIYOR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ``Gündemdeki anayasa değişikliği paketinin en önemli iki maddesi var; Biri geçici 15. maddenin kaldırılması, diğeri de kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkının verilecek olmasıdır`` dedi. Memur-Sen Edirne İl Divan Toplantısı`nda konuşan Genel Başkan Gündoğdu, Anayasa değişikliği paketinin bir fırsat olduğunu dile getirerek, demokratikleşme olmadan hiç bir değişimin gerçekleştirilemeyeceğini kaydetti. Demokratikleşme adına anayasa değişiklik paketini, sendika hayatı olarak da toplu sözleşme ve grev hakkını önemsediklerini söyleyen Gündoğdu, ``Gündemdeki anayasa değişikliği paketinin en önemli iki maddesi var; Biri geçici 15. maddenin kaldırılması, diğeri de kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkının verilecek olmasıdır`` şeklinde konuştu. * EN ÖNEMLİ SORUN ÜLKENİN HUKUK DEVLETİ OLAMAMASIÜlkenin en büyük ve en önemli problemlerinden birinin hukuk devleti olamaması olduğunu da belirten Gündoğdu, yeni anayasa değişikliği paketinin birçok konuya çözüm getireceğini söyledi. Yargının yerindelik denetiminin kaldırıldığını, HSYK`nın bazı kararlarının yargı denetimine açıldığını ifade eden Ahmet Gündoğdu, değişiklik paketinin bir kazaya uğramadan TBMM`de kabul edilmesini beklediklerini kaydetti. * SORUNLU YASA OLDUĞU SÜRECE MASAYA OTURMAYACAĞIMIZI SÖYLEDİK15 Ağustos 2009`da, masanın değil, yasanın sorunlu olduğunu belirterek 2010`dan itibaren toplu görüşme masasına oturmayacakları yönünde karar aldıklarını hatırlatan Gündoğdu, ``Aldığımız karar, gelecek yıl bu yasa değiştirilmezse, bu yasa ile toplu görüşme masasına oturmayacağımızı içeriyordu. Gerekçemiz, 2008`de hükümetle uzlaştık. 4 artı 4.5 zam, 103, 112, 136 lira ek ödeme ve ek ödemelerin kalan kısmının 2012 yılının birinci 6 ayına kadar her yıl ödenmesi ve sosyal konuların çözülmesi. Mali konular yerine getirildi. Sosyal konularda yer alan hafta sonu memurun il dışına çıkma yasağının kaldırılması için yasal düzenleme gerekiyordu, bu yapılmadı`` dedi. Ek ödemenin yapılmasının da kriz bahanesiyle bu yıl rafa kaldırıldığını anlatan Gündoğdu, ``Dolayısıyla uzlaşıyoruz, işe yaramıyor. Yasa gereği, Uzlaştırma Kurulu`na müracaat ettik. Uzlaştırma Kurulu, `4 artı 4 yüzdelik zam, ek ödeme verilmeli, büyümeden pay verilmeli, toplu sözleşme hakkı verilmeli` dedi. Bakanlar Kurulu bunu da hiç duymadı. Şimdi bu referandum paketini önemsememizin nedeni, toplu sözleşme hakkının bu pakette yer alışı. Bu paketin başına bir iş gelmezse, zaten toplu sözleşme sistemine geçmiş oluyoruz. Yani bakanla uzlaşırsak, imzalar geçerli olacak. Bizim imzalarımızı başkası onaylamak durumunda olmayacak. Uzlaşamazsak, Uzlaştırma Kurulu`nun verdiği karar kesin olacak. Uzlaşamadık, Uzlaşma Kurulu`nun kararını beğenmediysek, üçüncü bir yol grev hakkı ama henüz grev hakkını da bu pakete dahil edemedik`` şeklinde konuştu. * ÇALIŞTAY`A KATILDIK, TOPLU SÖZLEŞME HAKKININ YOLUNU AÇTIKMemur-Sen`in büyük işlere imza attığını, bunlara en büyük örneğin de kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkının anayasa değişiklik paketinde yer almasının olduğunu söyledi. Bu noktaya kolay gelinmediğini söyleyen Gündoğdu, diğer iki konfederasyonun sorumluluktan kaçarak katılmadığı Abant Çalıştayı`na Memur-Sen`in tek başına katıldığını belirterek, ``Önce çalıştay yapılması için verilen kararın altına imza attılar, sonra da katılmaktan vazgeçtiler. Memur-Sen büyük bir özveri ile çalıştı ve çalıştaya katılarak, kamu çalışanlarının özlük hakları ve iş güvencesini tartışmaya açmadan toplu sözleşme hakkı verilmesi yönünde görüş çıkmasını sağladı`` dedi. * TOPLU SÖZLEŞME HAKKININ PAKETTE YER ALMASI MEMUR-SEN`İN BAŞARISIAnayasa değişiklik paketi gündeme geldiğinde, memurlara toplu sözleşme hakkının yer alacağını, ancak, paketin açıklanmasından kısa bir süre önce, söz konusu değişikliğin paketten çıkarıldığını öğrendiklerini anlatan Gündoğdu, görüştükleri bakanlara, `Toplu sözleşme ve grev hakkı pakette yer almazsa, destek istemek için kapımızı çalmayın` dediklerini ve bunun üzerine, grev hakkı eksiği ve siyaset yasağının devamıyla da olsa, toplu sözleşme hakkı, kamu çalışanlarına verilmek üzere pakete eklendiğini söyledi. Memur-Sen`in Şekerbank ve SBN Sigorta ile Grup Marmara Sigortacılık aracılığı ile imzaladığı Grup Ferdi Kaza Sigortası anlaşmasına da değinen Gündoğdu, ``Ömrü uzatamayız, ancak acıları paylaşabiliriz. İmzaladığımız anlaşmayı, aramızdan ayrılan kardeşlerimizin ailesinin acısını birazcık da olsa dindirmesi açısından önemsiyoruz. Memur-Sen`liler, kaskolarda yüzde 30 indirim hakkı kazanıyor. Diğer sigortacılık ürünlerinden aldıkları takdirde de büyük avantaj ve indirimler kazanıyorlar. Şekerbank Ailem Kredi Kartı aldıkları takdirde grup ferdi kaza sigortası tazminatları 55 bin TL`ye kadar çıkıyor`` şeklinde konuştu. * AĞACIN GÖVDESİ TUTUŞMUŞ YANIYORSA DALLARINDA MEYVE ARAMAK BİZE YAKIŞAN BİR TAVIR DEĞİLDİRMemur-Sen`in ilkeli duruşu ile ülke ve üyeleri için büyük hizmetlere imza attığını dile getiren Genel Başkan Gündoğdu, `` Ağacın gövdesi tutuşmuş yanıyorsa dallarında meyve aramak bize yakışan bir tavır değildir. Biz önce yanan ağacı kurtarmalıyız, onu yeniden yeşertip sonra meyve toplamalıyız. İşte bu yaklaşım ve bu duyarlılık Memur-Sen`in temel felsefesidir`` dedi.
* EDİRNE VALİSİ MUSTAFA BÜYÜK ZİYARET EDİLDİ
Edirne programı kapsamında kurum ziyaretlerinde de bulunan Genel Başkan Gündoğdu, ilk olarak Edirne Valisi Mustafa Büyük`ü ziyaret ederek bir süre sohbet etti.
* Edirne Sağlık İl Müdürü Uzm. Dr. Hatice Gül, İl Müftüsü Ömer Taşçıoğlu,Vergi Dairesi Başkanı İsmail Aslan, Vergi Daire Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürü Seyfettin Baysal`a da gerçekleştirilen ziyareterin ardından Edirne Gazeteciler Cemiyeti ziyaret edildi. Ziyaretlere Edirne Memur-Sen İl Temsilcisi Kemal Çetinkaya ve bağlı sendikaların şube ve il başkanları da katıldı.
* TÜRKİYE`NİN NORMALLEŞMESİNİ İSTİYORUZ
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Edirne Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Anadolu Ajansı Edirne Bölge Müdürü Derya Sarılarlı`yı ziyaretinde, Türkiye`nin normalleşmesini ve demokratikleşmesini istediklerini söyledi.
Sendikacıların, siyasetçilerin, bürokratların, medya mensuplarının ve herkesin kendi işi üzerinden kimin yaptığına değil ne yapıldığına bakarak tavır geliştirmesini önemsediklerini ifade eden Gündoğdu, 1 Mayıs`ın da diğer konular gibi bugüne kadar kısır çekişmelerin gündeme gelmesi sonucu kambura dönüştüğünü öne sürdü.
1 Mayıs`ın 1870`te emek bayramı olarak ortaya çıktığını belirten Gündoğdu, 1 Mayıs`ın Taksim`de kutlanmasıyla ilgili olarak, ``İnşallah 1 Mayıs emekçilerin ve emekçilerin emeğine önem verenlerin birlikte kutladığı bir emek ve dayanışma bayramı olarak bu yıl bir ezberi bozacak. Bunu önemsiyoruz. Bunu topyekûn bütün alanlarda da önemsiyoruz. Artık askeriyle, siviliyle her kesimin kendi işini yaptığı, anayasadaki kuvvetler ayrılığı ilkesinde yasama, yürütme ve yargının da kendi alanında, anayasal sınırlar içerisinde kaldığı bir hukuk devletini de önemsiyoruz`` dedi.
* BATIDA HER SÜREÇTE MİLLETİN HAKEMLİĞİNE BAŞVURULUYOR
Türkiye`nin demokratik devlet olmasına rağmen bazen bürokratik devlet, bazen cumhuriyetin kabul edildiği ama demokrasinin kabul edilmediği, bazen demokrasinin öne çıkarıldığı ama cumhuriyete önem verilmediği tek ayaklı devlete dönüştürülmek istendiğini belirten Gündoğdu, son süreçlerde de yargının yargıçlar devletine giden kararlar verdiğine tanıklık ettiklerini söyledi.
Danıştay`ın katsayı kararı, Anayasa Mahkemesinin 367 ve başörtüsü kararını yasamanın ve yürütmenin alanına yargı tarafından müdahale olarak nitelendiren Gündoğdu, şunları kaydetti:
``Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü ve devletin hukuk yüzünü çok önemsiyoruz. Keşke bütün siyasi partilerimiz bir araya gelerek milletin önemsediği, 72 milyonu kucaklayan özgürlük, meşruiyet debisi yüksek anayasa yapabilseydi. Bugünkü meclis yapısıyla bunun yapılamayacağı anlaşılıyor ama kamuoyundaki `Anayasayı sadece darbeciler yapar` algısını yıkmak adına şu anda hazırlanan paketi yüzlerce eksiği olmasına rağmen önemsiyoruz. Onun için Sayın Baykal`ın 3 maddeye şerhi devam etmesine rağmen diğer maddeleri onaylayan, kabul eden yaklaşımını da yeni bir umut, siyasette yeni bir uzlaşı noktası olabileceğini düşüyorum. 367 kararının sayısının çıkabileceğini, çıkmazsa da referandumunda halka gitme adına mükemmel bir nokta olduğunu bilinmesini istiyorum.`` Batı`da sadece seçim zamanı değil, her süreçte milletin hakemliğine başvurulduğunu dile getiren Gündoğdu, Türkiye`de ise sadece seçimlerde milletin sandık başına gitmesiyle yetinildiğini vurguladı.
Referandumu doğrudan milletin kendi geleceğiyle ilgili kendisinin karar vereceği bir süreç olması dolayısıyla önemli gördüklerini ifade eden Gündoğdu, ``Türkiye`nin geleceğinin inşası gerçekten alın terini, emeği ve özgürlükleri teminat altına alan bir anayasa ile çalışanların çalışma hakkını, sendika hakkını, sendika hakkının örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hakkını içeren tüm boyutlarını da ILO sözleşmelerine uyarlamış bir mevzuatla mümkün olacağını düşünüyorum`` dedi.
.