KONFEDERASYON HABERLERİ

TOPLUMDAKİ ŞİDDET, MANEVİYAT EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplumdaki şiddetin maneviyat boşluğundan kaynaklandığının görülmesi gerektiğini söyledi. İnsanların hangi dine mensup olduğuna kimsenin karışamayacağını söyleyen Gündoğdu, ancak başkasına zarar vermemenin gerektirdiği ahlak eğitimini herkesin alması gerektiğini kaydetti.
Eğitim Bir-Sen İl Divan Toplantısı`na katılmak ve Memur-Sen İl Temsilciliği tarafından düzenlenen konferans sebebiyle Ordu`ya gelen Ahmet Gündoğdu, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. ABD`deki okul saldırısında hayatını kaybedenler ve ülkemizde de görülen benzer şiddet olaylarıyla ilgili soruyu cevaplandıran Gündoğdu, ``Gerek dünyada gerek ülkemizde en önemli sorunlardan birisinin şiddet olduğunu görüyoruz. Şiddetin her türlüsüne elbette sivil toplum örgütü olarak karşıyız. ABD`de öldürülen öğrenci ve öğretmenler şiddet kurbanı. Suriye halkı, bir diktatörün şiddeti altında. Ülkemizde bazen doktora, bazen öğretmene, bazen hemşireye, bazen herhangi bir devlet memuruna şiddet uygulanıyor. Kadınlarımız şiddet görüyor. Nadiren de olsa, şiddet gören erkekler var. Bazen de evrensel hukuktan gelen haklarını, devletin yasaklaması sebebiyle kullanamayan insanlarımız var. Örneğin başörtüsü. Devletin başörtüsü yasağını devam ettirerek, kadın çalışanın inancı gereği istediği gibi giyinememesi de devlet eliyle kadına uygulanan bir şiddettir.`` şeklinde konuştu.
Toplumdaki şiddetin maneviyat boşluğundan kaynaklandığınının görülmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Gündoğdu, ``İnsanların hangi dine mensup olduğuna karışamayız. Ancak başkasına zarar vermemenin gerektirdiği ahlak eğitiminin alınması lazım`` ifadelerini kullandı.
Bir insanın ölümünü kainatın ölümü sayan, bir insanın kurtuluşunu da kainatın kurtuluşu sayan bir inanç ve medeniyet değerine sahip bir ülkede yaşadığımızı söyleyen Gündoğdu, ``Bu medeniyet değerinin mirasçılarının ve gençlerin birbirine zarar verir hale gelmiş, hele de bu bazen ölümlere, can almaya gidecek boyuttaysa burada sosyal devletin alt yapıdan eğitim sistemine kadar bir çok önlemi alması lazım. Maneviyat boşluğunun da din eğitimiyle giderileceğini yetkililerin görmesi gerekir.`` dedi.
KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜ, YOKSULLUK EDEBİYATIYLA ENGELLENMEK İSTENİYOR
Okullardaki kıyafet uygulamasıyla ilgili başlatılan uygulamayla ilgili soruları da cevaplandıran Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, özgürlüklerden kimseye zarar gelmeyeceğini, bunun yanı sıra uygulamanın bütün öğrencilere topyekün bir özgürlük de getirmediğini belirtti. Uygulamayla, tek tip kıyafetten daha rahat ve serbest bir hayata geçişin başlangıcının yapıldığını söyleyen Gündoğdu, `ben özgür olabilirim, ama millet yoksul olmasa` diyen sözde özgürlükçülerin varlığına dikkat çekti. Avrupa ülkelerinde öğrencinin de öğretmenin de ne giydiğine kimsenin karışmadığını dile getiren Ahmet Gündoğdu, ``Yoksulluk tek tip önlükle saklanamaz. Siz tek tip kıyafet giydirirsiniz ama, kantinde alış veriş yaparken fakir çocuğun simit bile alamadığını göreceksiniz. Ayakkabısından tanıyacaksınız, montundan fakir olduğun göreceksiniz. Cep telefonları ilk okula kadar indi. Telefon markalarından aile standartlarını görüyoruz. Ama burada pedagojik bir yaklaşım önemli. Bu, çocukların soru sorma, itiraz edebilme, sivil itaatsizlik hakları giyim kuşamlarıyla da ilgilidir. Ne giyeceğine kendisi karar veren öğrencinin daha özgür birey olma yolunda ilerlediğini görüyoruz. Ben, öğretmenlik yaptığım zamanda, devlet okulunun yanı sıra özel okulda da derse giriyordum. Özel okulda kıyafet serbestti. Ben lise öğretmeniydim, özel okul ortaokul ve liseyi birlikte bulunduruyordu. Özel okuldaki değil lise, ortaokul öğrencilerinin bile dersteki rahatlığını devlet lisesinde göremiyordum.`` şeklinde konuştu.
TÜRKİYE`DE ALGI DEĞİŞİMİ YAŞANIYOR
Burada tek tipçilikten yararlananların oyunlarının bozulduğunu gördüklerini de ifade eden Gündoğdu, yaşananın Türkiye`nin algı değişimi olduğunu belirtti. 12 Eylül`deki referanduma kadar devlet ve ona itaat eden vatandaşların olduğunu, vatandaşın da devlete karşı görevleri bulunduğunu söyleyen Gündoğdu, şimdi ise devletin vatandaşa karşı sorumluluklarının öne çıktığını kaydetti.
Yönetmeliğin İmam-Hatip ile Siyer ve Kur`an derslerine de başörtüsü özgürlüğü getirdiğini söyleyen Ahmet Gündoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Bu, bardağın yarısı dolduğu için teşekkür edeceğimiz bir konu. Ama, dolma biçimi yanlış. İHL`deki kız öğrenciye, `bu okulda olman sebebiyle istersen başını örtebilirsin` diyen yönetmelik o kız ticaret lisesine gittiğinde `burada örtemezsin` diyor. `Siyer ve Kur`an dersinde örtebilirsin, ama matematik dersinde örtemezsin,` diyor. Doğrusu, demokratik olanı İHL`deki isteyene başını örtmeme tercihi nasıl veriliyorsa, diğer okulda da isteyene örtme özgürlüğü verilmesi lazım. Bundan daha önemlisi o öğrenciye kısmen de olsa serbestlik verilirken, onun öğretmenini kravat mecburiyetiyle kıskavrak sararken, kadınlara uygulanan başörtüsü yasağı devam ediyorken `niçin memurdan başlanmadı` sorusunu soralım. Bunu söylerken öğrenciden vazgeçin demiyoruz. Öğrencide genelgeyi tamama erdirin, ama devlet dairelerinde de başörtüsü serbest olsun. Kravat serbest olsun.``
DERSANELERİN KAPATILMA TARTIŞMASI SAĞLIKLI İLERLEMİYOR
Dersanelerin kapatılmasıyla ilgili soruyu da cevaplandıran Gündoğdu, tartışma şeklinin sağlıklı ilerlemediğini kaydetti. Devlet okullarının alt yapı ve öğretmen açığınının giderilerek dershanelere ihtiyaç bırakmayacak konumda olması geretiğini söyleyen Ahmet Gündoğdu, ``Dersanelerde umuda yolculuk o kadar zirve yapmış ki, kayıt dışılığın yanı sıra sınav bittiği zaman diplomaya yansımayan bir yaklaşım var. Birinin kalitesizliğinin diğerini körüklediği gerçeğinden hareketle dersaneler ayrı kategoride, devletin okulları ayrı kategoride ele alınmalı. Özel okullar teşvik edilmeli. Dersanelere giden öğrencileri de dikkate alarak, dersanelerin özel okula dönüşmesi sağlanabilir ama bıçakla keser gibi bir yaklaşımda bulunmanın netice alınacak bir yol olmadığını düşünüyorum.`` şeklinde konuştu.
DEĞERLER SENDİKACILIĞI YAPIYORUZ
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, daha sonra Medeniyet Değerlerimiz ve Sendikacılık konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Değerler sendikacılığı yaptıklarını söyleyen Gündoğdu, sendikalar kanunun kendi sınırlarını ülke sınırları içine hapsettiğini ancak gönül yasasıyla dünyadaki bütün mazlumların sesi olduklarını söyledi. Batı medeniyetinin çifte standart içinde olduğunu söyleyen Gündoğdu, Memur-Sen`in manevi değerlerin merkezinde insanlık için sendikacılık yaptığını kaydetti.
Ahmet Gündoğdu konferansta, referandum süreci, toplu sözleşme hakkının elde edilmesi ve ilk toplu sözleşme sürecine ilişkin konularda yaşananları da katılımcılarla paylaştı. Memur-Sen`in kadınların ve gençlerin örgütlenmesine yönelik çalışmalarını hızlandırdıklarını ifade eden Gündoğdu, Genç Memur-Sen`in en kısa zamanda hayata geçeceğini kaydetti.
Konferansın açılışında konuşan Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı İsmail Çelenk, Ordu`daki sendikal çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çelenk ayrıca, Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen`in sendikal anlayışının medeniyet değerlerimizle örtüştüğünü de belirterek, ``Sadece ücret sendikacılığı yapmıyoruz. Değerlerimizin doğrultusunda mazlumların, ihtiyaç sahiplerinin yanında yer alıyoruz. Millet iradesinden yana taraf oluyoruz. Şimdiye kadar bu doğrultuda sendikacılık yaptık, bundan sonra da devam edeceğiz`` şeklinde konuştu.
İLÇE BAŞKANLARIYLA TOPLANTI YAPILDI
Ahmet Gündoğdu ayrıca Eğitim Bir-Sen İl ve ilçe yönetimleriyle de bir araya geldi.
.