KONFEDERASYON HABERLERİ
Esen: Hem Küresel Ölçekte, Hem de İkili Düzeyde Dayanışmayı Güçlendirmeliyiz
Ukrayna'da konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Biz üretimi merkeze alan reel ekonomiyi savunmak zorundayız. Yoksa sistem emeği, emekçiyi temerküz kamplarında toplayarak görece refahla oyalamaktadır. Emek tarafı olarak bu kısır döngüyü aşmak zorundayız. Bu noktada; hem küresel ölçekte hem de ikili düzeyde dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Memur-Sen ailesi olarak son birkaç yıldır yeni arayışların kapısını aralamak için ve birikimlerimizi paylaşmak için küre ölçeğinde toplantılar düzenliyor, ikili ilişkileri güçlendiriyoruz. Biz biliyoruz ki; bugünkü sıkıntılar ancak dayanışmayla, emek örgütleri arasında kurulacak güçlü bir iletişim hattıyla aşılabilir" dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu ve Tüm-Ukrayna Çalışanları Dayanışma Birliği (VOST), imzalamış oldukları işbirliği protokolü çerçevesinde, Ukrayna'nın Lviv şehrinde, “Ukrayna ve Türkiye’de Sendikacılık: 21. Yüzyılın Zorlukları ve Fırsatları” başlıklı ortak seminerini gerçekleştirdi. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Dış İlişkiler Koordinatörü Osman Timurtaş ve Dış İlişkiler Uzmanı Jonilda Rrapaj ile VOST temsilcilerinin katıldığı seminerde, “Türkiye'de Çalışma ve Sendikacılık Mevzuatı: Türkiye’de Sendikalar Faaliyetlerinin Özellikleri”, “Türkiye'de Sendikacılık: Memur-Sen'in Çalışan Haklarını Korumadaki Rolü ve Deneyimi”, “Ukrayna'da Çalışma ve Sendikacılık Mevzuatı: Ukrayna'da Sendikal Faaliyetlerinin Özellikleri”, “21. Yüzyılda Sendikacılık: Zorluklar ve Fırsatlar”, “ILO’nun “Saygın İş” Bağlamında, Türkiye'nin Çalışma Mevzuatının ILO Standartlarına Uyarlaması”, “ILO’nun “Saygın İş” Bağlamında, Ukrayna’nın Çalışma Mevzuatının ILO Standartlarına Uyarlaması” konuları işlendi.Emek gücünün karşılaştığı yeni sorunları tespit etmek ve bu sorunlara ilişkin ILO sözleşmeleri çerçevesinde çözümler üretmek amacıyla düzenlenen organizasyonda konuşmacılar emek gücünün sorunlarına ulusal düzeyde çözüm üretmenin imkânsız olduğuna vurgu yaparak, uluslararası düzeyde sendikalar arasında işbirliğinin önemine dikkat çekti. Sosyal Diyalogun önemi üzerinde duran konuşmacılar, emek gücünün göz ardı edilemeyeceğinin de altını çizdi.
Neoliberal Söylemin Üzerinde Yükseldiği İktisat Teorisi, Finans Hesaplarına İndirgenmiş Bir Mantığa Dayanmakta
Programda bir konuşma gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, bütün kavramların ve teorilerin sorgulandığı, hatta geçerliliğini yitirdiği bir dönemden geçildiğini kaydetti. Esen, "Geçen yüzyıl bir umut olarak sunulan küreselleşmenin dahi pratik anlamda sorunun bir parçası olduğunu düşünecek olursak ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Özellikle başta Şili olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde denenen, 1979’da da küresel ekonomi-politiğin teorik zeminini oluşturan Washington uzlaşısının küre ölçeğinde tek hakikat olarak sunulmasıydı küreselleşme. Bir noktada Washington uzlaşısıyla hayatımıza giren neoliberal politikalar, baştan çıkarıcı söylemlerle insanlığa umut vaat ediyordu. Fakat gelinen noktada biz umut yerine büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldık. Aslında, demokrasi ve insan hakları vurgusu yaparak hayatımıza giren bu sistem, bugün itibariyle krizin kaynağı, savaşların ve çatışmaları sebebi haline gelmiştir. Neden? Çünkü sistem, finansal elitlerin çıkarını korumaktan başka bir amaca hizmet etmemiştir. Kaldı ki, neoliberal söylemin üzerinde yükseldiği iktisat teorisi, finans hesaplarına indirgenmiş bir mantığa dayanmaktadır" diye konuştu.Bugün Finansal Balon Üretimi Emerken, Emeği de Devre Dışı Bırakmaktadır
"Emek tarafının yaşadığı kriz de bu acımasız ilkeden bağımsız düşünülemez" diyen Esen, şöyle devam etti: "Çünkü neo-liberal teori emeği sadece maliyet unsuruna indirgemiştir. Emek, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar nesneye indirgenmiştir. Emek kesimi emek-üretim denkleminden hareket ederek bu krizi aşabilirdi, ancak ne yazık ki, bugün finansal balon üretimi emerken, emeği de devre dışı bırakmakta. Biz üretimi merkeze alan reel ekonomiyi savunmak zorundayız. Yoksa sistem emeği, emekçiyi temerküz kamplarında toplayarak görece refahla oyalamaktadır. Emek tarafı olarak bu kısır döngüyü aşmak zorundayız. Bu noktada; hem küresel ölçekte hem de ikili düzeyde dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Memur-Sen ailesi olarak son birkaç yıldır yeni arayışların kapısını aralamak için ve birikimlerimizi paylaşmak için küre ölçeğinde toplantılar düzenliyor, ikili ilişkileri güçlendiriyoruz. Biz biliyoruz ki; bugünkü sıkıntılar ancak dayanışmayla, emek örgütleri arasında kurulacak güçlü bir iletişim hattıyla aşılabilir. Onun için Ukrayna’da böyle bir toplantının düzenlenmesini varoluşsal bir önem atfediyoruz. Kaldı ki, küresel rekabetin oluşturduğu kasırgaya karşı bölgesel dayanışma, tecrübe paylaşımı çok önemlidir. Türkiye-Ukrayna ilişkileri çok eskilere dayanıyor malum; dolayısıyla gönül birliğimiz ve dayanışma için başka bir şeye ihtiyacımız yok. Emek alanında da buradan hareketle aramızdaki hattı daha da güçlendirebileceğimize en samimi duygularımla inanıyorum."