KADINLAR KOMİSYONU HABERLERİ
Uygar Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Olduğu Demeçleri Verirken Filistin’de Kadınlar katlediliyor
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir mesaj yayımladı. Komisyon Başkanı Sıdıka Aydın’ın imzasını taşıyan yazıda şu açıklamalara yer verildi:
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde meydana gelen ve üç kız kardeşin mevcut diktatörlük tarafından boğazlanarak vahşice öldürülmesi olayına dayanan günün anısına her yıl olduğu gibi bugün de bir dizi etkinlikler düzenlendi, yürüyüşler ve basın açıklamaları yapıldı. Peki, aradan geçen 63 yılda şiddetle mücadelenin neresindeyiz?
Filistin tam 56 gündür, tüm dünyanın gözü önünde yağmalanıyor, adeta soykırıma uğruyor. Asırlardır bu toprakları yurt bilen, imar eden, bu coğrafyaya hayat veren kadınlar, erkekler, çocuklar, yaşlılar bugün yarım asırlık bir terör devleti tarafından yok edilmeye çalışılıyor. Etrafını saran ateş çemberine ve üstüne sağanak gibi yağan fosfor bombalarına rağmen Filistin’de, Müslümanlar İslam’ı ölesiye yaşayarak özgürlük destanları yazıyor; zulme ve zalime boyun eğmeyerek aslında hepimizden daha hür olduklarını kanıtlıyorlar.
Gün itibarıyla Filistin’de öldürülen kadın sayısı 4000’i aştı!
Öldürülen çocuk sayısı 6000’den fazla!
Kitleleri ayaklandırmak için, kadın hakları için, şiddete karşı olduklarını göstermek için kendi tabirleriyle “kutsal aileye inat” yürüyüş yapacak olan sözde kadın derneklerine ve sözüm ona insan hakları savunucularına soruyorum:
Filistin’de şehit edilen binlerce kadın için neden yürüyüş yapmıyorsunuz? Onlar kadın değil mi?
Siyonist İsrail’in zulmü, vahşeti şiddet kapsamına girmiyor mu?
Savaş ahlakını yok sayarak okulları, hastaneleri, mülteci kamplarını, yetimhaneleri bombalamak insanlık suçu değil mi?
Tarihe kayıt geçsin:
Şiddete sıfır tolerans masalları anlatan uygar batının maskesi, Filistin’de düşmüştür. Bir yüzü yedi renk olan insan hakları madalyonunun Filistin yüzü asırlardır kanlıdır. Kimse bu zulme göz yummamızı, kulak tıkamamızı, susup yutkunmamızı beklemesin. Bizler, dün olduğu gibi bugün de; evladı paramparça olmuş annelerden, masum çocuklardan ve Filistin’in onurlu mücahitlerinden yanayız. Filistinli mazlumların var olma mücadelesini amasız/fakatsız, güçlü bir şekilde savunmaya, hakkı haykırmaya, hakkı tutup kaldırmaya devam edeceğiz.
Başta kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere tüm insanların kendini güvende hissettiği, vicdan sahibi bir dünyada, daha müreffeh ve münevver toplumlar olmak adına, hep birlikte mücadele edeceğimiz yarınlara erişmek duasıyla.