KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: Büyüme, İnsan ve İstihdam Odaklı Olmalıdır
Türkiye İş Kurumu 8.Olağan Genel Kurulu`na katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Büyüme, insan ve istihdam odaklı olmalıdır. İstihdam dostu yatırımlara ağırlık vermek, işgücünün niteliğini artırmaya yönelik stratejileri hayata geçirmek önceliklerimiz arasında yer almalıdır" dedi.
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)`nun 8`inci Olağan Genel
Kurulu gerçekleştirildi. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda
yapılan genel kurula Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ahmet Erdem, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Nusret Yazıcı, HAK-İŞ
Genel Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TİSK Genel Sekreteri
Bülent Pirler, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve TOBB Yönetim Kurulu
Sayman Üyesi Faik Yavuz katıldı.
Konuşmasına Yazıcı`yı tebrik ederek başlayan Yalçın, "Dünya Kamu İstihdam Kurumları Birliği Başkanlığına 58 ülkeden 41`inin oyunu alarak başkan seçilmek ülkemiz açısından önemli bir başarı ve itibar göstergesidir. Bu vesileyle 2015-2018 yılları arasında Dünya Kamu İstihdam Kurumları Birliği Başkanlığını yürütecek Genel Müdürümüz Sayın Nusret Yazıcı`yı tebrik ediyorum, uluslar arası alanda başarılı olması için Büyük Memur-Sen Ailesi olarak her türlü desteği vereceğimizi buradan deklare ediyorum" diye konuştu.
ÖN
ALICI POLİTİKALAR GÜÇLENDİRİLMELİDİR
"İster ülkemizde, ister bölgemizde, isterse de
dünyanın herhangi bir yerinde olsun işsizlik insanlık ailesi için önemli bir
risktir" diyen Yalçın, "Bu ekonomik ve sosyal risk, gerekli önlem alınmazsa tehdide dönüşebilir,
toplumsal yıkımlar oluşturabilir. İşsizlik ne çözümü olmayan bir sorun, ne de
bertaraf edilemeyecek bir risktir. Elbette sıfır işsizlik kolay değil. Ancak
minimize edilerek kontrol altına alınabilir, tehdit ve risk olmaktan
çıkarılabilir. 2015 verilerine göre, Türkiye`nin toplam işgücü 29 milyon 726
bin, toplam istihdamı 26 milyon 621 bin, toplam işsiz sayısı ise 3 milyon 105
bin. İşsizlik oranı da yüzde 9.9`lar seviyesinde. Yüzde 10 işsizlik bir ekonomi
ve ülke için tehdit değildir, ancak risktir. İşsizliğin önce yüzde 10 risk
bölgesinden uzaklaştırılarak, kontrol noktası diyebileceğimiz yüzde 5`lerin
altına, nihayetinde minimize edilmiş, hiçbir ekonomik ve sosyal risk
oluşturmayacak yüzde 1 seviyelerine çekilmesi temel hedefimiz olmalıdır. Bu
noktada büyüme, insan ve istihdam odaklı olmalıdır. İstihdam dostu yatırımlara
ağırlık vermek, işgücünün niteliğini artırmaya yönelik stratejileri hayata
geçirmek önceliklerimiz arasında yer almalıdır. Bir yandan istihdam artırıcı
politikalar hayata geçirilirken, diğer taraftan işsizliğin ortaya çıkardığı
sosyal yaraları sarmak, toplumsal problemleri engellemek için eş zamanlı olarak
başta işsizlik sigortası, sosyal koruma, sosyal yardımlar olmak üzere ön alıcı
ve önleyici politikalar güçlendirilerek devam ettirilmelidir" dedi.
SOSYAL
ORTAKLARIN SAYISI ARTIRILMALIDIR
Konuşmasında var olan sorunlara kalıcı çözümlerin üretilmesi için sosyal partnerlerin genişletilmesi gerektiğine değinen Yalçın, "İstihdam noktasında biz taşın altına gövdemizi koymaya hazırız ancak bizimle sorumluluk paylaşmada olması gerekenden daha uzak noktada duran bir irade var. İşsizlik sosyal politika alanıyla ilgilidir ve ancak sosyal partnerleriniz olursa doğru ve kalıcı çözümler üretebilirsiniz. Biz istihdam politikaları üreten kurumların yapılarının ve örgütlenme modellerinin daha demokratik olmasından yanayız. Sosyal diyaloga daha açık olmasının önemine inanıyoruz. Sosyal ortakların sayısının artmasının çözümleri zenginleştireceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
ULUSAL
VE YEREL İSTİHDAM POLİTİKALARINA DESTEK VERMEK İSTİYORUZ
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Memur-Sen olarak, Ekonomik ve Sosyal Konsey`de varız. Ulusal İş Sağlığı
ve Güvenliği Konseyi`nde varız. Sosyal
Güvenlik Kurumu`nun yönetiminde varız. Önemli katkılar sunuyoruz. Ülkemizin en
can yakan sorunu olan işsizlik ve istihdam politikalarının belirlendiği Türkiye
İş Kurumu`nun yönetiminde yokuz. Mesleki Yeterlilik Kurumu`nun yönetiminde yokuz.
İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu`nda yokuz. Bu kurum ve kurullarda olmak
ulusal ve yerel istihdam politikalarına destek vermek istiyoruz. Bu kurum ve kurullarda bürokrat veya kamu
görevlisi arkadaşlarımız olabilir. Ancak kamu görevlilerinin örgütlü bulunduğu
ve olaylara sivil bir gözle bakan kamu görevlileri sendikalarının
temsilcilerinin bu kurumların yönetimi ve kurullarında yer alması katılımcılığı
artırır. Zararı olmaz tam aksine faydası olur. Farklı bir bakış sunar, farklı
bir yaklaşım ortaya koyar. Böylelikle, yönetim süreçlerine zenginlik katılmış
olunurken, hem katılımcılığın artırılması hem de alternatif çözüm önerileriyle
kurum ve kurulların çözüm paketlerinin zenginleştirilmesi sağlanacaktır. Bu
eksiklikleri giderici düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu ve ekonomi yönetiminin büyüme, istihdam
politikaları geliştirmesi, bu politikalarının merkezinde kadın istihdamı, genç
istihdamı ve engelli istihdamı stratejilerine önem verilmesini olumlu
buluyoruz. Bu kapsamda, son yıllarda engelli alımının artmasını, kadının
istihdamında yeterli olmasa da bir hareketlenme olmasını artı gelişmeler olarak
görüyoruz. Ancak, genç istihdamı ve genç
işsizlik noktasında iyimser olmamızı engelleyen rakamlar var. Bugün genç işsizlik rakamları yüzde 19,2`leri
aşmış, yüzde 20`leri zorlamaktadır. Yine
yükseköğretim mezunu işsizlerin oranı yüzde 10,5`dir. Bugün 300 bin atanamayan öğretmen ile 400 bin
iktisadi ve idari bilimler mezunu genç işsizlerin varlığı gençsizliğin
risk-tehdit boyutunda yer aldığını göstermektedir."
İSTİHDAM-EĞİTİM
İLİŞKİSİ KURULMALIDIR
"Bu tablo, iki eksikliği ortaya koyuyor"
diyen Yalçın, "Birincisi, yeni istihdam alanlarının açılmasında yetersiz
kalınması, ikincisi ise istihdam-eğitim ilişkisinin yeterince kurulamamış
olmasıdır. Bu çerçevede, eğitim-istihdam ilişkisinin sağlıklı kurulması için
YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı ile sıkı işbirliğine girilmelidir. Ben aynı
zamanda Eğitim-Bir-Sen`in genel başkanıyım,
Türkiye`nin en büyük eğitim sendikası olarak bu noktada her türlü
katkıda bulunmaya hazırız. Birlikte çalıştaylar yaparak kök sorunlara temel
çözümler üretebiliriz. Mesleki eğitim kursları, girişimcilik eğitim
programları, işbaşı eğitim programları, toplum yararına programlar ve proje
bazlı faaliyetler elbette önemli. Ancak, mutlaka eğitim-istihdam ilişkisi
kurulmalı. Kamu istihdamı ile özel sektör istihdamı birlikte ele alınmalıdır.
Sorunu kaynağında çözmek gerekir. Bu anlamda önemli sorunlardan biri,
yükseköğretim programlarının Türkiye`nin istihdam ihtiyacına göre
belirlenmemesi ve kontenjan tespitinin buna göre yapılmaması, diğeri ise
üniversitelerden mezun olanların iş tecrübesinin olmamasıdır. Bu eksikliği
gidermek için üniversitelerde tıp fakültelerinde olduğu gibi intörn uygulaması
getirilmeli ya da TOBB üniversitesinde olduğu gibi bir eğitim dönemi üçe
bölünerek iki dönemi teorik, bir dönemi uygulamaya ayrılmalıdır. Bu ve benzeri
sorun tespiti ile çözüm önerilerinin özellikle ara eleman ihtiyacına yönelik
mesleki orta öğretim bazında da mutlaka yapılması gerekiyor. Yüksek teknolojili
ürün geliştirmek kadar bu ürünleri üretecek üretim tezgâhlarını canlı tutacak
nitelikli insan kaynağına ihtiyacımız olduğu da unutulmamalıdır" şeklinde
konuştu.
BOŞ
KADROLAR DOLDURULMALIDIR
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bu devasa sorunları çözmek için Türkiye İş Kurumu güçlü bir kadroya sahip olmalıdır. Ayrıca bu güçlü kadronun mali, sosyal ve özlük hakları da artırılmalıdır. Bu kapsamda, Kurumun 8 bin 180 personelle Türkiye`nin tam istihdamını sağlaması, işsizlik sorununu çözmesi mümkün değildir. Türkiye İş Kurumu öncelikle kendi bünyesinde tam istihdamı sağlamalıdır. Mevcut boş kadrolar doldurularak Kurumun personel sayısı 11 bin 139`a çıkarılmalıdır. Hatta Avrupa Birliği`nin en güçlü iş kurumlarından olan Almanya`nın iş Kurumu`nun personel sayısını yakalamalıdır. Türkiye`ye ekonomik ve siyasi istikrar lazım. Bunun için ekonomik büyüme ve eğitim ile istihdam arasında da güçlü bir bağ kurulması gerekir. Bu düşüncelerle Türkiye iş Kurumu`nun 8. Genel Kurulu`nun başta genç işsizlik olmak üzere işsizlik oranlarının minimize, istihdam oranlarının maksimize olduğu bir Türkiye fotoğrafı için başlangıç olması temennisiyle hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum."