KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: Derhal Özgürlükçü Bir Anayasa Yazılmalıdır
Mardin Artuklu Üniversitesi ‘Kürt Sorunu ve İslam(cılar)` adı altında paneller ve çalıştay düzenledi. Üniversitenin rektörlük binasında gerçekleştirilen çalıştay`a katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın bir sunum yaptı.
Yalçın, “Ötekileştirme, dayatma ve baskı sorunu çözümsüz kılıyor. Sorunlarımızı çözmek için hep birlikte her zeminde sorumluluk almalıyız. Derhal yeni ve özgürlükçü bir anayasa yazılmalıdır. Zemini kardeşlik anlayışı ve ümmet bilinciyle güçlendirilmiş; adalet, hakkaniyet ve hukukla donatılmış eşit ve birinci sınıf vatandaşlık en önemli çözüm olabilir. Bu kapsamda yapılması gereken, eşit vatandaşlık temelli sivil, özgürlükçü, demokratik yeni bir anayasa yapmak olmalıdır” dedi.
VESAYET ÇUKURLARI HENDEKLER KAPATILMALIDIR
Konuşmasında terör örgtü PKK’ya da eleştiriler getiren Yalçın, “Dün eski devlet bugün PKK asimilasyon yapıyor. Kınıyorum. Çözüm İslam kardeşliğidir. Hendekler yeni vesayet çukurlarıdır. Asit kuyularından farkı yoktur. Derhal vesayet çukurları kapatılmalıdır” diye konuştu.
İslamcıların sorunu çözmek için her dönemde büyük sorumluluklar aldığını ifade een Yalçın, “Öncelikle net olarak şunu ifade edelim ki; bugün Kürt Sorunu olarak isimlendirmeyi tercih ettiğimiz yakın ve uzak geçmişte Güneydoğu Sorunu, Terör Sorunu, Şark Meselesi ve daha farklı şekillerde isimlendirilen sorunun ortaya çıkmasında,bu sorun üzerinden terör ortamının var edilmesinde en az günahı olanhatta hiç kusuru olmayan kesim İslamcılardır. Kürt Sorunu’na dönük çözüm arayışları ve çabaları noktasında bugünden geçmiş doğru bir baktığımızda da, sorunun çözümle buluşması için fedakarlık yapan, zemin oluşturan, katkı sunmaya çalışan öncü kitlenin de İslamcılar olduğu tarihin kayıt altına aldığı gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Bugün de bu sorunu çözecek yine İslamcılardır” şeklinde konuştu.
YALÇIN’DAN ADALET VE EŞİTLİK VURGUSU
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yeryüzünde mükerrem ve kamil insanın inşasını gerçekleştirmek. Adalet, hakkaniyet ve ahlak merkezli medeniyetin varlığına katkı sağlamak. Ümmetin birliği ve dirliği için birlikte hareket etmek. Ayrışmaları önlemek, barışı ve kardeşliği tesis etmek. ‘Hiç şüphe yoktur ki barış daha hayırlıdır’ ve ‘Topluca Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa düşmeyin’ ilahi mesajları bu sorumluğumuzu artırıyor. Bu noktada, ortak hedeflerimiz açısından Kur’an ve Sünnet gibi iki temel referansımızın da olduğu unutulmamalı. Bize göre ilk insan hakları bildirgesi niteliği taşıyan Veda Hutbesi’nin bütününe hakim olan hak temelli anlayış, adalet ve eşitlik çerçevesi üzerinden çözüm üretmek mümkündür.”
“İçinde bulunduğumuz süreç dahil olmak üzere ırkçı, dışlayıcı, inkarcı, retçi, asimilasyoncu söylem ve eylemlerden her zaman kaçınmalıyız” diyen Yalçın, “Terörü yöntem olarak kullanan örgüt ve uzantılarının ötekileştirici, dışlayıcı ve zorlayıcı dil politikasına izin verilmemeli, buna karşı devlet ve sivil toplum kucaklayıcı ve çözüme odaklanmış kuşatıcı bir dili benimsemelidir. Polemikçi siyaset dili ve ötekileştirici vesayet dili yerine ikna edici dil, analiz dili, hukuk dili diplomasinin dili, demokratik dil ve uzlaşma dili hakim olmalıdır. Dayatmacı, ötekileştirici, baskıcı bir dil yerine barışın, kardeşliğin, hukukun, adaletin ve çözümün dilini kullanmalıyız. Irkçı dil anayasa başta olmak üzere tüm mevzuattan, literatürden ve eğitim sisteminden çıkarılmalı ve ayıklanmalıdır” dedi.
BÖLGE SÜRGÜN YERİ GÖRÜLMEMELİDİR
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bölgede deneyimli ve tecrübeli kamu görevlilerinin görev yapmasını sağlayacak tedbir ve teşvikler hayata geçirilmeli, kamu personelinin nicelik bakımından güçlendirilmesi adımları atılmalıdır. Kamu görevlileri yönüyle bölgede eski alışkanlıklar sürmektedir; hem sürgün yeri hem staj bölgesi olarak devam etmektedir. Bölgede tecrübeli kamu görevlilerinin kalmasının yolları bulunmalıdır. Devlete küsen, devletin dışladığı kamu görevlileri bölgeye gönderilmemelidir. Bölgeye tecrübeli ve bölgenin hassasiyetlerini bilen kamu görevlilerinin gitmesinin yolunun açılması için özlük, mali ve sosyal haklarda iyileştirme sağlanmalıdır. Öte yandan terör örgütlerine eleman devşirme noktasında kurulan yapının bozulması ve bu yapı içerisinde özellikle eğitim kurumlarında görev yapanlar olmak üzere kamu görevlilerinin yer almaması için mevcut mevzuatın öngördüğü tedbirler alınmalıdır.”