KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: "Eylül Ayında 18 Bin 313 Yeni Üye ile Daha da Güçlendik"
İl Ziyaretleri kapsamında teşkilat buluşmalarına devam eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın İstanbul’da gerçekleştirilen İl Divanı’nda konuştu. Yalçın, kamu görevlileri sendikacılığının nitelikli hale gelmesi ve kamu görevlilerinin daha çok kazanıma kavuşması için 4688 Sayılı Kanun’un değişmesi gerektiğini söyledi. Yalçın ayrıca Memur-Sen'in son bir aydaki üye artışına dikkat çekti.
6. Dönem Toplu Sözleşmede hem genelde hem de hizmet kollarında önemli kazanımlara imza atan Memur-Sen, tüm kadrolarıyla sahada teşkilatlarıyla bir araya gelmeye devam ediyor.
Son olarak İstanbul’da gerçekleştirilen il Divanı’nda teşkilatla buluşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşmede elde edilen kazanımları bir kez daha hatırlatarak her yönüyle bir milat oluşturduklarını ifade etti.
Hizmet kollarındaki kazanımların kamu görevlilerine anlatılmasının önemine vurgu yapan Yalçın, bu kazanımların anlaşılmasıyla Memur-Sen’in toplu sözleşmedeki başarısının da ortaya çıktığını ve bu kazanımların Ağustos ayından bu yana Memur-Sen’in üye sayılarına da yansıdığını söyledi.
Yalçın, Toplu Sözleşmeden bu yana kazanımların ortaya çıkması ve Memur-Sen teşkilatlarının özverili çalışmasıyla birlikte üye sayılarında hızlı bir artış yaşandığını belirterek "Memur-Sen'in toplu sözleşmedeki başarısı ve kazanımları kamu görevlilerinin haklı teveccühünü görmemizi sağladı. Eylül ayında 18 Bin 313 yeni üye kazandık. Aramıza yeni katılan tüm arkadaşlarımıza hoşgeldiniz diyorum. En büyük gücümüz örgütlülüğümüz. Gücümüze güç kattınız" ifadelerini kullandı.
Kamu görevlileri arasında sendikalaşma oranının yüksek olduğunu ancak sendikalılığın öneminin yeterince kavranamadığını ifade eden Yalçın “Siz sahada bir mücadele veriyorsunuz. Gecenizden gündüzünden, ailenizden, sosyal yaşantınızdan feragat edip örgütleniyorsunuz, yoğun bir şekilde çalışıp yetkiyi alıyorsunuz ve sadece size üye olanların değil üye olmayanların da yükünü sırtlanıp toplu sözleşme masasına oturuyorsunuz. Emek verip, mücadele edip, müzakerelerde bulunup onlarca kazanım elde ediyorsunuz ama sizin kazanım sağladığınız birileri çıkıp ne yazık ki ‘sendika ne işe yarıyor?’ diye sorabiliyor. Bu soruyu sorabilmesinin tek sebebi 4688 Sayılı Kanun’daki çarpıklıktır. Bu soruyu bir işçi soramaz. Çünkü işçi sendikacılığında sendikanın ne işe yaradığını herkes bilir herkes tecrübe ederek ne işe yaradığını anlamıştır. Ancak kamu görevlileri sendikacılığının üzerine inşa edildiği yasa sorunlu olduğu için emek vermeden, gayret göstermeden hatta bedel ödemeden çeşitli haklara kavuşmuş olanlar bize bu şekilde yaklaşımlarda bulunabiliyor. Şu anda aldığı ek ders ücretlerinin, mesai ücretlerinin, döner sermaye ve ilave ödemelerin, nöbet ücretlerinin bu sendikanın gayreti sayesinde alındığını ve bunun 2 yıl süreyle geçerli olduğunu bu yüzden de her yıl bunun için tekrar tekrar masada mücadele ettiğimizi anlasa bunu soramayacak. 4688 Sayılı Kanun bu yönüyle kamu görevlileri sendikacılığının önünü tıkıyor, gelişimini engelliyor” diye konuştu.
“Enerjimizi Yasanın Değişmesine Yoğunlaştıracağız”
Toplu Sözleşmeyle ilgili eleştirilere de değinen ve tüm sorunların temelinde sistemsel bir sorun olduğuna vurgu yapan Yalçın “Bizi her zaman işçi konfederasyonlarıyla kıyaslayıp buna göre değerlendirme yapanlar memurlar ve işçilerin aynı şartlarda masaya oturmadığını bilmeliler. İşçi sendikacılığının yapısı ile kamu görevlileri sendikacılığının yapısı ve toplu sözleşme sistematiği arasında devasa bir fark var. İşçilerin toplu sözleşmesi 2 ay sürerken bizde yalnızca 1 ay sürüyor bunun da yalnızca son 10 günü müzakereye ayrılıyor. İşçilerde yetkisiz sendikalar masada yer almazken bizde yetkisiz bir değil iki konfederasyon var. İmzaya yetkileri yok, teklifleri görüşülmüyor ama yetkili sendikanın gücünü kırmak için masada yer verilmişler. Her şeyden önce işçiler görülen enflasyon üzerinden pazarlık yaparken biz hedeflenen enflasyon üzerinden pazarlık yapıyoruz. İşçiler ilk altı ay ortaya çıkan gerçek rakamlara bakıp pazarlık yapıyorlar ve geçmiş altı ayın zammını alıyorlar oysa biz önümüzde duran 2 yılı Merkez Bankası’nın kağıt üzerinde çizdiği rakamlara göre değerlendirip pazarlık yapıyoruz. Böyle bir sistemden kamu görevlilerinin hayrına bir şey çıkması mümkün mü?” ifadelerini kullandı.
Toplu Sözleşme ikramiyesiyle sendikalı olmanın anlam kazandığını belirten Yalçın, bunun kamu görevlileri sendikacılığı için önemli olduğunu ancak eksik olduğunu belirtti. İşçi sendikacılığında olduğu gibi kamu görevlileri sendikacılığında da dayanışma aidatının olması gerektiğini belirten Yalçın, “Sendikanın gayreti ve emeğiyle üye olanın da üye olmayın da aynı haklara sahip olduğu bu sistem mutlaka değişmelidir. Kamu görevlileri sendikacılığında da tıpkı işçilerde olduğu gibi dayanışma aidatı olmalıdır. Sendikanın önemi ancak bu şekilde anlaşılır ve ‘sendika ne işe yarıyor?’ sorusunun cevabı ancak bu şekilde bulunur” diye konuştu.
Yalçın Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin önünü açacak yeni bir hedef için çalışacaklarını belirterek “Bundan sonraki süreçte enerjimizi toplu sözleşme sürecini bizim adımıza çetrefilli hale getiren 4688 sayılı kanunun değişmesi adına kullanacağız. İşçi toplu sözleşmeleri ile kıyaslandığında memur toplu sözleşmeleri gerek işleyiş gerekse süre bakımından dezavantajlı bir durum oluşturuyor. Biz yasanın daha adil ve süreci daha kolay işletecek şekilde değişmesi için çeşitli girişimlerde bulunacağız. Teşkilat olarak artık buraya yoğunlaşıp sorunun üzerine gitmemiz gerekiyor" dedi.
Yalçın’dan Ak ve Kurt’a Ziyaret
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın İstanbul temasları kapsamında İl Divan programı öncesinde İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kurt’u ziyaret ederek eğitim çalışanlarının sorunları ve eğitim gündemi üzerine fikir alışverişinde bulundu.