KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: FETÖ'yle İş Tutanlara Değil, FETÖ'nün İşini Bitirenlere Oy Vereceğiz
Malatya'da konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 24 Haziran'da kime evet diyeceklerini iyi bildiklerini belirterek, "Kimse bize sufle vermeye kalkmasın. Biz, 24 Haziran'da, FETÖ'yle iş tutanlara değil, FETÖ'nün işini bitirip fişini çekenlere oy vereceğiz. Milletin değerleriyle inançlarıyla kavgası olanlara değil, milleti benimseyen, milletle irtibatı kurmuş olanlarla hareket edeceğiz" dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu'nun "Yetkide İstikrar" programları hızla sürüyor. Programların Malatya ayağı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca, Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım, Memur-Sen'e bağlı sendikaların şube başkan ve yardımcıları, Memur-Sen üyeleri ve aileleri ile çok sayıda vatandaşın iştirakiyle gerçekleştirildi.
Yarım Asra Yürüyoruz
Teşkilatın kurluş yıllarında rahmetli Kurucu Genel Başkan Akif İnan'a, "Sen yazar adamsın, yazmaya devam et. Bu işler sana göre değil. Ayrıca bu memurlardan sendikacı olmaz. Sendikacılık şu, bu kesimin alanı" dediklerini aktaran Yalçın, "26 yıl geride kaldı, 27'nci yılındayız, yarım asra yürüyoruz. 1 milyon sayısını aşarak Türkiye'nin en büyük örgütlü gücü, kapasitesi olduk. Uluslararası anlamda Türkiye'deki bütün emek kesimini, Cenevre'de ILO toplantısında Türkiye'yi temsil edecek kapasiteyi oluşturan, 'Bir numara olmaz' denilen yerden, 1 numara olan teşkilatımızın liderleri, uçbeyleri ve üyelerine selam olsun" ifadelerini kullandı.Memur-Sen, Evrensel Bir Hareket
Yetkide 10'ncu yılı doldurduklarını aktaran Yalçın, "Memur-Sen ailesi güçlü bir aile. Özelde üyesi, genelde ülkesi, evrensel anlamda dünyanın neresinde bir mazlum, mağdur varsa bunların tamamını mücavir alanın içerisinde gören, sorumluluklarını, kireçle boyanmış beyaz taşların içerisindekilerle sınırlamayan evrensel bir hareket. Anti-demokratik süreçlerin sıfırlanması, ham demokrasinin tam demokrasiye evrilmesini ve ülkede temel hak ve hürriyetlerin amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde tahkim edilmesini sağlayan bir teşkilatız" diye konuştu.
1 Mayıs programının ardından, “İnsan, Emek ve Küresel Rekabet” başlığı ile program gerçekleştirdiklerini belirten Yalçın, 105 ülkeden 154 konfederasyon başkanı ve 280 yabancı sendikacının programlarına katıldığını kaydetti. Yalçın, “Biz orada şunu gördük; Ülkemizi farklı olabilir. Dilimiz, dinimiz, rengimiz, görüşlerimiz ve ideolojimiz farklı olabilir. Ama alın terimizin rengi aynı. Gözümün rengi farklı olabilir ama gözyaşımızın rengi aynı. Dünyada emek kesimi sömürülüyor. Dünya 5’ten emek sermayeden büyüktür dememizin sebebi bu. Bu kapsamda programda; tüm emek hareketlerine, siyonizm ve kapitalizm, emek hareketlerini tehdit ediyor. Bizim hep birlikte hareket alanı oluşturmamız gerekiyor dedik” şeklinde konuştu. Ülkemizin Hakkını Uluslararası Arenada da Korumak Görevimiz
Türkiye'ye yurtdışından gelen misafirlerin önyargılarla ve yanlış algılarla geldiğini anlatan Yalçın, programların akabinde ise misafirlerin bambaşka duygularla ülkeden ayrıldıklarını belirtti. Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bize, 'biz bu ülkeyi böyle tanımadık. Yabancı kanallarda biz ülkenizi böyle görmemiştik" diyorlar. Bu noktada Memur-Sen'in sorumluluğu fazla. Sadece işimiz, Türkiye ölçeğinde çalışmak değil. Ülkenin uluslararası arenada da hakkını, hukukunu savunmak, ülkeye yapılan algı operasyonlarını tersyüz etmek, milletimizle paylaşmak zorundayız. Çünkü Memur-Sen ailesi daima milletin yanında durdu. 26 yıl boyunca hiçbir zaman milletiyle kavga etmedi. Çünkü teşkilatımızın temel özelliği şu; derdi millet, kendi millet, yükü yeni bir medeniyet, yeniden bir medeniyet.""Üyemize ilişkin kazanımlar üretmek için var gücümüzle çalışıyoruz" diyen Yalçın, "92'de yola çıktığımızda sendikanın yasal zemini yoktu. Uluslararası sözleşmelere atılan imzalardan kaynaklı yola çıktık. Zorluklarla karşılaştık, soruşturmalar geçirdik. 95'e geldiğimizde anayasa değişikliğiyle, memura sendika hakkı yerleştirildi. Ama 2001 yılına kadar yasa çıkmadı ve biz yine zorlandık. 2001'de ise kadük bir yasa çıktı ve kadük bir yasayla sendikacılık yasal zemine oturmuş oldu. Ancak 2010 yılına kadar toplu görüşme değil, toplu gülüşme denen bir sistematikle yola devam edildi. 2010 yılında Memur-Sen, toplu sözleşmeye evet, toplumsal sözleşmeye evet yaklaşımıyla artık, toplu sözleşmeye de yasal hakkı kazandırdı. Önümüzde ise grev hakkımız var, siyaset hakkımız var. Önümüzde sivil itaatsizliğimizin devam ettiği kılık-kıyafet düzenlemesi var. Önümüzde ek gösterge kaynaklı taleplerimiz var ve vergi matrahlarından kaynaklı kayıplarımızın telafileri var. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a 3600 ek göstergesi konusunda yaptığı açıklama için teşekkür ediyoruz. Fakat bunun kapsamının genişletilmesi noktasında mutlaka yetkili konfederasyonla beraber çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun da seçim sonrasında değil, şimdiden bir süreç başlatılmasını, bunun sadece öğretmen, polis, din görevlisi, hemşire sınırlamasının dışında kamuda beklentisi olan herkes için toptan çalışılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Eski Türkiye'ye Tahammülümüz Yok
24 Haziran'a giden süreçte önemli eşiklerden geçildiğini vurgulayan Yalçın, "16 Nisan Referandumu'nda 350 merkezde programlar düzenledik, referandumda açıkça tarafız, 'tarafımız evet' diyerek süreci omuzlayan en örgütlü yapıların başında geldik. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne gidebilecek rotanın ruhsatını 16 Nisan'da aldı. 2-3 gün önce Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce konfederasyonumuzu ziyaret etti. İnce'ye, cumhurbaşkanı adayı olmasında bunda Memur-Sen'in payı var dedim. Bugün eğer bir adaylık süreci söz konusuysa bunda bizim terimiz var dedim. Bilmenizi isterim dedim, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne gelen süreçte Memur-Sen'i ziyaret ettiniz, Memur-Sen'in hassasiyetlerini öğrenmek istiyorsunuz, şunu bilmeniz lazım; Eski Türkiye'yi biz sevmedik. Eski Türkiye'yle bizim sorunumuz vardı. Eski Türkiye'nin de bizle sorunu vardı. Eski Türkiye bizi tanımlamak gibi bir aymazlığa girdi. İnsanları aşağılayan, kategorize eden onlara; irticacı, gerici, yobaz, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam gibi çeşitli tanımlamalarla insanları tanımlayan bir yapı vardı. Bu yüzden Eski Türkiye'yi sevmedik. Eski Türkiye’ye tahammülümüz yok üniversite kapılarında kızların turnikelerden içeriye alınmadığı günleri bir daha görmek istemiyoruz üniversite bahçelerinin kampüs yerine kışlaya döndürüldüğü, rektörlerin ordu göreve pankartı adı altında yürüdüğü günlere dönmek istemiyoruz dedim. Belçika’da çocuklar ana sınıfında kilisede eğitim alırken, Türkiye’de çocukları camiye götürülmesini hazmedemeyen ya da 12 yaşındaki çocukların Kur'an kursuna gitme yasağı getirilmesini asla kabul edemeyiz dedim. Kadınlara devlet eliye şiddet uygulayıp devlette çalışacaksan o zaman tornadan geçmiş gibi şu kıyafeti giyeceksin diye onun başörtüsüne karışan Türkiye’yi biz 12 milyon 300 bin imza ile geride bıraktık onun için biz kamusal alan yalanının olduğu bir Türkiye’ye asla tahammülümüz yok dedim. 82 model Kenan Evren yasası ile kılık kıyafet yönetmeliği dayatılıyor. Bıyığınız şu kadar olacak, pantolon renginiz şöyle, gömleğiniz böyle olacak diyen darbe mahsulü bir yönetmeliğe tahammülümüz yok dedim. Biz, Cumhurbaşkanı adaylarından yuvarlak cümleler beklemiyoruz net cümleler bekliyoruz. PKK konusunda, FETÖ konusunda, DAEŞ konusunda net cümleler bekliyoruz. Ülkede temel hak ve özgürlüklerinin önü açılmalıdır. Kimseye iğreti bakılmasın istiyoruz. Kamu görevlilerinin beklentileri var bunlar yerine getirilsin istiyoruz dedim" diye konuştu.
Kime 'Evet' Diyeceğimizi Biliyoruz
16 Nisan'da neye evet dediklerini iyi bildiklerini, 24 Haziran'da da kime evet diyeceklerini iyi bildiklerini belirten Yalçın, "Kimse bize sufle vermeye kalkmasın. Biz, 24 Haziran'da FETÖ'yle kırıştıranlara değil, FETÖ'den sufle alıp, Türkiye'de FETÖ suflelerini sahaya sürenlere değil, FETÖ'yle iş tutanlara değil, FETÖ'nün işini bitirip fişini çekenlere oy vereceğiz. Bu kadar net. Milletin değerleriyle inançlarıyla kavgası olanlara değil, milleti benimseyen, milletle irtibatı kurmuş olanlarla hareket edeceğiz" dedi.Çalık'tan Memur-Sen'e Teşekkür
Çalık, Memur-Sen'in bir milyon üyesiyle Türkiye'nin en büyük memur sendikası olduğunu belirterek, sendika yetkililerine çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Memur-Sen'in beraber yürüdükleri en önemli yol arkadaşlarından olduğunu anlatan Çalık, hükümetin çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: "Bir taraftan terör örgütleriyle mücadele ediyoruz, bir taraftan da ülkemizin büyümesi ve gelişmesi için çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz. 2002'den bu yana Türkiye'yi 3,5 kat büyüttük. Biz bu 3,5 kat büyümeyi yaparken, aynı zamanda insanımızın refah seviyesini yükseltmek, en temel hedefimizdi. Sosyal refah, sosyal adalet en önemli amacımızdı. Eğitime, sağlığa ayırdığımız payı biliyorsunuz. 'Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' kavramının içinin tamamını doldurmamız gerekir. Bu vesileyle biz özellikle sosyal devlet anlayışının içini doldurmak için çok mücadele ettik. Bu mücadeleyi verirken de sadece bütçeyle değil aynı zamanda siz yöneticilerimiz ve çalışanlarımızla ülkemizin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunduk."
Çalık, sivil toplum örgütlerinin gelişmesinin demokrasinin gelişmesi anlamına geldiğini vurgulayarak, bu anlamda Memur-Sen'in büyümesi ve güçlenmesinin de kendilerini güçlendiren en önemli etkenlerden biri olduğunu kaydetti.Yıldırım: Mücadelemizi Şevkle Sürdüreceğiz
Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım ise, Tüm diğer sendikaların yanında tek ve rakipsiz olduklarını belirtti. Yıldırım, "Mücadelemizi en ufak bir zafiyet göstermeden aşkla ve şevkle sürdüreceğiz" dedi.