KONFEDERASYON HABERLERİ

Yalçın, Keşmir Dayanışma Günü’nde Konuştu
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından her yıl düzenlenen Keşmir Dayanışma Günü programı, pandemi nedeniyle bu yıl online olarak gerçekleştirildi. Programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın katıldı.
Hindistan işgali altında bulunan Cammu ve Keşmir’de yaşayan Keşmirlilerin kendi kaderlerini belirleme haklarına verilen güçlü desteğin bir ifadesi olan Keşmir Dayanışma Günü programına Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Pakistan Ankara Büyükelçisi M. Syrus Sajjad Qazi ve Uluslararası Keşmir Konseyi Başkanı Ghulam Nabi Fai’nin yanı sıra pek çok Sivil Toplum Kuruluşu temsilcisi katıldı.
Programda katılımcılara hitap eden Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, programın organizasyonundan dolayı ESAM’a teşekkür ederek başladığı konuşmasında Keşmir’in yaşadığı sorunların geçtiğimiz yüzyılın küresel gücü İngiltere’nin bölgesel çatışma stratejilerinden ayrı değerlendirilemeyeceğini söyledi.
“Emperyalizmin ayak bastığı her yer çözümsüzlüğün, istikrarsızlığın, gözyaşının ve acının mekanı oluyor” diyen Yalçın, “küresel emperyalizm nedeniyle açlık ve yoksulluk büyürken iç savaşlar ve insani krizler derinleşiyor” ifadelerini kullandı.
Emperyalizmin bütün değerleri dönüştürdüğünün altını çizen Yalçın, şiddetin bu kadar yayılmış, insanlar yerlerinden yurtlarından edilmişken uluslararası hukukun tamamıyla göz ardı edildiğini söyledi.
70 milyondan fazla insanın yoksulluk, açlık-susuzluk, savaşlar nedeniyle mülteci durumunda olduğunu belirten Yalçın, Keşmir’in böylesine vurdumduymaz bir dünyanın gözleri önünde yok edilmek istendiğini ifade ederek “Keşmir’de ruhunu şeytana satmış bir fail tüm günahları işlemek istiyor. Babür Sultanı Cihangir Şah’ın veciz dizelerinde ‘Yeryüzünün Cenneti’ olarak bahsettiği Keşmir, o mahmur coğrafya; 8 milyon insan, 900 bin kişilik tam teşekküllü bir ordunun kuşatması altında inliyor. Keşmir’de bir insanlık dramı yaşanıyor” diye konuştu.
Tıpkı Doğu Türkistan’da olduğu gibi Keşmir’de katliamların, keyfi tutuklamaların yaşandığını hatırlatan Yalçın, “OHAL yasalarıyla, karartmalarla etnik ve demografik değişikliğe tanıklık ediyoruz. Küfr nerede olursa olsun, adı ne olursa olsun tek cephedir. Karabağ’da da olsa, Keşmir’de de olsa, Doğu Türkistan’da olsa, Kudüs’te de olsa küfran birdir” diye konuştu.
İngiliz emperyalizminin kalıntısı yönetim anlayışının Keşmir’i büyük bir hapishane hücresine dönüştürmeye çalıştığını vurgulayan Yalçın, Hindistan’ın hukuku ayaklar altına aldığını belirterek Keşmir sorununun çözümü için BM Genel Kurulu’nu adres gösterdi.
“Dünya, bu zulmün durması için acilen inisiyatif almalı ve Hindistan’a artık yeter diyebilecek cesareti gösterebilmeli” diyen Yalçın, Memur-Sen olarak sorumlulukları gereği Uluslararası platformlarda konuyu gündeme getireceklerini ifade ederek “Biz de Memur-Sen olarak; tarihe, insanlığa ve hakk’a olan sorumluluğumuz gereği, dünyanın neresinde bir zulüm varsa; bölmeden-bölüştürmeden, zindanlar boşalıncaya, gözyaşları dininceye, akan kanlar duruncaya kadar mücadele edeceğiz” dedi.