KONFEDERASYON HABERLERİ
Zafer Haftası Kutlu Olsun!
Malazgirt Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi tarihimizin en kritik mücadelelerindendir. Malazgirt Anadolu’nun kapılarının açılmasını sağlayan müstesna bir zafer. Başkomutanlık ise, Anadolu’yu işgal etmek için harekete geçen emperyalist Avrupa’nın bir kez daha durdurulduğu onurlu bir zafer. Ecdadın bizlere bıraktığı bu iki abidevi zafer, şartlar ne olursa olsun Anadolu’dan asla vazgeçilmeyeceğinin, şehit kanlarıyla vurulmuş İslam mührünün vatan topraklarından silinemeyeceğinin kesin ve keskin mesajı. Bu mesaj, bizlere verilmiş ulvi bir sorumluluk, topraklarımızda gözü olan şer odaklarına ise büyük bir gözdağıdır. Düşmanın kalbindeki korkuyu büyütmek ve caydırıcı olmak, sorumluluğumuzu en iyi şekilde yerine getirmekle mümkündür.
Dünya; mücadele alanlarının çeşitlendiği, savaş araçlarıyla birlikte savaş yöntemlerinin de değiştiği bir süreçten geçiyor. Sinsi yöntemlerle en temel fıtri değerlere savaş açıldığı, insan sağlığının laboratuvar ortamlarında denek haline getirildiği, nesillerimizin iğfale maruz kaldığı, inançlarımızın işgal edilmek istendiği bu süreçte uyanık kalmak, küfrün meydan okumalarına cevap üretmek hayati önemdedir. Medeniyet değerlerimizin ahlaki ve insani ilkelerini esas alarak iletişim ve medya, bilgi güvenliği, siber güvenlik, yapay zekâ gibi alanlarda da varlık göstermek, ülkemizin son yıllarda savunma sanayii alanındaki atılımları her alanda gerçekleştirmek istiklal ve istikbal meselesi haline gelmiştir.
Değişen mücadele alanlarına, savaş araçlarına, ekonomik ve kültür merkezli saldırılara karşı değişmeyen şey ise, emperyalist güçlerin bölgemiz üzerindeki bitmeyen emelleridir. İsrail’in yaklaşık bir yıldır dünyanın gözü önünde Filistin’e yönelik soykırımı devam ediyor. 16 bini aşkın çocuk, binlercesi kadın olmak üzere 40 binin üzerinde masum Filistinli kardeşimiz uluslararası toplumun sessiz bakışları arasında göz göre göre katledildi. Hastaneler ve ambulanslar vuruldu, BM kontrolündeki kurumlar da dahil yardım kuruluşları, camiler, kiliseler, okullar, üniversiteler, devlet kurum ve kuruluşları İsrail tarafından oralara sığınmış binlerce masum insanla birlikte yok edildi. Gıda ve su gibi temel ihtiyaçlar, silah olarak Filistinlilere karşı kullanıldı. Bu acımasız saldırıları gerçekleştiren istilacı ve işgalci İsrail’in soykırımı, ABD ve AB ülkeleri tarafından finanse edildi. İnsan hakları, özgürlükler, uluslararası hukuk gibi ilkelerin hiçbir geçerliliğinin olmadığı, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların da hiçbir etkiye sahip olmadığı ayan beyan oraya çıktı.
Malazgirt ve Kurtuluş Savaşımızın zaferini kutlarken hem bugün kurtuluş savaşını veren Filistin’e destek olmak hem de Filistin’in verdiği mücadelenin diğer İslam beldelerinin savunulması yolunda ön cephe olduğunu idrak etmek elzemdir. Filistin, sadece Filistin’den ibaret değildir; Filistin, İslam’ın, insanlığın, vidanın ve merhametin savunusudur. Filistin bizim için adeta bir beka meselesidir. Bu hakikatler ortadayken işgalcilere karşı vatanını savunan HAMAS’ı terörist olarak lanse etmek, bilinçli bir kötülüktür. Soykırım siyasetinin temsilcisi İsrail’e karşı mücadele eden her bir mücahit, Kuvvayı Milliye şemsiyesi altında Anadolu’yu savunan mücahitlerin verdiği mücadelenin aynısını vermektedir; ne bir eksik ne bir fazla. Onlar, tıpkı Kuvvayı Milliye gibi, zulme karşı direnmektedirler. Unutulmayalım ki, Filistin meselesini yüreğinde hisseden şair Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi, “Filistin bir sınav kâğıdı, her mümin kulun önünde” hepimizin önünde…
Büyük Memur-Sen ailesi olarak Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Dumlupınar’dan Karabağ’a, Kıbrıs’tan Gazze ve Kudüs’e İslam beldeleri için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle Fatihalarla anıyor, Zafer Haftamızı tebrik ediyoruz.