KONFEDERASYON HABERLERİ
ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE İHTİYACIMIZ VAR
ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE İHTİYACIMIZ VARMemur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bugün bütün iyi niyetli çabalara, bu devletin kurucu iradesinin modernlik iddiasına rağmen resmi ideolojinin hala her türlü tartışmanın önünü kesmeyi, bilimsel, estetik, entelektüel alanı çoraklaştırmayı, kendi halkının bir kesiminin bilme hayatını daha anlamlı kılma hakkını gasp etmeyi resmi görevleri arasında saydığını söyledi. Eğitim Bir-Sen tarafından düzenlenen Uluslararası Eğitim Felsefesi Kongresi`nin açılışında konuşan Gündoğdu, ``Oysa hepimiz biliyoruz ki, her değişimin temelinde zihniyet değişimi vardır. Bu zihniyet değişimi, başta Anayasa olmak üzere henüz hiçbir kurumumuzda gerçekleşmedi. Ancak değişmeyenler, değiştirilemeyenler, farkına varılmayanlar, farkına varılmasından çıkarları bozulanlar hayatımızı etkilemeye devam ediyor`` dedi. Gündoğdu, itirazlarının toplum mühendisliği adına hayatımızın her alanını kuşatmak üzere dolaşıma sokulan sahte gerçekliklere, kendilerini hakikatin tartışılmaz tek sahibi gören insanlara ve kurumlara; her şeyin üstünde, her şeyi bilen, belirleyen, buyuran, dayatan, kendilerini bir çeşit dokunulmazlık konumuna yerleştirenlere olduğunu kaydetti.
Entelektüel Gardiyanların Ürettikleri Ismarlama Bilgiler Toplumun İnsani Dokusunu Tahrip Etti
Toplum mühendislerinin, insanların içinde bulundukları ya da onları kuşatan dünyayı kestirilebilir ve denetlenebilir halde tutmak için durmadan `niçin` ya da `neden` gibi sorular sorarak yaşamadıklarını çok iyi bildiklerini belirten Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
``Çünkü gerçekliğin sosyal inşası dediğimiz olgu onlara yardım eder. İnsanlar sahneye çıkmadan önce yine toplum mühendisliği ve darbeler eliyle yaşayacakları ortam farklı nesneler ve farklı gerçeklikler olarak adlandırılıyor ve düzenleniyor. Bunun için insanları nasıl sınıflandırdıklarına, nasıl etiketlendirdiklerine ve ürettikleri sloganlara bakmak yeterlidir. Bu sürecin sonuçlarını çok iyi biliyoruz. Akıllar körleştirildi, özgür düşünme yeteneği dumura uğratıldı; her yaştan ve her eğitim düzeyinden insan, egemen ideolojinin dayattığı değerler basamağını ve hiyerarşik yapıyı içselleştirerek kendi gerçekliklerine, kendi değerlerine, kendi çevresine ve insanlık idealine yabancılaştı. Bu bağlamda ideolojik taşeronların, entelektüel gardiyanların ürettikleri ve pazara sürdükleri ısmarlama bilgiler, toplumun insani dokusunu tahrip etti. Bunlara bilinç tacirleri ya da ideoloji tacirleri demekte herhalde bir sakınca yoktur. Bu anlayış, hangi ülkede olursa olsun, hangi zaman diliminde yaşarsa yaşasın, felsefesini, sanatını, kültürünü, ideolojisini, bunlara bağlı kurumlarını geliştirmenin yolunu bulmuştur.``
Eğitim İnsan İçin Vardır
Türkiye`nin, eğitim adına dünyanın en ünlü filozoflarından biri olan William James`i Amerika`dan getirdiğini ancak yine de başarılı olamadığını vurgulayan Gündoğdu, ``Sonuçlarıyla ilgili pek çok şey söyleyebiliriz. Ancak ilk elden şunları söylemeliyiz; eğitim, her şeyden önce disiplinlerarası bir bilimdir; ekonomiden, siyasetten ve toplumdan ayrı düşünülemez. Çünkü eğitim; toplumun, ekonominin ve siyasetin altında yer alan bir sistemdir ve bunlardan doğrudan etkilenir. Siz dünyayla her bakımdan yarışabilen nesil arzulayacaksınız ama onları çağdışı bir siyasetin, ekonominin mahkûmu yapacaksınız. Bu, eşyanın tabiatına aykırı akıldışı bir tutumdur. Çünkü eğitim, toplumun, ekonominin ve siyasal yapının öngördüğü insan için vardır`` şeklinde konuştu.
Az Sayıda Bilgili İnsanın Öncülüğünde Çağların Akışı Değişir
Toplumun kolektif bilinçaltını yoğuran, onların hayatlarını her dem diri ve yaşanası kılan toplumsal hafızamızın değerlerine yaslanarak, hukuksuzluğa, insan hakları ihlallerine karşı çıktıklarını dile getiren Gündoğdu, şöyle konuştu:
``Çünkü biz biliyor ve inanıyoruz ki, tarih de tanıklık edecektir ki, az sayıda bilgili, adanmış insanın öncülüğünde çağların akışı değişir. Biliyoruz ki, öncelikle kendini yetiştirmiş insanlar tarafından yürütülen, insan aklını ve vicdanını hedef alan bir hareketin önünde durmak mümkün değildir.`` Gündoğdu, Nietzsche`nin, `Bizi güçlü sözlerinizle besleyiniz, zayıf ruhların üzerimize çökmesine izin vermeyiniz` sözüyle konuşmasını tamamladı.
Her Değişme Bir Kemale Erme Değildir
Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın ise, eğitimi, sürekli bir varoluş haline geçme durumu olarak nitelendirdi. Özgür bireyin aynı zamanda özgür toplumun üyesi olduğunu ifade eden Aydın, eğitim sürecinin istikrarlı bir değişim içerisinde yol alması gerektiğini ancak her değişmenin bir kemale erme olmadığını kaydetti.
Anadilini Konuşamayan İnsanlar Yetişiyor
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, değer bilgisine sahip olamamanın çok büyük bir sıkıntı olduğunu belirterek, ``Bu, ezberi olmayan bir felsefe eğitimiyle giderilebilir`` ifadesini kullandı. Değer bilgisine dayalı bir etik değerler dersine ihtiyaç bulunduğunu anlatan Kuçuradi, bu dersi verecek ve bu amaca uyan öğretmenler yetiştirmeliyiz. Anadilini konuşamayan ve yazamayan insanlar yetişiyor`` diye konuştu.
Geçmişimizi Pek Bilmiyoruz
Türk Felsefe Derneği Başkanı Prof. Dr. Necati Öner, milli dil bilincinin bulunmamasından yakınarak, şunları söyledi: ``Milli dil bilincinin öğrenildiği yer okuldur. Maalesef Milli Eğitim Bakanlığı`nın da bu konuda bir gayretine tanık olamıyoruz. Kendimizi, geçmişimizi, kültür ve sanat adamlarımızı bilmiyoruz. Yetiştirilen gençlerin eleştirisel görüşe sahip olmalarını sağlamalıyız. Bu da nitelikli eğitimle mümkündür. Eğitimin ise en büyük sorunu öğretmen yetiştirme düzeninde yaşanan sorundur.``
Demokrasi, Çok Kültürlülüğün Yolaçtığı Eğitim Problemlerini Gideriyor
Ana Misafir Konuşmacı Prof. Dr. Hervey Siegel, demokrasinin, bugüne kadar insanoğlunun bulup, erişebildiği en ideal sistem olduğunu söyleyerek, oligarşi, monarşi ve benzeri rejimlerle arasındaki farkları detaylarıyla dile getirdi. Siegel, demokrasinin çok kültürlülüğü içselleştirdiğini, toplumsal farklılıkları bir arada yaşattığını, çok kültürlülüğün yolaçtığı eğitim problemlerini giderdiğini savundu.
Kongre 3`er Kişilik Oturumlar Halinde Yapılıyor
Açılış ve protokol konuşmalarından sonra başlayan kongrenin öğleden sonraki bölümünde ``Üniversiteleri Yeniden Düşünmek`` konulu panel gerçekleştiriliyor.
Kogrede, ``Eğitim Felsefesi ve Küreselleşme``, ``Eğitim ve Bağlam``, ``Küresel Bağlamlar``, ``Küreselleşme ve Eğitim``, ``Özgürlük-Hukuk-Dogma``, ``Moral Eğitimi``, ``Eğitim ve Denge``, ``Felsefe ve Eğitimi``, ``Kuram ve Uygulama``, ``Eğitim ve Üniversite``, ``Disiplinler ve Eğitim``, ``Din Eğitimi ve Ölçütler``, ``Değer ve İdeoloji``, ``Küreselleşme ve Üniversite``, ``Küreselleşme ve Çok Kültürlülük``, ``Düşünürler ve Eğitim Felsefeleri``, ``Yeniden Yapılandırmacılık ve Eğitim``, ``Eğitim ve Dinlerin Öğretimi`` başlıklarında oturumlar yapılacak.
3`er kişilik oturumlar halinde yapılacak kongreye ABD, İsveç, Avustralya, İngiltere ve Pakistan gibi ülkelerden çok sayıda akademisyen katılıyor.
Kongre programı çerçevesinde, 8 Mart Pazar günü 14.00-17.00 saatleri arasında ``Felsefe Öğretimi ve Eğitimi`` isimli panel gerçekleştirilecek. Yine aynı gün saat 17.00`da ise kapanış konuşmasıyla kongre programı tamamlanacak.
Üç gün sürecek olan Uluslararası Eğitim Felsefesi Kongresi`ne yurtiçinden ve yurtdışından 98 bilim adamı katılıyor.
MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI AHMET GÜNDOĞDU`NUN
AÇILIŞ KONUŞMASI İÇİN TIKLAYINIZ
.