ALİ YALÇIN
Emeğin Gücü Türkiye’nin Gücü
Ekonomi politikalarının en önemli amaçlarından biri hiç şüphesiz gelirde adaletin sağlanması, müreffeh bir toplumun kurulmasıdır.
Sermaye esaslı yaklaşımlar bu idealinin üzerini örtse de günün sonunda siyasi istikrar ve toplumsal barış için gelirde adaletin sağlanması ekonomi politikalarının temel hedefi olmaya devam etmektedir.
Çünkü gelir dağılımının adil olduğu toplumlarda siyasi istikrar sağlanır, ekonomik büyüme gerçekleşir, yoksulluk azalır ve sosyal barışa ulaşılır.
Ne var ki, son kırk yıl içinde ekonomilerin aşırı finansallaşması ve 2007’den bu yana gittikçe derinleşen krizler nedeniyle her geçen gün gelir dağılımı dengesi daha fazla bozuluyor, orta sınıfı daha fazla tehdit ediyor.
Gelişmiş ekonomilerde baş gösteren finansal krizler ulusal ekonomileri darboğaza sürüklerken, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar gelişmekte olan ekonomiler üzerinde yıkıcı etkilere yol açıyor.
Siyasi istikrar sayesinde olumsuz gelişmelere rağmen ekonomik büyüme noktasında yükselişe geçen, sağlık ve eğitim alt yapısı bakımından büyük atılımlar gerçekleştiren ülkemiz de gelişmekte olan ekonomilerden biri olarak küresel krizlerden derin bir şekilde etkileniyor.
Kovid-19 pandemisi, yanı başımızdaki Rusya-Ukrayna savaşı ve Suriye iç savaşının neden olduğu olumsuzluklar da cabası.
Elbette bu gerçeklerin farkındayız ve mücadelemizi ülke gerçekliğini dikkate alan bir anlayış üzerine kuruyoruz.
Biz, gelirde adaletin, toplumsal barışın, müreffeh toplumun yolunun emeğin hakkının tastamam verilmesinden, her kesimin refahtan hak ettiği payı almasından, sosyal adaleti sağlayacak ekonomi politikalarından geçtiğini ifade ediyoruz.
Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımların tümünde de bu gerçeklik üzerinden hareket ettik. Çalışma hayatına ilişkin bir çok sorunun çözülmesinde, kazanım hanesine yazılmasında yerimiz, terimiz ve imzamız var.
Toplu sözleşme, KPDK ve KİK vesilesiyle birçok konunun bağıtlanmış ve Kamu Görevlileri Sendikacılığının sorun çözme kapasitesi geliştirilmiştir.
Ve oluşan bu kapasitemizi ‘Emek Mücadelemizde 802 Kazanım” başlığı altında toplayarak kamuoyuyla paylaşırken, yeni kazanımlar için kollarımız sıvadık.
Özellikle son bir yıl içinde her biri reform olarak kabul edilebilecek kazanımlara imza attık, yeni kazanımlar için de ter akıtmaya devam ediyoruz.
6. Dönem Toplu Sözleşmede hükme bağladığımız 3600 ek gösterge ve sözleşmeli kamu görevlilerinin kadroya geçirilmesi konusunda geniş kitleleri memnun eden kazanımlar elde ettik.
460 bin kamu görevlisinin kadroya geçişini sağladık. İlk önce dört meslek gurubu üzerinden oluşan 3600 ek gösterge vaadi, mücadelemizle geniş bir çerçeveye oturdu ve kamu görevlileri sendikacılığı açısından tarihe kaydolan en ciddi kazanımlarımızdan birisi haline geldi.
3600 ek göstergenin şefler ve teknikerler başta olmak üzere birinci dereceye yükselen tüm memurlar için verilmesi konusundaki mücadelemiz de karşılığını buldu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın vaadine dönüşmüş oldu.
Toplumsal barışın teminatlarından biri olan iş barışının sağlanması için kamuda son yıllarda memur ve işçi ücretleri arasında oluşan dengesizliğin giderilmesi için yaptığımız çalışmalar, ilkeli, istikrarlı ve kararlı çağrılarımız karşılık buldu.
Sayın Cumhurbaşkanımız, en düşük memur maaşının, Temmuz ayından itibaren geçerli olmak üzere 22.000 TL seviyesine yükseltileceğini açıkladı.
Enflasyonist ortam nedeniyle düşen alım gücüne karşılık kiraların insaf sınırının dışına çıktığını, bu konuda memurun desteklenmesi gerektiğini, özellikle büyükşehirlerde yaşayan kamu görevlileri için şartların zorlaştığını defalarca ifade ettik.
Bu konuda ilgili bakanların kira yardımı verileceği yönündeki açıklamalardan, sorunun görüldüğünü, meramımızın anlaşıldığını, taleplerimizin karşılık bulduğunu görüyoruz.
Gerekli düzenlemeler yapılması durumunda kamuda önemli bir reform olarak görülebilecek bir çalışmanın daha içindeyiz.
Kamu görevlilerinin maaş ve ücretleri arasındaki dengesizliğin giderilmesi için ücret skalasının yeniden düzenlenmesi, bu noktada ince bir ayarın gerçekleştirilmesi için güçlü bir talep üretiyoruz.
Gelirde adaletin sağlanması için atılması gereken bir diğer adım da enflasyon tazminatıdır.
Geleceğe yönelik oluşabilecek kayıpların sigortası olan ve sendikal mücadelemizin sonucunda elde ettiğimiz enflasyon farkının yanında geçmiş kayıpların telafisine yönelik olarak da enflasyon tazminatı verilmesi için talep ve tekliflerimizde ısrar ediyoruz.
Biz ödevimizi yapıyoruz, mücadelemizi geliştiriyoruz.
Emeğin değerini yükseltme azmimizde hedefimiz belli.
Hedefimiz gelir dağılımında adaleti sağlamak ve sosyal barışı güçlendirmek.
Yani önümüzdeki dönemdeki hedeflerimizin başında gelir dağılımında adaletin sağlanması geliyor.
Biz her zaman “çözümün adresi toplu sözleşme masasıdır” diyoruz.
Bu masayı ve sendikal zemini güçlendirmek için 4688 sayılı Kanun’da önerdiğimiz değişikliklerin hayata geçirilmesi gerekiyor.
Bu noktada önümüzdeki en önemli hedeflerden birisini yasada gerekli değişimin yapılmasını sağlamak olarak belirliyoruz.
Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz.
Büyük Türkiye’nin yolu güçlü memurdan geçiyor.
Çünkü Emeğin Gücü, Türkiye’nin Gücüdür.