KONFEDERASYON HABERLERİ

Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Kongresi Başladı
Memur-Sen Genel Merkezi’nde başlayan ‘Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi’nde konuşan Genel Başkan Ali Yalçın; çağın en büyük dönüşümü dijitalleşmenin emek dünyası üzerindeki etkisinin irdelenmesi gerektiğini söyledi. Yalçın; yapay zekâ ve robotik işçiler ile başlayan sürecin emekçileri güvencesiz bir geleceğe mahkum edebileceği tehlikesi için uyarılarda bulundu.
Memur-Sen’in “Yerelden evrensele soylu mücadele” mottosuyla başlattığı girişim büyüyerek artmaya devam ediyor. Bu bağlamda 41 ülkeden 50 konfederasyon 3 uluslararası örgüt ve 200 sendikacının katılım sağladığı ‘Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet’ temalı uluslararası kongresi Memur-Sen’in ev sahipliğinde başladı.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Memur-Sen ve ILC Genel Başkanı Ali Yalçın; çağımızın en büyük dönüşüm dalgası olan dijitalleşmenin emek dünyası üzerindeki etkilerini, gelir dağılımında her geçen gün artan uçurumu ve bozulan sosyal adaleti konuşmak için programın çok önemli olduğunu belirtti.
“Gerçekleri net bir şekilde konuşmak zorundayız”
Dijitalleşmenin dünyayı baştan şekillendirdiğini söyleyen Ali Yalçın, yapay zekâ, otomasyon ve dijital platform gibi olguların üretimi hızlandırdığını, sınırları yok ettiğini ve yerleşik algıları sarstığını söyledi.
“Kimileri buna bir devrim gözüyle bakıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 raporuna göre, 2030’a kadar dijital teknolojiler on binlerce yeni iş alanı oluşturacak, ancak on binlerce mevcut işi ya dönüştürecek ya da tamamen ortadan kaldıracak. Bu çerçeveden bakınca evet müthiş bir değişim ve dönüşüm yaşayacağımız görülüyor. Türkiye’de de durum çarpıcı: 2024’te e-ticaret hacmi 1,2 trilyon TL’yi aştı. Çevrimiçi alışverişten bulut bilişime, dijitalleşme ekonomiyi yeniden şekillendiriyor. Ama böyle bir durumda süreçten kim kazanıyor? sorusu da önemli. Gidişata bakacak olursak eğer bir çözüm bulanmazsa durum hiç de iç açıcı değil…Otomasyon, fabrika işçilerinin işini tehdit ediyor. Robotlar, montaj hatlarını ele geçiriyor; Yapay zekâ, ofis çalışanlarını gölgede bırakıyor. Platform ekonomisi daha da vahim; Kuryeler, taksi şoförleri, serbest çalışanlar hasılı milyonlarca insan, günde 14 saat çalışıp güvencesiz bir geleceğe mahkûm ediliyor. Distopik bir evrenden bahsetmiyorum elbette. Oluşan soruna çözüm bulacaksak gerçekleri net bir şekilde konuşmak zorundayız.”
Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin küresel servetin yüzde 54’ünü elinde tuttuğunu vurgulayan Yalçın, sosyal adaletin emeğin kalesi olduğuna dikkat çekerek, “Bu kaleyi, akılla, emekle, dayanışmayla, mücadeleyle, kararlılıkla yeniden inşa edeceğiz. Açık söyleyeyim, Dijitalleşme, sermayenin değil; emeğin, yani dünyanın çoğunluğunun, milyonların refahına, kurtuluşuna, huzuruna hizmet etmeli. Bunun için üç temel ilkeye ihtiyacımız var: ‘Eğitim’- ‘Güvence - ‘Adalet’ Bir: Emekçiler, dijital çağın öncüleri olmalı. OECD’nin 2024 verileri net… Onun için İş gücünün %60’ı yeniden eğitilmeli. Kodlama, veri analizi, yapay zekâ gibi konularda eğitim ve dönüşüm şart. Dolayısıyla bu konuda da eğitim bir lüks değil; bir zorunluluk. Devletler, sendikalar, özel sektör hasılı herkes bu sorumluluğu paylaşmalı” diye konuştu.
Yalçın: Gelin bu umudu birlikte büyütelim
Konuşmasının devamında; Yeryüzünde emeğin dayanışma hattını güçlendirerek, bugünkü değişim dalgasını hep birlikte yönlendirebiliriz” ifadelerine yer veren Ali Yalçın, şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “Filistin’de her türlü zulme direnen işçiden, Bangladeş’te makine başında ter döken emekçiye; Türkiye’de hak arayan memurdan, Afrika’da tarlasını süren çiftçiye ve iş güvencesinden yoksun Avrupa’daki platform emekçisine kadar, hepimiz aynı gemideyiz, hepimiz aynı mücadeledeyiz. yüzde 99’un alın teriyle inşa edilen bu dünya, yüzde 99’un paylaşım evreni olmalı! Biz sessiz kalmayacağız! Sendikalar, sivil toplum, hükümetler kafa kafaya verip yeni bir sistemin kapısını aralayabiliriz. Gelin, bu umudu büyütelim. Sosyal adaleti, emeğin kutsal bayrağıyla taçlandıralım. Gelin hep beraber Dijital çağda emeğin yeni manifestosunu yazalım. Bu duygu ve düşüncelerle Kongremizi teşrif eden emek dostlarımıza teşekkür ediyor. Yaşasın emek yaşasın dayanışma diyorum.”
Duran: Ülkemizin yaklaşımı takdir topluyor
Programda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Burhanettin Duran ise, dünyanın etkilerinin her alanda hissedilen kapsamlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, bu süreçte siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda büyük kırılmalar yaşanırken, güç dengelerinin yeniden şekillendiğini söyledi.
Küresel düzeyde sosyal adaleti sağlamak ve gelişmekte olan ülkeleri kalkınma ve yapısal reformlarda desteklenin ülkemizin politikalarının en önemli hedeflerinden birini oluşturduğunu belirten Duran, “Türkiye, ILO Anayasası’nda vurgulandığı üzere “Evrensel ve kalıcı barış ancak sosyal adalet temelinde mümkündür.” ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır ve dünyada her türlü adaletsizliğe karşı güçlü bir duruş sergilemektedir. Bu yaklaşımımızın en belirgin örneklerinden biri hiç şüphesiz Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylar karşısında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sergilediğimiz tavırdır. Dünyanın neresinde adaletsizlik varsa, Türkiye orada vicdanın sesi olmaya, mazlumların yanında durmaya devam edecektir. Uluslararası düzlemde aklı selim ve adalete dayanan gerçekçi politikalara ve etkin diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan günümüzde ülkemizin bu yaklaşımı takdir toplamaktadır” dedi.
“Kapsamlı dönüşümler gerekli hale geldi”
Dijitalleşmenin getirdiği yeniliklerin çalışma hayatında büyük değişimlere yol açtığını ifade eden Burhanettin Duran, küresel ve teknolojik gelişmelerin iş süreçleri bağlamında ortaya koyduğu yeniliklerin kamu hizmetlerinde de kapsamlı dönüşümleri hayat geçirmeyi gerekli kıldığına dikkat çekti.
Duran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devletimizin hizmetinde yurtdışında ve yurtiçinde büyük özveriyle görevlerini sürdüren Bakanlığımız mensuplarının çalışma koşullarının geliştirilmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bakanlığımızda destekleyici, etkili ve verimli çalışma ortamının sağlanmasına öncelik veriyoruz. Personelimizin teknolojiye erişim imkânlarını geliştirerek etkin yönetişim anlayışıyla kurumsal kapasitemizi güçlendiriyoruz. Yapay zekâ ve büyük veri gibi yenilikçi teknoloji alanlarında dünyadaki gelişmeleri de yakından takip ediyor ve Bakanlığımızda bu imkânlardan en geniş ve verimli şekilde istifade edebilmek için sürekli çalışıyoruz.”
Konuşmaların ardından panel düzenine geçildi. Moderatörlüğünü OATUU Genel Sekreter Yardımcısı Valentine Okechukwu Udeh’in yaptığı oturumda JTCU Başkanı St Patrice Odingo Lloyd Ennis, SLTUF Genel Sekreteri Lisa Montelle Leslie-Ann Goodman, NCEW Halkla İlişkiler Başkanı Ghirmay Abraham Debessay ve LDF Başkanı Jelena Soms Küreselleşme ve Dijitalleşmenin Çalışma Hayatı Üzerindeki Etkisi üzerine sunumlarını gerçekleştirdiler.
KSPSI Başkanı Mochamad Djumhur Hidajat’ın moderatörlüğünü yaptığı “Çalışma Hayatında Sosyal Adaletin Tesisi ve Gelir Dağılımı” konulu ikinci oturumda ise AHİK Sosyo-Ekonomik Departman Başkanı Tural Süleymanov, MTUC Başkanı Mauroof Zakir, ZCTU Örgütlenme Direktörü Annette Mpundu Chipeleme ve GFJTU Yürütme Kurulu Üyesi Sharif O Y Alrowwad sunumlarını yaptılar.
“Örgütsel Çeşitlilik, Küresel Dayanışma ve Sürdürülebilir Emek İlişkileri” temasıyla düzenlenen ve moderatörlüğünü BMS Genel Sekreteri Ravindra Dinkarlal Himte’nin yaptığı üçüncü oturumda ise TUCTA Başkanı Tumaini Peter Nyamhokya, SSSBİH Başkanı Selvedin Šatorović, BFLUF Kadın Komitesi Başkanı Ghada Ali Qaed Ahmed ve CSA Genel Sekreteri Elimane Diouf sunumlarını gerçekleştirdiler.
Panellerin ardından çekilen hatıra fotoğrafı ile kongrenin ilk günü tamamlandı.