EĞİTİM-BİR-SEN
Öznesi insan, merkez değeri adalet olan bir dünya için
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, öznesi insan, merkez değeri adalet olan bir dünya için mücadele verdiklerini ifade ederek, “Bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olması için uğraşıyoruz.
Bu sorumluluğumuzu daha güçlü bir şekilde yerine getirmek için sendika olarak daha da büyümeliyiz. Onun için 15 Mayıs’a kadarki zamanı çok iyi değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki, her üye, daha iyi haklara sahip olmak, mazlumlara sahip çıkılması, darbe hukukunun yok edilmesi, milletin yeni anayasa yapması ve yazması için yeni bir adım olacaktır” dedi.
Elazığ 2 No’lu Şube’nin genişletilmiş divan toplantısında konuşan Hasan Yalçın Yayla, özelde eğitim çalışanlarının genelde milletimizin ve dünya mazlumlarının haklarını savunmak amacıyla kurulan bir sendika olarak, toplumsal değerlerin eylemle bütünleşmesini, örgütlü yapıyla güçlendirilmesini sağladıklarını belirterek, “24 yıllık hak ve özgürlük mücadelemizde adil bir paylaşımın gerçekleşmesi, emeğin saygın, alın teri dökenlerin hak ettiklerini alabilmesi, yasakların tarihin tozlu sayfalarında yerini alması için çok çaba harcadık, eylemler yaptık, faaliyetler gerçekleştirdik. Mazlum ve mağdurların haklarını savunduk, yetimlerin yüzünü güldürmek için projeler yürüttük, yürütüyoruz. Kurulduğumuz tarihten bu yana hayal dahi edilemeyen birçok başarıya, kayda değer faaliyet ve kazanıma imza attık. Bu yöndeki çaba ve mücadelemiz hız kesmeden sürüyor ve sürecek” şeklinde konuştu.
Çalışmalarımızı sürdürüyoruz
Çalışma hayatının dinamik olduğunu, sık sık yeni sorunların ortaya çıktığını kaydeden Yayla, “Alanda yaşanan sıkıntıların, çözüm bekleyen sorunların farkındayız. Acilen çözüme kavuşturulması gereken sorunları tespit ediyor, bunları toplu sözleşme masasına, Kurum İdari Kurulu toplantısına ve Kamu Personeli Danışma Kurulu’na taşıyor, yetkililere iletiyoruz. Bu konuda yaptıklarımızı herkes biliyor ve görüyor. Gece gündüz demeden canla başla çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kazanımların adresiyiz
Son toplu sözleşmede elde ettikleri kazanımlara değinen Yayla, şunları söyledi: “Nöbete ücret verilmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin giderilmesi, 450 bin eğitim çalışanı için ilave bir derece alınması, YURTKUR’da fazla çalışma ücretinin yüzde 100 artırılması, sözleşmeli personele de fazla çalışma ücreti ödenmesi, geliştirme ödeneğinin 2016 ve 2017 yıllarında da devamının sağlanması, şeflerin özel hizmet tazminatlarının 7 puan, sivil savunma uzmanlarının özel hizmet tazminatlarının, koruma ve güvenlik görevlilerinin ek ödemelerinin 5 puan artırılması, 4/C’li personelin aile yardımı alması, akademisyenlere yükseköğretim tazminatı kazandırılması, araştırmacılara akademik teşvik verilmesi, Cuma günleri öğle tatilinin Cuma namazının kılınmasına imkân verecek şekilde düzenlenmesi gibi birçok kazanım elde ettik. Elbette bununla yetinmiyor, yeni kazanımlar için çaba sarf etmeye devam ediyoruz”
Üye sayımızı daha da artırmalıyız
Öznesi insan, merkez değeri adalet olan bir dünya düzeni için çıktıkları sendikal yolculukta, bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olmasının mücadelesini verdiklerini dile getiren Yayla, “Bu sorumluluğumuzu daha güçlü bir şekilde yerine getirmek için üye sayımızı daha da arttırmalıyız. Onun için 15 Mayıs’a kadar çalışma tempomuzu hızlandırmalı, zamanı çok iyi değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki, her üye, daha iyi haklara sahip olmak, mazlumlara sahip çıkılması, darbe hukukunun yok edilmesi, milletin yeni anayasa yapması ve yazması için yeni bir adım olacaktır” diye konuştu.
Köhne yönetmelik değiştirilmeli, yeni bir müfredat hazırlanmalıdır
Düzenledikleri imza kampanyaları ve gerçekleştirdikleri eylemlerle başörtüsü yasağının kaldırılmasına öncülük ettiklerini ifade eden Yayla, şöyle devam etti:
“Kılık ve kıyafetle ilgili diğer yasakların da kaldırılması için girişimlerimizi ve serbest kıyafet eylemimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Sorun çözüme kavuşturuluncaya kadar da eylemimize ve girişimlerimize devam edeceğiz. Yaptığımız kılık ve kıyafet araştırmasına göre, Türkiye genelinde öğretmenlerin yüzde 62,4’ü serbest kıyafet istiyor. 6 bin 55 kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan araştırma göstermiştir ki, bu yasak kamu görevlilerince istenmiyor. Antidemokratik uygulamalar artık sona ermeli, ense tıraşı, saç, sakal, favori, bıyık, tırnak uzunluğu, kot pantolon konularında yasak, sınırlama ve dayatmalar içeren 1982 model darbe ürünü köhne kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir.”
Yayla, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerinin izlerini ve darbecilerin zihniyetini taşıyan hukuk sisteminin ve mevzuatın yeniden ele alınarak, darbe hukukuna ilişkin bütün izlerin silinmesini istediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Antidemokratik süreçlerde ortaya çıkan mevzuatın ayıklanması işine bin an önce başlanmalıdır. Anayasadan başlanarak, bütün mevzuat insan onuru merkezli, demokratik ilkeleri önceleyen bir anlayışla yeniden düzenlenmeli, Türkiye, darbe anayasasıyla yönetilme ve darbeci zihniyetin sinsi hükümlerinin yer aldığı mevzuatla yol alma ayıbından ivedilikle kurtarılmalı, Milli Eğitim müfredatı, geciktirilmemesi gereken bir mesele olarak milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun olarak düzenlenmelidir.”
Demirtaş: Amacımız üniversitede yetkili olmak
Eğitim-Bir-Sen Elazığ 2 No’lu Şube Başkanı Doç. Dr. Zülfü Demirtaş ise, 16 Haziran 2012’de 1. olağan kongrelerini yaparak şube olduklarını hatırlatarak, üye sayılarını 650’ye çıkardıklarını belirtti. Üniversitede yetkili sendika olmak için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını söyleyen Demirtaş, “Bunu da bugüne kadar bizi yalnız bırakmayan siz saygıdeğer üyelerimizle başaracağız. Desteklerinden dolayı yönetim kuruluma ve tüm üyelerimize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.