KONFEDERASYON HABERLERİ

8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinin İlk Oturumu Gerçekleşti
8'inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda başladı. Memur-Sen, Kamu görevlileri için 10 bin TL taban aylık zammı, yüzde 25 oranında zam ve dini bayramlarda 23.400 TL ikramiye talep etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıya Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bakan Yardımcıları, Hizmet Kolları Genel Başkanları ve bürokratlar katıldı.
Toplantıda konuşan Genel Başkan Yalçın, orman yangınlarında hayatını kaybedenler için taziyelerini iletti, yangınların söndürülmesi için gece gündüz demeden canını ortaya koyarak fedakarca mücadele eden çalışanlara ise teşekkür etti.
Toplu sözleşme görüşmelerinin planlanan tarihten 4 gün önce başlamasının kıymetli olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu fırsatı hem İşveren tarafının hem de Yetkili Konfederasyon ve sendikaların iyi değerlendireceğine inanıyorum” dedi.
“Çıkmaz yolu daha fazla sürdürmenin anlamı yok”
Parasal genişlemenin ve enflasyonist ortamın faturasının; emekçilere kesildiği bir dönem yaşadıklarının altını çizen Genel Başkan Yalçın, sıkılaşma politikalarının, tasarruf tedbirlerinin ve ücretleri baskılama hedeflerinin; kamu görevlilerimizin bordrolarına ve memur emeklimizin aylıklarına yansıtıldığı bir sürecin hakim olduğunu belirtti.
“Gelir dağılımı adaletsizliği artarken; orta gelir grubunun eridiğini, maaş ve ücretlerin açlık-yoksulluk arasına sıkıştığını, servet transferinin hızlandığını hepimiz görüyoruz. Enflasyonun hepimiz için tehdit olduğunu biliyoruz. Fakat, enflasyon tehdidinden kurtulmak için başka bir tehdit olan yüksek faizin olağan hale gelmesini doğru bulmuyoruz. Evet enflasyon, rakamsal bazda geçen yıla göre daha düşük. Ancak açıklanan enflasyon verileriyle hane halkının hissettiği enflasyon arasındaki fark çok daha büyük. Kamu görevlisinin ve emeklisinin enflasyonu; market ve pazardaki gıda fiyatlarından etkileniyor. Sabit ücretlinin gelirini, kira fiyatları eritiyor, giderini, elektrik, su ve doğalgaz fiyatları artırıyor. Yani bizim yaşadığımız enflasyon, açıklanan enflasyondan çok daha fazla, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Enflasyonun düşmesini istiyorsanız, faiz artar dayatması hem üretimi hem geleceğe ilişkin beklentileri hem de emeğe ayrılması gereken bütçeyi olumsuz etkiliyorsa; bu çıkmaz yolu daha fazla sürdürmenin anlamı yoktur.”
Yalçın: Verilen zamlar 2-3 ay ancak dayandı
Konuşmasının devamında kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın tarihin zirvesinde olduğunu hatırlatan Yalçın, ekonomiye dair büyüme rakamlarının yaklaşık 15 yıldır istikrarlı bir şekilde artarak devam ettiğini fakat büyümeden payını, milli hasıladan karşılığını alan kamu görevlisi sayısının oldukça gerilediğini belirterek; “Enflasyon kadar artışın, zam olmadığını herkesin bilmesine rağmen memurlarımıza enflasyon kadar bile artış yapılmadı. Memur-Sen olarak, 2 yıl önce bu masada, 2 yıllık bu uzun süreye ilişkin çok kritik tespitler yaptık: Enflasyonun kısa sürede düşmeyeceğini, verilen artış oranlarının memurlarımızı ve emeklilerimizi mağdur edeceğini ısrarla ifade ettik. Bütün tespitlerimiz tek tek haklı çıktı. İşveren ve Hakemin enflasyon beklentileri tutmadı; 6’şar aylık her dönemlerde enflasyon farkı oluştu. Verilen zamlar, enflasyon karşısında 2 ya da 3 ay ancak dayanabildi. Gelinen noktada; Memur-Sen haklıydı yerine, keşke Memur-Sen’in tekliflerine iyi ki de evet denildi gerçeğini yansıtacak cümle kurulmuş olsaydı. İşveren ve Hakemin enflasyon hedefleri tutmuyorsa, maaşlar, adaletli zamlar yerine enflasyon farkıyla artıyorsa kayıpları tazmin edecek iyileştirme; işverenin borcu, kamu görevlisinin alacağıdır. Beklenen, geçmiş dönem analizini iyi yaparak; geleceğe yönelik beklenen ve gerçekleşen enflasyon arasındaki korelasyonu masada tekrar kurmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Çalışanlar mevcut durumdan huzursuz”
Ali Yalçın, gelir vergisi konusunun toplu sözleşme masasının önemli gündem maddelerinden biri olduğunu vurgularken, “Yılın sonundaki ücret yılın başındaki ücretten hem nominal olarak hem de reel olarak daha az…Adil gelir vergisi, gelir dağılımını adalet çizgisine çeker. Doğru gelir vergisi, toplumdaki çarpıklaşmayı engeller. Sürdürülebilir Gelir vergisi, fırsat eşitliğini sağlar. Mevcut vergi sistemimiz; Verilen zamları eritme, gelir dağılımını bozma, ücretleri baskılama üzerine kurgulanmış durumda. Asgari ücretin bile %20’lik dilime girdiği vergi politikası sürdürülemez. Gelir dağılımında adalet ve refahın paylaşımı; adil, makul ve sürdürülebilir gelir vergisi politikasıyla mümkündür” diye konuştu.
7. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına alınan ve tamamlanması gereken konuların olduğunun altını çizen Ali Yalçın, “Yiyecek yardımı, harcırah, 1. Dereceye 3600 ek gösterge ve 4688 sayılı Kanunun güncellenmesi konusu; karar altına alındı fakat gerekli düzenlemeler halen hayata geçirilmedi. 1. Dereceye 3600 ek gösterge konusunda; Görev aylığı ile emekli aylığı arasında bozulan bir sistem var. Bugün emekli olan bir kamu görevlisi, görev aylığının %45’ini alıyor. İkramiyesiyle ne sıfır araba ne de bir ev alabiliyor. Çalışan bu durumdan huzursuz, emekli olanların çoğu mutsuz. Öncelikle siyasi iradenin vaadi ve Memur-Sen’in ısrarla takip ettiği 1. dereceye 3600 ek gösterge konusunu bu yıl geçmeden, sözleşmenin süresi bitmeden hayata geçirmemiz gerekiyor. Buna ilave olarak, seyyanen ödemenin hem emekli aylığına hem de ikramiye hesabına dahil edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yalçın: Aileyi güçlendirmeye yönelik kapsamlı teklifler hazırladık
Yalçın, 4688 sayılı kanundaki sorunları işaret ederek tarafların bu toplu sözleşme görüşmelerinde, 4688 sayılı Kanunun dayatmalarına, yasaklarına ve kısıtlamalarına bağlı kalmadan pozitif bakış açısıyla yaklaşım sergilemesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca görüşmelerin akıbetini kayıt altına alacak, bilgi ve belgelerin resmiyete dönüşmesini sağlayacak toplantı tutanağının tutulması gerektiğini ifade Ali Yalçın, Memur-Sen’in 8. Dönem Toplu Sözleşme Teklifini ise şu sözlerle açıkladı: “Enflasyon kaynaklı kayıplarımızın telafisi, hakemin yanlış kararının tazmini ve emekli aylıklarında gerekli artışın sağlanması için; 2026 yılının birinci 6 ayında 10.000 TL Taban Aylığa Zam + %10 Refah Payı + %25 oransal zam, ikinci 6 ayında ise %20 oransal artış istiyoruz. 2027 yılının birinci 6 ayında 7.500 TL Taban Aylığa Zam + %20 oransal zam, ikinci 6 ayında ise %15 oransal artış istiyoruz.”
Ali Yalçın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesinin son derece kıymetli olduğuna da vurgu yaparak konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Doğurganlık hızının düştüğü, evlenme hızının azaldığı, annenin yaş ortalamasının arttığı, tek kişilik hane sayısının fazlalaştığı bir zeminde; bunun son derece kıymetli adım olduğuna inanıyoruz. Çalışma hayatına kadınların katılımı arttığı için doğurganlık oranı düşüyor bahanesi yerine çalışma hayatındaki haklar günümüz ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gerekiyor gerçeğini görmemiz gerekiyor. Bu kapsamda, izin haklarından mali desteklere, muafiyetlerden aile kurumunu güçlendirmeye yönelik tedbirlere varıncaya kadar etkin çözümler sunan çok geniş kapsamlı teklifler hazırladık. Bu bağlamda, Sembolik bir tutar olan eş yardımının 11.700₺’ye, ne bez ne de süt parasına yeten 585₺ gibi komik bir rakam olan çocuk yardımının 3 ve üzeri çocuğu olanlar için 8.775₺’ye yükseltilmesini, ücretli doğum izninin 16 haftadan 60 haftaya yükseltilmesini, evlenme yardımı verilmesini, ücretsiz kreş hizmeti sunulmasını, sunulamadığı durumlarda kreş yardımı verilmesini, aile dostu vergi politikalarının hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi.
“Gerekçe üretmek yerine tekliflerimize evet denilmeli”
Yalçın, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “İkramiyesiz tek kesim olan memurlarımıza dini Bayramlarda 23.400 TL İkramiye verilmesini, en son 3. Dönem Toplu Sözleşmede Memur-Sen’in kazanımı ilave 1 dereceden yararlanamayan personelin de yararlandırılmasını, kira yardımının verilmesini, YHS’nin kaldırılarak Teknik Hizmetlere ya da GİH’e geçirilmesini, Mühendis, müdür, üniversite daire başkanı, uzman, şef gibi birçok personelin mali haklarının iyileştirilmesini, kıdem aylığı sınırlamasının kaldırılmasını, fazla çalışma ücretlerinin, alın terinin karşılığını verecek şekilde ödenmesini, gelir vergisinin %15’e sabitlenmesini, giyecek yardımının verilmesini, disiplin cezalarına belli şartlar çerçevesinde af getirilmesi, engelli ve emekli kamu görevlilerimize yönelik iyileştirmelerin yapılmasını istiyoruz. Genel ve hizmet kollarımızda toplam 956 teklifimiz var. Tekliflerimiz, insani kalkınmayı önceleyecek, alın terinin karşılığını eksiksiz verecek mahiyettedir. Her biri kendi içerisinde tutarlı, adil ve makul tekliflerdir. Maddelerin tasnifinde teklifler kapsam dışı olarak görülmemeli, yapılmayan ya da sonuçları uygulanmayan KPDK toplantılarının açığı da bu masada kapatılmalıdır. İşveren Heyetinden beklentimiz; gerekçe üretmek yerine sorunları görmesi ve tekliflerimize evet demesidir. Konfederasyonumuz ve Sendikalarımız; tasnif sürecini kolaylaştıracak şekilde tekliflerini hazırladılar. Devletimiz; Tekliflerimizi karşılayacak kadar büyük, kayıpları telafi edecek kadar cömert ve hakkı teslim edecek kadar adaletlidir. Kamu Görevlileri Heyet Başkanı olarak, 8. Toplu sözleşme süreci ve sonucunun; Hakkı sahibine teslim etme noktasında kıymetli sonuçlar üreteceğine ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışacak şekilde tamamlanacağına inanıyorum.”
“Kamu personel sistemine ilişkin önemli adımlar attık”
Toplantıda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise süreçte uzlaşı ve sosyal diyalog ilkeleriyle hareket eden sendika başkanlarına teşekkür ederek, bu görüşmelerde hizmet kollarına ve kamu görevlilerinin geneline yönelik birçok kazanım elde edildiğini kaydettiğini vurguladı. Mevcut durumda yılda dört defa ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin aylık olarak ödeneceğini söyleyen Işıkhan, Teknik hizmetler ve sağlık hizmetleri sınıfı personeli ile avukat, müdür ve müdür yardımcıları, şef gibi birçok kamu çalışanın maaşlarında iyileştirmeler yaptıklarını ifade ederek, 2023 yılında 1400 lira olan öğretim yılına hazırlık ödeneğini, 5 bin 265 liraya yükselttiklerini akademik personelin eğitim öğretim ödeneğini de iki kat arttırdıklarını vurguladı.
Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, kamuda alt işveren statüsünde çalışan işçilerin kadroya geçirilmesi gibi kamu personel yönetimini ilgilendiren birçok konuda önemli adımlar atıldığını da vurgulayan Bakan Işıkhan, "Bu konular başarıyla çözüme kavuşturulmuştur. Bu yılki toplantımızda da kamu çalışanlarımız ve kamudan emekli olan vatandaşlarımız için çeşitli kazanımlara şahit olacağız" dedi.
Işıkhan: Sendikalarımız yaşam koşullarını iyi seviyeye getirmeye gayret ediyor
Toplantıda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise süreçte uzlaşı ve sosyal diyalog ilkeleriyle hareket eden sendika başkanlarına teşekkür ederek bu görüşmelerde hizmet kollarına ve kamu görevlilerinin geneline yönelik birçok kazanım elde edildiğini belirtti. 2025 yılının sendikalaşma oranlarına bakıldığında sendika üyesi olabilecek, toplam kamu görevlisi sayısının 3 milyona, toplam sendikalı kamu görevlisi sayısının ise 2,3 milyona ulaştığını bildiren Bakan Işıkhan, “2002 yılında sendikalaşma oranı yüzde 47,95 iken, bugün itibarıyla bu oranı yüzde 76,88’e ulaştırmış olmanın da memnuniyetini yaşıyoruz. Kamu görevlileri sendikalarımız, çalışanlarının yaşam koşullarını en iyi seviyeye getirme gayretini, toplu sözleşmeler ve çeşitli sosyal diyalog mekanizmalarıyla dile getirmektedir. Bakanlık olarak, biz de bu ortamı sağlamanın gayreti içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
“İhtiyaç halinde değişiklik yapılmaya devam edilecek”
Işıkhan, kamu çalışanlarına, sendika kurma hakkının 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındığını hatırlatarak, “Kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının kuruluşundan başlayarak, bu sendikalara üye olabilecek kamu görevlilerinin, hak ve sorumluluklarına kadar çok sayıda düzenlemeye yer veren 4688 sayılı Kanun ise 2001 yılında yürürlüğe girmişti. 2010 Anayasa değişikliği ile de kamu görevlilerimize Toplu Sözleşme yapma hakkı tanındı. Öte yandan, çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlardaki iyileştirmeler, hükümetlerimiz döneminde yapılmış ve yenilikçi politikalarımızın göstergesi olan bu değişiklikler, ihtiyaç halinde, her zaman yapılmaya da devam edilecektir. Bu tarihsel süreçte en büyük pay tartışmasız 23 yıldır tüm hizmet alanlarının merkezine insanı koyan, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki hükümetlerimizindir” diye konuştu.
“Sosyal diyalog mekanizması işlemeye devam edecek”
Işıkhan, Sosyal Devlet olma niteliğinin yerine getirilmesi amacıyla; engelli, şehit yakını, gazi, devlet korumasında yetişen gençler, maden kazasında hayatını kaybeden işçilerin yakınlarının kamuda istihdamı noktasında çok önemli adımlar attıklarının altını çizerek, şunları söyledi: “Bu istihdam türlerinde belirlenen kotaların, çok hızlı bir şekilde doldurulmasının yanında, bu personelin, iş hayatında karşılaştığı sorunlara da ayrıca çözümler ürettik. Öte yandan, kamu personel mevzuatında başta; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere, ilgili diğer mevzuatta kamu personelimizin ve yakınlarının lehine birçok değişikliğe imza attık. Bakanlığımızca, çok sayıda hizmet ve sosyal diyalog mekanizması uygulanmaktadır ve bunlar devam edecektir. Sendikalarımızın da önerileriyle çok taraflı katılım anlayışımızla, birçok konuda gerçekleştirdiğimiz ilerlemelere hep birlikte şahit olmaktayız. Bu sebeple, çalışanlarımızın refahını sürekli artıran, vatandaş odaklı, demokratik ve sosyal devleti esas alan yönetim anlayışının temsilcisi olarak, kamu çalışanlarımız için gelecekte yapacağımız hizmetlerin de en sağlam teminatı olduğumuzu tekrar ifade etmek isterim. İnşallah, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eserlerimizle, projelerimizle, icraatlarımızla her zaman, emeğin ve emekçinin sesi olmaya devam edeceğiz.”